Background Image
Table of Contents Table of Contents
Previous Page  58 / 84 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 58 / 84 Next Page
Page Background

yesilay.org.tr

58

YEŞiLAY

ŞUBAT 2016

KÜLTÜR

nedenden dolayı çok aktif değiller. Tabii örgütlü davranıl-

dığında çok daha sağlıklı olacağını düşünüyorum. Ama şu

anda bir şey yok.

“BEN HİKÂYENİN FOTOĞRAFINI ÇEKİYORUM”

Gelelim o mükemmel fotoğraflarınıza… Hikâyesi olan bir anı

görüntüleme mi, yoksa görüntüden hikâye oluşturma mı

çekimlerinizdeki amaç?

Ben bir hikâyenin fotoğrafını çekiyorum. Daha doğrusu ben

hikâyeyi izleyene bırakıyorum. Çünkü fotoğraflarım hakkın-

da ipucu vermiyorum. Ufak bir bilgi veriyorum daha da baş-

ka bir şey söylemiyorum. Hatta bazen mekânı bile söyle-

miyorum ki insanlar fotoğraftan hayal dünyasına geçsinler.

Tüm resimler yoruma açık o halde?

Bir nevi yoruma açık denebilir ama sen hayata nasıl bakı-

yorsan, nerede duruyorsan, orada ne görmek istiyorsan

fotoğrafı da öyle görürsün. Bu senin algılarınla sınırlı bir

şey. Bu yüzden yaptığım işi foto muhabirliğinden birazcık

farklılaşan yönü, yönlendirmekten kaçınmaktır. Bir dokü-

mantasyon boyutu yoksa yaptığım işin onları bir metinle

desteklemekten, onun gerçek hikâyesini anlatmaktan ka-

çınıyorum. Çok fazla açıklama yapmıyorum ki izleyen kendi

hikâyesini yazsın.

“İNSANLAR PERSPEKTİFİ OLAN FOTOĞRAFI

GÖRMEK İSTİYOR”

Instagram’da müthiş bir takipçi kitlesine

sahipsiniz. Sosyal medyayla aranız nasıl?

Sosyal medya hesaplarından sadece Ins-

tagram’ı kullanıyorum. Orada da 1,5 mil-

yondan fazla takipçi var. Instagram ülke-

mizde ilk yaygınlaştığı zamanlar çektiğim

resimleri paylaşmaya başlamıştım. Resimlerim

beğenildi, milyonlarca kişiye ulaştı. İnsanlar farklı

perspektifi olan, hikâyesi olan fotoğrafı görmek istiyor.

Paylaşımları siz mi yapıyorsunuz?

Evet, ben yapıyorum. Günlük 5-7 adet arasında değişiyor.

Bildirimler kapalı tabii, yoksa baş edemem (gülüyor).

Gerek workshop çalışmaları gerek yeni yerler keşfetme

amacıyla çok seyahat ediyorsunuz. 2015 nasıl geçti?

2015 çok yoğun geçti. Her ay yaklaşık 3-4 ülke gezdim.

Bunların yüzde 90'ı iş seyahatleri. Bir kısmı workshoplar,

bir kısmı öğrenci turları, bir kısmı reklam çalışmaları, bir kıs-

mı belgesel çalışmaları. Bunlar 2016’da da devam edecek.

Özellikle üniversitelere çok önem veriyorum. O yüzden

üniversitelerde workshoplara, söyleşilere, özel derslere

katılıyorum. Bunların hepsine fazlasıyla zaman ayırıyorum.

Ayda bir-iki üniversiteye muhakkak gidiyorum Türkiye’de.

Bunlar genellikle fotoğraf kulüplerinin etkinlikleri, söyleşi-

leri, workshopları oluyor.

En doğru profesyonel bir foto muhabirinin cevaplayabile-

ceği bir soru; kamera çözünürlüklerimizin artması, çek-

tiklerimizi paylaşmak ve milyonlarca kişiye ulaştırmak için

uygulamaların yaygınlaşması adeta herkesi fotoğrafçı yap-

tı. Bu nereye kadar gider? İyi midir, nasıl değerlendirirsiniz?

Bu bir handikap veya bir dezavantaj değil, bir avantaj. Bu

işin sadece fotoğrafçıların tekelinde kalıyor olması hak-

sızlık. Çünkü analog dönemde fotoğrafçılık çok pahalı bir

uğraştı. Bir makineye sahip olmak pahalıydı. O makineyi

kullanabilmek, filmi doğru pozlandırabilmek, o filmde gö-

rüntü oluşturabilmek kolay bir iş değildi, halen de değil. O

yüzden minimum düzeyde de olsa teknik bir bilgiye de ih-

tiyaç var. Eğer birazcık uğraşmak istiyorsan aynı zamanda

karta basacaksın, filmi kendin yıkaman lazımvs. Bu nedenle

bu iş fotoğrafçıların tekelinde kalan bir uğraş olarak gelişti

son döneme kadar. Amatörler işin içine girip söz söyleme

şansına sahip değildi. Dijital dönüşüm bunu daha kitlesel bir

boyuta taşıdı. Böyle bakıldığında oldukça demokratik bir

dönüşüm söz konusu oldu. Herkesin fotoğrafçı olma me-

selesine gelince… Herkes fotoğrafçı olabilir, bunda bir sa-

kınca görmüyorum. Sadece onun kendini fotoğrafçı olarak

tanımlıyor olması, benim de onu fotoğrafçı olarak görmemi

İnsanların

beğenisi

üzerine kurulan

tümsistemlerin

mantığı insanın

egosu üzerine

kurulu.