Eğlenmek masumdur; alkol asla!
Yeşilay’ın kuruluşundan bu yana değişmeyen gündemi
olan alkolle mücadele, aradan uzun yıllar geçmesine rağ-
men bu bağımlılığın yaygınlaşmasını önlemek amacıyla,
halen üzerinde ciddi politika ve çalışmaların yürütülme-
si gereken bir alan. İstiklal Harbi zamanında milletimizin
üzerine kara bulutlar gezerken, bir yandan da mücadele
ruhunu yıkmak için kasalar dolusu içkiler hanelere gir-
meye, içkili mekânlar açılmaya başlanmıştı. O zamanın
aydın ve vatansever bir grup mücadeleci şahsiyeti bu gi-
dişata ‘dur’ demek istemiş ve ilk adıyla Hilal-i Ahdar olan
Yeşilay’ımızın temellerini atmıştı. Yine aynı dönemler
içerisinde, memleketimiz bu halde iken Ankara’da top-
lanan Millet Meclisi’nin yaptığı ilk icraatlardan biri, Men-i
Müskirât Kanunu çıkarmak olmuştur. Burada, Yeşilay
Cemiyeti’nin de kuruluş ilkelerini belirleyen kaygılarla
yola çıkan bir devlet iradesiyle karşılaşıyoruz.
Alkolün insan ve toplum hayatındaki olumsuz tesirle-
ri, bu kötü alışkanlıkların sebep olduğu sorunlar aslında
herkesçe malum. Öte yandan, bu sorunların çetelesini
tutmak bizi bu duruma karşı mücadele etmek için hare-
kete geçirmeye yetiyor mu diye de sormak gerek. Yoksa
gittikçe hassasiyet sahibi olması gereken kişi ve kesim-
lerin mevcut durumu kanıksaması, bazı şeylerin yanlış,
en azından eksik yapıldığını akla getirmiyor mu?
Alkollü içki tüketimi sürekli gündemimizde olmasına rağ-
men rakamlar, istatistikler milletimiz ve gençliğimiz için
hiç de iç açıcı değil! Nasıl oluyor da, hemen herkesin insan
bedenine ve topluma zararlı olduğu hususunda uzlaştığı
bir konuda, her geçen gün daha kötüye gitmeye meyilli
oluyoruz? Millet olarak yakın tarihimizde “çağdaşlaşma
ve muasır medeniyetleri yakalama” yolunda attığımız
adımlar ve giriştiğimiz çabalar birçok sahayı kapsamak-
tadır. İlim, fen ve sanayi üzerinden gelişmesi beklenen bu
çağdaşlaşma teşebbüslerimizin yanlış bir hayat ve kül-
tür anlayışıyla karışması bir dizi aksaklığa yol açmıştır.
Özellikle Cumhuriyetin ilerleyen zamanlarında “aydın ve
çağdaş insan” tanımı yapılırken etkisinde kalınan bu an-
layış, resmî veya gayr-ı resmî vasıtalarla milletimize alkol
tüketiminin benimsenip yaygınlaştığı bir kültür ve sanat
ortamını rol-model olarak sunmuştur. Alkolün bir kadeh
dahi olsa vücutta açtığı tahribat, alkole karşı toleransın
artması ve sürekli ihtiyaç hali, ardından çevreye verilme-
ye başlanan zararlar bilinse dahi, “alkol kullanma!” uyarısı
özgürlüğe bir engel olarak algılanmaya başlanmış, kültür
dezenformasyoncuları özellikle gençlerde bu şekilde bir
algı oluşturmaya başlamıştır. Bu durum, Türkiye’de ge-
rek devlet eliyle gerek toplumun katılımıyla yürütülecek
alkolle mücadelede karşılaşılacak temel zorluklara işaret
etmektir. Bugün alkol tüketimini azaltmak ve gençleri-
mizi alkolden uzak tutmak kastıyla girişilen her teşeb-
büs, bir şekilde bu algıyla karşı karşıya gelmektedir. İçki
satışı ve tüketiminden kazanç sağlayan ve millî ve ma-
nevî yapımızı tahrip etmek isteyenler “içki” ile ilgili ka-
muoyundaki bu algıyı çok iyi kullanmaktadırlar. Özellikle
gençlerimiz nezdinde “çağdaş olmak” ve “özgür olmak”
üzerinden yürütülen bu propagandalar müzik endüstri-
siyle de birleştirilerek, onlara “yaşam alanlarına müda-
hale” olarak lanse edilmektedir. Buradaki zarar vericiler,
bu algıyı oluşturmak için de medyayı, konser, festival gibi
kültürel etkinlikleri, spor faaliyetlerini etkin kullanmak-
tan, tarihi olayları, eserleri ve olguları koruma, tekrar gün
yüzüne çıkarma gibi etkinliklere sponsor olmaktan geri
durmamışlardır.
B A Ş Y A Z I
yesilay.org.tr
6
YEŞiLAY
•
ARALIK 2014
