Yeşilay Dergisi-Ocak-948.Sayı-Sosyal Paylaşım-Sosyal Medya - page 58

kü insanlarda ekonomik faktör ayrımı var ve sizle
para kazanacaklar. Onu kullanmak gerekir. Bunu
sinemayla daha bağımsız bir şekilde yapabilirsi-
niz. Ama onun dışında hala daha yetersiziz bu
fikri savunanlar olarak yâda kör göz parmak yapı-
yoruz çok didaktik bir şekilde. Çocukların izleme-
yeceği şekilde. Hızlı akan bir reklam sektörümüz
var, çocuklar oradaki görsellere alışkınlar. Müzik-
ler, kitaplar, marka, giyim, kuşam her şeyde sizin
de çağa ayak uydurmanız lazım düşüncelerinizi
deforme ve reforme etmeden. Bilinenler sonsuza
kadar geçerli olan bir şey ve bunu bizim çağın di-
linde anlatmamız lazım. Öğrenen ve öğreten ola-
rak. Sıkıntı bizde; biz yeterince bilmiyoruz, yete-
rince okumuyoruz, kafa yormuyoruz, hak olan
şeye batıl diyoruz. Birlik de yok.
Aldığınız eğitimler, duruşunuz, sevgi ilmi diyerek dini-
mize, örflere, adetlere bağlılığınız ve istikrarınızın yanı
sıra siz bir de Sosyal Danışmanlık unvanıyla çalışma-
lar yapıyorsunuz. Faaliyetleriniz neler? Nasıl çalışma-
lar içerisindesiniz?
Sosyal Danışman olarak bulunduğum her yeder
bağımlılıklar alanında seminerler, konuşmalar ya-
pıyordum. Zafer Ercan** beni ilk keşfedenlerden
bir tanesiydi. BenimAlmanya’da yaptığım proje-
leri öğrenmişti, gel beraber bir test seminer vere-
lim dedi. Zafer Müdür’ün uyuşturucu pazarı nasıl
döner, uyuşturucu nedir, ne maddeler vardır, onu
satanlar kimlerdir, nasıl kendilerini korur, terör-
le bağlantısı nasıldır gibi güzel anlatımları mevcut,
sunumlarıyla seminerlerde bu şekilde bilgiler veri-
yor. Bu konuda etkili bir isim. Ben de pratik hayat-
tan, kendi hayatımdan anlatmaya çalışıyorum. Et-
rafımmayın tarlasıyla dolu iken ve böyle çok parıl-
tılı medyada olmama rağmen bu tür şeylere neden
tenezzül etmediğimi, maddiyata tenezzül etmeden
birilerine nasıl hayırlı olmaya çalışıldığını anlatma-
ya çalışıyorum. Tabi ki hepimizin hataları var ama
en azından büyük hatalar yapmamayı, çocukların
gelecekleriyle ilgili doğu kararları almalarını, iyi iş
seçiminin başındaki aşıları anlatmaya çalışıyorum.
‘Önlem’ bizim danışanlığımızın konusu. Önlem-
deki müşteri sayısı çok daha fazla.
Yeşilay ‘Felaketten Önce’ diyor buna…
Çok doğru. Kullanan kişiyle çok daha uzun ve
kapsamlı bir şekilde ilgilenmeniz gerekir. Yani
ben bir seansta bin öğrenciye konuşabiliyorum
ama bir seansta bağımlı bir gençle teke tek olmam
gerekiyor. Almanya’da 50 kişilik bağımlı bir gru-
bum vardı; onları zor da olsa terk etme sebebim
önleme yönelmek. Çünkü orada gerçekten yıpra-
nacaksınız, bağımlıları devletin ele alması lazım.
Ben bunu bu seneye kadar yaklaşık 20 yıl gönüllü
olarak yaptım. Şimdilerde 15 bin öğrenci, her gün
iki seans gerçekten yorucu oluyordu, onlar tek-
lif ettiğinde belli bir ücret, baktım ki görevli peda-
goglar, psikologlar ücret alıyor, ben de ücret alma-
yı kabul ettim. Bir de şöyle bir şey var; o çarkın içe-
risinde bir değeriniz yoksa size değer vermiyorlar,
nasıl olsa bizim çocuk, gelsin iki dakika konuşsun
diyebiliyorlar. Bakıyorsunuz ki mütevazılığiniz
başkasının size emir vermesi haline geliyor. Şim-
di seminerlerimiz daha toplu olmaya başladı. Fa-
tih Belediyesi’yle bir pilot uygulama yaptık. Urfa
var sırada 20 bin öğrenciyle, Gebze 15 bin öğrenci.
Gönül ister ki bu projeler belediyelerin çatısı altın-
da zorunlu bir seminer olarak gerçekleşsin ve bü-
tün 81 ili dolaşalım. Bunu da biraz daha sesimizi
duyurarak yapmamız lazım. Bunu bugüne kadar
medyada hiç duyurmuyordum. Yerel medya ha-
riç. Çünkü sosyal işlerle hava atıyorlar gibi bir al-
gıya sebep vermek istemiyorum. Kötü kendi rek-
56
ÇOK SEVDIĞIM SANATIMI SOSYAL
IÇERIKLERE YÖNELIK ÇALIŞMA-
LAR YAPARAK KULLANMAK IS-
TIYORUM. TOPLUMUN SIKINTILARINI SA-
NATSAL YÖNDE ANLATMAK IÇIN SANAT
BENIM HER ZAMAN ARACIM OLMUŞTUR.
1...,48,49,50,51,52,53,54,55,56,57 59,60,61,62,63,64,65,66,67,68,...76
Powered by FlippingBook