GÖNÜLLÜ OLDUK
PAYLAŞMAYA
Yazan: Gül Nine’nin torunu Can
Ninemin evinin en sevdiğim yeri, kütüphanesidir.
Dört duvarı kaplayan kitap raflarıyla başka
bir dünya sanki. Gül Ninem kitaplarıyla
meşgul olurken öyle keyif alıyor ki... Sanırım
bu neşesi ve heyecanı bana da geçti. Gül
Ninemin kütüphanesi öyle kıpırdamadan duran
kitaplardan oluşmaz. Sürekli okundukları için
hareketliler adeta. Yer değiştirirler, hatta sık
sık seyahate çıkarlar. Nasıl mı? Gül Ninem
kitaplarını dostlarıyla paylaşır da ondan. Hatta
mahallemizin milli kütüphanesi bile diyebiliriz.
Ninemin kitapları arasında dolaşıyordum.
Aramıza yeni katılan bir kitap var mı diye
bakınıyordum. Aslında nineme sorsam hemen
söyler. Ama ben yeni kitabı kendim bulmayı çok
seviyorum. Böylesi daha heyecan verici. Derken,
buldum işte. Kapağına baktım. Ama tam olarak
ne olduğunu anlamadım. Roman olmadığı
kesindi. İsmi ise bir hayli ilginç geldi bana: “Dünya
Gönüllüleri”
“Ne demek ki?” diye düşünürken sevgili ninem,
elindeki tepsiyle içeri geldi. Meyve tabağı
hazırlamış, yanına da kocaman bir bardak süt
koymuş benim için. Ninemin torunu olmak harika.
Her türlü ikramı çok seven bir ninem var.
“Nineciğim ‘Dünya Gönüllüleri’ ne demek?”
“Dünyamızın ve üzerinde yaşayan tüm canlıların
iyiliği için emek verenler, demek.”
“Dünyamıza nasıl iyilik yapılır ki?”
“Sayısız şekilde iyilik yapabiliriz. Aklıma ilk
gelen çevre kirliliğinin önüne geçmek için
çaba göstermek. Soluduğumuz hava, içtiğimiz
su, ormanlarımız, yaşadığımız sokaklar… Tüm
kalbiyle emeğini bu işe veren bir insana “gönüllü”
diyebiliriz.”
“Demek canlılara da iyilik yapabiliyoruz.”
“Tabii ki. Kışın ormanlarda aç kalan hayvanlara
yiyecek götüren, hayvanların soyları tükenmesin
diye avlanmayla mücadele eden, hasta veya yaralı
hayvanlar için sağlık yardımı yapan birçok insan
ve kuruluş var.”
“Ne güzelmiş. Ben de gönüllü olabilsem. Çok
isterdim. Ama bunun için büyümeyi beklemem
gerekecek sanırım.”
“Şimdi de “gönüllü” olabileceğin pek çok şey var.
Eğer kalbinde iyilik yapmak için istek varsa bu
kâfi.”
“Sokaktaki kedilere, köpeklere, kuşlara yemek
veriyorum. Onlar için su kapları koyduk
mahallemize. Arkadaşlarla su koyuyoruz. Bunlar
sayılır mı peki?”
“Bak gördün mü? Sen zaten bir gönüllüymüşsün.”
“Başka şeyler de yapmak isterdim. Ama ne?”
“Gel seninle birlikte ‘gönüllü’ olalım. Hiç
tanımadığımız çocukların sevindirelim.”
10
Mavi Kırlangıç - Mart