Background Image
Table of Contents Table of Contents
Previous Page  159 / 248 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 159 / 248 Next Page
Page Background

hareketi”nin nasıl olabileceğinin

en güzel örneklerinden birini

sergiliyor. Hem kurumsal

ciddiyeti hem gönüllülerle

kurduğu samimi ilişki

sayesinde çok hızlı bir biçimde

teşkilatlanıyor ve her geçen

gün daha fazla insana ulaşıyor.

Yaklaşık bir asırdır neslimizi

her türlü bağımlılıklardan ve

kötü alışkanlıklardan korumayı

amaçlayan Yeşilay, Türkiye’de

50 bini aşkın gönüllüsü ile

yürüttüğü faaliyetler sonucunda

milyonlarca kişiye dokundu.

Yeşilay’ın özverili, uyumlu,

anlayışlı, ikna kabiliyetleri

ve motivasyonları yüksek

çalışanları, gönüllüler ile

süreklilik arz eden ve verimli

bir iletişim kurdular. Yapıcı

ve motive edici üslupları

ile gönüllülerin iş ve görev

tanımlarını düzgün yaparak,

onları bilgi ve becerilerine uygun

faaliyetlere yönlendirdiler.

Otoriteye değil, saygı ve özveriye

dayanan bir Yeşilay yönetişimi

ortaya koyuldu.

Kurumlar ister profesyonellerle

olsun, ister gönüllülerle,

“birlikte iş yapma” yeridir.

Birlikte çalışmak da birbirimizi

anlamaktan ve gönüller

yapmaktan geçiyor. İş

arkadaşlarımız zorunlu olarak

değil, severek, isteyerek bizimle

çalışsınlar. Zorunlu değil gönüllü

olsunlar. Bağımlı değil, bağlı

olsunlar.

Koca Yunus’un dediği gibi:

İlim ilim bilmektir,

ilim kendin bilmektir.

Sen kendini bilmezsin,

ya nice okumaktır.

Yunus Emre der hoca,

istersen var bin hacca

Hepisinden iyice,

bir gönüle girmektir.

toplumsal meşruiyeti, üye

ve gönüllülerinin fazlalığı

ve farklılıkları ile sağlanır.

Vakıflar, dernekler, kuruluşlar

ve cemiyetler (STK’lar), ne

kadar çok profesyonele sahip

olurlarsa olsunlar, asıl kurumsal

itibarlarını ve faaliyetlerinin

sürekliliklerini gönüllüleri ile

sağlarlar. Gönüllüler yerine

sadece profesyoneller ile yaygın

faaliyet yürüten STK’ların bir

“kamu kuruluşu”ndan veya

“ticari işletme”den farkı yoktur.

Yani birinci ve ikinci sektör gibi

çalışıyor demektir. Oysa STK’lar,

yani üçüncü sektör kuruluşları

devlet dışında, kar amacı

gütmeden hizmet ederler.

Gönüllüler, çalıştıkları

STK’lara “gönül”den bağlıdır;

profesyonel çalışanlar ise

“sözleşme” ile. Dolayısıyla

gönüllü-STK ilişkisi bir çalışan-

işveren ilişkisi gibi değildir.

Bu yüzden gönülden bir iyilik

yapabilmek için kurumlarda

emeğini ve zamanını harcayan

gönüllüler, araçsallaştırılmamalı,

kullanılıp atılan bir metaya

dönüştürülmemelidir.

Gönüllüler ile kurum arasında

gerçekten “gönülden gönüle bir

yol” bulunmalıdır. Gönüllülere

dikkatli ve özenli davranılmalı,

“sömürü algısı” oluşturulmadan,

sorumluluk vererek, gerektiğinde

ödüllendirerek en verimli

biçimde hizmet edebilmelerine

imkân sağlanmalıdır.

Kurumlar ancak kaynakları

kadar güçlü olabilirler. Bir

STK’nın en önemli kaynağı ise

profesyonelleri kadar, gönüllü

insanlarıdır. Ülkemizin en eski

sivil inisiyatiflerinden biri olan

Yeşilay da, hem profesyonelleri,

hem de binlerce gönüllüsü

ile “sürdürülebilir bir iyilik

STK’nın amaçları doğrultusunda

kullanmalarını ifade eder.

Bireysel olarak da gönüllülük

yapılabilmekle birlikte, daha

kurumsal, sürdürülebilir ve

ideal olan bir çatı altında,

grup sinerjisini de kullanarak

“birlikte” gönüllülük yapmaktır.

STK çatısı altında yapılan

gönüllü faaliyetler, hem STK’lara

hem de gönüllülere önemli

kazanımlar sağlar.

STK’lar üyeleri, bağışçıları ve

daha da önemlisi gönüllüleriyle

var olur ve zenginleşirler.

Bir STK’nın gücü, itibarı ve

YEŞİLAY’IN ÖZVERİLİ, UYUMLU, ANLAYIŞLI,

İKNA KABİLİYETLERİ

VE MOTİVASYONLARI YÜKSEK ÇALIŞANLARI, GÖNÜLLÜLER İLE

SÜREKLİLİK ARZ EDEN VERİMLİ BİR İLETİŞİMKURDULAR

MAYIS 2017 159