ve bu şekilde kendi hayatına
uyguluyor. Bunun dışında
akademik başarısı düşükse,
okulda yakalayamadığı başarıyı
zorbalık yaparak, arkadaşları,
öğretmenleri arasında bu şekilde
edinmek istiyor. Bunu arkadaşları
arasında bir statü olarak görüyor.”
diyor.
SOSYAL BECERİLER İKİNCİ
PLANDA KALMAMALI
Akran zorbalığının diğer bir
yönünün de dürtü kontrol
bozukluğu olan çocuklar
olduğuna dikkat çeken Prof.
Dr. Tolga Arıcak, “Karşıt olma,
karşıt gelme yani psikiyatrik
dediğimiz türde sorunları olan
çocuklar var. Bunların biyolojik
temelleri mevcut. Yani çocukta
kendisinin elinde olmadan
zorbalık gösterme eğilimi ortaya
çıkabilir.” diyor. Arıcak şöyle
devam ediyor: “Bir de yetersiz
sosyal beceriler, gelişmemiş
değerler de zorbalık üzerinde
etkili. Biz okullarımızda daha
çok akademik eğitim veriyoruz.
Değerler ve sosyal beceriler
bizim için ikinci planda kalıyor.
Örneğin çocuk oyun oynarken
arkadaşıyla bir anlaşmazlığa
düşüyor. Zorbalığı mı bir çözüm
aracı olarak kullanıyor yoksa
arkadaşıyla konuşarak, tartışarak
mı bunu çözmeye çalışıyor?
İşte buna sosyal beceri diyoruz.
Sosyal beceriler ikinci planda
kalmamalı.”
DAVRANIŞLARIN HEPSİNİ
ÖĞRENİYORUZ
Akran zorbalığının, çocukların
zarar verdiklerinin bilincinde
olduğu, zarar verme kastı ve
niyetinin var olduğu dönemde
başladığını kaydeden Prof. Dr.
Tolga Arıcak, “Şöyle düşünün;
küçük bir çocuk kreşte yemek
yerken arkadaşı gelip onun
ekmeğini alırsa o da dönüp
arkadaşına tokat atabilir. Diğer
bir çocuk, aynı durumda
arkadaşına vurmayıp ağlamaya
başlayabilir. Başka bir çocuk
Bir davranışın zorbalık olabilmesi için güç
dengesizliği şart. Yani zorbalık yapan kişinin
mağdur olan kişiye göre fiziksel, psikolojik ya da
sosyal açıdan avantajlı durumda olması gerekiyor.
yalnız, arkadaş desteği olmayan,
öz güveni zayıf, dezavantajlı
gruptakiler yani engelli, göçmen
çocuklar mağdur olmaya daha
açık. Akademik başarısı düşük
olup sosyal destek görmeyen
çocuklar da yine risk grubunda.”
diyor. Arıcak, zorbalığa uğrayan
çocuklarda görülen belirtileri
ise şöyle sıralıyor: “Bu çocuklar
inanılmaz derecede mutsuz,
içe kapanık ve depresif bir hal
sergileyebilir. Okul başarısı iyi
ya da normalse hızlı bir düşüş
gözlenebilir. Dalgınlık, içine
kapanık kalma, önceden yaptığı
etkinlikleri yapmama, iştahsızlık,
okula gitmek istememe gibi
davranışlar çocukların zorbalığa
uğradığına dair belirtiler olarak
karşımıza çıkıyor. Ama fiziksel
bir zarar görüyorsa vücudunda
morluklar oluşması da mümkün.
Ya da zorbalık yapanlar aldığı için
eşyaları kaybolmaya başlar sık sık.
Çocuk, ‘Unuttum, düşürdüm’ diye
yalan söyler.”
ise sadece ‘Ekmeğimi geri ver!’
diyebilir. Burada olay aynı ama
tepkiler farklı. Vuran çocuk,
muhtemelen aynı davranışı model
olarak ya annesi ya babası ya
da arkadaşında gördü. Ama bir
çocuk vururken diğer çocuk niye
vurmuyor? Ağlayan niye ağlıyor?
Çünkü biz bu davranışların
hepsini öğreniyoruz. Ya da başka
bir çocuk uygun bir tepki vermeyi
öğrenmiş. Annesi veya öğretmeni,
‘Birisi senin zorla bir şeyini aldığı
zaman ona, bana lütfen geri verir
misin?’ diyeceksin şeklinde doğru
tepkiyi öğretmiştir. O yüzden
çocuk hangi tepkileri öğrendiyse
onları uyguluyor.”
ÖZ GÜVENİ ZAYIF
ÇOCUKLAR RİSK
GRUBUNDA
Akran zorbalığında en önemli
unsurların güç dengesizliği ve
zarar verme niyeti olduğuna vurgu
yapan Prof. Dr. Tolga Arıcak,
“Zorbalığa herkes uğrayabilir ama
NİSAN 2019 21