- Pornografinin Gerçek Olmadığı Bilinmeli
- Pornografi, Bireyin ve Toplumun Dengesini Bozuyor
- Erken Yaşta Pornografi Maruziyeti Cinsel Suça Kadar Uzanan Sonuçlara Yol Açabilir
- Pornografi, Bireylerin ‘Normal’ Beden Algısını Bozabiliyor
- Pornografi Kullanımı Cinsel Yaşama Zarar Veriyor
- En Büyük Endişem, Pornografinin Cinsel Normları ve Senaryoları Değiştirmesi
- Ergenlerle İlgili Çalışmalar Gelecekte En Önemli Araştırma Alanları Olacak
- Oyun ve Pornografi: Dijital Dünyada Bağımlılığın Kesişen Yolları
- Pornografi Bağımlılığı, Tanıdık Özellikler Taşıyan Yeni Bir Bağımlılık Türü
- Sağlıklı Toplumun Temeli Halk Sağlığından Geçiyor
- Prof. Dr. Mustafa Taşdemir: “Bağımlılık, Sosyal Bulaşma Yoluyla Yayılıyor”
- Prof. Dr. Recep Erol Sezer: “Dumansız Hava Sahası Bir Halk Sağlığı Politikasıdır”
- Dr. Öğr. Üyesi Çağrı Emin Şahin: “Sağlık Okuryazarlığı Bağımlılıklara Karşı En Güçlü Koruyucu Zırhtır”
- YEDAM Sosyal Hizmet Uzmanı Alptekin Tekedereli: “Sosyal Hizmet Uzmanları Bağımlılıkla Mücadelede Kritik Bir Rol Üstleniyor”
- Klinik Psikolog Dr. Mehmet Teber: “Çocukların Güçlenmesi İçin Zorlanmalarına Müsaade Etmeliyiz”
- Bağımlılıkların Türkiye Ekonomisine Yıllık Yükü: 78 Milyar Dolar
- Bağımlılıklarla Mücadele Hekimlerin Desteğiyle Daha da Güçlü
- Hukukun Gücüyle Bağımlılıklara Karşı: Yeşilay Hukukçuları
- Gıda Güvenliği ve Bağımlılık Riski Taşıyan Gıdalar
- Dijitalle Başa Çıkın!
- Dijital Medya ve Oyun Bağımlılığına Karşı Küresel Mücadele
- Dr. Daniel Spritzer: “Oyun Tasarımcısının Amacı Eğlence Olmalı, Bağımlılık Değil”
- Klinik Psikolog Süreyya Kitapçıoğlu: “Oyun Bağımlılığıyla Mücadelede Kültürel Duyarlılık Hayati Önemde”
- Uz. Dr. İlyas Kaya: “Yeşilay’ın ‘Denge’ İlkesi, Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı İçin Çok Kıymetli”
- Prof. Dr. Yavuz Samur: “Doğru Tasarlanmış Oyun Çocuğa Pek Çok Beceri Kazandırır”
- YEDAM’dan Oyun Bağımlılığına Bütüncül Yaklaşım
- Dijital Oyun Araştırmaları ve Bir Çözüm Arayışı “Çocuk Dostu” Bir Oyun Derecelendirme Sistemini Geliştirmek
- Prof. Dr. Toker Ergüder: “Alkolsüz bir toplum, nesillerin ve kültürün korunması için atılacak en büyük adımdır”
- Prof. Dr. Perihan Torun: “Alkol tüketimini düşürmek için etkin politikalar uygulanmalı”
- Doç. Dr. Umut Kırlı: “Kadınlarda alkol bağımlılığı erkeklere oranla daha hızlı gelişiyor”
- Alkol Bağımlılığında YEDAM Desteği
- Bağımlılık Danışmanı Simge Kırcan Erdoğan: “Tedavide geçirilen süre uzadıkça başarı oranı artıyor”
- Tatilde Alkol Kullanımı ile Birlikte Sorunlar da Artıyor
- “Uyuşturucu Tedarikçileri Akla Gelmedik Yöntemler Kullanıyor”
- “Madde Bağımlılığı Belirtileri Ergenliğin Doğal İniş Çıkışlarıyla Karıştırılabilir”
- “YEDAM’lar Madde Bağımlılığı Konusunda Ciddi Bir Boşluğu Dolduruyor”
- “Uyuşturucu Endüstrisi Kendisini Sürekli Güncelliyor”
- “Ek Tanı, Bütüncül ve Eş Zamanlı Tedavi Gerektirir”
- Dünyanın En Tehlikeli Uyuşturucusu Metamfetamin
- YEDAM’dan Madde Bağımlılığına Psikososyal Destek
- Uyuşturucuya Karşı Küresel Direniş
- Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Hakan Coşkunol: “Ailenin Tedaviye Katılımı İyileşmede Etkilidir”
- Psikiyatri Uzmanı Dr. Hakan Tokur: “Bağımlılık Tedavisi ‘Yaşamla Yeniden Bağ Kurma’ Sürecidir”
- Uzman Psikolog Kinyas Tekin: “İhmalkârlık Kadar Otoriterlik De Sakıncalı”
- YEDAM’dan Nüks Riskine Karşı Kalıcı Çözümler
- Bağımlılığa Ek Bir Yük: Stigma
- İyileşme Sürecinde Sosyal Hizmetlerin Rolü
- YEDAM Uzman Yardımcısı Niyazi Aydemir: “İyilik koçu tavsiye vermez, rehberlik eder”
- Yeşilay Genel Başkan Yardımcısı Sümeyye Ceylan: “Dijital Dünya ve Çocuk İlişkisi Çok Dikkatle Ele Alınması Gereken Bir Konu”
- Yeşilay Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Muhammed Tayyib Kadak: “Teknolojiye Hâkim Olan Aileler Çocuklarını Dijital Bağımlılıklardan Korur”
- “Çocuklar İçin Güvenli Bir Dijital Ekosistem Oluşturmalıyız”
- Dijital Çağda Ebeveyn Olmayı Kolaylaştıran Rehber: Dijital Ebeveynlik
- Ekrana Alternatif 10 Bahar Aktivitesi
- Dijital Dünyada Nasıl Bir E-Beveyn Olmalı?
- Geçmişten Geleceğe Yeşilay
- Bir Asrı Aşan Mücadelede Yeşilay’a Gönül Verenler Anlatıyor
- Bağımlılıkla Mücadelede Yeni Bir Milat: Bağımsızlık Seferberliği
- Yeşilay’dan Türkiye’ye Özgü, Dünyada Öncü Modeller
- Yeşilay Gönüllülerle, Gönüllüler Yeşilay’la Büyüyor
- Sağlıklı Nesiller İçin Sınırları Aşan Mücadele
- Arif Çifci: “Yeşilay, Osmanlıdan Cumhuriyete Türkiye’nin tarihidir”
- Prof. Dr. Recep Erol Sezer: “Tütün Kontrolü Nikotin Salgınına Karşı En Büyük Koz”
- Prof. Dr. Toker Ergüder: “Tütün Reklamları Yapay Zekâyla Takip Edilebilir”
- Prof. Dr. Şaziye Senem Başgül: “Ergenin Hayatını Şekillendiren En Önemli Yapı Ailedir”
- Tütün Bağımlılığına Karşı YEDAM Desteği
- YEDAM’la Nefes Alanlar
- Bağımlılıklarla Mücadelede Esas Cephe Tütün Endüstrisinin Sinsi Taktikleri
- Dr. Hüseyin Küçükali ile Yapay Zekâ Desteğiyle Dumansız Bir Sosyal Medya Hakkında Konuştuk
- Tütün Endüstrisinin Çabaları DSÖ’nün de Merceğinde
- Asırlık Tecrübeden Topyekûn Mücadeleye: Bağımsızlık Seferberliği
- Yeşilay Genel Başkanı Doç. Dr. Mehmet Dinç: “Bağımsızlık Seferberliği İle Amacımız Bağımlılıklara Karşı Toplumsal Bir Uyanış ve Dayanışma Hareketi Oluşturmak”
- Daha Güçlü ve Daha Sağlıklı Bir Toplum İçin: “Bağımsızlık Seferberliği”
- Bağımsızlık Seferberliği’nin Olmazsa Olmazı: YEDAM
- Bağımlılık İle Mücadelenin Temeli: Bilinçlendirme Ve Farkındalık Çalışmaları
- Topluma ve Bireye Katkı Sağlayan Güç: Gönüllülük
- Danışanlıktan Koçluğa Bir Başarı Hikâyesi
- Spor Salonlarındaki Tehlike: Anabolik Steroidler
- Prof. Dr. Cüneyt Evren: “Steroid Kullanan Her Dört Erkekten Birinde Steroid Bağımlılığı Var”
- Prof. Dr. Rüştü Güner: “Anabolik Steroidler, Tüm Organ Sistemlerine Zarar Verir”
- Kusursuz Beden Algısı Steroid Kullanımını Tetikliyor
- Serkan Yimsel: “Anabolik Steroidleri Teşvik Ve Tedarik Edenler Cezalandırılmalı”
- Av. Mehmet Yoğurtcuoğlu "Steroidler Sporun İtibarını Korumuyor, Aksine Tehdit Ediyor"
- Doç. Dr. Merih Altıntaş: “Sanal Kumar Bağımlılığı Kendini Gizleyebilen Bir Hastalıktır”
- Gittikçe Artan Endişe: Ergenlikte Sanal Kumar
- YEDAM’dan Kumar Bağımlılığı Tedavisine Güncel Yaklaşımlar
- Dünya Sağlık Örgütü’nün Sanal Kumar Bağımlılığına Yaklaşımı
- Sanal Kumarda “Oyun” Ve “Eğlence” Tuzağı
- Zamansız Ve Mekânsız Bir Bağımlılık: Sanal Kumar
- Olimpiyat Özel Dosyası
- Prof. Dr. Hakan Coşkunol: “Egzersiz, beynin ödül sistemini değiştirir”
- Günlük Hayatta Nasıl Aktif Olabiliriz?
- Klinik Psikolog Melisa Varol: “Spor, bedensel ve psikolojik iyilik halimizi güçlendiren etkili bir araç”
- Çocuklar Hareket Ediyor!
- Düzenli Sporun Faydaları Nelerdir?
- Bağımlılıklarla Mücadeleye Spor Desteği: Yeşilay Spor Kulübü
- Prof. Dr. Osman Tolga Arıcak: “Çocuklar gereksiz teknolojiye maruz bırakılmamalı”
- Prof. Dr. Şaziye Senem Başgül: “Aile ilişkileri kuşak farkı bilinciyle kurulmalı”
- Okullarda İlk Ders Zili Çalıyor
- Yaşam Becerileri Bağımlılıklardan Koruyor
- Değerlendir, Sürdür, Yaşat, İlham Ol…
- Yeşilay Kolu’ndan Benim Kulübüm Yeşilay Projesi’ne…
- Geleceğin Bireyleri Yeşilay’ın Çocuk Dergileri ve Oyunlarıyla Büyüyor
- Daha Doğal Bi̇r Yaşam İçi̇n 9 Öneri
- Doğallığın Işıltısı
- Gezegene İyi Gelen, Bize De İyi Geliyor
- Doğal Yaşama Dönüş Hareketleri
- Sakin Şehirlerde Kendi Ritminde Hayatı Yaşa
- Daha İyi Hissetmek İçin Haydi Doğaya
- Sadeleşmek Elimizde
- Geçmişi Anlamlandırmak Kişiyi Rahatlatır
- Bedensel Hafifleme İçin Bütüncül Bir Yaklaşım Gerekir
- Beynimiz Neden Yorulur?
- Yaşam Alanlarında Sadeliğin Zarafeti!
- Zihinsel Hafiflik ve Ruhsal Arınma İçin: Dijital Detoks Zamanı!
- Sosyal Medyayı Doğru Kullanmanın 9 Yolu
- Sosyal Medya Bağımlılığı Tedavisinde İzlenen Yollar
- “Sosyal Medya Platformları Dengeli ve Sorumlu Bir Şekilde Kullanılmalı”
- "Çocuğun Dijital Ayak İzi, Geleceğini Etkileyebilir"
- “Gerçek Sosyal Hayat; Yüz Yüze, Derin ve Anlamlı İlişkiler Üzerine Kuruludur”
- Sosyal Medyanın Kontrolüne Girdik
- Yemiyor İçmiyor Çevrim İçi Oluyoruz
- Obezite Küresel Bir Pandemiye Dönüştü
- Uz. Dr. Ayça Kaya: “Buzdolabı ile Aranıza Mesafe Koyun”
- Diyetisyen Kübra Çıtlak: “Son 30 Yılda Çocuk ve Ergenlerde Obezite, Dünya Genelinde Arttı”
- Hormonlar Kilomuzu Nasıl Etkiliyor?
- Çocuk Beslenmesindeki Tehlike: Abur Cubur
- Psikolojik Nedenleri ve Sonuçlarıyla Obezite
- Obezitenin Yol Açtığı 10 Sağlık Sorunu
- Prof. Dr. Şaziye Senem Başgül: “Öfkenin olduğu yerde olumlu duygular barınamaz”
- Prof. Dr. Cüneyt Evren: “Kronik yorgunluk sendromu, yaşam kalitesini etkileyen ciddi bir durumdur”
- Klinik Psikolog Gökhan Ergür: “Metropol yaşamı ve sosyal medya kaygı düzeyini artırıyor”
- İnsanın Dijital Çağ ile İmtihanı
- Hilal-i Ahdar’dan Yeşilay’a 104 yıllık mücadele
- Yeşilay’ın ilk gençlik teşkilatının kuruluşu "Türkiye İçki Aleyhtarı Gençler Cemiyeti"
- Yeşilay gençliği seviyor, gençlik Yeşilay’ın varlığını hissediyor
- Yeşilay ülküsünün yılmaz neferleri: Yeşilay kadınları
- Ulusaldan evrensele Yeşilay mücadelesi
- Yeşilay’ın dünyada örnek alınan öncü modeli: YEDAM
- Elektronik Sigara Gerçeği! Çocuklar ve Gençler Yalanlarla Kandırılıyor
- “Çocukların ve Gençlerin Elektronik Sigaraya Erişimleri Hızlı Bir Şekilde Engellenmeli”
- “Elektronik Sigara, Dünyanın Baş Belasına Dönüşmüş Durumda”
- “Çok Uluslu Tütün Şirketleri, Nikotin Bağımlısı Bir Nesil Oluşturmak İstiyor”
- “Elektronik Sigaralar Mutlak Zararlı ve Bağımlılık Yapıcıdır”
- “Elektronik Sigaraya Erişim Bu Kadar Kolay Olmamalı”
- Alkol Bağımlılığı Bireyi ve Toplumu Tehdit Ediyor
- Alkolün Güvenli İçilebilecek Bir Miktarı Yoktur
- Sosyal Hizmet, Tedavinin En Önemli Yapı Taşlarından Bir Tanesi
- Kadınlar Bağımlılık Sürecinde Yalnız Kalıyor
- Alkolle Mücadelenin Yolu; Vergilendirme, Erişim Kısıtlamaları ve Pazarlama Yasaklarıdır
- Alkol Bağımlılığına Uluslararası Yaklaşımlar
- Savaş, Halk Sağlığını Onarılamaz Biçimde Etkiliyor
- “Medyada Yaratılan Algı; Haklıyı Haksız, Doğruyu Yanlış, Güzeli Çirkin Olarak Konumlandırabiliyor”
- “Savaşlar, Savaşanları Olduğu Gibi Savaşmayanları Da Olumsuz Etkiler”
- “Artık Savaşlar Sadece Sahada Değil, Dijital Dünyada Da Gerçekleşiyor”
- “Çocuklardaki ‘Güvenli Dünya’ Algısı Zarar Gördü”
- Toplumsal Kaygı Bozuklukları Bağımlılıklara Neden Olabilir Mi?
- Bağımlılık Herkesi Etkileyen Genel Bir Sorundur
- Kadınlar Bağımlılıkta Da Ayrımcılıkla Karşı Karşıya Kalıyor
- Bağımlılığın Ve Şiddetin Doğasında Ortak Ve İç İçe Faktörler Vardır
- “Anne Veya Eşin Bağımlılık Sorunu Olan Bireye Yönelik Tutum Ve Davranışları Tedavinin Seyrini Etkiliyor”
- Kadına Yönelik Şiddete Karşı: 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü
- Sağlıklı Nesiller İçin Sağlıklı Gebelik
- Yeşilay Kadınları Güçlenerek Büyüyor
- Dijital Çağda En Kırılgan Grup Çocuklar Ve Gençler
- “Dijital Bağımsızlık En Önemli Gündemimiz Olmalı”
- “Sağlıklı Teknoloji Kullanımında Teknoloji Amaç Değil, Araçtır”
- Çocuklarda Ekran Bağımlılığı
- Dijital Bağımlılıktan Uzak, Hayata Yakın Olun!
- “Notların Telafisi Vardır, Ancak Zedelenen Öz Güvenin Telafisi Meşakkatlidir”
- “Başarının Sırrı Çocuğu Tanımaktan Geçiyor”
- Ziller Minikler İçin Çalıyor… Okula Uyum Süreci İçin Öneriler
- Çocuğun Okul Başarısını Artırmanın 15 Etkili Yolu
- Çocuğunuza Zaman Yönetimini Nasıl Öğretebilirsiniz?
- “Günümüzde Ruh Sağlığını Korumak Daha Zor Ve Daha Önemli Hale Geldi”
- Bağımlılık Ve Ruh Sağlığı İlişkisi Karşılıklıdır
- “Çocuk Olumsuz Duyguları Makul Düzeyde Deneyimlemeli”
- Bağımlı Bireylere Doğru Yaklaşım Nasıl Olmalı?
- Koruyucu Ruh Sağlığıyla Tanışın
- “Tütün Kontrolü Toplumsal Gündemin Ana Konusu Yapılmalı”
- “Asıl Mücadele Tütün Endüstrisi İle Mücadeledir”
- “Zararsız Tütün Olması Mümkün Değildir”
- “Elektronik Sigaraların Ülkeler Tarafından Teşvik Edilmesi Sorumsuzluk Örneğidir”
- “Tütün Şirketleri, İnsanların Sigara İçmek İstemeyecekleri Bir Günün Geleceğini Biliyor”
- “Sağlıklı Etkileşim Ancak Empati İle Olur”
- “Empati Gelişimi Bebeklikte Başlar”
- “Empati Bir Duygudaşlık Göstergesidir”
- Toplumsal Duyarlılığın Vücut Bulmuş Hâli: Gönüllülük
- Yeşilay, TİSK Ve TÜMOSAN Depremzede Çocuklar İçin Güçlerini Birleştirdi
- Dayanışma Ruhu Kültürel Kodlarımızda Var
- “İyi İletişim Ve Doğru Bilgi Kaygıyı Azaltır”
- Afetlere Dirençli Şehirler Nasıl İnşa Edilmeli?
- “Bugünün Gençleri Üst Kuşaklardan Çok Daha İyiliksever Ve Dayanışmacı”
- Millî Birlik Ve Beraberlik Kodlarımızda Var: Millî Mücadele’den Kahramanmaraş Depremine Toplumsal Kenetlenme
- “Bir An Önce Normalleşmeliyiz”
- Dijital Medya Çocuğu Sosyal Hayattan Koparıyor
- “Hey Çocuk! Bırak Tabletini Sakince Kitabın Kapağını Aç! Kalbini Aç…”
- Mutlu Bir Çocukluk İçin Projeden Çok Daha Fazlası Gerekiyor
- Çocuk Gülerse Dünya Güler
- Hilal-i Ahdar’dan Yeşilay’a
- Sivil Toplum Kuruluşları Ve Gönüllülüğün Gücü
- STK’lar Tek Yürek Oldu: Yüzyılın Felaketi Sonrası Gönüllü Dayanışması
- Bağımlılıklarla Karşı Gönüllü Mücadele
- Çocuklar İçin Gönüllülük Neden Gerekli?
- “Tedavi Edilmeyen Kaygı Bozuklukları Kronikleşme Eğilimindedir”
- İklim Değişikliğinin Ortaya Çıkardığı Kaygı Hâli: Eko-Anksiyete
- Yeni Krizlerin Getirdiği Belirsizlikler Küresel Kaygıyı Körüklüyor
- “Kaygılar Bağımlılığı Tetikleyebildiği Gibi Bağımlılıklar Da Kaygıyı Besleyebilir”
- “Çocukları Kaygıları Nedeniyle Utandırmayalım, Usandırmayalım, Cezalandırmayalım”
- Sosyal Medya Kullanımı Kaygıları Tetikliyor
- Sigara İle Mücadelede En İyi Politika, Çocuk Ve Gençleri Tütünsüz Ortamda Büyütmektir
- YEDAM’ın Kişiye Özel Programlarıyla Sigaraya “Dur” Deyin
- Örnek Vakalarla Tütün Bağımlılığı Tedavisi
- Tütün Bağımlılığı Vücudumuza Neler Yapıyor?
- Sigarayı Bıraktığınızda Vücudunuzda Neler Oluyor?
- Dünyada Alkol Kullanımı Ve Önleyici Politikalar
- Alkol Bağımlılığını Önlemeye Dair Yasal Düzenlemeler
- Alkolün Bir Diğer Karanlık Yüzü: Şiddet Ve Alkol İlişkisi
- Ebeveynler Alkol Kullanan Gence Nasıl Yaklaşmalı?
- Sevdiklerimizi Alkol Bağımlılığından Nasıl Koruruz?
- Alkolsüz Hayat Neler Kazandırıyor
- Alkol Vücuda Neler Yapıyor?
- “İletişim Yoluyla Kendimizi Var Ediyoruz”
- “Bireyi Bağımlılığa Götüren Duygusal Yalnızlıktır”
- “İnsan İnsana Şifadır, Umuttur, Yoldur”
- Güvene Dayalı İletişim Bağımlılıklardan Koruyor
- Sanal İletişim Gerçek İletişimin Yerini Tutar Mı?
- “Dijital Oyun Bağımlılığı Ciddi Bir Sorun”
- “Teknolojiyi Doğru Kullanmayı Öğrenmeliyiz”
- Dijital Dünyada Eğitim Şart
- Dijital Dünyada Bizi Neler Bekliyor?
- Sanal Ortam Güvenliğinin Teminatı: Siberay
- Rakamlarla Dijital Dünya
- TÜİK Araştırma Sonuçlarına Göre Türkiye Dijitalleşiyor
- “Proje Çocuklar Kuklaya Dönüşüyor”
- “Mutlu Bir Aile İçin Her Şey Mükemmel Olmak Zorunda Değil”
- Değerler Eğitimi Bu Dünyanın Bir İhtiyacı
- TBM İle Her Yıl Milyonlarca Kişiye Ulaşıyoruz
- Okul Heyecanı Başlıyor
- “Tüketerek Mutlu Olma Çabası Büyük Bir Yanılgı”
- “İnsanın Manevi Alanı Boşluk Kabul Etmez”
- Mutluluk Beyinde Başlar
- Toplumsal Mutluluğun Şifreleri
- Sağlıklı Tabaklar, Mutlu Yüzler
- Mutluluğa Götüren 7 Adım
- Az Çoktur!
- “Sadeleştikçe Zihin Sağlığımızı Korumamız Da Kolaylaşır”
- Atıksız Bir Mutfak Mümkün
- Biraz Yavaşlamaya Ne Dersiniz?
- Sade Ve Özgür Bir Yaşamın Yolu: “Küçük Ev” Akımı
- Daha Huzurlu Bir Hayat İçin Sadeleş!
- Atık Kağıtları Sanat Eserine Dönüştürüyor
- Pedallar Sağlıklı Yaşam İçin Çevrildi
- Yeşilay’dan “Bağımsız Gençlik” Manifestosu
- YEDAM Sempozyumu'ndan Bağımlılıklara Bilimsel Bakış
- Sağlıksız Aile Tutumları Bağımlılık İçin Risk Faktörü
- Bağımlı Profilleri Nasıl Şekilleniyor?
- Bağımlı Ebeveyn Çocuğun Tüm Yaşamını Etkiliyor
- “Hayır” Diyebilen Bir Çocuk Yetiştirmek
- Ailenin Dijitalleşme ile İmtihanı
- Bağımlılık Aileden Etkilenen ve Aileyi Etkileyen Bir Hastalıktır
- Elektronik sigara nikotin pandemisini gelecek nesillere taşıyor
- Tütünle Mücadelenin Bir Ayağı da E-Sigara ile Mücadele Olmalı
- Dünya Elektronik Sigara ile Nasıl Mücadele Ediyor?
- Elektronik Sigara En Az Sigara Kadar Zararlı
- “Dünya Şiddetli Bir Merhametsizlik Hastalığına Tutulmuş Vaziyette”
- Tarih Boyunca Vardı Ve Hep Var Olacak: Sivil Toplum Kavramı Ve STK’lar
- Yeşilay’a Gönülden Bağlı Olanlar
- Merhamet Ve İyiliğin Gücü: Gönüllülük
- Gönüllülük Çalışmaları Dersiyle Teori Ve Pratik Bir Arada
- Vazgeçilen her sigara sağlıklı bir hayatın kapısını aralar”
- Çocuklarımızı sigaradan nasıl koruruz?
- Sigara stresi azaltmaz, sigarasızlık stres oluşturur
- Şimdi tam zamanı!
- “Bırakabilirsin” mobil uygulamasıyla sigaradan kurtulun!
- Fizikselden Sanala Yeni Bir Şiddet Türü: Siber Zorbalık
- Ergenler Sosyal Medya Bağımlılığında Risk Grubunda
- Geleneksel Değerler Çocukları Koruyor
- Sosyal Medyada Dayatılan Güzellik Büyük Bir Yanılgı
- Çocuklarınız İçin Ulaşılabilir Ebeveynler Olun
- Pandemi Sonrasında Toplumları Bekleyen Tehlike: Çevrim İçi Kumar Bağımlılığı
- Aileler Tedavi Sürecine Aktif Olarak Dahil Olmalı
- Alkol Kontrol Politikaları Toplumları Koruyor
- “Alkol Bağımlısı Kişilerin Çocuklarının Ruh Sağlığını Yakından Takip Edilmeli”
- Alkol Aile İçi Şiddette Risk Faktörü
- Alkol Bağımlılığını Anlamaya Yönelik Faaliyetler
- Alkol Bağırsak Sağlığını Bozuyor
- Alkol Bağımlılığıyla Asırlık Mücadele: YEŞİLAY
- “Gençliğin En Büyük Sorunu Büyüyememek”
- İyi Arkadaş Çevresi Bağımlılıklardan Uzak Tutar
- Davranışsal Bağımlılıklar En Çok Genç ve Ergenleri Etkiliyor
- Çocuğum Madde Kullanıyor mu?
- Gençlerin Gözünden Bağımlılıklar
- Sağlıklı Nesil Sağlıklı Gelecek Yetenek Yarışması, Edebiyat ve Sanatla Farkındalık Oluşturuyor
- Antikten Moderne 28 Asırlık Yolculuk
- Türkiye’nin En Başarılı Olimpiyat Tecrübesi TOKYO 2020’nin Ardından
- Yaşam Becerileri Bireyi ve Toplumu Korur
- Stresle Mücadelede Yaşam Becerileri Faktörü
- Aileyle Sağlıklı İletişim Sağlıklı Kararları Doğurur
- “Hobiler Bizi Ruhsal Olarak Geliştirir”
- Hangi Yaşta Hangi Sporu Yapmalı?
- “Sanat ve Kitap Bağımlısıyım”
- YEDAM'dan İnternet Bağımlılığına Özgün Çözümler
- Pandemi Sarmalında Oyun Oynama Bozukluğu
- “Ebeveynler Doğru Rol Model Olmalı”
- Oyun Oynama Bozukluğunun Tedavisinde Yasaklar Çözüm Değil
- “Ulusal Kampanyalar Farkındalık Oluşturuyor”
- Teknoloji Sizi Değil, Siz Onu Kontrol Edin!
- Teknoloji Bağımlılığı Hasta Ediyor
- Artan Obezite, TBMM’nin de Gündeminde
- Türkiye’nin Obeziteyle Mücadelesi
- Obezite, 21’inci Yüzyılın En Önemli Sağlık Sorunudur
- Evde Kalmak Virüsten Korudu, Obeziteyi Artırdı
- “Pandemi Döneminde Yeme Bozuklukları Arttı”
- “Besin Örüntüsü Dengeli Olmalı”
- Evde Hareketsiz Kalmayın!
- Ağır Yaşamların Yükü Hafifliyor Mu?
- Gidene Üzülmek Yerine Var Olanı Güçlendirmeliyiz
- “Babalar Dua Gibidir; Artık Görünmez Olsa Da Dokunur Evladına...”
- “Sanat ve Spor, Bağımlılıkla Mücadelenin Panzehirleridir”
- Gençlerde Davranışsal Bağımlılıklar Artıyor
- “Aile Bağları Ne Kadar Sağlamsa, Bağımlılık Riski O Kadar Azalır”
- "Özgürlük ve Sorumluluk Birbirini Tamamlar"
- Anne-Babalar Dikkat! Uzun Süreli Ekran Maruziyeti Nelere Yol Açıyor?
- Yeşilay Gençlerin, Gençler Yeşilay’ın Yanında!
- Geleceğin Olimpiyat Şampiyonları TOHM’da Yetişiyor
- “Bağımlı Kişi, İnterneti Bir Kaçış Yöntemi Olarak Kullanıyor”
- Anne Babaya Güvenli Bağlanma Bağımlılıktan Korur
- “Öz Saygısı Düşük Bireylerde Bağımlılık Riski Daha Fazladır”
- Pandemi Sürecinde Kaygı Bozukluğu Arttı
- Sosyal Kaygı İnternet Bağımlılığını Tetikliyor
- Buz Hokeyi Sayesinde “Tek Yürek” Oldular: Bağımlılıktan Kurtuldular
- Dijital Çağın Hastalığı: Yeni Nesil Bağımlılıklar
- Yasa Dışı Kumar ve Bahisle Hukuksal Mücadele
- Sevgi ve İlgi Bağımlılıklardan Korur
- “Bağımlılık Tüm Aileyi Etkileyen Bir Hastalıktır”
- “Dijitalleşme Aile İçi İlişkilerin Kalitesini Düşürüyor”
- “Pandemiden Ders Çıkararak Geleceğimizi Kurtarabiliriz”
- “Kampanyalar Sigara Endüstrisinin Gerçek Yüzünü Gösteriyor”
- "Tütün Fiyatları ve Vergiler Düşürülmemelidir"
- “Elektronik Sigara Kullanmak, Marka Değiştirerek Sigara Kullanımına Devam Etmek Gibidir”
- “Sigarayı Bırakmak Kanser Riskini Azaltır”
- Pandemide Sigara İçme Oranları Düştü
- "Çocuğunuzun ‘Hayır’ Deme Becerisini Geliştirin"
- Madde Bağımlılığı COVID-19'u Tetikliyor
- "Bağımlılık Tedavisi Ertelenmemeli, Güçlendirilmeli"
- “Madde Bağımlılığının Gerçek Tedavisi Rehabilitasyondur”
- Zehir Tacirlerinin Pandemi Fırsatçılığı
- Her İki Madde Bağımlısından Biri Depresyonda
- "Online Terapi, Kişileri Madde Kullanımından Uzak Tuttu"
- “Gençlik İnsan Hayatının En Zor Dönemidir”
- Doğru Rol Model Olmak Önemli
- “Spor ve Sanat Tedavi Edicidir”
- Mutluluk Ailede Başlar
- “Depresyon, Gündelik Bir Keyifsizlik Hali Değildir”
- Beslenme Anlayışı Ailede Şekilleniyor
- “Organik Beslenmeye Mucizevi Bir Anlam Yüklenilmemeli”
- Bir Tür Yeme Bozukluğu: Ortoreksiya Nervoza
- Tarladan Sofraya Uzanan Bir Zincir: Gıda Güvenliği
- “Tarımsal Üretimi Tüketici Davranışları Belirleyecek”
- Ekolojik Yaşam Arayışları
- “Çocuklarımızı Korumakla Yükümlüyüz”
- Oyun Bağımlılığı Nelere Yol Açıyor?
- Oyun Bağımlılığı Yetişkinleri de Buluyor
- "Ticari Kaygılar Çocukları Korumanın Önüne Geçiyor"
- "Yasak Koyarak Çocuğunuzu Bağımlılıktan Koruyamazsınız"
- Oyun Bağımlılığının Karanlık Yüzü
- Davranışsal Bağımlılıklara YEDAM Desteği
- Bütün Aile Toplanalım, Ekranları Unutalım
- "Eğitimin Sürekliliği Sağlanmalı"
- “Çocuklarınıza Onları Önemsediğinizi Hissettirin”
- Bu Sefer Ziller Ebeveynler İçin Mi Çalıyor?
- Okul Fobisi Sizi Korkutmasın!
- Okula Yeni Başlayanların Pandemiyle İmtihanı
- Okullar Sağlık Tedbirleri İle Açılıyor
- Yeşilay Eğitim Faaliyetleri Hız Kesmiyor
- Gençlerde Alkol Bağımlılığında Önemli Bir Basamak: Sosyal İçicilik
- Alkol Bağımlılığı Nedir, Nasıl Başlar, Nasıl Tedavi Edilir?
- Nöroloji Alkolün Güvenli Sınırı Yok Diyor!
- Pandemi Bağımlılıkları Tetikledi
- Alkol Vücuda Neler Yapar?
- “İyiliğin Kanatlarına Tutunmaya Her Zamankinden Çok İhtiyacımız Var”
- Pandemi Günlerinde Dayanışmanın Çarpan Etkisi: Vefa Sosyal Destek Grubu
- Türkiye’de Afet Yönetimi ve Gönüllülük
- "İnsan"ın En Zor Anında 152 Yıldır Hep O Var: Türk Kızılay
- Bağımlılığa Karşı "Gönüllü" Mücadelenin Adı; Yeşilay
- Bir Ömür Boyu Yeşilaylı Olanlar…
- Gönüllü Olmak Hem Sizi Hem De Dünyayı Değiştirir
- Vakıf ve Gönüllülük Üzerine
- "Teknoloji Kullanımı Stresi Artırıyor"
- Pandemi Günlerinde "Teknoloji" Dost Mu, Düşman Mı?
- Koronavirüs Dijital Bağımlığı Tetikledi
- "Evden Çalışma Modeli B Planı Olarak Elimizde"
- 10 Soruda Koronavirüs Sonrası Küresel Sistem
- "Şişenini Dibi"nden Görünenler
- İpler Senin Elinde Alkole Hayır De!
- Prof. Dr. Mehmet Ceyhan: "Sigarayı Bugün Bıraksanız Yarın Covid-19 Riskiniz Azalır"
- Diyetisyen Derya Zünbülcan: "Esas Risk, Yanlış Beslenme"
- "Koronafobi" Virüsten Daha Hızlı Yayılıyor
- Hayat da Eğitim de Eve Sığar
- Korona Günlerinde Ev Hayatı
- Sağlıklı Yaşam İçin Sporla “Evde Kal”
- Doğal Dezenfeksiyon Aracı: Güneş
- El Hijyeni Virüsten Korur
- Evde Düzen İçin İpuçları
- Bahane Yok! Oyun Vakti
- Asıl Soru Şu; Bağışıklık Sistemimizi Nasıl Koruruz?
- "Dengeli Beslenme Sizi Mutlu Eder"
- Daha İyi Bir Yaşam İçin Sadeleşin
- Doğal Yaşamda Sürdürülebilirlik Önemli
- Aşılama Yalnızca Kişiyi Değil Toplumu da Koruyor
- Bitkilerin İyileştirme Gücü Hakkında Her Şey
- Gençlikve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu: "E-sporun en büyük riski, dijital bağımlılıktır"
- DSÖ’nün Gündeminde E-spor ve Oyun Bağımlılığı Var
- E-Spor Obeziteye Neden Oluyor
- Dijital Oyun Nasıl E-spor Oldu?
- Prof. Dr. Tolga Arıcak: E-Spor Bağımlılık Riskini Artıracak
- Yeşilay Genel Başkanı Prof. Dr. Mücahit Öztürk: Dijital oyunların e-spor olarak anılmasına itirazımız var
- Amaçları Daha Fazla İnsanı Bağımlı Yapmak
- Elektronik Sigara ile Yasal Mücadele
- Elektronik Sigara Can Almaya Devam Ediyor Can Almaya Devam Ediyor
- Elektronik Sigara da Sigara Kadar Zararlı
- Doç. Dr. Toker Ergüder: Elektronik Sigara, En Az Sigara Kadar Bağımlılık Yapıyor
- İlaç, Şifa Mı Bağımlılık Mı?
- İlaç Bağımlılığı Tedavisi Kişiye Özeldir
- Reçetesiz ve Kontrolsüz Steroid Kullanımı Sağlığı Doğrudan Tehdit Ediyor
- İlaç Suiistimali Küresel Bir Halk Sağlığı Sorunu
- Opioid Grubu İlaçların Kötüye Kullanımında Artış Var
- İlaçların Kötüye Kullanımı Toplumsal Refahı Tehdit Ediyor
Sıfır Maliyetle Kentsel Dönüşüm Mümkün
Kentlerin yeniden ihya süreci kapsamında kentsel yenileme ve dönüşüm çalışmalarının nasıl yapılması gerektiğini İstanbul’un ilk kentsel yenileme projesi olan Sulukule’nin mimarı Fatih eski Belediye Başkan Yardımcısı Mustafa Çifci ile konuştuk.
DEPREM RİSKİ TAŞIMAYAN YER: SULUKULE
Sulukule İstanbul’un kentsel yenileme yapılan ilk bölgesi oldu. Sulukule’de neden yenilemeye ihtiyaç duyuldu?
Kentsel yenileme projeleri kentlerin SİT bölgelerindeki alanlarda 5366 sayılı kanun gereği yapılması gereken uygulamalardır. SİT alanlarındaki harabe haline gelmiş ve ekonomik ömrünü tamamlamış tarihi nitelikli ya da niteliksiz yapıların ele alınarak bölgesel olarak (en az bir ada bazında) yenilenmesi, dönüşümü ve depreme dayanıklı hale gelmesini sağlamak için yapılan uygulamalardır.
Bu işin en bariz örneği İstanbul Fatih’te Sulukule ve Ayvansaray’da yapılmıştır. Bir de Beyoğlu Tarlabaşı örneği olmak üzere üç ayrı yerde uygulama yapıldı. Aslında Fatih’in daha geniş alanlarında kentsel yenileme alanları oluşturduğumuz halde bir takım sebepler nedeniyle bunlar yapılamadı. Şu anda İstanbul’un Fatih semtinde deprem riski taşımadan oturulabilecek tek yer varsa o da Sulukule ve Ayvansaray’dır. Bunun dışında Fatih, bir deprem bölgesidir. 5366 sayılı yasa gereği kentsel yenilemenin mutlaka tamamlanması gerekir.
“SULUKULE SAKİNLERİNİN TEKRAR BURADA OTURMALARINI HEDEFLEDİK”
Sulukule Kentsel Yenileme Projesi’nin kapsamından bahseder misiniz? Proje ile neler yapıldı?
Sulukule’de kentsel yenileme kapsamında ilk olarak bölgeyi kentsel yenileme alanı olarak ilan ettik. Kentsel yenileme alanlarının ilan edilmesinin onayı Bakanlar Kurulu’ndan geçer. Bakanlar Kurulu onayı sonrası çalışmalara başladık ve bölgedeki mevcut durumun tespitini gerçekleştirdik. Bölgede kaç hane var, bunlar kaç metrekare yerde oturuyorlar, ne kadar mal sahibi ve kiracı var, ne kadar iş yeri ve konut var? Bu tespitlere göre de alanda bir avan proje oluşturduk. Bu avan projeyi buradaki insanların mevcut durumlarının ıslahı yolunda ve mevcut durumlarını değerlendirerek yaptık. İnsanların bu alandan taşınmadan tekrar burada oturmalarını sağlamak hedefli bir proje gerçekleştirdik.
Bütün bunların ardından projeyi ilan ettik. Hazırladığımız avan projeye göre Sulukule’deki bölge sakinleri ve mülk sahiplerini çağırıp projeyi izah ederek, her mülk sahibinin mülkünün değeri oranında bir sözleşme imzaladık. Gayrimenkul bedeli beş katına kadar yüksek tutuldu. Bu sözleşme gereği bu insanlara yeni yapacağımız yerlerden her bir bağımsız birime karşılık bağımsız bir birim olmak üzere yeni yer verdik. Verdiğimiz yeri kendi parselini esas alarak verdik. Mülkünün (taşınmazının) değeri vereceğimiz yerin değerinden fazla ise aradaki farkı nakit olarak kendilerine ödedik. Ancak vereceğimiz taşınmazın değeri kendi taşınmazının değerinden yüksekse aradaki farkı da 20 yıl gibi eşit bir sürede eşit taksitlerle ödemek şartıyla kendileriyle bir sözleşme yaptık. Bu sözleşmeye göre de projeyi geliştirdik.
Fakat buradaki insanların birçoğu mülklerini içinde bulundukları ekonomik şartları değerlendirerek satmaya kalktılar. Projeyi duyan bir takım insanlar Sulukule’den yer almak için hücum ettiler. Bizim belediye olarak biçtiğimiz muhammen bedelin çok üstünde paralar vererek Sulukule’den yer kapatmaya kalktılar. Biz bunu engellemek için kamulaştırma şerhi koyduk. Fakat buna rağmen yine de satışlar yapıldı; çünkü alıcı kamulaştırma şerhini kabul ettiği takdirde satış gerçekleştirilebiliyor. Yasal olarak bunun önüne geçebilecek bir engel yoktu. Vatandaşların bir kısmı yerlerini sattı. Sulukule’de oturan yaklaşık 620 hane vardı. Bunların yaklaşık üçte ikisi kiracı durumdaydı. Geri kalan üçte birlik kısım ise mülk sahibiydi.
“KİRACILARI DA MÜLK SAHİBİ YAPTIK”
Mülk sahipleri ve kiracılar için nasıl bir yol izlendi?
Mülk sahiplerine Sulukule’den, kiracılara ise mülk sahipleri ile aynı şartlara sahip olmak üzere maliyet üzerinden İstanbul’un muhtelif semtlerinde TOKİ ile yapacağımız konutlardan konut edinme hakkı sağladık. Bu konutların 346 tanesi Arnavutköy Taşoluk bölgesindeydi. Bu konutlar 2-3 katlı binalarda 2+1 ve 3+1 şeklinde dairelerdi. O günün şartlarında 2+1 dairelerin fiyatı 45 bin TL, 3+1 dairelerin fiyatı 55 bin TL olarak belirlenmişti. Bu tutarlar 20 yıl geri ödemeliydi. Sulukule’den taşıdığımız insanlara aynı zamanda, kiracı- ev sahibi ayrımı yapmaksızın, taşınma yardımı da yaptık. Buraya gelen vatandaşların aylık geri ödemeleri 200-300 TL civarında idi. Bu tutar Sulukule’deki kira bedelleri ile aynıydı. Belediye olarak biz bu tutarın da 100 TL’sini ayrıca her ay kendilerine ödedik. Fakat bu kişilerin zaman içinde evlerini sattıklarını öğrendik. Bu tabii bizim açımızdan üzücü bir olaydı.
Yine Kayabaşı bölgesinde aynı şartlarda 180 konut verirken geride kalan mülk sahiplerine Sulukule’den mülk verdik. Mülk sahipleri anahtarları kendilerine teslim edilene kadar hiçbir fiyat farkı ödemediler. Sulukule’deki mülk sahipleri anahtarlarını aldıktan sonra ödeyecekleri fark varsa ödemeyi bu tarihten sonra 20 yıl vadeyle yapmaya başladılar.
“ROMANLARIN KÜLTÜREL YAŞAMINI DİKKATE ALDIK”
Sulukule’de yapılan konutların özelliklerinden bahsedebilir misiniz?
Sulukule İstanbul’un göbeğinde ve fiziken oturulamayacak durumda kötü bir haldeydi. Tamamen bir çöküntü alanıydı. Çağa uygun olmayan yaşam standartları olan bu alandan insanları kurtarmamız gerekiyordu. Proje olarak öncelikle bu alanı seçmemizin nedenleri bunlardı. Sulukule’de elektrik, su yoktu. Bölge sakinlerinin çoğu kaçak elektrik kullanıyordu. Kamunun bölgeye girmesinde büyük sıkıntı vardı. Sulukule kendi içinde bir gettoya dönüşmüştü. Yaptığımız tespitlerde 10 metrekarelik bölümlerde 15-20 kişinin elektrik ve su olmadan yaşadığını gördük. Bunları çoğu da işgalci durumdaydı. Mal sahipleri bu kişilerle hiçbir şekilde iletişim kuramıyordu.
Bölgede tespit ettiğimiz 620 haneyi kapsayacak şekilde bir avan proje geliştirdik. Buna göre Sulukule’de İstanbul’un tarihi süreci ve suretine uygun şekilde iki ve üç katlı konutlar inşa ettik. Romanların iç avlu ve taşlıklarda oturup sohbet etme gibi bir kültürel yapısı vardır. Sulukule yenileme projesinde bu kültürel yapıya uygun olacak şekilde taşlık ve iç avlu oluşturan bir planlama yaparak konutları inşa ettik. Konutlar depreme dayanıklı ve alt kısımlarında otopark olacak şekilde tasarlandı. Projede yapmadığımız tek şey Romanların at arabaları için ahır oldu. Onun dışındaki her şeyi yaptık.
“DEVLET SIFIR MALİYETLE KENTSEL DÖNÜŞÜM YAPABİLİR”
Kahramanmaraş depreminden etkilenen illerde kentsel yenileme ve dönüşüm çalışmalarında, Sulukule örneğinden de yola çıkılarak, afete dirençli bina ve şehirlerin imarı için ne tür planlama ve uygulamalar yapılmalı?
Depremler ülkemizin değişmez bir gerçeğidir. Depremler, önlenmesi mümkün olmayan, ne zaman, nerede ve ne şiddette olacağı önceden kestirilmeyen doğal bir olaydır. Ne yazık ki bu doğa olayı, ülkemizde felaketlere dönüşmekte, büyük ölçüde can ve mal kaybına sebebiyet vermektedir. Bunun sebebi; kentlerimizin, yerleşim alanlarımızın deprem olayının yaratacağı felaketler dikkate alınmadan kontrolsüz bir şekilde oluşturulmasıdır. O halde ne yapılmalı? Bu doğa olayı felakete dönüşmeden nasıl atlatılmalı? Mevcut yapı stoğumuzun deprem sonrası yaratacağı yıkımlardan, felaketlerden, ağır can ve mal kaybından kısacası yaratacağı insani ve ekonomik travmalardan kurtarılmasın mümkün olabilir mi? Bunun mümkün olmadığını ülkemizi vuran depremler sonucu ortaya çıkan ağır yapısal yıkımlar, insani ve ekonomik kayıplar ve felaketler ortaya koymuştur. Öyleyse öncelikle deprem riski taşıyan bölgelerdeki kentlerde ve yerleşim alanlarında, mevcut yapı stoğumuzu depremlere dayanıklı hale getirmemiz şarttır. Bu doğrultuda düzenlenmiş kanunlarımız da mevcuttur. Bunlardan bir tanesi SİT alanları için düzenlenmiş olan 5366 sayılı Kentsel Yenileme Kanunu bir diğeri de 6306 sayılı Kentsel Dönüşüm Kanunu’dur. Her iki yasa da bu dönüşümlerin yapılmasını ve kentlerin depreme dayanıklı hale getirilmesini öngörmektedir. Ancak 6306 sayılı yasaya, bu işin kamunun koordinatörlüğünde ve kamuya yük getirmeyecek şekilde yapılmasını sağlayacak düzenlemeler getirilmelidir; ki bu dönüşümün kamuya yük getirilmeden yapılması mümkündür. Yeter ki bu konuda siyasi yönetim irade koysun ve bu iş ve işlemleri yapacak yetenekte idari ve teknik kadroları oluşturup işe başlayabilsin. İstanbul Fatih Sulukule ve Ayvansaray’da, 5366 sayılı yasa gereği yapılan kentsel yenilemeler bu uygulamanın en iyi örneklerindendir. Burada zamanın Belediye Başkanı Mustafa Demir siyasi olarak tam irade koymuş ve oluşturduğu ekip de bu işi başarı ile yürütüp tamamlamıştır. Şu anda Fatih’te deprem korkusu olmadan oturulabilecek ter yer buralardır.
Kamuya yük getirilmeden çözüm nasıl olacak? Açıklar mısınız?
Şu anda riskli yapıların bulunduğu bölgelerde mülk sahiplerinin alanlarından yüzde 20 keserek, mevcut imarı yüzde 30 artırarak ve ada bazında uygulama yapmak kaydıyla devlet beş kuruş para harcamadan yenileme ve dönüşümü yaptırabilir. Çünkü yüzde 50 kat karşılığı yere her müteahhit girer.
Neden ada bazında uygulama yapılmalı?
6306 sayılı yasaya bir madde ekleyerek mülk sahiplerinden yüzde 20 alınması, mevcut imar hakkını yüzde 30 artırılması kaydıyla ve ada bazında uygulama yapılarak devlet para harcamadan bu sorunu çözebilir. Burada devlet lokomotif görevi görmeli. İnşaat yapıcıyı, yükleniciyi devlet bulmalı. Müteahhit ile vatandaş hiçbir şekilde karşı karşıya kalmamalı, Standardı ve avan projeyi devlet oluşturmalıdır. Avan projeye göre hak sahiplerine dağıtımı devlet yapmalı ve ondan sonra yapım işini müteahhide vermelidir.
“HAK SAHİPLERİNE ADALETLİ DAĞITIM ÇOK ÖNEMLİ”
Peki, bu arada devlete düşen görev nedir? Bu alanlar yapılırken insanlar nereye gidecekler? Deprem bölgesindeki binlerce aile nereye gidecek?
Şu anda deprem bölgesinde evleri yıkılan insanlar çadırlar ve konteynerler de kalıyorlar. Bu olağanüstü bir durumdur. Devlet bu insanlar için sayıya göre prefabrik konut yapacak ve insanlar 1,5-2 sene bu prefabrik konutlarda oturacak. Konutların inşaatı bittikten sonra da depremden etkilenenlere yerleri teslim edecek. Bu hem 6306 sayılı kanuna hem de 5366 sayılı kanuna bir madde ilave edilerek yapılır. Aynı zamanda büyükşehirlerde beş binlik imar planlarına böyle bir plan notu eklenerek de yapılabilir. Konutların yapımındaki standartlar ise yasal düzenleme yapıldıktan sonra hazırlanacak yönetmeliklerle ortaya konulur. Yönetmelikte şunlar belirlenir: Daireler insanlara nasıl verilecek?, İnşaatlar nasıl yapılacak? Ada bazında uygulama nasıl yapılacak? Ada bazındaki uygulamalarda şu örneği verebiliriz: Örneğin diyelim ki adada 50 parsel olsun. Bu parsellerin tamamı ada bazında birleştirilerek tek bir parsel haline getirilmeli. Bu parsellerin sahipleri de parsel büyüklüğüne göre bu tek parselde hisselendirilmeli. Tek parsel üzerinde inşaatlar blok blok yapılmalı. Dört parselin üzerine ayrı ayrı dört bina yapılacak yerde tek bir binada dört daire yapılmalı. İnsanlar binanın tek girişinden dört ayrı daireye girmeli. Şu anda her bir parsele yapılan bina için ayrı bir giriş yapılıyor ve her binada yaklaşık 20 metrekare bir merdiven kaybı oluşuyor. Dört binada bu kayıp 80 metrekare olur. Bahsettiğim şekilde yapılan binada 60 metrekare alan kazanılır. Bu 60 metrekare istenirse mülk sahipleri lehine istenirse de müteahhit adına (yönetmelikte belirlenen şartlara göre) kullanılabilir.
Bir de burada şunu ifade etmek istiyorum; dağıtımın adaletli olmasını, hak sahiplerinin hakkının dağıtılmasını öncelikle devletin yapması lazım. Kamu iradesini ortaya koyacak, bu iradeye uygun hareket edecek insanları bulacak ve adaletten bir milim sapmamak kaydıyla hak ve adaleti koruyarak vatandaşın hakkını koruyacak; çünkü vatandaşın hakkı kutsaldır.
Bu süreçte devlet ve belediye ilişkisi nasıl olmalı?
Kentleri abat eden de berbat eden de belediyelerdir. 40 yıllık belediyeci olarak söylüyorum, bu işin sorumlusu belediyelerdir. Kentlerin gelişmişliği o kentlerdeki kamusal alanların rahatlığı ile ölçülür. Bunu yapan da belediyelerdir. Türkiye’de merkezi yönetim ile belediyeler iş birliği yapmak zorundadır. Başka çaresi yoktur, bu bir vebaldir. Belediye istemezse insanlar kaçak çivi bile çakamazlar.
Sizce beklenen İstanbul depremine karşı acil olarak neler yapılmalı?
İstanbul’da bugün bu tür bir çalışma başlatılsın şehir 10 yıl içinde depreme dayanıklı hale gelir. Japonya bu işi Kobe depremi sonrası beş sene içinde çözdü. Biz İstanbul’da 24 senede çözemedik. Bahsettiğim düzenleme ve uygulamalarla hangi müteahhit İstanbul’da yüzde 50 yere kat karşılığı girmez. İstanbul’un deprem dışında en büyük sorunu da otopark problemidir. İstanbul’da trafiği tıkayan sebeplerin en başında, yollara sağlı sollu araç park edilmesi geliyor. Bu otopark sorunu çözülürse şehir içi trafik sorununun yüzde 60-70 oranında azalacağını tahmin ediyorum. Ada bazlı projede müteahhit adanın altını tamamen boşaltarak otopark yapacak. Üst kısmını da yeşillendirip sosyal donatı alanlarıyla onararak o ada içindeki sosyal iletişimi sağlayacak. Komşuluk ilişkileri gelişecek. Kentli insanı birbirini tanımamaktan kurtarıp, insanlara akşamları oturup sohbet edebilecekleri, çay içebilecekleri alanlar sunulacak.
MUSTAFA ÇİFCİ KİMDİR?
1953 yılında Ordu’nun Ünye ilçesinde dünyaya geldi. Eğitim hayatına Tekkiraz İlkokulunda başladı. Ankara Tapu ve Kadastro Meslek Lisesinden mezun oldu. Yıldız Teknik Üniversitesi Fotogrametri ve Jeodezi Bölümü’nden mezun olan Mustafa Çifci, sırasıyla Ordu Bölge Tapulama Müdürlüğü, Ünye Tapulama Müdürlüğü, İstanbul Belediye Başkanlığı Harita Müdürlüğü, Beyoğlu Belediyesi Şube Müdürlüğü’nde teknik eleman, Beşiktaş Belediye Başkanlığı’nda müdürlük, İstanbul Defterdarlığı Milli Emlak Müdürlüğü’nde teknik eleman ve Eminönü Belediye Başkanlığında müdür olarak görev yaptı. 2006-2014 yılları arasında Fatih Belediye Başkanlığında Başkan Danışmanı ve Başkan Yardımcılığı görevlerini yürüttü. 2014 yılında emekli olduktan sonra Çalık Holding Gap İnşaat Proje Koordinatörlüğü görevini sürdüren Çifci, 2017-2018 yıllarında yine Fatih Belediyesinde Başkan Danışmanlığı ve Proje Koordinatörlüğü görevlerini yaptı. Mustafa Çifci, gayrimenkul değerleme ve geliştirme, yerel yönetimlerde toplam kalite, kent bilgi sistemi, coğrafi bilgi sistemi, kentsel yenileme ve kentsen dönüşüm alanlarında uzmandır.