Yesilay Dergisi-Eylul-944.Sayi-Televizyon - page 54

de o şeyleri yaşamam gerekiyor. Böylelikle de sizle-
re yaşadığım şeyleri anlatıyorum.
Tüm bu hayatınız aslında “sağlıklı yaşam” başlığının
bir açıklaması. Yeşilay olarak bizler de bağımlılıklardan
uzak durulmasının ancak spor, sanat, kültürel faaliyet-
lerle, okumayla, öğrenmeyle kısacası yaşamayı seçmeyle
olacağını savunmaktayız ve bu şekilde hareket etmekte-
yiz. Öncelikle siz dünyanızda bağımlılığı nasıl tanımlar-
sınız? Belki de en güzel siz tanımlarsınız...
Şimdi bağımlılığın teknik bir açıklaması var. Vü-
cudumuzun fizyolojik olarak salgılarıyla ve hor-
monlarıyla bir maddeye aşırı bir şekilde bağlan-
masına teknik olarak bağımlılık diyebiliriz. Bir
diğer anlamını da şu şekilde açıklamak istiyo-
rum; bağımlılık durumu aslında insanın zayıflı-
ğıdır, acizliğidir. İnsan kolaya çabuk adapte olan
bir yapıya sahiptir. İnsan kolayı yapmaya endeks-
lidir. Önüne hazırı verirseniz hazırı yemeye başlar.
Hâlbuki geçmişimize baktığımızda zorluklarla ge-
çirilen hayatları görürüz. Dervişlere bakın; ayrılır-
ken birbirlerine Allah derdini eksik etmesin derler.
Bu nasıl bir söz değil mi? Derdi olmayanın işi de
olmaz. Bir derdin olacak ki çaba gösterip çözüm
üretesin. Adam aylarca at sırtında sefere gidiyor,
medeniyetin yükünü taşıyor, şimdi gelin o atın üs-
tündeki metanetli insanı düşünün. Mesele oradan
oraya gitmek, sırtına eşya yüklemek, malzeme-
yi gidip satmak değil. O adamın toprakla, doğayla,
kendisiyle, zorluklarla teması var. Mücadelesi var,
şair ruhu var. Yazdığı şiirlere bakın, söylediği tür-
küleri düşünün, hep bunları görürsünüz.
O zaman biz rahatız ve bu yüzden rahatlığa kaçıyoruz…
Kesinlikle. İnsan rahat olmamalıdır. İnsan zevk
ve rahata alıştı mı inanın bana tembellik de bu-
nun ardından gelir, bağımlılıklar da buradan çı-
kar. Güzele, zora bağımlı olun. Ben ömrüm bo-
yunca ne sigara kullandım ne de alkol. Anlattığım
gibi zorluklarla mücadele edince ve doğayla iç içe
olunca hiçbir maddeye ihtiyaç duymazsınız.
Programınızda ve dahi tüm programlarda ekrana bağlı
bir neslin yetişmesinden duyduğunuz endişeyi dile geti-
riyorsunuz. Sizin de bir oğlunuz var. Teknoloji çağında-
yız ama topraktan, doğadan uzak yaşayan bir nesil için
daha fazla ne yapabiliriz?
Çocuklar şimdi ekranla oynuyor, akranlarıyla de-
ğil. Bizim zamanımızda biz akranlarımızla oynu-
yorduk. Oğlum Tibet de evde ya da okula gidip ge-
lirken serviste Ipad’i ile oynuyor, telefonla bir yer-
lerden oyunlar buluyor. Oyunlardan kendini ala-
mıyor çünkü oyunların çekiciliği ve cazibesi var.
Çocuk oyunun içinde hayal gücü de buluyor, ha-
yal kuruyor. Ben ‘hadi
Tibet, ormana gidiyo-
rum, sen de gel’ de-
sem gelmiyor. Söy-
leme yöntemi de var
tabi. Tibet bak oğ-
lum diyorum; ‘gidip
seninle ağaçlardan
kuru dallar toplaya-
cağız, yerden çalı çır-
pı toplayacağız, on-
larla ateş yakacağız
sonra güzel bir düze-
nek kurup, çaydan-
lık asıp içine su ko-
yacağız ve sonra top-
ladığımız bitkilerle
sana kekik çayı yapa-
cağım’ diyorum. He-
men antenler dikili-
yor ve geliyor. Orma-
na gittiğimiz zaman
da bu sefer eve geti-
remiyorum. Yani bir çocuğu oraya götürmek için
ilgisini çekme, betimle ve anlatma çok önemlidir.
Sizler de yaşayın. Siz eğer inanmıyorsanız o da za-
ten inanmaz.
Ebeveynlerin de yanlış tutumları mevcut bu noktada diyebi-
lir miyiz?
Çocukla beraber diz çökün, bir metrekarenin için-
deki canlıları incelemeye çalışın, bakın çocuğun
ne kadar hoşuna gidecek. Mesela Tibet’in okulun-
da onlara boş bir zamanda film izlettirmişler. Bu
durum birkaç defa daha tekrarlandı. Ben de git-
tim okula; kocaman bahçeniz var, neden dışarıya
bir tahta parçası koymuyorsunuz, o tahta parçası-
nın altını bir gün sonra, iki gün sonra veya bir haf-
ta sonra öğrencilerinize incelettirmiyorsunuz diye
sordum. Hangi canlıların o tahta parçasında mes-
ken tuttuğunu gösterebilirsiniz, çocuklar hem ne-
Biz doğayla temas kurduğumuz sürece hem
Yaradan’la hemde kendi iç dünyamızla bağ
kurabiliriz. Doğadan koptuğumuz sürece in-
san ve Yaradan’la ilişkilerimiz de bozulur.
1...,44,45,46,47,48,49,50,51,52,53 55,56,57,58,59,60,61,62,63,64,...68
Powered by FlippingBook