Background Image
Table of Contents Table of Contents
Previous Page  71 / 84 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 71 / 84 Next Page
Page Background

KASIM 2018 71

özelliklerinin başında kanalları

geliyor. Şehir kanallarıyla “Kuzey’in

Venedik’i” tanımını sonuna kadar

hak ediyor. Kanalların kenarındaki

eşsiz mimari ve onun suya

yansıyan izleri, doğal güzelliklerle

birleşince şehrin her köşesi fotoğraf

meraklıları için birbirinden güzel

kareler sunuyor. Kanallar ve

kanalları bağlayan köprülerden

geçerek gezebileceğiniz Brugge’ün

belki de en çok fotoğraflanan

yerlerinin başında Quay of the

Rosary geliyor. Şehri terk ederken

hafızanızda kalacak manzaralardan

bir tanesinin burası olacağına

emin olabilirsiniz. Kartpostal

tadında fotoğraflar çekebileceğiniz

Rozenhoedkaai Caddesi’nde

kanalların kesiştiği noktada

yer alan Quay of the Rosary,

Brugge’ün hatta Belçika’nın en fazla

fotoğraflanan yerlerinin başında

geliyor.

TAMDAARADIĞINIZI

VERİYOR: HUZURVE

SÜKÛNET

Brugge’ün her köşesi birbirinden

masalsı ve romantik…Ancak

en romantik yeri için rotanızı

Minnewater Parkı’na ve parkın

içinde yer alan Lake of Love (Aşk

Gölü)’a çevirmenizi öneririz.

Minnewater Parkı tren istasyonuna

çok yakın bir konumda yer alıyor.

Gölün üzerindeki Lovers Bridge

(Aşıklar Köprüsü) de adından

anlaşılabileceği gibi çiftler için

büyüleyici bir ortam sunuyor.

Burası öylesine sessiz, sakin ve

huzurlu bir yer ki hayal kurmak,

kitap okumak ve sadece öylece

durup manzarayı izlemek için bile

Brugge gezisini biraz uzatmak

isteyebilirsiniz. 10. yüzyılda inşa

edilen Brugge’nin en eski kilisesi

olan St. Saviour Katedrali, Belçika

sanat tarihine dair çeşitli eserlerin

sergilendiği Groeninge Müzesi, 800

yıllık bir geçmişe sahip olan Saint

John’s Hastanesi, Michelangelo’nun

“Madonna ve Çocuk” adlı mermer

heykelinin olduğu Church of Our

Lady şehrin diğer ziyaret edilecek

yerleri arasında yer alıyor.

ÇİKOLATAKOKULU

SOKAKLAR

Brugge “tatlı” bir şehir ve bu

tatlılığın kaynağında şehre

kokusunu da veren çikolata var.

Sokaklarda yürürken özellikle de

çikolata dükkanlarının önünden

geçerken mis gibi çikolata

kokusu her yeri sarıyor. Hepsi

birbirinden şık özel tasarımlı

dükkanlarda satılan lezzetli

çikolatalar tatlarıyla olduğu

kadar şekilleri ve sunumlarıyla

da cezbediyor. Lezzetli Belçika

çikolatalarını bulabileceğiniz bu

dükkanların en bilinenlerinin

başında Dominique

Persoone’nin The Chocolate

Line’ı geliyor. Brugge’ün diğer

lezzetleri arasında ise waffle,

özel soslu patates kızartması ve

midye geliyor.

DANTELİNYAKIŞTIĞI ŞEHİR

Şehrin simgelerinden bir diğeri ise

danteller…Dantel gerçekten de

Brugge’e çok yakışıyor. Zahmetli

bir el işi olan dantelin hem geçmiş

hemde bugünden örneklerini

görebileceğiniz Brugge’deki dantel

dükkanlarında gezmek nostaljik

bir tat yaşatıyor. Yaşayanmüze

uygulamasının güzel örneklerinin

olduğu Brugge’de el işlerine özel bir

ilgi duyuyorsanız Dantel Müzesi’ni

gezebilirsiniz. Brugge’deki diğer

ilginç müzeler ise Çikolata Müzesi

(The Chocolate Museum) ve Patates

Müzesi (Friet Museum).

Yalnızca turistik değil aynı

zamanda da yaşayan bir kent olan

Brugge ziyareti şehre ve insana

dair kafanızdaki birçok soruyu

yanıtlamanıza yardımcı oluyor.

Şehirleri birbirinden ayıran nedir?

Neden birini diğerinden daha fazla

severiz? Neden birinden kaçmak

isterken diğerinde yaşamanın

hayalini kurarız? Bir şehrin bize

hissettirdikleri o şehrin seslerinden,

kokularından, renklerinden ve

insanlarından geliyor ve aslında

her şey orada kendimizi nasıl

hissettiğimizle ilgili…Brugge’ün

kendine özgü karakteri, özgün bir

dokusu ve kokusu var; bu yüzden

bu şehre gelen çoğu kişi bir daha

gelme hayali kurup burada geçirdiği

zamanı “unutulmaz” olarak niteliyor.