Web sitemizde en iyi deneyimi yaşamanızı sağlamak için çerezleri kullanıyoruz.
Detaylı Bilgi

Nikotin bağımlılığı nasıl gelişir?

Sigara dumanında kanserojen özelliklere sahip 4000’den fazla kimyasal madde vardır. Bu maddelerden bir tanesi olan nikotin, şiddetli bağımlılık yapıcı özelliğe sahiptir.

Sigara fizyolojik ve psikolojik bağımlılık yapar. Kandaki nikotin konsantrasyonu azalınca yoksunluk belirtileri ortaya çıkar. Kişi bu belirtileri yaşamamak için sigara içmeyi sürdürür ve süreç bağımlılık düzeyinde devam eder.

Dünya Sağlık Örgütüne göre nikotin kullanım bozukluğu olarak da isimlendirilen tütün bağımlılığının temel belirtileri şunlardır:

  • Kullanımı kontrol etme kabiliyetinin bozulması,
  • Tütün kullanımına diğer etkinliklere göre daha fazla öncelik verilmesi,
  • Zararlarla veya olumsuz sonuçlarla karşılaşılmasına rağmen kullanıma devam edilmesi ile kendini gösteren güçlü bir nikotin kullanma isteği,
  • Nikotinin gitgide eski etkisini kaybetmesi (tolerans geliştirilmesi),
  • Nikotin kullanımının kesilmesi veya azaltılması sonrasında yoksunluk belirtilerinin görülmesi,
  • Tütünün etkilerinin neden olduğu ya da alevlendirdiği, sürekli ya da yineleyici toplumsal ya da kişiler arası sorunlar olmasına karşın tütün kullanımını sürdürme (örneğin; tütün kullanımıyla ilgili olarak başkalarıyla tartışmalara girme),
  • Yineleyici bir biçimde tehlikeli olabilecek durumlarda tütün kullanma (örneğin; yatakta sigara içme),
  • İşteki, okuldaki ya da evdeki konumunun gereği olan başlıca yükümlülüklerini yerine getirememe ile sonuçlanan, yineleyici tütün kullanımı (örneğin; işini engelleme).
Davranışlarımızı, düşünce ve inanışlarımız şekillendirir. Bağımlılık davranışı söz konusu olduğunda, yine düşünce ve inançlarımızı göz önüne almak gerekebilir. Bağımlılık konusundaki en yaygın inanış “Bir kereden bir şey olmaz” düşüncesidir. Korku ve merakla başlayan süreç, “Bir kereden bir şey olmaz” düşüncesiyle devam ettiğinde, döngüye bir adım daha yaklaşılmış olur. Bu duruma bir örnek verecek olursak: Birey tütüne karşı bir merak geliştirebilir, fakat aynı zamanda ona karşı bir korku da beslemektedir. Tam da bu noktada “Bir kereden” başlayan deneme süreci, bağımlılığa doğru ilerleyen bir döngü içerisinde devam eder. Bir kere denediğinde, artık bir daha eskisi kadar korkmamaya başlar. Korku ortadan kalktığında, ikinci kez denemenin önü de açılmış olur.

Kişi bu döngünün farkında olmadığında, kendisini kısır bir döngünün içerisindeymiş gibi hissedebilir. Fakat bu döngü, kısır bir döngü olmak zorunda değildir. Sürecin farkında olup, gerekli desteği aldığında; bu döngüyle nasıl mücadele edeceğini de öğrenmiş olur.

Bu süreçte uzmanlar tarafından uygulanan psikolojik ve sosyal danışmanlık, motivasyona yönelik çalışmalar ve aile görüşmeleri; bireyin bağımlılığa karşı vermiş olduğu mücadeleyi destekleyen en önemli kaynaklardır.