Background Image
Table of Contents Table of Contents
Previous Page  243 / 248 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 243 / 248 Next Page
Page Background

S

ekiz yıl boyunca Mimar

Sinan Üniversitesi Güzel

Sanatlar Fakültesi’nde öğretim

görevlisi olarak çalışan Gül

Ergi’nin kariyerinde koleksiyon

danışmanlığı önemli bir yer

tutuyor. Çocukluğundan beri

sanat çevresinin içinde olan ve

babası da şair ve müzisyen olan

Ergi için resmin ayrı bir yeri var.

Ailece koleksiyoner olan Ergi’nin

koleksiyonu; klasik, empresyonist

ve oryantalist dönemlere ait

resimlerden oluşuyor. Ergi

resim koleksiyonerliğini şöyle

tanımlıyor: “Koleksiyon sahibi

olmak için önemli sanatçıların,

en iyi dönemlerine ait çalışmaları

bir araya toplamak gerekiyor.

Her iyi sanatçının her eserine

‘değerli’ denemez. Sanatçının

en iyi dönemine ait çalışma

bulmak burada önemli bir

kriter.” Gül Ergi için öncelik

U

zun yıllar eğitimcilik

yapanMehmet Akkaya,

Türkiye’nin her köşesini

dolaşırken o şehrin kültürü

tanımak için kahvesinden

berberine kadar her yerine

gittiğini söylüyor. Halk ile

sohbet ederek onlardan

yaşadıkları bölgeye dair hikayeler

dinlemeye gençlik yıllarından

beri meraklı olduğunu söyleyen

Akkaya, “Bakmakla ilgili bir

durum bu. Her şeye bakarım

ve aradığım şeyin dışında da

karşıma hep bambaşka şeyler

çıkar” diyor. Koleksiyoner

olarak tanımlanmaktan ziyade

biriktirmeyi ve toplamayı

seviyor Akkaya. Bunu da şöyle

açıklıyor: “Haz ve merak duygusu

beni tetikliyor. Topladığım

tespihleri kategorize etmiyorum.

Türkiye’nin neredeyse her şehrine

gittim ve oralarda karşıma çıkan,

birbiriyle uyumlu resimler

biriktirmek olmuş. Ergi, “Resim

resmi kırar diye bir tabir vardır.

Farklı akımlara ait resimleri

yan yana düşünemem” diyor.

Danışmanlık yaptığı kurum

veya kişilere de bu yönde

yönlendirmeler yapıyor. Bir de

tabii beğendikleri, onlara iyi gelen

resimleri seçmelerini tavsiye

ediyor: “Çünkü bir koleksiyon

evinizde sergileniyorsa onunla

yaşıyorsunuz, duvarlarınızda

hep onları görüyorsunuz ve hatta

çocuklarınıza bırakıyorsunuz.

Dolayısıyla ailenin tüm

bireylerinin de hoşuma giden

seçimler olmalı.” Gül Ergi’nin

resim koleksiyonundaki en özel

tablolar ise babasının kendisine

hediye ettikleri. Bunlar arasında

özellikle, Mahmut Cuda ve Vecih

Bereketoğlu’nun gül motifli

tablolarını sayıyor.

estetik olarak hoşuma giden

tespihleri topladım. Bunun

yanı sıra Gürcistan, Yunanistan,

Mısır, Mekke gibi yerlerden de

tespihmodelleri edindim. Gittiği

yerlerden bana tespih getirenler,

hediye edenler oldu. Hatta

bazı seyahatlerde, biri elimde

görüp beğenirse ona vermek

için yanımda iki tane tespih

bulundururum. Geçmişte de

bana hediye edilen tespihler veya

değiş-tokuş yaptıklarımız oldu.

Tespih bana manevi bir mutluluk

ve heyecan veriyor.” Gündelik

hayatında tespih kullanmayan

Mehmet Akkaya’nın yaklaşık 80

parçadan oluşan tespihlerinin

içinde kehribar, gül ağacı ve Oltu

taşından olanları en gözdeleri.

Mehmet Akkaya için bir tespihin

değeri onu yapan ustanın işçiliği

ile doğru orantılı; ancak önceliği

görme ve beğenme üzerine.

Gül ERGİ

SANATDANIŞMANI &KOLEKSİYONER

MehmetAKKAYA

EĞİTİMCİ

“Profesyonel hayatı

mutlakabir hobi ile

desteklemekgerekiyor.”

“Tespihbanamanevi bir

mutluluk veheyecanveriyor”

MAYIS 2017 243