Büyük Yeşilay ailesine gönül veren sevgili dostlar,
Hayat hikâyelerle örülü. Hepimizin bir hikâyesi, ..
1057
Tütün Bağımlılığı
Vazgeçilen her sigara sağlıklı bir hayatın kapısını aralar”
Tütün bağımlılığı hangi maddeleri kapsıyor? Bu tür bir bağımlılığın önce kişiye, daha sonra topluma olan etkisi nedir? Bireyin beden sağlığı, toplum ve çevre üzerindeki olumsuz etkileri hakkında bilgi verebilir misiniz?
Dünyada en sık görülen tütün tüketim şekli sigaradır. Kurutulan tütün yaprakları içeriği ve katkıları tam bilenmeyen bir kısım endüstriyel işlemlere tabi tutulur. Ardından kıyılarak kâğıda sarılır, ucuna doğallığı çağrıştıran renklerde olan, emici pamuk görünümünde ama aslen sentetik plastik lifler olan ve bu nedenle doğada çözünmeyen selüloz asetat filtreler eklenir. Bu şekilde yakılarak dumanı solunur.
Nikotin, tütün ve ilişkili ürünlerindeki bağımlılığın ana sebebidir. Tütün yapraklarından biriken ve yandıktan sonra açığa çıkan nikotin duman ile birlikte önce solunum sistemiyle akciğerlere, ardından kan dolaşımı ile sekiz 10 saniyede beyne ulaşır. Burada uyarıcı ve keyif verici özelliğiyle bağımlılık döngüsünü başlatır. Nikotinin özelikle çocuk ve gençlerin başta merkezi sinir sistemi olmak üzere birçok gelişim fonksiyonuna olumsuz etkisi vardır.
İçinde nikotin barındıran her türlü tütün, tütün mamulü ya da ürünün yukarda anlatılan mekanizma ile bağımlılık yaptığını akılda tutmalıyız. Tütünün diğer kullanım çeşitleri puro, pipo, enfiye, çiğneme tütün, nargile gibi eski bilinen yöntemler olduğu gibi yeni dönemde maalesef piyasaya yer bulmaya çalışan ısıtılmış tütün, elektronik sigara gibi ürünlerdir.
Tütün kullanıcısını belirli dozlarda öldürebilen satışı yasal bir ürün olarak büyük bir halk sağlığı sorunudur. Tütün her iki kullanıcısından birinin hayatını almaktadır. Tütün ve dumanı içinde yanma sonucu ortaya çıkan katran detaylı incelendiğinde dört bin zararlı madde bulundurur. Bunların 50 tanesi net bilinen kanserojen (bizzat tümör- kanser oluşumuna neden olan) maddelerdir. Tütün, en sık görülen sekiz ölüm nedeninden altısı için başlıca risk faktörüdür. Tütün kullanıcılarının başta solunum istemi akciğer, kalp ve damar, tüm sistem enfeksiyon ve kanserleri olmak üzere bütüncül bir vücut zararı söz konusudur. Tütün dumanı maalesef sadece kullananları değil, bu dumana tüketilen anda eş zamanlı (ikinci elden) ve ortama nüfus eden partiküller nedenli (üçüncü elden) pasif maruziyet ile aktif kullanıcı olmayanların da sağlığını tehdit etmektedir. Mevcut rakamlar her yıl sekiz milyon kişinin tütün ve ilişkili hastalıklardan hayatını kaybettiğini göstermiştir. Bunların bir milyondan fazlası pasif maruziyet ile hasta olan bireylerdir. Sorunun ne kadar büyük olduğunu tespit için bir mukayese yapalım; 2020 yılı başında küresel pandemi ilan edilen COVID-19 salgınında ikinci yılı tamamlıyoruz. Tüm dünyanın akışını değiştiren, tedbir, hassasiyet ve gayretler adeta yeni bir yaşam ve davranış çapı başlatan bu enfeksiyon için dünya genelindeki vefat sayısı Ocak 2022 itibarıyla 5,6 milyon kişidir. Bunun sadece bir yıllık tütün ilişkili yıllık vefat sayısına bile ulaşmadığını düşündüğümüzde verilmesi gereken reaksiyonunun önemi netleşebilir.
Konu COVID-19 pandemisi olunca sigara kullanıcılarının koronavirüse yakalanma olasılığını daha fazla olduğunu, yakalananlarında diğer birçok enfeksiyonda olduğu gibi akciğer tutulumlu hastalığı daha ağır ve riskli geçirdiğini de belirtmek isterim.
Sigarayı bırakma durumunda kısa süre içerisinde vücutta olumlu gelişmeler meydana geldiğini biliyoruz. Kısa ve uzun vadede vücutta ne gibi olumlu gelişmelerin meydana geldiğini açıklayabilir misiniz?
Her sigaranın insan ömründen üç, beş dakika kısalttığını, ağır içicilerin beklenenden 10-15 yıl daha az ve konforsuz yaşadığını biliyoruz. Vazgeçilen her sigara kişiye sağlıklı bir hayatın kapısını aralayacaktır. Son içilen sigaradan 20 dakika sonra beden iyileşmeye başlar. Nikotin kişinin bedenini üç gün içinde terk eder. Yüksek olan kalp hızı, kan basıncı normal düşer. Saatler içinde dolaşımdaki ismini soba zehirlenmelerinde de duyduğumuzu karbonmonoksit seviyesi normale iner. Birkaç hafta içinde kan dolaşımı ve akciğer işlevleri düzelir, kalp krizi riski düşmeye başlar. Aylar geçtiğinde fonksiyonları normale dönen akciğerde daha az öksürük olur, daha kolay nefes alınır. En geç bir yıl içinde koroner kalp hastalığı riski yarıya düşer. Takip eden yıllarda ise başta ağız, boğaz, yutak, mesane kanseri riskleri yine en az yarıya iner; felç-inme riski sigara içmeyenlerle aynı düzeye düşer. Bu iyileşmeyi akciğer kanserinde risk azalması izler ve dumansız 10 yılın ardından koroner kalp hastalığı riski sigara içmeyenlerle aynı olur.
Pasif içicilik da göz ardı edilen fakat oldukça yaygın bir sorun. Bir pasif içicinin karşı karşıya kaldığı riskler neler?
Pasif içicilik şekillerinden ve olumsuz etiklerinden bahsetmiştik. Bu soru ile biraz daha açalım. Tütünün yanması ile yanma bölgesinden çevreye direkt yayılan yan akım ve sigara içen kişi tarafından solunan ve ortama geri verilen ana akım olmak üzere iki tip duman oluşur. Çevresel sigara dumanının yüzde 85’i yan akım sigara dumanından oluşur. Ana akım sigara dumanında bulunan partiküler maddeler (katran, nikotin vs.) filtre tarafından kısmen süzüldüğü ve kullanıcı hava yoluna giriş çıkışta seyreldiği için yan akım sigara dumanındaki partiküler madde konsantrasyonu daha yüksektir. Bu nedenle daha toksik olan yan akım dumanının kanserojenik etkisi iki ila altı kat, inflamasyona neden olma etkisi ise dört kat daha fazladır.
Duman maruziyetindeki hastalık ortaya çıkmasında kişinin ne kadar (günde kaç tane ve kaç yıl) tükettiği risk ile direkt ilişkilidir. Yine de her içilen sigaranın mermisinin bizi öldürecek Rus ruletinde basılan bir tetik olduğunu bağımsız risk olarak da bilmemiz lazım. İçilen hangi sigaranın ya da pasif duman maruziyetinin bizi hasta edeceğini bilmiyoruz. Genetik yapısı hassas kişilerin çok daha az ve kısa maruziyetlerde ya da özellikle hastalık yapıcı hassas noktaları bulabilecek maruziyetleri akılda tutmak gerekiyor. Pasif duman maruziyeti direkt duman ilişkili her türlü sağlık sorunu içinde risk oluşturmaktadır. Bu şekilde hasta olan birey sayısı artmaktadır. Pasif duman maruziyetinde ana nüfus kitlesinin haklarını yeterince savunamayacak ya da yer değişikliği yapması kolay olmayan bebekler, çocuklar, yaşlılar, hamileler, engelliler hatta ev hayvanları olduğunu unutmayalım.
Tütün bağımlılığıyla mücadelede nasıl bir yol izlenmeli? Ülkemizde ve dünyada yapılan çalışmalardan örnekler vererek anlatabilir misiniz?
Tütün ile mücadele sigara içmeyenlerin sigara içenlere karşı mücadelesi değil, sigara içen ve içmeyen tüm bireylerin (tüm toplumun) bu zararlı bağımlılık yapıcı madde ve onu zararsızmış gibi gösterip tüketimini teşvik eden unsurlar ve tütün endüstrisine karşı verdiği bir mücadeledir. Toplum bunun idrakiyle bütün olarak hareket etmeli, çocuk ve gençlerin tütün kullanmaya başlamaları engellenmelidir. Hali hazırda kullanıcılara ise ötekileştirmeden hatta daha da fazla ilgi, alaka ve destek vermeliyiz. Bu şekilde kullanıcı bireyin de bağımlılık döngüsünden çıkmasını sağlayabiliriz. Nikotin bağımlılığı tedavisi davranışsal ya da farmakolojik müdahale ile mümkün klinik bir durumdur. Sosyal destek ve yardımlaşmanın bu bağımlılık tedavisinde daha ön planda olduğunu belirtmeliyim.
Elbette bireylerin bu konuda sağlık sistemi ve otorite tarafından desteklenmesi önemlidir. Ülkemizde Sağlık Bakanlığı, üniversite sağlık birimleri bünyesinde sigara bırakma poliklinikleri tetkik ve tedavide ücretsiz hizmet vermektedir. Kamu kullanımlı alanlarda pasif maruziyeti engellemek üzere konulmuş kanunlarımız vardır. Bunun sadece iç mekânla sınırlı olmadığını, çocuk parkı, toplu taşıma durakları, okul yakın çevreleri gibi alanları da kapsadığını belirtmek isterim.
Sigara konusunda yürütülen bilinçlendirme kampanyalarının toplum üzerindeki etkileri nelerdir? Toplumsal farkındalığa yönelik çalışmalar ve faaliyetlerle bunların etkileri hakkındaki görüşlerinizi alabilir miyiz?
Bu üzerinde uzun konuşulacak önemli bir konu, ancak bu soru ile ana hatlarına değinelim. Tütün kullanıcıları beklenenden erken sağlıklarını ve hayatlarını kaybettikleri için sektör sürekli yeni kullanıcı bulmak zorundadır. Bu yeni kullanıcılar ne kadar erken kullanıma başlar ise o kadar da iyidir. Bu maalesef tüm toplumlarda çocukları ve gençleri hedef haline getirmektedir. Eski ürünler, yeni ürünler tüm imkân ve fırsatları değerlendirmek üzere gayret içindedir. Tütün ile en iyi mücadelenin sigaraya hiç başlanmaması olduğunu söyleyebilirim. Bunun için tüm toplumda, ama özellikle çocuk ve gençlerde, bu ürünlerin zararları hakkında doğru bilgilendirme eğitim çalışmaları önem kazanmaktadır. İlk eğitimimiz ailede başlar anne ve babalar pasif maruziyeti engellemeli ve çocuklarının onlara duyduğu güveni ve rol model davranışları dikkate alacaklarını düşünerek sigara içmemelidir. Aynı bilinç ve sorumluluğun tüm toplum bireylerinde olması bir kısım rol model potansiyeli yüksek öğretmen, polis, asker, doktor hemşire gibi meslek gruplarının da bu hassasiyeti sürdürmesi beklenmelidir. Ağaç yaşken eğilir, unutmayalım.
Bir şekilde nikotin bağımlısı olan sigara kullanıcılarının da dahil olduğu toplum bireyleri bizim için çok önemlidir, onlardan asla vazgeçemeyiz. Aslında bu birey için de bırakmalarına zemin teşkil edecek nedensellikler bilimsel verilerde gizlidir, yani yine eğitim ile doğru bilgi seviyesini artırmalıyız. Bağımlıların görmezden gelme, reddetme, erteleme gibi duygularını doğru şekilde yöneterek bırakmaya karar vermelerini sağlamak gerekir. Bu noktada devreye bıraktırma (müdahale) çalışmaları girer ki onlardan bahsetmiştik.
Bu bilinçlendirme kampanyalarının tüm toplum katmanlarında sürekli ve yaygın olarak devam etmesi, gizli devam eden tanıtım faaliyetlerinin ya da gerçek olmayan bilinçli yapılan bilgi kirliliğinin önüne geçmesi beklenir. Bu noktada otorite ve sivil toplum kuruluşlarının farklı imkân ve enstrümanlarla aynı gaye için dumansız hava sahası için çalışabilmesi kıymetlidir. Otorite kanunları koyar, uygular, denetler vatandaşın hakkını savunur, buna dair temel eğitim faaliyetlerini icra eder. Sivil toplum kuruluşları kuruluş, amaç ve yetkileri dahilinde toplumun başta gönüllü iş gücü ve dinamiklerini kullanır. Otoriteyle iş birliği yapar, farklı projeler ile ana hedefe destek verir.
Tütün kullanımına karşı eylemlerde tütün kullanımının zararları hakkında bilgi, açık şekilde ve tütün endüstrisinin reklam ve pazarlama materyalleri ile aynı kalite ve ikna edicilikte sunulmalıdır. İlginç, ikna edici ve oldukça yüksek bütçeli olarak hazırlanan tütün endüstrisi reklamlarıyla yarışabilmek ve halkın ilgisini çekebilmek için profesyonel reklamcılarla çalışmak kadar halkın içinden doğacak etkili, özgün fikir projelerin ortaya çıkması hızlı etki uygulanması için STK’ların dinamizmi çok kıymetli olacaktır.
Türkiye Yeşilay Cemiyeti bu konuda kurumsal yapı, misyon ve vizyonu ülkedeki gönüllü iş kapasitesini de aktive ederek Yeşilay kolları, kulüpleri, şubeleriyle halkın içinde başta önleyici farkındalık çalışmalarına ciddi katkı ve destek vermektedir. Buna son yıllarda YEDAM sigara bırakma fonksiyonlarıyla da dahil olmuştur. Pandemi döneminde çevrim içi ya da hibrit eğitim faaliyetleri ve YEDAM’ların çağrı merkezi üzerinden hizmet vermeye devam etmesiyle fonksiyonlarda kesintisiz hizmeti sağlamıştır.
Dünya Sağlık Örgütü’nün tütün bağımlılığıyla mücadele noktasındaki tutumu hakkında bilgi verebilir misiniz?
MPOWER, DSÖ’nün ülkelerin tütün kontrol çalışmalarına rehberlik etmesi için tüm üye ülkelere önerdiği politika paketi bir uygulama rehberidir. Düzenli olarak güncellenir ve ülkelerin performansları değerlendirilip bildirim yapılır. Türkiye, 2008’den bu yana yürüttüğü tütünle mücadelede Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Avrupa’nın MPOWER ölçütlerinin tamamını yerine getiren dünyadaki ilk ve sayılı ülkelerindendir. İsterseniz hem MPOWER’ı tanıyalım hem de bu konuda ülkemizin yaptıklarını kısaca özetleyelim:
M “monitor-izle”: Tütün kullanımının takip edilmesi kapsamında ülke genelinde çeşitli araştırmalar yapılmasını tanımlar. Ülkemizde küresel yetişkin tütün araştırmaları yapılmış, sonuçlar etkin uygulamalar ile oranların düşüşte olduğunu göstermiştir.
P “protect-koru”: Pasif sigara dumanından halkın ve kullanmayan grupların korunması amaçlanmaktadır. Ülkemizde 4207 sayılı yasada düzenlemeler yapılarak yasal mevzuat güçlendirilmiştir. Bu kapsamda ikamete mahsus konutlar (evler) hariç tüm kapalı alanlara sigara içme yasağı getirilmiştir. Bu kamu kullanımına açık alanları da kapsar hale getirilmiştir. Bu konuların denetlenmesi için ekipler oluşturulmuş ve aktif çalışmaları teşvik ve kontrol edilmiştir.
ALO 184 hattına gelen ihbarlar, eğitimli operatörlerin bulunduğu kontrol merkezine aktarılmakta, burada görev yapan takım liderleri GPS yardımıyla ihlalin gerçekleştiği adrese en yakın denetim ekibini belirlemekte ve sistem üzerinden görevlendirmesini yaparak olay yerine en kısa sürede intikal etmesini sağlamaktadır.
O “offer- bırakmayı teklif et”: Temel sağlık hizmetleri sunan sağlık kuruluşları ve toplum kaynaklarıyla tütün bağımlılığı tedavisinde kolay erişilebilir hizmetler sunmayı içerir.
Sigarayı bırakmak isteyenlere destek olmak amacıyla ALO 171 “Sigara Bırakma Danışma Hattı” ve Sigara Bırakma Poliklinikleri kurulmuştur. Bu alanlarda verilen hizmetler ve bir kısım tedavi uygulamaları ücretsizdir. Başta Yeşilay, YEDAM olmak üzere bu konuya destek veren bir yapı vardır.
W “warn- uyar”: Tütünün zararları hakkında cinsiyet, yaş grubu ve yerleşim birimine göre yüksek bilinç düzeyi oluşturulmalı, böylece her insan tütün kullanımının sonucunun acı çekmek, fiziksel bozukluklar ve erken ölüm olduğunu anlamalıdır. Sigaranın zararları konusunda toplumun uyarılması kapsamında halkı bilgilendirmek ve uyarmak amacıyla sigara paketlerine resimli ve yazılı uyarı mesajları konmuştur. Ardından düz paket uygulamalarına geçilmesiyle markaya dair tüm ön telkin ortadan kaldırıldı.
E “enforce-kuralları uygulamayı zorla”: Tütüne dair hiçbir reklam, promosyon ve sponsorluk olmamalıdır. Tütün ürünlerinin reklamlarının önlenmesi amacıyla sigaranın her türlü reklamı, sponsorluğu, tanıtımı ve marka paylaşımı yasaklanmıştır. Buna ürünlerin kapalı raflarda bulundurulması ve hatta 18 yaşından küçüklere satılmaması da sayılabilir.
R “raise”: Tütün ürünleri üzerindeki vergileri artır. Vergi artışı yoluyla tütün ve tütün ürünlerinin fiyatının artırılmasının tütün tüketiminin azaltılmasında en etkili yöntem olduğu global olarak ispatlıdır. Yüksek sigara fiyatları kullanıcıların sayısını azaltır ve kullanıcıların günlük daha az sigara tüketmesini sağlar. Bazı ülkelerde tütün vergisi ürünün satış fiyatının yüzde 75’inden daha fazladır. Sigaranın fiyatının her yüzde 10 artışında, yüksek gelirli ülkelerde sigara tüketiminin yaklaşık yüzde 4, düşük ve orta gelirli ülkelerde ise yaklaşık yüzde 8 azaldığı tahmin edilmektedir.
Sigara içme yaygınlığı yaş, gelir ve diğer demografik faktörlere göre değişiklik göstererek bu oranların yaklaşık yarısı kadar azalır. Yüksek vergi oranları özellikle gençler ve yoksullarda sigara kullanımının azalmasında ve engellenmesinde etkilidir. Genç insanların ve düşük gelirli kullanıcıların fiyat artışlarından sonra sigarayı bırakmaları veya daha az tüketmeleri diğer gruplara göre iki ila üç kat daha fazla olmaktadır; çünkü bu gruplar yüksek sigara fiyatlarına ekonomik olarak en hassas olanlardır. Yüksek fiyatların tüketimi azalttığı kesindir.
Dünya çapında hükümetlerce uygulanan tütün kontrol politikaları, bağımlılıkla mücadelede mali politikaların rolü, vergi politikaların bağımlılık üzerindeki etkileri hakkında neler söylersiniz?
MPOWER’da buna değindik ama tekrarlamakta fayda var: Tütün ürünleri üzerindeki vergiyi artırmak tüketimi azaltmaktadır. Tütün üzerindeki vergileri artırmanın yanı sıra vergilerin, periyodik olarak enflasyona uyum sağlamasını ve tüketici alım gücünden daha hızlı artmasını sağlamak gereklidir. Sigara tüketimini azaltan ve bunu toplum sağlığında olumlu tespit edebilen bazı gelişmiş ülkelerde vergi tutarı ürün tutarından fazladır. Tütün endüstrisi pahalı yasal tütünün yasa dışı veya kaçak tütün hareketini artıracağını, devlet vergi gelirlerinin azaltacağını savunsa da buna uygun denetleme ve güncellenen mevzuat ve düzenlemenin katkı sağlaması mümkündür.