Yesilay Dergisi-Eylul-944.Sayi-Televizyon - page 29

lamaktır, dışarıdan izlemek değil. Televizyonun
belli zamanlarda, çocuklara öğretebileceği bel-
li şeyler vardır. Çocuklara ebeveynleri yerine eği-
tim verecek bir bebek bakıcısı gibi değildir. Bebek
bakıcısı çocuklarla karşılıklı etkileşimde bulu-
nurken, televizyon bunu yapamaz. Televizyon pek
çok açıdan tepkisiz bir bebek bakıcısı ya da tep-
kisiz bir ebeveyne benzer ve bunun da çocuklara
hiçbir faydası yoktur. Eğer çocukların sosyal be-
ceriler edinmesini istiyorsanız, televizyon, çocuk-
ların beyin gelişimleri için verebileceğiniz en iyi
şey değildir. Televizyon çocuğunuzu zehirlemez;
ancak ebeveynler ‘çocuğum televizyon sayesinde
daha zeki oluyor” diyerek kendilerini kandırma-
malıdırlar. Çünkü bu olmamaktadır.
Ayrıca televizyonu herhangi bir amaçla kulla-
nırken bunun o iş için en iyi araç olup olmadığı-
nı da düşünmek gerekir. Mesela bazen müzik setini
açıp Mozart dinlemek televizyonda bir müzik prog-
ramı izlemekten daha iyidir. Her ikisi de müzik, ama
bir de çocuğunuzun yaşadığı deneyimi düşünseni-
ze… Yalnızca müzik dinlediğinde hayalgücü kanat-
lanır. Televizyon seyrettiğindeyse sürekli bir resim,
renk ve müzik saldırısına maruz kalır. Yapabilecek-
leri tek şey televizyondaki tüm sesleri ve görüntü-
leri yakalamaya ve anlamaya çalışmak olmaktadır.
Bu yüzden televizyon gibi ekran medya araçlarını
kullanırken ve özellikle çocukla bu araçlar arasında
neler olup bittiği konularında düşünceli olmalıyız.
Çocuklarının ekran karşısında geçirdikleri süreyi azalt-
mak isteyen ebeveynlere tavsiyeleriniz nedir?
Anne ve babalara “Sizler ebeveynsiniz!” diyorum
ve ebeveynlik bir etiket değil önemli bir görevdir.
Göreviniz çocuğunuzu elinizden geldiğince sağ-
lıklı, mutlu ve üretken biri olarak yetiştirmektir.
Bu yüksek ihtimalle ömür boyu edineceğiniz en
önemli görev olacaktır. Çocuklar her türlü şeyi
kötü alışkanlığa çevirebilir, ancak siz de bunları
her zaman tersine çevirebilirsiniz. Bu durum ek-
ran medyası için de geçerlidir.
Ebeveynlere çocuklarının tüm günlerini dü-
şünmelerini öneriyorum; çocukları da bunları dü-
şünebilecek yaşlara ulaştığında günlerini birlikte
düşünmelidirler: 24 saatte bir çocuk ne kadar uyu-
malıdır? Okulda geçirmesi gereken süre nedir? Dı-
şarda ne kadar oyun oynamalıdır? Aile olarak bir-
likte ne kadar zaman geçirmeliyiz? Çocuğunu-
zun 24 saatini yukarıdan aşağıya kısıtlama ve ya-
saklarla düzenlemektense, aşağıdan yukarıya bir-
likte doldurun. Çocuğunuza sadece “Günde ancak
iki saat televizyon seyredebilirsin” şeklinde bir ku-
ral koyarsanız ne olur? Okuldan gelir gelmez tele-
vizyonun karşısına oturur ve iki saat bittiğinde de
size daha fazla televizyon izlemelerine izin verme-
niz için yalvarmaya başlarlar. Burada aslında yap-
tığınız çocuklarınız için yasak elma yaratmak-
tan başka bir şey değildir ve bundan sonra da
ebeveyn bir polis gibi davranmak zorunda kalır.
Eğitici ya da bilinçsizmedya tüketimini engelleyici prog-
ramlara ait herhangi bir örnek var mı?
Medya ve Çocuk Sağlığı Merkezi’ni on yıl önce
kurduk. Televizyonun iyi mi kötü mü olduğu tar-
tışması ise, elli yılı aşkın bir süredir, yani televiz-
yonun 1950’lerde Amerikan toplumu ve Amerikan
hayatına girdiği zamandan beri devam ediyor. Bu
ilk başladığından beri ahlaki bir tartışma olmuş-
tur. İnsanlar çoğunlukla televizyonun sağlığımız
için kötü olduğuna ve bizi şişman, aptal ve kötü
bireyler yaptığına inanır. Aynı zamanda hepimiz
televizyon izliyor ve ona bayılıyoruz. İnsanlar te-
levizyon hakkında ‘doğru ya da yanlış’, ya da ‘iyi
ya da kötü’ olması üzerinden konuşuyor. Konuya
hiç kimse kanıta dayalı bir yaklaşımla bakmıyor.
Gözlerimizi açalım!
Bir doktor ve bir ebeveyn olarak söylüyorum ki,
“Tıpkı beslenmeyle ilgili olarak yaptığımız gibi,
ekran medyasının bizi nasıl etkilediğini belirle-
mek için de aynı kriterleri kullanmalıyız. Neyin iyi
olduğunu ve neyin o kadar da iyi olmadığını anla-
mak için bilimi kullanalım. Gözlerimizi açalım ar-
tık.” Mesele doğru ve yanlış ya da kınama mesele-
si değil. Çocuklarımızın aklına soktuğumuz şey-
ler, midelerine giren yiyecekler kadar önemlidir.
Ekran medyası dediğimiz şey sadece klasik an-
lamda yayın yapan televizyon demek değil; ekran
medyası artık ödemeli kanallar, Youtube, Instag-
ram ya da Pinterest’i de içeriyor.
27
1...,19,20,21,22,23,24,25,26,27,28 30,31,32,33,34,35,36,37,38,39,...68
Powered by FlippingBook