Yeşilay Dergisi-Ağustos-955.Sayı-Aile İçi İletişim - page 53

kendini damıtıyor, damıtıyor; en son Facebook’a,
Twitter’a bir şeyler yazıyor. Sen de zannediyor-
sun ki bu cümlesi böyle olan adamın kendisi kim
bilir nasıldır? Ama yatak yorgan hepsi o kadar-
dır. İnsanlar kendilerini geliştirmiyor. Teknolo-
ji her şeyi ayağımıza getirdiği için tembelleştik.
İnsanlar artık bakkala gitmiyor. Ben evin en kü-
çüğüydüm; ‘fırla şuradan ekmek al, fırla yoğurt
al, gazete al’ modundaydım. Şu anda bir mail atı-
yorsun markete, beş dakika sonra isteklerin ka-
pında. Artık esnafın birbiriyle ilişkisi kalma-
dı. Esnaf dediğin adam bir bilgi bankasıdır. Her
alışverişe gelen beraberinde bir fikir bırakır, gi-
der ona. Sen gittiğinde şunu nasıl yapacağız diye
esnafa sorduğun zaman sana bilgi verir. Artık
her şey sanal olduğu için bu şekil bir kültürümüz
de kalmadı. İnsan ilişkilerimiz ilerlemiyor. İnsan
ilişkileri ilerlemediği zamanlar da kimse kim-
seyle dertleşemiyor. İnsanlar bireyselleştiği za-
man da bir maddeye bağımlılık artıyor. Bireysel-
leştikleri zaman da o ihtiyaç duydukları coşku-
yu maddeden bulabileceklerine inanıyorlar. As-
lında dayanak noktası arıyorlar. Mademki yalnı-
zım, biraz takılayım, içeyim gibi durumlar orta-
ya çıkıyor.
Radyo programınızda nasıl bir mücadele veriyorsunuz,
dinleyenlerinizi nasıl ve ne yönde bilinçlendiriyorsunuz?
İnsanları aslında bilinçlendirmeyerek bilinçlendi-
riyorum. Ben insanları sigarayı bırak, şöyle böyle
zararları vardır demiyorum. Bazı insanlar var, ge-
liyorlar bana; sigarayı çok seviyorum ama bırak-
mam lazım, sen bana yardımcı ol, bırakayım di-
yorlar. Ben öyle bir insanla vakit kaybetmiyorum,
uğraşmıyorum. Çünkü onun bırakacağı yok, sa-
dece kendi kendine çıkış yolları ararken, kendi
kendine saçmalıyor o kişi. Askerden, arkadaş çev-
remden alıştım diyenin de samimiyetine inanmı-
yorum. Kimse kusura bakmasın. Çünkü Allah bizi
iradesiz yaratmamış. Hepimizde bir beyin var. Eli-
mize ne verilirse onu ağzımıza sokmanın bir ma-
nası yok. Okullara eğitim için gidiyoruz, narko-
tik maddelerin zararlarını anlatıyoruz. Eleştiren-
ler oluyor, ‘okul önünde satıyorlar ama’ diyorlar.
Yahu satıyor olabilirler, sen satılan her şeyi almak
zorunda mısın? Bu topyekûn bir mücadele. Yeşi-
lay da işini yapacak, Cem Arslan da işini yapacak,
narkotik şube de, aileler de işini yapacak. Çün-
kü ortada büyük bir yara var. Bu yarayı öyle tek bir
hapla, tek bir tedaviyle çözemeyiz. Ortadaki yara
büyükse ameliyat da lazım, ilaçlar da lazım. Biz-
ler de radyoda dinleyicileri bilinçlendirmeye çalı-
şıyoruz.
Dinleyicilerden gelen tepkiler nasıl?Mücadelenizin neti-
celerini alabiliyor musunuz?
İnsanların maddeye başlama şekilleri, madde kul-
lanma sebepleri o kadar değişik ki bizim insanla-
rı maddeden kurtarmak gibi tek bir amacımız var,
ama sebepler çok değişik olunca yöntemler de ha-
liyle değişiklik gösteriyor. Kimiyle birebir görüşü-
yoruz, kimiyle rumuzlarıyla görüşüyoruz, kimiyle
açık açık görüşüyoruz. Radyodan da değil; bizzat
buraya kendilerini davet ederek ya da kişiyi ziya-
51
1...,43,44,45,46,47,48,49,50,51,52 54,55,56,57,58,59,60,61,62,63,...68
Powered by FlippingBook