Background Image
Table of Contents Table of Contents
Previous Page  50 / 84 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 50 / 84 Next Page
Page Background

yaşam

Şöyle ki; kişinin düşündüğü,

sevdiği, ilgilendiği bir konuyu

kendisi gibi seven, ilgilenen,

düşünenlerle paylaşması sağlıklı

bir ihtiyaçtır. Bu paylaşım

sırasında öteki kişilerle yaşanan

etkileşim ile kişi, onaylandığını

ve var olduğunu hissederek

narsisistik bir doyum yaşar. Bu

durum, belli bir noktaya kadar

normal karşılansa da sosyal

medya kullanım oranlarıyla

birlikte düşünüldüğünde narsizmi

beslediği açıkça görülüyor.

Çünkü beğenilme ve onaylanma

düşüncesiyle hareket eden birey,

artık tamamen bu güdünün

kontrolü altına giriyor. Her

paylaşımını “Ben mükemmelim”

hissini yaşama arzusuyla yapıyor.

Mükemmelliği destekleyecek

her türlü durum buna malzeme

yapılıyor ve “mış – muş” devri

başlıyor. Bu kişiler mutluymuş,

Başkaları için yaşayan, anın tadını

çıkarmak yerine o anı yaşadığını

herkese göstermek için telefonlara

sarılan bireyler…

Sosyal medyada takip

edilen kişilerin paylaşımları

kıskançlık, aşağılık kompleksi

gibi sonuçlara yol açabilir mi?

Öte yandan sürekli “mutlu

görünmeye çalışmak” ve hayatın

neredeyse her alanını sosyal

medyada gözler önüne sermek

ne kadar sağlıklıdır?

Kesinlikle yol açar… Bir örnek

üzerinden açıklamak gerekirse;

normal sayılabilecek bir hayatınız

olduğunu varsayalım. Ev-iş-hafta

sonu aktiviteleri üçgeninde giden

bir rutininiz var. Ancak sosyal

medya hesaplarına girdiğinizde

bambaşka bir dünyaya tanık

oluyorsunuz. Herkes mükemmel

fiziğe, mükemmel bir yüze,

mükemmel aileye, mükemmel

yemeğe, mükemmel çocuğa,

mükemmel bir işe sahip.

Günün geri kalanını kendi

yaşamınızı sorgularken buluyor,

başka zaman olsa normal diye

yorumlayacağınız hayatınız

size tekdüze, sıradan ve mutsuz

görünüyor. Bu durumda

kıskanmak, imrenmek ve aşağılık

kompleksine kapılmamak ise

neredeyse imkansız. Mutlu

görünmeye çalışma meselesi ise

sosyal medyanın en büyük amacı

haline geldi. Bu durumun altında

herkes tarafından beğenilme ve

narsist eğilimler yatmaktadır.

SOSYAL MEDYA TÜM HATLARIYLA

GERÇEK BİR MECRA DEĞİLDİR. SANAL

BİR GERÇEKLİK, HATTA GERÇEKLİĞİN

SAHTE BİR YANSIMASIDIR. ORADA

KURULAN İLİŞKİLER GERÇEK BİR ZEMİNDE

GERÇEKLEŞMEDİĞİ GİBİ GERÇEKLİĞİ DE

TAMAMEN YANSITMAZ.

Yeşilay

50