lik bunun yolunu ve yöntemini gösteren televizyon
dizileri ve internet sayfaları ise bu işin en can alı-
cı yerinde ilk sırayı alıyor. Bir film ya da dizide gör-
düklerini diğer gün okul köşesinde bekleyenlerden
çok rahat temin ediyor… Okul dedim de bununla il-
gili şu haziran ayında bir şeyi söylemeden geçeme-
yeceğim: Bugün okullardaki öğrenci başarısızlığı-
nın nedenlerinin araştırıldığı şu günlerde en dikkat
çekici sebepler arasında “Dikkat Eksikliği, Dikkati-
ni derse verememe…” vb. gibi dikkat problemleri ilk
sırayı almaktadır. Okul rehberlik servislerine giden
her ebeveyn de ilk başta çocuğunun dikkat sorunu
yaşadığını öne sürmektedir.
İlginç olan şu ki, aynı çocukların saatlerce bil-
gisayar ve televizyon karşısında dikkatleri hiçbir
şekilde dağılmazken; okulda, derste ve aile içinde
dikkatlerini toparlayamamaktadırlar. Anne ya da
babası bir iş buyurduğunda yerinden dahi kalkma-
yan bu çocuklar, gecenin bir yarısında kalkıp inter-
nette oynadığı bilgisayar oyunlarındaki beygirleri
beslemek, domateslerini sulamak ve daha bilmem
neler için uykularından uyanmaktadırlar.
O halde asıl soruyu soralım: Bu çocukları “Be-
yaz zehir mi uyuşturuyor; yoksa… (?) ” Siz çocukla-
rınızı televizyon ve bilgisayara emanet ederken, “Dı-
şarısı çok daha tehlikeli, yanlış arkadaşlıklar ve alış-
kanlıklar edineceğine evinde otursun televizyon iz-
lesin, bilgisayarda oyun oynasın, internette arkadaş-
lıklar edinsin…” diye düşünürken belki de en tehlikeli
zehirler işte bunlar vasıtası ile çocuklarınıza enjekte
ediliyor. Beyaz zehirden koruduğunuz çocuklarını-
zı, internette tanıştığı sapıklardan koruyamadığınızı
daha ne zaman fark edeceksiniz? Emniyetin bilişim
suçları raporlarını okuduğunuzda ya da bu raporlara
şahit olduğunuzda ne anlatmak istediğimi çok daha
iyi anlayacaksınız. Ancak bunlardan sadece bir ör-
neği açıklamak istiyorum: “11 yaşındaki bir kız ço-
cuğu internette tanıştığı arkadaşı ile bir otel odasın-
da buluşmak için sözleşiyorlar ve aynı saatte ikisi de
geliyor. Kız çocuğu bir de bakıyor ki internette ta-
nıştığı erkek arkadaşı babası…”
Bunun gibi daha nice örnekler var. Eşler arasında
kopan fırtınalara, ailelerin yıkılmasına neden olan
kasırgalara ve masum yavrularımızın ilk başta me-
rak, sonra da ailesinde görmediği ilgi ve sevgiyi, in-
ternette tanıştığı ancak kim olduğunu dahi bilmedi-
ği o sapıklara acaba kim dur diyecek! Bunu engelle-
menin şu an için bir yolu yok gibi. Ancak çözümün
ilk başta bilinçli anne babalarla olacağı da muhak-
kak. İşte burada bilmelisiniz ki, maalesef çocukları-
mız, kendi hayatlarının kahramanları değil; başka-
larının kurguladığı bir hayatın kuklaları olmaktadır.
