Background Image
Table of Contents Table of Contents
Previous Page  58 / 84 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 58 / 84 Next Page
Page Background

kültür

Yeşilay

58

da bir derinliğe sahip olabilmesidir.

Gerçi bunu yapabilmek çok

zordur. Çok ender zamanlarda

ve durumlarda bu gerçekleşebilir.

Keşke böyle olsa. Sanat filmi

şöyledir, sanat filmi böyledir gibi

ayrımları aşan filmler çıkmıştır,

çıkmaya da devam edecektir. Belki

de en ideal nokta bu tür filmlerin

artması, çoğalmasıdır, varlıklarını

sürdürmesidir.

İletişimaraçların dijitalleşmesinin

sinema üzerinde olumsuz bir etkisi

olur mu? Sinemada da dijitalleşme

kaçınılmazmıdır? Sinema bundan

kaygılanmalı mıdır?

İnsanların toplu halde bir şeyler

izleme isteği ve talebi insanlık var

oldukça devam edecek. Dolayısıyla

bilet alıp hiç tanımadığı insanlarla,

karanlık bir ortamda, büyük bir

ekranda film izleme talebi hep

olacak. Bu ait tarafı olan bir şeydir.

Teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin

bu formdevam edecek.

SENARYOYARIŞMALARI

DİKKATÇEKMEAÇISINDAN

ÇOKOLUMLU

Sizler aynı zamanda Yeşilay’ın

bağımlılık temalı Sağlıklı Fikirler

senaryo yarışmasının jüri üyeliğini

yaptınız. Genel olarak konsepti

nasıl buldunuz?

Böyle bir altını çizme, dikkat çekme,

farkındalık yaratma isteğinden

bahsediyorsak bu tip yarışmaların

olması elbette olumludur.

Yeşilay’daki yarışma da bağımlılık

konusuna gençleri de dahil ederek

farklı bakış açıları kazandırmaya

çalışıyor.

Bağımlılık konusu sanat

konusunda nasıl işlenmeli?

Sonuçta toplumsal bir sorun.

Haliyle sanatı da toplumsal

sorunlara ışık tutan, yol gösteren,

bir nebze çözümüretebilen bir dal

olarak gösterebiliriz…

Bağımlılığı ele alırken onları

mahkum edici bir tarzda

resmetmemek gerekiyor. Meseleye

soğukkanlı yaklaşmak gerekiyor.

Bağımlılık adını verdiğimiz şey

hep değişebilir. Tanımı değişebilir.

Farkında olarak cümleleri kurmak

gerekiyor. Yapılacak olan iş neyse

onu yapmak gerekiyor. Bu tip

meseleler söz konusu olduğunda

Karamazovlardaki Zosima’nın lafları

aklıma geliyor. Zosima der ki “Hem

kendin olmaya devam edeceksin

hemde başkalarını seveceksin. Böyle

yaparsan hayatta çözemeyeceğin çok

az şey vardır.”

SİNEMAEĞİTİMİNDEMAKRO

PERSPEKTİFİMİZYOK

Sinema ve televizyonun akademik

alanında nasılız? Başarılı filmler

üreten öğrencileri eğitiyoruz gibi

bir idealimiz veya iddiamız var mı?

Bu konuyu butik olarak konuşmak

gerekiyor. Bir üniversitede bu

daha iyi olabiliyorsa ve diğer bir

üniversitede daha kötü olabiliyorsa

buna bakmak zorundayız. Ya da bir

zamanlar bir üniversitede iyiyken

niçin şu anda kötüye gidiyor, teke

tek üniversiteler bazında ele alıp öyle

konuşmak lazım. Benmakro bir

perspektifimiz olduğundan çok emin

değilim. Belki bu da iyi bir şeydir.

Şehirlerin film festivalleri var.

Bunları nasıl görüyorsunuz?

Başarılı mıdır? Gençleri bir yerlere

yönlendirecek alt yapıya sahipmi

festivaller?

Türk sinemasının şu an faal

olan birçok ismi İstanbul Film

Festivali’nde 80’lerde 90’larda

gördükleri örnekler üzerinden

kendilerini daha da geliştirme

imkânına sahip oldular. Dolayısıyla

festival fonksiyonsuzdur demek

haksızlık olur. Festival her şey

değildir ama önemli katkılarda

bulunabilir. Çünkü festivaller ve çok

özel tematik televizyon kanalları şu

anda sinemanın soluk alabileceği

yerler. Bunun dışında soluk alıp

verebilecekleri yer yok. Festivallerin

üretime, gösterime böyle katkıları

olabilir. Daha da önemlisi seyirciye

sinema kültürünün geliştirilmesi

konusunda katkıları olabilir ki,

bunu önemsiyorum. Şu anda Türk

sinemasının en büyük sorunlarından

bir tanesi yetişmiş seyircidir. Sinema

seyircisini yetiştirebilmek için onu

terbiye etmek için festivaller hiç de

fena yerler değildir.

Beyaz perdede ve TV kanallarında

daha çok popüler filmler yer

buluyor, tutuyor diyebilir miyiz?

Yanlış bir şey olur. Böyle olmaması

gerekir. En ideali, bir filmin hem

seyirciye, sokağa hitap edebilmesi,

seyirci toplayabilmesi aynı zamanda

Romanla ilgilenen

birinin senaryo yazması;

film yapmaya çalışırken

bir omurga inşa etmeye

çalışmasını biraz daha

kolaylaştırabilir.

Teknoloji ne kadar

gelişirse gelişsin

insanların bilet

alıp hiç tanımadığı

kişilerle, karanlık

bir ortamda, büyük

bir ekranda film

izleme talebi hep

olacak.