Background Image
Table of Contents Table of Contents
Previous Page  21 / 84 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 21 / 84 Next Page
Page Background

ve bu şekilde kendi hayatına

uyguluyor. Bunun dışında

akademik başarısı düşükse,

okulda yakalayamadığı başarıyı

zorbalık yaparak, arkadaşları,

öğretmenleri arasında bu şekilde

edinmek istiyor. Bunu arkadaşları

arasında bir statü olarak görüyor.”

diyor.

SOSYAL BECERİLER İKİNCİ

PLANDA KALMAMALI

Akran zorbalığının diğer bir

yönünün de dürtü kontrol

bozukluğu olan çocuklar

olduğuna dikkat çeken Prof.

Dr. Tolga Arıcak, “Karşıt olma,

karşıt gelme yani psikiyatrik

dediğimiz türde sorunları olan

çocuklar var. Bunların biyolojik

temelleri mevcut. Yani çocukta

kendisinin elinde olmadan

zorbalık gösterme eğilimi ortaya

çıkabilir.” diyor. Arıcak şöyle

devam ediyor: “Bir de yetersiz

sosyal beceriler, gelişmemiş

değerler de zorbalık üzerinde

etkili. Biz okullarımızda daha

çok akademik eğitim veriyoruz.

Değerler ve sosyal beceriler

bizim için ikinci planda kalıyor.

Örneğin çocuk oyun oynarken

arkadaşıyla bir anlaşmazlığa

düşüyor. Zorbalığı mı bir çözüm

aracı olarak kullanıyor yoksa

arkadaşıyla konuşarak, tartışarak

mı bunu çözmeye çalışıyor?

İşte buna sosyal beceri diyoruz.

Sosyal beceriler ikinci planda

kalmamalı.”

DAVRANIŞLARIN HEPSİNİ

ÖĞRENİYORUZ

Akran zorbalığının, çocukların

zarar verdiklerinin bilincinde

olduğu, zarar verme kastı ve

niyetinin var olduğu dönemde

başladığını kaydeden Prof. Dr.

Tolga Arıcak, “Şöyle düşünün;

küçük bir çocuk kreşte yemek

yerken arkadaşı gelip onun

ekmeğini alırsa o da dönüp

arkadaşına tokat atabilir. Diğer

bir çocuk, aynı durumda

arkadaşına vurmayıp ağlamaya

başlayabilir. Başka bir çocuk

Bir davranışın zorbalık olabilmesi için güç

dengesizliği şart. Yani zorbalık yapan kişinin

mağdur olan kişiye göre fiziksel, psikolojik ya da

sosyal açıdan avantajlı durumda olması gerekiyor.

yalnız, arkadaş desteği olmayan,

öz güveni zayıf, dezavantajlı

gruptakiler yani engelli, göçmen

çocuklar mağdur olmaya daha

açık. Akademik başarısı düşük

olup sosyal destek görmeyen

çocuklar da yine risk grubunda.”

diyor. Arıcak, zorbalığa uğrayan

çocuklarda görülen belirtileri

ise şöyle sıralıyor: “Bu çocuklar

inanılmaz derecede mutsuz,

içe kapanık ve depresif bir hal

sergileyebilir. Okul başarısı iyi

ya da normalse hızlı bir düşüş

gözlenebilir. Dalgınlık, içine

kapanık kalma, önceden yaptığı

etkinlikleri yapmama, iştahsızlık,

okula gitmek istememe gibi

davranışlar çocukların zorbalığa

uğradığına dair belirtiler olarak

karşımıza çıkıyor. Ama fiziksel

bir zarar görüyorsa vücudunda

morluklar oluşması da mümkün.

Ya da zorbalık yapanlar aldığı için

eşyaları kaybolmaya başlar sık sık.

Çocuk, ‘Unuttum, düşürdüm’ diye

yalan söyler.”

ise sadece ‘Ekmeğimi geri ver!’

diyebilir. Burada olay aynı ama

tepkiler farklı. Vuran çocuk,

muhtemelen aynı davranışı model

olarak ya annesi ya babası ya

da arkadaşında gördü. Ama bir

çocuk vururken diğer çocuk niye

vurmuyor? Ağlayan niye ağlıyor?

Çünkü biz bu davranışların

hepsini öğreniyoruz. Ya da başka

bir çocuk uygun bir tepki vermeyi

öğrenmiş. Annesi veya öğretmeni,

‘Birisi senin zorla bir şeyini aldığı

zaman ona, bana lütfen geri verir

misin?’ diyeceksin şeklinde doğru

tepkiyi öğretmiştir. O yüzden

çocuk hangi tepkileri öğrendiyse

onları uyguluyor.”

ÖZ GÜVENİ ZAYIF

ÇOCUKLAR RİSK

GRUBUNDA

Akran zorbalığında en önemli

unsurların güç dengesizliği ve

zarar verme niyeti olduğuna vurgu

yapan Prof. Dr. Tolga Arıcak,

“Zorbalığa herkes uğrayabilir ama

NİSAN 2019 21