sonucunda sevdiği bir şeyden
mahrum bırakmanın da bir
cezalandırma yöntemi olduğunu
söyleyen Bodur, “Çocuk evdeki
bir kurala uymadığında sevdiği
bir aktiviteyi yapmaktan mahrum
bırakılır. Örneğin, eşyalarını
toplamayan çocuğun o gün
sevdiği çizgi filmi izlememesi
gibi.” Cezaların anne-babalar
tarafından sıklıkla ve çocuğun
yaptığı kabahate kıyasla daha
sert şekilde uygulanmasının
çocuğun duygusal gelişimini
olumsuz etkilediğini vurgulayan
Bodur, “Çocuk bunu ebeveyn
tarafından kendisine devamlı
şekilde uygulanan düşmanca bir
tutum olarak algılar ve kendisi
de ebeveyninden intikam almak
amacıyla olumsuz davranışlarını
arttırır. Bu nedenle ceza
yönteminin sık kullanılması
uzun vadede etkisiz olur ve hatta
tersine etki edip çocuğun olumsuz
davranışını arttırabilir.”
“TEHDİT, DUYGUSALAÇIDAN
ZEDELEYİCİ OLABİLİR”
Tehditte bulunma konusuna da
değinen Bodur, “Bu, çocuğun
olumsuz bir davranışını başkasına
anlatmakla veya cezayla tehdit
edilmesidir. En sık kullanılanlar,
“Bu yaptığını babana, annene veya
öğretmenine söylerim” gibi tehditlerdir.
Bu aslında şu anlama gelir: “Ben
senin üzerinde disiplin kuramıyorum,
senin üzerinde disiplin sağlayabilecek
birine bunu söyleyeceğim”. Tehditte
bulunmanın disiplin kurmada etkin
bir yöntem olmadığının altını çizen
Bodur, “Yaptığı olumsuz davranışın
başka birisine anlatılması çocuğun
utanç duymasına sebep olur. Bu da
çocuğu duygusal anlamda zedeleyicidir.
Ceza uygulamakla tehdit yönteminde
ise çocuğa eğer olumsuz davranışını
sürdürürse istediği bir şeyden
mahrum bırakılacağı hatırlatılır. Bu
nedenle ceza uygulamakla tehdit
yöntemi çocuğu istediği bir şeyden
mahrum bırakmadan bir önceki aşama
olarak düşünülebilir.”
“KÜSME, SEVGİDENMAHRUM
BIRAKMADIR”
Küsmeyi, “Çocuğun yapmış olduğu
olumsuz bir davranış sonucunda
ebeveynin çocukla arasına duygusal
anlamda mesafe koyması” olarak
tanımlayan Bodur, “Küsme de bir
çeşit cezalandırma yöntemidir ve
sevgidenmahrum bırakmayı içerir.
Sık kullanılması çocuk için duygusal
yönden zedeleyicidir.” diyor. Küsme
davranışı ile çocukla ebeveyn
arasındaki iletişimin bozulduğunu
söyleyen Bodur, küsmenin etkili
iletişimi engellediğinden başarısız bir
problem çözme yöntemi olduğunu
söylüyor ve ekliyor: “Çocuk ebeveyni
tarafından koşulsuz sevilmediğini,
kabul edilmediğini hisseder ve
ebeveynine karşı güven
duygusu zedelenir.”
dişlerini fırçaladığı için ne kadar
temiz koktuğunu ve bu işi kendi
başına becerdiği için onunla
ne kadar gurur duyduğunuzu
söylerseniz yeniden diş fırçalamaya
heveslendirmiş olursunuz.”
Ödüllendirmenin çocuk
eğitiminde farkında olarak veya
olmadan sıklıkla kullanılan bir
yöntem olduğunun altını çizen
Bodur, “Çocuğa yaptığı her olumlu
davranış için maddi ödüller
verilirse bir müddet sonra çocuk
sadece o ödülü almak için olumlu
davranışı gerçekleştirecektir. Bu
nedenle sıklıkla maddi ödüllerin
kullanılması, çocuğun olumlu
davranış modelini içselleştirmesini
yani benimsemesini engeller.
Örneğin, arkadaşıyla oyuncağını
paylaşan bir çocuk her oyuncak
paylaştığında annesinden
çikolata alırsa, arkadaşından
kendi davranışına gelen olumlu
geribildirimler olsa dahi
paylaşmanın değerini kavrayamaz,
sadece o ödülü alabilmek için
o davranışı sürdürür. Ödül
kesildiğinde ise davranışı
gerçekleştirmez, dolayısıyla
çocuk paylaşma davranışını
içselleştirmemiş olur. Manevi
ödüllerin sık, yerinde ve tutarlı
şekilde tekrarlanması sonucu
ise çocuk ebeveyni tarafından
onay gören davranış modellerini
sergilemeye devam eder. Bu onun
olumlu davranış biçimlerini
içselleştirmesine yardımcı olur.”
diyor.
“CEZALAR, OLUMSUZ
DAVRANIŞLARI
ARTIRABİLİR”
Ceza konusuna da değinen
Klinik Psikolog Gizem Bodur,
cezalandırmanın “kısasa kısas”
ilkesi taşıdığını vurguluyor.
Çocuğu olumsuz davranışının
“Çocuğa yaptığı her
olumlu davranış için
maddi ödüller verilirse
bir müddet sonra çocuk
sadece o ödülü almak
için olumlu davranışı
gerçekleştirecektir. Bu
nedenle sıklıkla maddi
ödüllerin kullanılması,
çocuğun olumlu davranış
modelini içselleştirmesi-
ni engeller"
KÜSME DE BİR ÇEŞİT CEZALANDIRMA YÖNTEMİDİR
VE
SEVGİDEN MAHRUM BIRAKMAYI İÇERİR. SIK KULLANILMASI
ÇOCUK İÇİN DUYGUSAL
YÖNDEN ZEDELEYİCİDİR
MAYIS 2017 151