bir konum işgal eden ahilik
ve vakıf sistemi, bugün sivil
toplum kuruluşlarının şartlarına
uygun bir şekilde güncellenerek
yeniden diriltilmeli ve bu
yapıların faaliyet alanları daha da
genişletilmelidir. Zira dünyada
ve Türkiye’de son dönemlerde
gelişen yıkıcı olaylar, savaşlar,
göçler, artan eşitsizlikler,
ekonomik yetersizlikler
önümüzdeki dönemlerde
sivil toplum kuruluşlarının
toplumda üstleneceği rolün
giderek artacağını net bir şekilde
göstermektedir. Sivil toplum
kuruluşlarını uzmanlarımızla
konuştuk.
zayıflamıştır. Dolayısıyla bu
görev devletin üzerine kalmıştır.
II. Dünya Savaşı’ndan 1980’li
yıllara kadar giden süreçte devlet,
sosyal refah sağlama işlevini tek
başına yürütmeye çalışmıştır.
Bu dönemi, refah devletlerinin
geliştiği dönem olarak da
nitelendirebiliriz.
1980 sonrası ekonomik, politik,
sosyal, kültürel, hukuksal ve
benzeri tüm alanlarda yaşanan
gelişmelerle birlikte devletin
toplumsal sorunlara katkısı
azalmaya başlamıştır. Toplum
ise bu noktada kendi çözüm
arayışlarına başvurmuştur.
Ve yıllar sonra sivil toplum
kuruluşları yeniden keşfedilmiştir.
STK’LARIN GÜVENİLİRLİĞİ
VE TÜRKİYE’DEKİ ETKİNLİK
ALANLARI
Ülkemizdeki STK istatistiklerine
baktığımızda 5014’ü vakıf,
108.748’i dernek olmak üzere
birçok sivil toplum kuruluşunun
faaliyet gösterdiğini görebiliriz.
Ancak yine de Türkiye nüfusuna
oranla STK sayısı oldukça
düşüktür. Aynı istatistiğe
göre vakıflar en fazla eğitim,
sosyal yardım; dernekler ise
meslek, dayanışma, spor ve din
hizmetlerinin geliştirilmesine
yönelik alanlarda çalışmaktadır.
STK’lar gönüllü kuruluşlar olsa
bile profesyonelce yönetilmeleri
çok önemlidir. Bir toplumda
STK’ların hayat bulması ve
varlığını sürdürmesi için o
toplumda “güven ve gönüllülük”
kavramının gelişmiş olması
gerekir. Topluma güven verme
derecesi yüksek olmayan bir
STK, uzun süre hayatta kalamaz.
Varlıklarının temelini hükümete
bağlayan STK’ların da uzun
soluklu olması beklenemez. Bu
yüzden kuruluşların bağımsız
çizgileri, kesinleşmiş ilkeleri ve
her zaman için hesap verebilir
konumda olmaları gerekmektedir.
Yukarıda da bahsettiğimiz gibi
Türkiye’nin ait olduğu geleneğin
kültürel kodlarında merkezi
Bir toplumda
STK’ların
hayatbulması
vevarlığını
sürdürmesi içino
toplumda “güven
vegönüllülük”
kavramının
gelişmişolması
gerekir.
EKİM 2017 17