Büyük Yeşilay ailesine gönül veren sevgili dostlar,
Hayat hikâyelerle örülü. Hepimizin bir hikâyesi, ..
1060
Teknoloji Bağımlılığı
Ailenin Dijitalleşme ile İmtihanı
Yaşamımızın her alanını ele geçiren dijitalleşme aile ilişkilerini nasıl etkiliyor? Yeni medya teknolojileri aileleri nasıl şekillendiriyor, neleri değiştiriyor? Toplumun temelini oluşturan aileyi korumanın yolları neler? Tüm bu soruların yanıtlarını Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Esra Bulanık Koç’tan aldık.
Dijitalleşme, artık yeni dünya düzeninde hayatımızın her alanında aktif rol oynuyor. Sadece yetişkinleri değil çocuklarımızı da yakından ilgilendiren dijitalleşme kavramının, toplumun en temel yapısı aile üzerindeki etkilerini ne kadar iyi biliyoruz? Bizleri bekleyen nasıl yeni nesil bağımlılıkları beraberinde getirdiği ve aile kavramına etkileri hakkında merak edilen soruları Uzman Doktor Esra Bulanık Koç sizler için yanıtladı.
Genel anlamda değerlendirecek olursanız dijitalleşmenin aileye ve özellikle de çocuk ve ergenlere olan etkisi nedir? Geleneksel aileden “yeni nesil aile” kavramına geçişte kazanılan ve kaybedilenler neler?
Dijitalleşmenin bilgiye kolay ulaşma, tüm dünyayla aynı anda haber alma, bankacılık ve benzeri bazı alanlarda hayatı kolaylaştırma gibi olumlu etkileri yanında dijital dünyanın problemli kullanımı ve dijital bağımlılık gibi olumsuz etkileri de getirmektedir. Dijitalleşme çocuk ve ergenlerin, ailesi ve arkadaşlarıyla yüz yüze vakit geçirmesini azaltabilir; sanal dünyada daha fazla vakit geçirmek de sanal arkadaşlar edinmelerine yol açabilir. Dijital dünyanın problemli kullanımı aile içindeki iletişimi azaltabilir ve aile bireyleri arasında olması gereken sağlıklı iletişimi bozabilir. Aynı zamanda dijital bağımlılık çocuk ve ergenlerde, yalnızlığın artmasına, sosyal iletişimde becerinin düşmesine, depresyon, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu, sosyal anksiyete bozukluğu, psikoaktif madde bağımlılığı gibi psikopatolojilerde artışa yol açabilir. Ayrıca dijitalleşmeyle birlikte, özellikle çocuk ve ergenlerin sanal dünyada takibinin yapılmaması, siber zorbalığa maruziyetlerini de gündeme getirebilir.
Endüstrileşme, kentleşme ve teknolojiyle birlikte önce televizyonun sonra da internetin hayatımıza girmesi aile bireylerinin evde birlikte yüz yüze iletişimlerini oldukça azaltmıştır. Akşam eve geldiklerinde birlikte zaman geçirmek yerine telefon ya da televizyon başında ayrı ayrı vakit geçiren ebeveyn ve çocuklar birbirleriyle paylaşım yapamamakta, çocuklar ailelerinden yeterli ilgi ve sıcaklığı görememektedirler.
Size göre yeni medya teknolojileriyle ortaya çıkan yalnızlaşmanın bireye ve aile üyelerine etkileri nedir?
Bazı araştırmacılar internet bağımlılığının yalnızlık düzeyini artırmadığını, yalnızlık sonucunda internet bağımlılığının ortaya çıktığını belirtirken; bazı araştırmacılar ise tam tersini öne sürmektedir. Ancak internet kullanımındaki artışın gerçek sosyal ilişkilere ayrılan zamanı ve yüz yüze ilişkileri azalttığı, sosyal izolasyona sebep olduğu ve böylece bu tür insanların yalnızlıklarının arttığı bir gerçektir. Özellikle sosyal medya kullanımıyla istenilen sahte kimlikler oluşturulabilmekte, birçok sanal arkadaş edinilmekte ama gerçek dünyada kişi yalnızlaşmaktadır. Bu da hem aile ortamında sağlıklı iletişimi bozmakta hem de beraberinde depresyon, anksiyete bozukluğu, bağımlılıklar gibi psikopatolojilerin görülme sıklığını artırmaktadır.
Dijital ortamda fazla zaman geçirmek eşler arasındaki ilişkilere nasıl yansıyor? Evliliklerdeki sorunları ve çatışmaları etkiliyor mu?
Dijital ortamda fazla zaman geçirmek tüm ilişkileri olduğu gibi eşler arasındaki ilişkileri de olumsuz etkileyebilir. Dijital ortamda fazla zaman geçirme sebebiyle eşlerin hem birbirlerine hem de çocuklara ayırdıkları vaktin azalması, sorumluluklarını yerine getirmekte zorlanma, sosyal medya üzerinden yaşanan etkileşimler evliliklerde çatışmalara yol açabilir. Aynı zamanda ebeveynlerden birinin dijital ortamda fazla vakit geçirmesi çocuklar üzerinde olan her alandaki sınırların kalkmasına ya da gevşemesine yol açabilir, bu da aile içindeki çatışmaları artırabilir.
Ailenin birlikte zaman geçirmesi, ortak paylaşımlarda bulunması neden önemlidir? Bunların eksik olduğu bir aile ortamı, özellikle çocuk ve ergenler için, nasıl riskler barındırıyor?
Aileyle birlikte zaman geçirmek, ortak paylaşımlarda bulunmak sağlıklı çocuk gelişimi için çok önemlidir ve birçok ruhsal bozuklukta koruyucu rol oynamaktadır. Yapılan çalışmalar, iletişimi iyi olan ailelerde yetişen çocukların sorun çözme becerilerinin daha fazla, öz güvenlerinin daha yüksek ve akademik başarılarının daha iyi olduğunu göstermiştir. Ayrıca sağlıklı iletişimin olmadığı ailelerde yetişen çocukların sorunlarını aileyle paylaşmakta zorlandığı, bu çocuklarda yalnızlık, depresyon, kaygı bozuklukları hatta bağımlılıkların daha sık görüldüğü bildirilmiştir. Kliniğimizde yaptığımız bir çalışmada oyun bağımlılığı olan çocuk ve ergenlerin neredeyse tamamı ailesiyle birlikte hiçbir aktivite yapmadığını söylemiş, oyun bağımlılığı olmayan grup ise aile ile birlikte aktivite yaptıklarını belirtmişlerdir. Bu durumda bağımlılıkla da birlikte aile içi iletişim iyice azalmış olabilir; ancak tedavide aileyle birlikte geçirilen zamanın artırılmasının iyileşme üzerine olumlu etkileri olduğunu biliyoruz. Yine kliniğimizde yaptığımız bir çalışmada oyun bağımlılığı olan ergenler ebeveynlerinin kendilerine yeterli ilgiyi göstermediklerini, bireyselliklerine yeterli önemi vermediklerini düşündükleri ortaya çıkmıştır. Bu durum çocukların duygusal ihtiyaçlarını farklı yollardan karşılamaya çalışmalarına ve internet oyunlarında daha fazla vakit geçirmelerine yol açmış olabilir.
Sosyal medya kullanımı ve aile içi iletişim ilişkisi hakkındaki görüşlerinizi alabilir miyiz?
Sosyal medyanın aile içi iletişimi etkileyecek sürede ve mahremiyeti zedeleyecek düzeyde kullanılması, sosyal medya sebebiyle sorumlulukların yerine getirilmemesi aile içi iletişimi etkileyebilir. Diğer taraftan aile içi iletişimleri kötü olan ailelerde çocukların erken yaşta internetle tanıştıklarını, çocuk ve ergenlerin internette özellikle sosyal medyada denetimsiz kaldıklarını, takiplerinin yeterince yapılmadığını görebilmekteyiz. Bu da çocuk ve ergenlerde internet bağımlılığına, sosyal medyanın zararlı kullanımına hatta siber zorbalıkla ve istismarla karşılaşmalarına yol açabilmektedir.
UZ. DR. ESRA BULANIK KOÇ KİMDİR?
2012 yılında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun oldu. 2017 yılında İstanbul Bakırköy Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Kliniği’nde uzmanlık eğitimini tamamladı. Tez çalışmasını İnternet oyunu oynama bozukluğu olan ergenlerde ebeveyn tutumları üzerine yapan Uz. Dr. Esra Bulanık Koç, halen Bakırköy Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesinde görev yapmaktadır. Ulusal ve uluslararası dergilerde yayınları bulunmaktadır.