Mart_2013 - page 39

37
manız gerekli ki bir kaç sene devam edebil-
sin. Hâlbuki bir yerde işe başlasanız, orada
çalışırsınız, maaşınız yatar, güvenceniz var-
dır. Kovulacak kadar aykırı olmadığınız sü-
rece işinize güvenirsiniz. Annem, babam da
bu işin çok çeşitli zorluklarını çok iyi bildik-
leri için kardeşimi ve beni pek teşvik etme-
diler oyunculuğa. Onların düşüncesi üniver-
site okuyarak, oyunculuk dışında bir mesle-
ğimizin olması yönündeydi.
Arkadaş gruplarımın komedyeniydim.
Nevra Serezli bir röportajında sizin çocukluğu-
nuzda içine kapanık bir mizaca sahip olduğunu-
zu ifade etmişti. Yaptığınız işlere bakılırsa bu hiç
de böyle gözükmüyor…
Evet, çocukluğumda içime kapanıktım, çok
dikkat çekmek istemeyen birisiydim. Bilgi-
sayar da biraz beni asosyalleştirmişti belki
de. O yıllarda bilgisayarlara meraklı olanlar
asosyal diye etiketlenirdi. Çünkü günümüz-
deki gibi herkes cebinde bile bilgisayarlar ile
gezmiyordu, bir çoğu görmemişti bile…Bil-
gisayarla uğraşan, saatlerce odaya kapanıp,
hiçbir yere çıkmayan ama birbirleriyle deği-
şik bir dille konuşup, çok eğlenen insanlar
onlara garip ve ürkütücü gelirdi. Şimdi ise
herkesin dilinde sosyal paylaşım sitelerinin
terimleri var. Aslında ben asosyal bir çocuk
değildim. Farklı arkadaş gruplarımda hep
sevilen ve hatta hiperaktif olandım. Sadece
üzerimizde kimileri tarafından yapıştırılan
asosyal etiketlemesi vardı. O yaşlarda kişi,
kendisinin bile başkalarının etiketlediği gibi
olduğuna inanıp ve hatta davranışlarını bile
o yönde değiştirebilir. Toplumun bireyi şe-
killendirmesi işte. Yakın hissettiğim arkadaş
gruplarımın her zaman stand-up’çısıydım.
Onları en çok güldüren, heyecanla dinleme-
lerine neden olan şeyler anlatandım. Bu bi-
raz da benim çok okuyup, öğrenmemden,
çok da meraklı olmamdan kaynaklanıyor-
du. Şimdi ise sanal sosyalliği sosyallik sanan
ama karşılıklı masada otururken her boş
anda akıllı telefonlarını ellerinden düşürme-
yen, karşılıklı sohbet paylaşımı yapmak ye-
rine mesajlarını, maillerini, tweet’lerini dü-
zenleyen çok kalabalık bir nesil var. Fazla
sosyallikten boğulmuş asosyaller.
Çocuklarını sokaktaki tehlikelerden korumak is-
teyen aileler, bu defa çocuklarını evde bilgisayar
başına kilitleyebiliyorlar. Internet ve güvenliği
hakkında düşünceleriniz nasıl?
İnternet hayatı kolaylaştırması ve tanıdı-
ğı imkânlardan dolayı bence en büyük ile-
tişim buluşu. Hayatımıza getirdiği kolaylık-
lar sayısız Kimi yörelerden ise Internet’in ne
kadar kötü ve zararlı birşey olduğuna dair
haberler, röportajlar izliyorum bazen. Oysa
Dünya’daki tüm araçları zarar vermek ama-
cıyla da kullanabilirsiniz.
İnternet’in yapısı çok olasılıklı. Bir yeri-
ni kapadığınızda ya arkasından dolaşmanın
ya da başka bir yöntemle aynı amacı gerçek-
leştirmenin bir yolu muhakkak var. O yüz-
den ebeveylerin bilinçli ve bilgili olması şart.
Teknolojik gelişmelerin önüne asla geçeme-
yiz, hatta anne baba olarak hızına çocukları-
mız kadar yetişemeyiz. Biz sorumlulukları-
mıza, değerlerimize ve çocuklarımıza sahip
çıkmalı, onlara doğru ve yanlışı ayırt edebil-
meyi öğretmeliyiz. Bunu ayırt edebilen birey
asılnda hiçbir kurallar bütününe muhtaç ol-
maz. İnsanlık her aracı doğru kullanmanın
yolunu da bulur.. Asıl çocuklarımızı koru-
mak için o araçlar hakkında sıkı bilgiye sa-
hip olmak zorundayız çünkü otomatik ko-
ruma mekanizmalarının etkinliği tartışılır.
Tartışmaya açık noktalar hangisidir?
En basit örnek: Aile ve çocuk profilinde, evet
zararlı içerikli sitelerden uzaksınız. İstisma-
ra yönelik imgeler , belli kelimelerin olduğu
sayfalar, DNS’ler açılmıyor. Ama Internet’i
tamamen sansürlemek imkansız. Bu özelliği
biz büyükler adına sevdiğim bir şey. Çünkü
Filmarşivimortaokul sıralarından beri ol-
dukça büyüktü. Arşiv yapmak bugüne göre
daha fazla emek vermeyi gerektiriyordu.
Bu iflah olmaz sinefilliğim filmyönetmenliği ve film tür-
leri algısı üzerine büyük bir birikimve görgü sağladı.
1...,29,30,31,32,33,34,35,36,37,38 40,41,42,43,44,45,46,47,48,49,...66
Powered by FlippingBook