Yeşilay Dergisi-Ocak-948.Sayı-Sosyal Paylaşım-Sosyal Medya - page 59

lamını yapıyor. O zaman bizimde burada iyi-
nin reklamı yapmamız şart. Bunu işimin bir
parçası olarak algılarlar diye yapmıyordum.
Riyakâr durum olmasın diye.
Yaptığınız çalışmaların sonuçları nasıl?
Tarlaya rastgele tohum atarsanız, tarlanın
yüzde yüzü değil de yüzde yirmisine bir şey-
ler ekilmiş olur. Bizler de orada kırkta bir ço-
cuğa ulaşabiliyorsak, denizyıldızı misali, o ço-
cuk sizin, bizim çocuğumuz olabilir. O çocuk
için hayat değişmiştir.
Seminerlerde etkili bir isimsinizdir şüphesiz…
Dediğiniz doğru, Zafer Müdür’le gittiğimiz-
de ya da AMATEM’le gittiğimizde sabırsız-
lıkla Haluk abi ne diyecek, Pusat abi ne diye-
cek diye bekliyorlar. Ama o arada da antenler
açık. Diğerlerinin anlattığı mevzu da onların
açılan kafataslarının içine giriyor. Ben de ka-
patıyorum sonra. Bir de onların dilinden ko-
nuşuyorum. Anlamayacağı kelimeler kullan-
mıyorum. Kendimi de eleştirisel bir biçim-
de ortaya örnek atıyorum. Şöyle hatalar yap-
tım, hala şu sıkıntılar var diye. Kendilerinin
de görmesini istiyorum korkulacak bir şey ol-
madığını, kimsenin mükemmel olmasına ge-
rek olmadığını…Yanlış yapmışsak her zaman
dönme şansına sahibiz. Çocuklar şunu da bi-
liyorlar; ben magazinde bahsettiğim tarzda
gözüksem inanmazlar bana, dinlemezler, ‘Abi
sen böyle diyorsun da orada gördük seni dün,
şimdi geldin ne anlatıyorsun’ diye. Allahtan
öyle bir arzum yok; sigaralı olduğum ortamda
burnum kanar, alerjim var aşırı. Bir disko or-
tamını da zaten hayatta sevmemişimdir. Sade-
ce Almanya’da kapılarında görevli olarak cep
harçlığı için çalışmışımdır. O karanlık yerleri
gördüm, ne olduklarını da biliyorum. Şimdi o
çocuklar da kalpten çıkan kalbe tesir eder ba-
bında etkileniyorlar anlattıklarımdan. Bir de
ben bu işi göstermelik olarak yapsam ve anlat-
tığım şeylere uygun davranmasamAllah da
bana yardım etmez. Bu kadar basit bu.
Gençliğin durumu nasıl ülkemizde? Diğer ülkeler
kıyasen…
Bizim toplumumuzda maalesef en büyük sı-
kıntı sevdiğini söyleyememek. Bunun yeri-
ne hep bir madde koyarsınız. Sigara, alkol gibi
maddelere başlama nedeni de bu. Boşluk var-
sa o kanser çubuğuna sarılmayı daha kolay
buluyor bir genç. Kendisi gibi arkadaş ortamı
arıyor, kendine destek arıyor.
Bağımlılığı hukukçu gözüyle nasıl değerlendirirsiniz?
Türkiye’de şöyle bir sıkıntı var. Maalesef Av-
rupai hukuk burada uygulanmaya çalışılı-
yor. Hukuki yönden Zafer Müdür her zaman
söyler; sigara içene kelepçe vurmak lazım. Si-
gara içen gencin diğer maddelere geçişi çok
daha kolay. Hiç sigara içmiyorsa, bir bağımlılı-
ğı yoksa direk bir eroin enjekte etmesi çok zor.
Var ama çok zor. Ülkemizde yasalarda bu an-
lamda sıkı bir yönetim şart. Madde bağımlıla-
rına karşı yapılacak olan tedavilerde tedbirle-
rin çoğaltılması lazım ki bir daha bulaşmasın
bu maddeye. Bu anlamda bilhassa pedagogla-
rın yetiştirilmesi ihtiyaç bizim için. Sadece psi-
kolog değil. Teftişlerin iyi olması, istihbarat ile-
tişimin güçlenmesi gerekir. Polisimiz hala pos-
ta yolunu kullanarak zaman kaybediyor. Ben
halktan birisi olarak ya da sanatçı kimliğimle
bunu söyleyebilirim. O zaman da birileri size
kızıyor ya da destek olmuyor ama o önemli
değil her zaman söylerim; bir jokerim var o da
Rabbimiz. 39 milyon dolar sigara içilsin diye
harcanıyor, 1 milyon dolar içilmesin diye. Bu-
rada otuz dokuza biriz. Yani onlar zaten 39 ço-
cuğa ulaşacak. Biz o 1 çocuğun peşindeyiz.
* Bir kentin herhangi bir azınlıkça yerleşilen bölü-
müne genel olarak verilen ad.
** 4. Sınıf Emniyet Müdürü, Bağımlılık Danışmanı,
Adli Bilimler Uzmanı
1...,49,50,51,52,53,54,55,56,57,58 60,61,62,63,64,65,66,67,68,69,...76
Powered by FlippingBook