KÜLTÜR
RÖPORTAJ
burada yapacağınız zaman savurganlığı da sizin için
çok büyük bir handikaptır. Gençliğin zaten karşılaşabi-
leceği çok ciddi sorunlar var. Bu sorunlarla da en fazla
karşılaşabileceği şehirlerin bir tanesi de İstanbul’dur.
Şehrin bir tarafında şeker, öbür tarafında zehri gö-
rebilirsiniz. Şayet değerler noktasında güçlü bir birey
olarak gelmişseniz İstanbul sizin değerlerinize çok bü-
yük değerler katar. Ama değerler itibarıyla biraz zayıf
gelmişseniz, sizin için çok kötü sonuçlar yaratabilecek
bir şehre de dönüşebilir. Dolayısıyla bu şehir iyi ve
güzeli, kötü ve çirkini, her şeyi içinde bulundurabiliyor.
Ama içinde bu tür problemler olmasına rağmen gene
de İstanbul gene de İstanbul derim.
Öğrencilik zamanınızda zorlandığınız dönemlerde
bir girişimcilik ruhunuz da meydan çıkıyor; böyle bir
tecrübeniz var. Bundan biraz bahsedebilir misiniz?
Üniversite hayatında herkes aynı imkânlara sahip
olmuyor. Maddi yetersizlikler sizi farklı arayışlar içine
itebiliyor. Çalışmak durumunda kalabiliyorsunuz. Be-
nim de hayatımın bir bölümünde, üniversiteyi bitirdik-
ten sonra avukatlık stajı esnasında böyle bir tecrü-
bem oldu. Ben üniversitede okurken aynı zamanda
çalışıyordum ve avukatlık stajımı yapabilmek için
çalıştığım işten ayrılmak zorunda kaldım. İşten çıkınca
bir tek akşam vakti kalıyordu. Akşam ne yapabilirim
diye düşündüğümde o bölgede yaptığım bir inceleme,
tulumba tatlısı yapmanın kârlı bir iş olduğunu gösterdi
bana. Sordum lokantacılara ben size tulumba tatlısını
yapsam satın alır mısınız benden diye, getir bakalım,
becerebiliyorsan niye almayalım, dediler. Biz de kolları
sıvadık, başladık. Çok da bildiğimiz bir iş değildi ama bi-
raz deneme yanılmadan sonra gayet başarılı bir imalat
süreci ve iyi bir satış performansı yakaladık. Akşam
6-7’den sonra eve gelip 3-4 saat tulumba tatlısı yapıp
gece 11’de lokantalara servis yapacak bir iş yoğunluğu
getirdi. Bir yandan stajımızı yaptık bir yandan tatlımızı
yaptık. Ekmeğimizi çıkartmaya çalıştık.
Bilhassa gençlerimizi büyük ölçüde etkileyen, kişi
yanında toplumun da bir bakıma sağlığını yitirmesi
demek olan bağımlılıkları sizler nasıl tanımlıyorsunuz?
Aslında çok yönlü bir sorun. Bunda bireyin yetişmesinin
çok büyük bir rolü var. Ailesinden başlayarak bire-
yin kendi iç dünyası ve çevresi belirleyici etmenler. O
nedenle bağımlı insanlara yardımcı olmamız ve onların
başa çıkamadıkları sorunlar karşısında onları güçlen-
direbilmemiz gerekiyor. Sorunları aşabilecek gücü
kendinde görebilecek bireyler bu tür farklı saplantılara
yönelmedenmakul bir kişilik içinde hayatlarını sürdüre-
biliyorlar. Ama sorunlarla başa çıkamayan bazı gençler
de farklı bağımlılık türlerinemaalesef yönelebiliyorlar.
Ve bu hemo birey hemde toplumumuzun huzuru,
sağlığı ve geleceği açısından önemli bir problem teşkil
ediyor. Dolayısıyla bunu üzerinde daha fazla yoğunlaş-
mamız gereken bir problemolarak görüyorum. Bütün
yönleriyle inceleyerek, kişiye, aileye ve çevreye özel
etmenleri mutlaka düzeltmemiz gerekiyor.
Burada eksik gördüğünüz en önemli nokta neresi?
Önleme mi, tedavimi mi, yoksa sonrasında bağımlılık
tedavisi görmüş kişiyi topluma kazandırmak mı?
Meselenin temel çıkış noktasının aile olduğu kanaatin-
deyim. Bizimöncelikle aile yapımızı, aile dayanışmasını,
aile içerisinde sevgi ve karşılıklı saygının tesisini; yani aile
birlikteliğini, ailemutluluğunu çok önemsememiz ve bu
nedenle de anne babaların eğitimini çok iyi bir seviye-
ye çıkarmamız lazım. Eğitimdemek kesinlikle diploma
sahibi olmak demek değil. Diploma sahibi pek çok insan
da hayatın gerçeklerini iyi algılayamadıkları için hata ya-
pabiliyor. Belki işini çok iyi yapabiliyor ama hayat dersi
çok farklı bir derstir. Bu hayat dersini de ailelerin çok iyi
alması lazım. Dolayısıyla toplumun en ciddi müessesesi
olan aile kurumunun güçlenmesi için anne ve babalar
iyi eğitilmeliler. Aksi takdirde sorunlu çocukların bu tür
durumlara düşmesi çok dahamümkün hale gelebiliyor.
Yapacağımız temel görev bence aile ilgili çalışmayı sür-
dürmektir. Yalnızca bir bağımlısı olan aileyi kastetmiyo-
rum, genel olarak aile yapısına yönelik bir bilgilendirme
yapmamız gerekiyor. Çünkü bağımlılığın dışında da pek
çok psikolojik ve sosyolojik sorunlar gene aile kökenli
olarak göze çarpıyor. O nedenle genel bir aile politikası
izlenmesini önümüzdeki süreç açısından çok değerli
görüyorum. Çünkü bilginin paylaşılması, teknolojinin
süratle yaygınlaşması konusunda globalizm, ticaret-
te önünde duramayacağımız, hatta ondan istifade
edeceğimiz bir imkân getiriyor bize. Ama bu süreç
değerlerin yozlaşması noktasında da ciddi bir sorun
olarak karşımıza çıkıyor. Dolayısıyla bu sorunu aşabilme
İstanbul pek çok taleple karşılaştığınız,
taraflarla iyi istişare edip, ortak akla hizmet edecek
açılımlar yapmanız gereken, hızlı karar almayı
ama yanlış karar almamayı gerektiren bir şehirdir.
Bilginin hızlı paylaşımı değerlerin yozlaşması
noktasında da ciddi bir sorun olarak karşımıza
çıkıyor.
yesilay.org.tr
62
YEŞiLAY
•
ARALIK 2014
