- Pornografinin Gerçek Olmadığı Bilinmeli
- Pornografi, Bireyin ve Toplumun Dengesini Bozuyor
- Erken Yaşta Pornografi Maruziyeti Cinsel Suça Kadar Uzanan Sonuçlara Yol Açabilir
- Pornografi, Bireylerin ‘Normal’ Beden Algısını Bozabiliyor
- Pornografi Kullanımı Cinsel Yaşama Zarar Veriyor
- En Büyük Endişem, Pornografinin Cinsel Normları ve Senaryoları Değiştirmesi
- Ergenlerle İlgili Çalışmalar Gelecekte En Önemli Araştırma Alanları Olacak
- Oyun ve Pornografi: Dijital Dünyada Bağımlılığın Kesişen Yolları
- Pornografi Bağımlılığı, Tanıdık Özellikler Taşıyan Yeni Bir Bağımlılık Türü
- Sağlıklı Toplumun Temeli Halk Sağlığından Geçiyor
- Prof. Dr. Mustafa Taşdemir: “Bağımlılık, Sosyal Bulaşma Yoluyla Yayılıyor”
- Prof. Dr. Recep Erol Sezer: “Dumansız Hava Sahası Bir Halk Sağlığı Politikasıdır”
- Dr. Öğr. Üyesi Çağrı Emin Şahin: “Sağlık Okuryazarlığı Bağımlılıklara Karşı En Güçlü Koruyucu Zırhtır”
- YEDAM Sosyal Hizmet Uzmanı Alptekin Tekedereli: “Sosyal Hizmet Uzmanları Bağımlılıkla Mücadelede Kritik Bir Rol Üstleniyor”
- Klinik Psikolog Dr. Mehmet Teber: “Çocukların Güçlenmesi İçin Zorlanmalarına Müsaade Etmeliyiz”
- Bağımlılıkların Türkiye Ekonomisine Yıllık Yükü: 78 Milyar Dolar
- Bağımlılıklarla Mücadele Hekimlerin Desteğiyle Daha da Güçlü
- Hukukun Gücüyle Bağımlılıklara Karşı: Yeşilay Hukukçuları
- Gıda Güvenliği ve Bağımlılık Riski Taşıyan Gıdalar
- Dijitalle Başa Çıkın!
- Dijital Medya ve Oyun Bağımlılığına Karşı Küresel Mücadele
- Dr. Daniel Spritzer: “Oyun Tasarımcısının Amacı Eğlence Olmalı, Bağımlılık Değil”
- Klinik Psikolog Süreyya Kitapçıoğlu: “Oyun Bağımlılığıyla Mücadelede Kültürel Duyarlılık Hayati Önemde”
- Uz. Dr. İlyas Kaya: “Yeşilay’ın ‘Denge’ İlkesi, Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı İçin Çok Kıymetli”
- Prof. Dr. Yavuz Samur: “Doğru Tasarlanmış Oyun Çocuğa Pek Çok Beceri Kazandırır”
- YEDAM’dan Oyun Bağımlılığına Bütüncül Yaklaşım
- Dijital Oyun Araştırmaları ve Bir Çözüm Arayışı “Çocuk Dostu” Bir Oyun Derecelendirme Sistemini Geliştirmek
- Prof. Dr. Toker Ergüder: “Alkolsüz bir toplum, nesillerin ve kültürün korunması için atılacak en büyük adımdır”
- Prof. Dr. Perihan Torun: “Alkol tüketimini düşürmek için etkin politikalar uygulanmalı”
- Doç. Dr. Umut Kırlı: “Kadınlarda alkol bağımlılığı erkeklere oranla daha hızlı gelişiyor”
- Alkol Bağımlılığında YEDAM Desteği
- Bağımlılık Danışmanı Simge Kırcan Erdoğan: “Tedavide geçirilen süre uzadıkça başarı oranı artıyor”
- Tatilde Alkol Kullanımı ile Birlikte Sorunlar da Artıyor
- “Uyuşturucu Tedarikçileri Akla Gelmedik Yöntemler Kullanıyor”
- “Madde Bağımlılığı Belirtileri Ergenliğin Doğal İniş Çıkışlarıyla Karıştırılabilir”
- “YEDAM’lar Madde Bağımlılığı Konusunda Ciddi Bir Boşluğu Dolduruyor”
- “Uyuşturucu Endüstrisi Kendisini Sürekli Güncelliyor”
- “Ek Tanı, Bütüncül ve Eş Zamanlı Tedavi Gerektirir”
- Dünyanın En Tehlikeli Uyuşturucusu Metamfetamin
- YEDAM’dan Madde Bağımlılığına Psikososyal Destek
- Uyuşturucuya Karşı Küresel Direniş
- Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Hakan Coşkunol: “Ailenin Tedaviye Katılımı İyileşmede Etkilidir”
- Psikiyatri Uzmanı Dr. Hakan Tokur: “Bağımlılık Tedavisi ‘Yaşamla Yeniden Bağ Kurma’ Sürecidir”
- Uzman Psikolog Kinyas Tekin: “İhmalkârlık Kadar Otoriterlik De Sakıncalı”
- YEDAM’dan Nüks Riskine Karşı Kalıcı Çözümler
- Bağımlılığa Ek Bir Yük: Stigma
- İyileşme Sürecinde Sosyal Hizmetlerin Rolü
- YEDAM Uzman Yardımcısı Niyazi Aydemir: “İyilik koçu tavsiye vermez, rehberlik eder”
- Yeşilay Genel Başkan Yardımcısı Sümeyye Ceylan: “Dijital Dünya ve Çocuk İlişkisi Çok Dikkatle Ele Alınması Gereken Bir Konu”
- Yeşilay Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Muhammed Tayyib Kadak: “Teknolojiye Hâkim Olan Aileler Çocuklarını Dijital Bağımlılıklardan Korur”
- “Çocuklar İçin Güvenli Bir Dijital Ekosistem Oluşturmalıyız”
- Dijital Çağda Ebeveyn Olmayı Kolaylaştıran Rehber: Dijital Ebeveynlik
- Ekrana Alternatif 10 Bahar Aktivitesi
- Dijital Dünyada Nasıl Bir E-Beveyn Olmalı?
- Geçmişten Geleceğe Yeşilay
- Bir Asrı Aşan Mücadelede Yeşilay’a Gönül Verenler Anlatıyor
- Bağımlılıkla Mücadelede Yeni Bir Milat: Bağımsızlık Seferberliği
- Yeşilay’dan Türkiye’ye Özgü, Dünyada Öncü Modeller
- Yeşilay Gönüllülerle, Gönüllüler Yeşilay’la Büyüyor
- Sağlıklı Nesiller İçin Sınırları Aşan Mücadele
- Arif Çifci: “Yeşilay, Osmanlıdan Cumhuriyete Türkiye’nin tarihidir”
- Prof. Dr. Recep Erol Sezer: “Tütün Kontrolü Nikotin Salgınına Karşı En Büyük Koz”
- Prof. Dr. Toker Ergüder: “Tütün Reklamları Yapay Zekâyla Takip Edilebilir”
- Prof. Dr. Şaziye Senem Başgül: “Ergenin Hayatını Şekillendiren En Önemli Yapı Ailedir”
- Tütün Bağımlılığına Karşı YEDAM Desteği
- YEDAM’la Nefes Alanlar
- Bağımlılıklarla Mücadelede Esas Cephe Tütün Endüstrisinin Sinsi Taktikleri
- Dr. Hüseyin Küçükali ile Yapay Zekâ Desteğiyle Dumansız Bir Sosyal Medya Hakkında Konuştuk
- Tütün Endüstrisinin Çabaları DSÖ’nün de Merceğinde
- Asırlık Tecrübeden Topyekûn Mücadeleye: Bağımsızlık Seferberliği
- Yeşilay Genel Başkanı Doç. Dr. Mehmet Dinç: “Bağımsızlık Seferberliği İle Amacımız Bağımlılıklara Karşı Toplumsal Bir Uyanış ve Dayanışma Hareketi Oluşturmak”
- Daha Güçlü ve Daha Sağlıklı Bir Toplum İçin: “Bağımsızlık Seferberliği”
- Bağımsızlık Seferberliği’nin Olmazsa Olmazı: YEDAM
- Bağımlılık İle Mücadelenin Temeli: Bilinçlendirme Ve Farkındalık Çalışmaları
- Topluma ve Bireye Katkı Sağlayan Güç: Gönüllülük
- Danışanlıktan Koçluğa Bir Başarı Hikâyesi
- Spor Salonlarındaki Tehlike: Anabolik Steroidler
- Prof. Dr. Cüneyt Evren: “Steroid Kullanan Her Dört Erkekten Birinde Steroid Bağımlılığı Var”
- Prof. Dr. Rüştü Güner: “Anabolik Steroidler, Tüm Organ Sistemlerine Zarar Verir”
- Kusursuz Beden Algısı Steroid Kullanımını Tetikliyor
- Serkan Yimsel: “Anabolik Steroidleri Teşvik Ve Tedarik Edenler Cezalandırılmalı”
- Av. Mehmet Yoğurtcuoğlu "Steroidler Sporun İtibarını Korumuyor, Aksine Tehdit Ediyor"
- Doç. Dr. Merih Altıntaş: “Sanal Kumar Bağımlılığı Kendini Gizleyebilen Bir Hastalıktır”
- Gittikçe Artan Endişe: Ergenlikte Sanal Kumar
- YEDAM’dan Kumar Bağımlılığı Tedavisine Güncel Yaklaşımlar
- Dünya Sağlık Örgütü’nün Sanal Kumar Bağımlılığına Yaklaşımı
- Sanal Kumarda “Oyun” Ve “Eğlence” Tuzağı
- Zamansız Ve Mekânsız Bir Bağımlılık: Sanal Kumar
- Olimpiyat Özel Dosyası
- Prof. Dr. Hakan Coşkunol: “Egzersiz, beynin ödül sistemini değiştirir”
- Günlük Hayatta Nasıl Aktif Olabiliriz?
- Klinik Psikolog Melisa Varol: “Spor, bedensel ve psikolojik iyilik halimizi güçlendiren etkili bir araç”
- Çocuklar Hareket Ediyor!
- Düzenli Sporun Faydaları Nelerdir?
- Bağımlılıklarla Mücadeleye Spor Desteği: Yeşilay Spor Kulübü
- Prof. Dr. Osman Tolga Arıcak: “Çocuklar gereksiz teknolojiye maruz bırakılmamalı”
- Prof. Dr. Şaziye Senem Başgül: “Aile ilişkileri kuşak farkı bilinciyle kurulmalı”
- Okullarda İlk Ders Zili Çalıyor
- Yaşam Becerileri Bağımlılıklardan Koruyor
- Değerlendir, Sürdür, Yaşat, İlham Ol…
- Yeşilay Kolu’ndan Benim Kulübüm Yeşilay Projesi’ne…
- Geleceğin Bireyleri Yeşilay’ın Çocuk Dergileri ve Oyunlarıyla Büyüyor
- Daha Doğal Bi̇r Yaşam İçi̇n 9 Öneri
- Doğallığın Işıltısı
- Gezegene İyi Gelen, Bize De İyi Geliyor
- Doğal Yaşama Dönüş Hareketleri
- Sakin Şehirlerde Kendi Ritminde Hayatı Yaşa
- Daha İyi Hissetmek İçin Haydi Doğaya
- Sadeleşmek Elimizde
- Geçmişi Anlamlandırmak Kişiyi Rahatlatır
- Bedensel Hafifleme İçin Bütüncül Bir Yaklaşım Gerekir
- Beynimiz Neden Yorulur?
- Yaşam Alanlarında Sadeliğin Zarafeti!
- Zihinsel Hafiflik ve Ruhsal Arınma İçin: Dijital Detoks Zamanı!
- Sosyal Medyayı Doğru Kullanmanın 9 Yolu
- Sosyal Medya Bağımlılığı Tedavisinde İzlenen Yollar
- “Sosyal Medya Platformları Dengeli ve Sorumlu Bir Şekilde Kullanılmalı”
- "Çocuğun Dijital Ayak İzi, Geleceğini Etkileyebilir"
- “Gerçek Sosyal Hayat; Yüz Yüze, Derin ve Anlamlı İlişkiler Üzerine Kuruludur”
- Sosyal Medyanın Kontrolüne Girdik
- Yemiyor İçmiyor Çevrim İçi Oluyoruz
- Obezite Küresel Bir Pandemiye Dönüştü
- Uz. Dr. Ayça Kaya: “Buzdolabı ile Aranıza Mesafe Koyun”
- Diyetisyen Kübra Çıtlak: “Son 30 Yılda Çocuk ve Ergenlerde Obezite, Dünya Genelinde Arttı”
- Hormonlar Kilomuzu Nasıl Etkiliyor?
- Çocuk Beslenmesindeki Tehlike: Abur Cubur
- Psikolojik Nedenleri ve Sonuçlarıyla Obezite
- Obezitenin Yol Açtığı 10 Sağlık Sorunu
- Prof. Dr. Şaziye Senem Başgül: “Öfkenin olduğu yerde olumlu duygular barınamaz”
- Prof. Dr. Cüneyt Evren: “Kronik yorgunluk sendromu, yaşam kalitesini etkileyen ciddi bir durumdur”
- Klinik Psikolog Gökhan Ergür: “Metropol yaşamı ve sosyal medya kaygı düzeyini artırıyor”
- İnsanın Dijital Çağ ile İmtihanı
- Hilal-i Ahdar’dan Yeşilay’a 104 yıllık mücadele
- Yeşilay’ın ilk gençlik teşkilatının kuruluşu "Türkiye İçki Aleyhtarı Gençler Cemiyeti"
- Yeşilay gençliği seviyor, gençlik Yeşilay’ın varlığını hissediyor
- Yeşilay ülküsünün yılmaz neferleri: Yeşilay kadınları
- Ulusaldan evrensele Yeşilay mücadelesi
- Yeşilay’ın dünyada örnek alınan öncü modeli: YEDAM
- Elektronik Sigara Gerçeği! Çocuklar ve Gençler Yalanlarla Kandırılıyor
- “Çocukların ve Gençlerin Elektronik Sigaraya Erişimleri Hızlı Bir Şekilde Engellenmeli”
- “Elektronik Sigara, Dünyanın Baş Belasına Dönüşmüş Durumda”
- “Çok Uluslu Tütün Şirketleri, Nikotin Bağımlısı Bir Nesil Oluşturmak İstiyor”
- “Elektronik Sigaralar Mutlak Zararlı ve Bağımlılık Yapıcıdır”
- “Elektronik Sigaraya Erişim Bu Kadar Kolay Olmamalı”
- Alkol Bağımlılığı Bireyi ve Toplumu Tehdit Ediyor
- Alkolün Güvenli İçilebilecek Bir Miktarı Yoktur
- Sosyal Hizmet, Tedavinin En Önemli Yapı Taşlarından Bir Tanesi
- Kadınlar Bağımlılık Sürecinde Yalnız Kalıyor
- Alkolle Mücadelenin Yolu; Vergilendirme, Erişim Kısıtlamaları ve Pazarlama Yasaklarıdır
- Alkol Bağımlılığına Uluslararası Yaklaşımlar
- Savaş, Halk Sağlığını Onarılamaz Biçimde Etkiliyor
- “Medyada Yaratılan Algı; Haklıyı Haksız, Doğruyu Yanlış, Güzeli Çirkin Olarak Konumlandırabiliyor”
- “Savaşlar, Savaşanları Olduğu Gibi Savaşmayanları Da Olumsuz Etkiler”
- “Artık Savaşlar Sadece Sahada Değil, Dijital Dünyada Da Gerçekleşiyor”
- “Çocuklardaki ‘Güvenli Dünya’ Algısı Zarar Gördü”
- Toplumsal Kaygı Bozuklukları Bağımlılıklara Neden Olabilir Mi?
- Bağımlılık Herkesi Etkileyen Genel Bir Sorundur
- Kadınlar Bağımlılıkta Da Ayrımcılıkla Karşı Karşıya Kalıyor
- Bağımlılığın Ve Şiddetin Doğasında Ortak Ve İç İçe Faktörler Vardır
- “Anne Veya Eşin Bağımlılık Sorunu Olan Bireye Yönelik Tutum Ve Davranışları Tedavinin Seyrini Etkiliyor”
- Kadına Yönelik Şiddete Karşı: 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü
- Sağlıklı Nesiller İçin Sağlıklı Gebelik
- Yeşilay Kadınları Güçlenerek Büyüyor
- Dijital Çağda En Kırılgan Grup Çocuklar Ve Gençler
- “Dijital Bağımsızlık En Önemli Gündemimiz Olmalı”
- “Sağlıklı Teknoloji Kullanımında Teknoloji Amaç Değil, Araçtır”
- Çocuklarda Ekran Bağımlılığı
- Dijital Bağımlılıktan Uzak, Hayata Yakın Olun!
- “Notların Telafisi Vardır, Ancak Zedelenen Öz Güvenin Telafisi Meşakkatlidir”
- “Başarının Sırrı Çocuğu Tanımaktan Geçiyor”
- Ziller Minikler İçin Çalıyor… Okula Uyum Süreci İçin Öneriler
- Çocuğun Okul Başarısını Artırmanın 15 Etkili Yolu
- Çocuğunuza Zaman Yönetimini Nasıl Öğretebilirsiniz?
- “Günümüzde Ruh Sağlığını Korumak Daha Zor Ve Daha Önemli Hale Geldi”
- Bağımlılık Ve Ruh Sağlığı İlişkisi Karşılıklıdır
- “Çocuk Olumsuz Duyguları Makul Düzeyde Deneyimlemeli”
- Bağımlı Bireylere Doğru Yaklaşım Nasıl Olmalı?
- Koruyucu Ruh Sağlığıyla Tanışın
- “Tütün Kontrolü Toplumsal Gündemin Ana Konusu Yapılmalı”
- “Asıl Mücadele Tütün Endüstrisi İle Mücadeledir”
- “Zararsız Tütün Olması Mümkün Değildir”
- “Elektronik Sigaraların Ülkeler Tarafından Teşvik Edilmesi Sorumsuzluk Örneğidir”
- “Tütün Şirketleri, İnsanların Sigara İçmek İstemeyecekleri Bir Günün Geleceğini Biliyor”
- “Sağlıklı Etkileşim Ancak Empati İle Olur”
- “Empati Gelişimi Bebeklikte Başlar”
- “Empati Bir Duygudaşlık Göstergesidir”
- Toplumsal Duyarlılığın Vücut Bulmuş Hâli: Gönüllülük
- Yeşilay, TİSK Ve TÜMOSAN Depremzede Çocuklar İçin Güçlerini Birleştirdi
- Dayanışma Ruhu Kültürel Kodlarımızda Var
- “İyi İletişim Ve Doğru Bilgi Kaygıyı Azaltır”
- Afetlere Dirençli Şehirler Nasıl İnşa Edilmeli?
- Sıfır Maliyetle Kentsel Dönüşüm Mümkün
- “Bugünün Gençleri Üst Kuşaklardan Çok Daha İyiliksever Ve Dayanışmacı”
- Millî Birlik Ve Beraberlik Kodlarımızda Var: Millî Mücadele’den Kahramanmaraş Depremine Toplumsal Kenetlenme
- “Bir An Önce Normalleşmeliyiz”
- Dijital Medya Çocuğu Sosyal Hayattan Koparıyor
- “Hey Çocuk! Bırak Tabletini Sakince Kitabın Kapağını Aç! Kalbini Aç…”
- Mutlu Bir Çocukluk İçin Projeden Çok Daha Fazlası Gerekiyor
- Çocuk Gülerse Dünya Güler
- Hilal-i Ahdar’dan Yeşilay’a
- Sivil Toplum Kuruluşları Ve Gönüllülüğün Gücü
- STK’lar Tek Yürek Oldu: Yüzyılın Felaketi Sonrası Gönüllü Dayanışması
- Bağımlılıklarla Karşı Gönüllü Mücadele
- Çocuklar İçin Gönüllülük Neden Gerekli?
- “Tedavi Edilmeyen Kaygı Bozuklukları Kronikleşme Eğilimindedir”
- İklim Değişikliğinin Ortaya Çıkardığı Kaygı Hâli: Eko-Anksiyete
- Yeni Krizlerin Getirdiği Belirsizlikler Küresel Kaygıyı Körüklüyor
- “Kaygılar Bağımlılığı Tetikleyebildiği Gibi Bağımlılıklar Da Kaygıyı Besleyebilir”
- “Çocukları Kaygıları Nedeniyle Utandırmayalım, Usandırmayalım, Cezalandırmayalım”
- Sosyal Medya Kullanımı Kaygıları Tetikliyor
- Sigara İle Mücadelede En İyi Politika, Çocuk Ve Gençleri Tütünsüz Ortamda Büyütmektir
- YEDAM’ın Kişiye Özel Programlarıyla Sigaraya “Dur” Deyin
- Örnek Vakalarla Tütün Bağımlılığı Tedavisi
- Tütün Bağımlılığı Vücudumuza Neler Yapıyor?
- Sigarayı Bıraktığınızda Vücudunuzda Neler Oluyor?
- Dünyada Alkol Kullanımı Ve Önleyici Politikalar
- Alkol Bağımlılığını Önlemeye Dair Yasal Düzenlemeler
- Alkolün Bir Diğer Karanlık Yüzü: Şiddet Ve Alkol İlişkisi
- Ebeveynler Alkol Kullanan Gence Nasıl Yaklaşmalı?
- Sevdiklerimizi Alkol Bağımlılığından Nasıl Koruruz?
- Alkolsüz Hayat Neler Kazandırıyor
- Alkol Vücuda Neler Yapıyor?
- “İletişim Yoluyla Kendimizi Var Ediyoruz”
- “Bireyi Bağımlılığa Götüren Duygusal Yalnızlıktır”
- “İnsan İnsana Şifadır, Umuttur, Yoldur”
- Güvene Dayalı İletişim Bağımlılıklardan Koruyor
- Sanal İletişim Gerçek İletişimin Yerini Tutar Mı?
- “Dijital Oyun Bağımlılığı Ciddi Bir Sorun”
- “Teknolojiyi Doğru Kullanmayı Öğrenmeliyiz”
- Dijital Dünyada Eğitim Şart
- Dijital Dünyada Bizi Neler Bekliyor?
- Sanal Ortam Güvenliğinin Teminatı: Siberay
- Rakamlarla Dijital Dünya
- TÜİK Araştırma Sonuçlarına Göre Türkiye Dijitalleşiyor
- “Proje Çocuklar Kuklaya Dönüşüyor”
- “Mutlu Bir Aile İçin Her Şey Mükemmel Olmak Zorunda Değil”
- Değerler Eğitimi Bu Dünyanın Bir İhtiyacı
- TBM İle Her Yıl Milyonlarca Kişiye Ulaşıyoruz
- Okul Heyecanı Başlıyor
- “Tüketerek Mutlu Olma Çabası Büyük Bir Yanılgı”
- “İnsanın Manevi Alanı Boşluk Kabul Etmez”
- Mutluluk Beyinde Başlar
- Toplumsal Mutluluğun Şifreleri
- Sağlıklı Tabaklar, Mutlu Yüzler
- Mutluluğa Götüren 7 Adım
- Az Çoktur!
- “Sadeleştikçe Zihin Sağlığımızı Korumamız Da Kolaylaşır”
- Atıksız Bir Mutfak Mümkün
- Biraz Yavaşlamaya Ne Dersiniz?
- Sade Ve Özgür Bir Yaşamın Yolu: “Küçük Ev” Akımı
- Daha Huzurlu Bir Hayat İçin Sadeleş!
- Atık Kağıtları Sanat Eserine Dönüştürüyor
- Pedallar Sağlıklı Yaşam İçin Çevrildi
- Yeşilay’dan “Bağımsız Gençlik” Manifestosu
- YEDAM Sempozyumu'ndan Bağımlılıklara Bilimsel Bakış
- Sağlıksız Aile Tutumları Bağımlılık İçin Risk Faktörü
- Bağımlı Profilleri Nasıl Şekilleniyor?
- Bağımlı Ebeveyn Çocuğun Tüm Yaşamını Etkiliyor
- “Hayır” Diyebilen Bir Çocuk Yetiştirmek
- Ailenin Dijitalleşme ile İmtihanı
- Bağımlılık Aileden Etkilenen ve Aileyi Etkileyen Bir Hastalıktır
- Elektronik sigara nikotin pandemisini gelecek nesillere taşıyor
- Tütünle Mücadelenin Bir Ayağı da E-Sigara ile Mücadele Olmalı
- Dünya Elektronik Sigara ile Nasıl Mücadele Ediyor?
- Elektronik Sigara En Az Sigara Kadar Zararlı
- “Dünya Şiddetli Bir Merhametsizlik Hastalığına Tutulmuş Vaziyette”
- Tarih Boyunca Vardı Ve Hep Var Olacak: Sivil Toplum Kavramı Ve STK’lar
- Yeşilay’a Gönülden Bağlı Olanlar
- Merhamet Ve İyiliğin Gücü: Gönüllülük
- Gönüllülük Çalışmaları Dersiyle Teori Ve Pratik Bir Arada
- Vazgeçilen her sigara sağlıklı bir hayatın kapısını aralar”
- Çocuklarımızı sigaradan nasıl koruruz?
- Sigara stresi azaltmaz, sigarasızlık stres oluşturur
- Şimdi tam zamanı!
- “Bırakabilirsin” mobil uygulamasıyla sigaradan kurtulun!
- Fizikselden Sanala Yeni Bir Şiddet Türü: Siber Zorbalık
- Ergenler Sosyal Medya Bağımlılığında Risk Grubunda
- Geleneksel Değerler Çocukları Koruyor
- Sosyal Medyada Dayatılan Güzellik Büyük Bir Yanılgı
- Çocuklarınız İçin Ulaşılabilir Ebeveynler Olun
- Pandemi Sonrasında Toplumları Bekleyen Tehlike: Çevrim İçi Kumar Bağımlılığı
- Aileler Tedavi Sürecine Aktif Olarak Dahil Olmalı
- Alkol Kontrol Politikaları Toplumları Koruyor
- “Alkol Bağımlısı Kişilerin Çocuklarının Ruh Sağlığını Yakından Takip Edilmeli”
- Alkol Aile İçi Şiddette Risk Faktörü
- Alkol Bağımlılığını Anlamaya Yönelik Faaliyetler
- Alkol Bağırsak Sağlığını Bozuyor
- Alkol Bağımlılığıyla Asırlık Mücadele: YEŞİLAY
- “Gençliğin En Büyük Sorunu Büyüyememek”
- İyi Arkadaş Çevresi Bağımlılıklardan Uzak Tutar
- Davranışsal Bağımlılıklar En Çok Genç ve Ergenleri Etkiliyor
- Çocuğum Madde Kullanıyor mu?
- Gençlerin Gözünden Bağımlılıklar
- Sağlıklı Nesil Sağlıklı Gelecek Yetenek Yarışması, Edebiyat ve Sanatla Farkındalık Oluşturuyor
- Antikten Moderne 28 Asırlık Yolculuk
- Türkiye’nin En Başarılı Olimpiyat Tecrübesi TOKYO 2020’nin Ardından
- Yaşam Becerileri Bireyi ve Toplumu Korur
- Stresle Mücadelede Yaşam Becerileri Faktörü
- Aileyle Sağlıklı İletişim Sağlıklı Kararları Doğurur
- “Hobiler Bizi Ruhsal Olarak Geliştirir”
- Hangi Yaşta Hangi Sporu Yapmalı?
- “Sanat ve Kitap Bağımlısıyım”
- YEDAM'dan İnternet Bağımlılığına Özgün Çözümler
- Pandemi Sarmalında Oyun Oynama Bozukluğu
- “Ebeveynler Doğru Rol Model Olmalı”
- Oyun Oynama Bozukluğunun Tedavisinde Yasaklar Çözüm Değil
- “Ulusal Kampanyalar Farkındalık Oluşturuyor”
- Teknoloji Sizi Değil, Siz Onu Kontrol Edin!
- Teknoloji Bağımlılığı Hasta Ediyor
- Artan Obezite, TBMM’nin de Gündeminde
- Türkiye’nin Obeziteyle Mücadelesi
- Obezite, 21’inci Yüzyılın En Önemli Sağlık Sorunudur
- Evde Kalmak Virüsten Korudu, Obeziteyi Artırdı
- “Pandemi Döneminde Yeme Bozuklukları Arttı”
- “Besin Örüntüsü Dengeli Olmalı”
- Evde Hareketsiz Kalmayın!
- Ağır Yaşamların Yükü Hafifliyor Mu?
- Gidene Üzülmek Yerine Var Olanı Güçlendirmeliyiz
- “Babalar Dua Gibidir; Artık Görünmez Olsa Da Dokunur Evladına...”
- “Sanat ve Spor, Bağımlılıkla Mücadelenin Panzehirleridir”
- Gençlerde Davranışsal Bağımlılıklar Artıyor
- “Aile Bağları Ne Kadar Sağlamsa, Bağımlılık Riski O Kadar Azalır”
- "Özgürlük ve Sorumluluk Birbirini Tamamlar"
- Anne-Babalar Dikkat! Uzun Süreli Ekran Maruziyeti Nelere Yol Açıyor?
- Yeşilay Gençlerin, Gençler Yeşilay’ın Yanında!
- Geleceğin Olimpiyat Şampiyonları TOHM’da Yetişiyor
- “Bağımlı Kişi, İnterneti Bir Kaçış Yöntemi Olarak Kullanıyor”
- Anne Babaya Güvenli Bağlanma Bağımlılıktan Korur
- “Öz Saygısı Düşük Bireylerde Bağımlılık Riski Daha Fazladır”
- Pandemi Sürecinde Kaygı Bozukluğu Arttı
- Sosyal Kaygı İnternet Bağımlılığını Tetikliyor
- Buz Hokeyi Sayesinde “Tek Yürek” Oldular: Bağımlılıktan Kurtuldular
- Dijital Çağın Hastalığı: Yeni Nesil Bağımlılıklar
- Yasa Dışı Kumar ve Bahisle Hukuksal Mücadele
- Sevgi ve İlgi Bağımlılıklardan Korur
- “Bağımlılık Tüm Aileyi Etkileyen Bir Hastalıktır”
- “Dijitalleşme Aile İçi İlişkilerin Kalitesini Düşürüyor”
- “Pandemiden Ders Çıkararak Geleceğimizi Kurtarabiliriz”
- “Kampanyalar Sigara Endüstrisinin Gerçek Yüzünü Gösteriyor”
- "Tütün Fiyatları ve Vergiler Düşürülmemelidir"
- “Elektronik Sigara Kullanmak, Marka Değiştirerek Sigara Kullanımına Devam Etmek Gibidir”
- “Sigarayı Bırakmak Kanser Riskini Azaltır”
- Pandemide Sigara İçme Oranları Düştü
- "Çocuğunuzun ‘Hayır’ Deme Becerisini Geliştirin"
- Madde Bağımlılığı COVID-19'u Tetikliyor
- "Bağımlılık Tedavisi Ertelenmemeli, Güçlendirilmeli"
- “Madde Bağımlılığının Gerçek Tedavisi Rehabilitasyondur”
- Zehir Tacirlerinin Pandemi Fırsatçılığı
- Her İki Madde Bağımlısından Biri Depresyonda
- "Online Terapi, Kişileri Madde Kullanımından Uzak Tuttu"
- “Gençlik İnsan Hayatının En Zor Dönemidir”
- Doğru Rol Model Olmak Önemli
- “Spor ve Sanat Tedavi Edicidir”
- Mutluluk Ailede Başlar
- “Depresyon, Gündelik Bir Keyifsizlik Hali Değildir”
- Beslenme Anlayışı Ailede Şekilleniyor
- “Organik Beslenmeye Mucizevi Bir Anlam Yüklenilmemeli”
- Bir Tür Yeme Bozukluğu: Ortoreksiya Nervoza
- Tarladan Sofraya Uzanan Bir Zincir: Gıda Güvenliği
- “Tarımsal Üretimi Tüketici Davranışları Belirleyecek”
- Ekolojik Yaşam Arayışları
- “Çocuklarımızı Korumakla Yükümlüyüz”
- Oyun Bağımlılığı Nelere Yol Açıyor?
- Oyun Bağımlılığı Yetişkinleri de Buluyor
- "Ticari Kaygılar Çocukları Korumanın Önüne Geçiyor"
- "Yasak Koyarak Çocuğunuzu Bağımlılıktan Koruyamazsınız"
- Oyun Bağımlılığının Karanlık Yüzü
- Davranışsal Bağımlılıklara YEDAM Desteği
- Bütün Aile Toplanalım, Ekranları Unutalım
- "Eğitimin Sürekliliği Sağlanmalı"
- “Çocuklarınıza Onları Önemsediğinizi Hissettirin”
- Bu Sefer Ziller Ebeveynler İçin Mi Çalıyor?
- Okul Fobisi Sizi Korkutmasın!
- Okula Yeni Başlayanların Pandemiyle İmtihanı
- Okullar Sağlık Tedbirleri İle Açılıyor
- Yeşilay Eğitim Faaliyetleri Hız Kesmiyor
- Gençlerde Alkol Bağımlılığında Önemli Bir Basamak: Sosyal İçicilik
- Alkol Bağımlılığı Nedir, Nasıl Başlar, Nasıl Tedavi Edilir?
- Nöroloji Alkolün Güvenli Sınırı Yok Diyor!
- Pandemi Bağımlılıkları Tetikledi
- Alkol Vücuda Neler Yapar?
- “İyiliğin Kanatlarına Tutunmaya Her Zamankinden Çok İhtiyacımız Var”
- Pandemi Günlerinde Dayanışmanın Çarpan Etkisi: Vefa Sosyal Destek Grubu
- Türkiye’de Afet Yönetimi ve Gönüllülük
- "İnsan"ın En Zor Anında 152 Yıldır Hep O Var: Türk Kızılay
- Bağımlılığa Karşı "Gönüllü" Mücadelenin Adı; Yeşilay
- Bir Ömür Boyu Yeşilaylı Olanlar…
- Gönüllü Olmak Hem Sizi Hem De Dünyayı Değiştirir
- Vakıf ve Gönüllülük Üzerine
- "Teknoloji Kullanımı Stresi Artırıyor"
- Pandemi Günlerinde "Teknoloji" Dost Mu, Düşman Mı?
- Koronavirüs Dijital Bağımlığı Tetikledi
- "Evden Çalışma Modeli B Planı Olarak Elimizde"
- 10 Soruda Koronavirüs Sonrası Küresel Sistem
- "Şişenini Dibi"nden Görünenler
- İpler Senin Elinde Alkole Hayır De!
- Prof. Dr. Mehmet Ceyhan: "Sigarayı Bugün Bıraksanız Yarın Covid-19 Riskiniz Azalır"
- Diyetisyen Derya Zünbülcan: "Esas Risk, Yanlış Beslenme"
- "Koronafobi" Virüsten Daha Hızlı Yayılıyor
- Hayat da Eğitim de Eve Sığar
- Korona Günlerinde Ev Hayatı
- Sağlıklı Yaşam İçin Sporla “Evde Kal”
- Doğal Dezenfeksiyon Aracı: Güneş
- El Hijyeni Virüsten Korur
- Evde Düzen İçin İpuçları
- Bahane Yok! Oyun Vakti
- Asıl Soru Şu; Bağışıklık Sistemimizi Nasıl Koruruz?
- "Dengeli Beslenme Sizi Mutlu Eder"
- Daha İyi Bir Yaşam İçin Sadeleşin
- Doğal Yaşamda Sürdürülebilirlik Önemli
- Aşılama Yalnızca Kişiyi Değil Toplumu da Koruyor
- Bitkilerin İyileştirme Gücü Hakkında Her Şey
- Gençlikve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu: "E-sporun en büyük riski, dijital bağımlılıktır"
- DSÖ’nün Gündeminde E-spor ve Oyun Bağımlılığı Var
- E-Spor Obeziteye Neden Oluyor
- Dijital Oyun Nasıl E-spor Oldu?
- Prof. Dr. Tolga Arıcak: E-Spor Bağımlılık Riskini Artıracak
- Yeşilay Genel Başkanı Prof. Dr. Mücahit Öztürk: Dijital oyunların e-spor olarak anılmasına itirazımız var
- Amaçları Daha Fazla İnsanı Bağımlı Yapmak
- Elektronik Sigara ile Yasal Mücadele
- Elektronik Sigara Can Almaya Devam Ediyor Can Almaya Devam Ediyor
- Elektronik Sigara da Sigara Kadar Zararlı
- Doç. Dr. Toker Ergüder: Elektronik Sigara, En Az Sigara Kadar Bağımlılık Yapıyor
- İlaç, Şifa Mı Bağımlılık Mı?
- İlaç Bağımlılığı Tedavisi Kişiye Özeldir
- İlaç Suiistimali Küresel Bir Halk Sağlığı Sorunu
- Opioid Grubu İlaçların Kötüye Kullanımında Artış Var
- İlaçların Kötüye Kullanımı Toplumsal Refahı Tehdit Ediyor
Reçetesiz ve Kontrolsüz Steroid Kullanımı Sağlığı Doğrudan Tehdit Ediyor
Spor yapan bireylerin daha hızlı etki almak için kullandıkları steroidler ve takviye besinler ilaç bağımlılığını tetikliyor. Yeşilay Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Adem Başpınar ile bağımlılığa götüren bu tehlikeyi konuştuk.
Sağlıklı bir yaşam için spor yapan bireyler, çeşitli sebeplerle steroid kullanıyor. Sağlığı tehdit eden steroid nedir, neden kullanılır?
Steroid denildiğinde, tıbben testosterona benzeyen ve kas yapımını hızlandıran sentetik maddeler akla gelir. Bu maddelerin anabolik etkisi kası büyütür; androjenik etkisi ise erkeklik özelliklerini artırır. Tıpta belirli hastalıklar için reçetelenebilir; ancak spor ve görünüş amaçlı kontrolsüz kullanım “performans ve görünüş arttırıcı” bir kötüye kullanımdır. Peki neden kullanılır? İki ana motivasyon öne çıkıyor: performans ve estetik. Sporcularda daha fazla güç, daha hızlı toparlanma ve rekabet avantajı arayışı; sporcu olmayanlarda ise “daha yağsız ve kaslı görünme” isteği belirleyici. Sosyal medya, akran baskısı ve “kusursuz” vücut idealleri, bu yönelimi besler. Özellikle vücut imajı kaygıları ve “kas dismorfisi” denilen, kendini yeterince kaslı görmeme durumu riski artırır. Kullanım çoğu zaman tıbbi dozların çok üzerinde ve “kür” denen 6-18 haftalık döngüler hâlinde olur.
Sağlık açısından sorun nerede başlar derseniz; yüksek doz ve uzun süreli kötüye kullanım, kalp-damar sistemi (kolesterol dengesizliği, hipertansiyon, kalp kasında kalınlaşma), hormon dengesi (erkekte testosteron üretiminin baskılanması, kısırlık; kadında ses kalınlaşması, tüylenme, âdet düzensizliği), karaciğer-böbrek, ruh sağlığı (öfke artışı, duygu durum dalgalanmaları, depresyon) ve kas-iskelet sistemi (tendon yırtıkları) dâhil neredeyse tüm sistemlerde ciddi riskler doğurur. Enjeksiyon yoluyla bulaşıcı hastalık ve sahte/kalitesiz piyasa ürünleri de ek tehlikelerdir.
Steroid bağımlılığı ise üç yoldan beslenir:
Vücut imajı: kas dismorfisi gibi kaygılar kullanımı sürdürür;
Nöroendokrin: bırakınca testosteron düşer, cinsel işlev ve duygu durum bozulur; kişi bu kötü hisleri gidermek için yeniden başlar;
Hedonik: ödül sisteminde haz verici etkiler, devam etme isteğini güçlendirir. Bırakmada yorgunluk, uykusuzluk, aşırı sinirlilik ve ağır depresyon gibi yoksunluk belirtileri görülebilir. Kısacası, steroidler kısa vadeli performans ve görünüş vadeder; ama bedeli çoğu zaman kalp, hormon sistemi, karaciğer, böbrek ve ruh sağlığındaki ağır hasarlardır.
Steroidler kısa vadede daha kaslı bir vücut ve güçlü performans vaadiyle cazip görünse de uzun vadede bedeli ağır olabilir. Sağlıklı yaşam hedefi, dengeli beslenme, akılcı antrenman, yeterli uyku ve uzman rehberliğiyle sürdürülebilir; reçetesiz, kontrolsüz steroid kullanımı ise sağlığı doğrudan tehdit eder.
KALICI KULLANIMA GİDEN SÜREÇ
“Bir kere deneyeyim” diyenleri kalıcı kullananlara dönüştüren kritik an hangisi?
“Kritik an” çoğu zaman ilk kür bittikten sonra gelir. Vücut dışarıdan aldığı hormon kesilince kendi testosteronunu bir süre üretemez; buna bağlı olarak enerji düşer, moral çöker, uyku ve libido bozulur. Bu disforik tablo -bazı kişilerde ağır depresyona kadar varan bir yoksunluk süreci- “kendini tedavi etme” dürtüsünü tetikler: kişi semptomları hafifletmek için yeniden steroide döner ve bu, kalıcı kullanıma giden kapıyı açar. Burada eşik, performans için “aracın” bir anda duygusal ve hormonal bir “çıkış yolu”na dönüşmesidir; bazıları kürler arasını kısaltır, hatta “blast and cruise” gibi aralıksız kullanım rejimlerine geçer.
İkinci etken, “kazançları kaybetme korkusu”dur. Ayna karşısında küçülme hissi, kas ve güçteki gerilemeye eşlik eden yoğun kaygı tekrar kullanımı besler; kas dismorfisi eğilimi olanlarda bu döngü daha da güçlenir. Buna sosyal ödüller eklenir, çevreden gelen övgü ve dikkat (“hype”) kaslı görünümü bir statü göstergesine çevirir; kişi bu geri bildirimi sürdürmek için kullanımı uzatır.
Son olarak, ilk denemede hissedilen hızlı ilerleme, “daha çok = daha iyi” yanılgısıyla dozu ve süreyi yükseltmeye iter; tolerans ve “kimyasal yarış” kalıcılaşmayı kolaylaştırır. Özetle, biyolojik yoksunluk, beden algısı kaybı korkusu ve sosyal ödül üçgeni, “bir kere deneyen”i kalıcı kullanıcıya çeviren dönüm noktasını birlikte yaratır.
Spor içerik üreticilerinin “bilimsel” dille verdiği yanlış bilgileri nasıl ayırt ederiz?
Sosyal medyada “bilimsel” tonda anlatılan pek çok içerik aslında kişisel deneyimlerin laboratuvar jargonuna bulanmış hâlidir. Öncelikle anlatan kişinin gerçekten bu alanda yetkin olup olmadığına bakmak gerekir. Spor dünyasında en sık karşılaştığımız yanılgı, iyi fiziği olan birinin anlattıklarının otomatik olarak “kanıt” sayılmasıdır; oysa anekdot, grafik ya da karmaşık terimler eşliğinde sunulsa bile yine anekdottur. Güvenli yol, ürün değil kanıt pazarlayanı izlemektir: içerikte randomize kontrollü çalışma veya sistematik derleme gibi üst düzey kanıta dayalı özet var mı, yoksa “Bende işe yaradı” düzeyinde mi kalıyor? Üstelik takviye dünyasında etiketle içerik her zaman örtüşmez; özellikle yağ yakıcılar ve “pre-workout” karışımlarında beyan dışı maddeler veya riskli uyarıcılar görülebildiğinden, içerik üreticisinin bu denetim sorunlarına hiç değinmemesi başlı başına uyarı işaretidir.
Böyle durumlarda bağımsız doğrulama aranmalı. Informed Sport, NSF Certified for Sport gibi üçüncü taraf sertifikaları ve güncel yasaklılar listesi, iddiaların gerçekliğini sınamak için pratik çıpalardır. Bir diğer tuzak da izleyicinin kendi kör noktalarıdır, genç sporcular çoğu zaman takviyeler hakkında bildiklerini abartır; doz, hedef kitle ve yan etki bilgisi eksik kaldıkça “bilimsel dilli” içerik daha ikna edici görünür. Son kertede doğru soru şudur: “Etkili mi?”den önce “Kime, hangi dozda, ne kadar sürede ve hangi risk pahasına?” sorularına net bir yanıt veriliyor mu? Eğer bu sorular cevapsızsa parıltılı slaytlar ve teknik terimler sadece süsten ibarettir.
STEROİDLERİN PSİKOLOJİK ETKİLERİ
Bireysel ve sosyal etkileşime baktığımızda steroidlerin psikolojik etkileri oluyor mu?
Evet. Steroidler sadece kaslara değil, duygu durumuna ve sosyal ilişkilere de etki eder. Kullanım döneminde bazı kişilerde öz güven artışı ve taşkın enerji görülse de bu kısa sürer; zamanla sinirlilik, öfke patlamaları ve saldırganlık eğilimi belirginleşebilir. “Roid rage” diye bilinen bu tablo, evde, okulda ya da spor salonunda çatışmaları artırır ve ilişkileri yıpratır. Bırakma döneminde ise keyifsizlik, huzursuzluk, uyku bozuklukları ve ağır depresyon ortaya çıkabilir; bu durum yeniden kullanıma geri dönüş riskini büyütür. Beyinde duygu ve dürtü kontrolüyle ilgili bölgelerde işlev bozulmaları tarif edilmiştir. Bu, öfke yönetiminde güçlük, empati azalması, daha riskli kararlar alma ve düşünmeden davranma gibi sonuçlar doğurabilir. Uzun süreli kullanımda bilişsel performansta düşüş ve erken beyin yaşlanmasına benzer bulgular da bildirilmektedir. Bu nöropsikiyatrik değişimler hem kişinin kendisiyle mücadelesini zorlaştırır hem de aile, arkadaş ve iş çevresiyle olan etkileşimleri olumsuz etkiler.
Sosyal düzeyde baskılar güçlüdür; akran çevresi, antrenör beklentileri ve sosyal medyanın “kusursuz vücut” idealleri, özellikle kas dismorfisi yaşayan bireylerde kullanımı tetikleyebilir. Bazı spor çevrelerinde steroidlerin “normal” görülmesi, risk algısını düşürerek kullanımı yaygınlaştırır. Bu kültürel iklim, saldırganlık ve üstünlük gösterilerine prim verdiğinde, hormonel etkilerle sosyal statü arayışı birbirini besleyen bir kısır döngüye dönüşebilir. Sonuçta kişi hem ruh sağlığı hem de yakın ilişkileri açısından daha kırılgan hâle gelir.
BAĞIMLILIĞI ÖNLEMENİN YOLLARI
Bağımlılığı önlemek için ne yapılabilir? Tedavi konusunda nasıl bir yol izleniyor? Bağımlılığı teşvik eden durumlar hangileridir?
Bağımlılığı önlemenin en etkili yolu, tek bir “sihirli çözüm”den değil, birden fazla düzeyde çalışan stratejilerden geçer. Her zaman olduğu gibi eğitim şart! Gençlere ve sporculara, steroidlerin kısa vadeli vaatleri kadar uzun vadeli zararlarını anlatan, kas yapımı için güvenli alternatifleri (doğru beslenme, güç antrenmanı planlaması) öğreten yapılandırılmış programlar kanıtlıdır; ATLAS gibi çok bileşenli müdahaleler bu yüzden öne çıkar. Sosyal medya gerçekçi olmayan beden ideallerini normalleştirebildiğinden, gençlerin gördüklerini eleştirel süzgeçten geçirmesini sağlayan içerik okuryazarlığı çalışmaları da kritik katkı verir. Erken başlama, yüksek doz ve çoklu madde kullanımı riski artırdığı için önleme programları bu risk faktörlerini hedef almalıdır.
Tedavide yaklaşım kişiye özel ve bütüncül olmalıdır. Ani kesme, şiddetli yoksunluk ve nüksetmeye yol açabileceğinden, bazı durumlarda kademeli azaltma tercih edilir. Hormon ekseninin toparlanması için hCG ve/veya klomifen gibi ajanlar kullanılabilir; ancak popüler “PCT” protokollerinin kesin etkinliği güçlü kanıtlarla destekli değildir. Gonadal fonksiyon çoğu kişide zamanla kendiliğinden düzelebilir; tolere edilebilen olgularda izlem yeterli olabilir. Psikolojik tarafta, kas dismorfisi gibi altta yatan sorunları hedefleyen bilişsel davranışçı terapi, motivasyonel görüşme ve grup temelli destek yararlıdır; ağır depresyon eşlik ediyorsa uygun antidepresan tedavisi düşünülür.
Bağımlılığı teşvik eden durumlar üç başlıkta toplanır: beden imgesi baskısı ve kas dismorfisi; bırakınca gelişen hipogonadizm, cinsel/duygusal çöküş ve bu nedenle “yeniden başlama” döngüsü; ve ödül sistemine etki eden hedonik mekanizmalar. Ayrıca akran normları, “spor kültüründe normalleşme”, erken yaşta başlama ve çoklu madde kullanımı riski büyütür. Takviye pazarında denetim eksikleri ve etiket dışı, yasaklı maddelerle kontaminasyon da tabloyu ağırlaştırabilir. Pratik olarak da beslenme-uyku-antrenman üçlüsünü güçlendirmek, spor hekimi ve psikologla çalışmak, güvenilir ürün dışına çıkmamak ve “gizli içerikli” takviyelerden uzak durmak en koruyucu adımdır.
Spor yanında kullanılan diğer takviye besinlere bakacak olursak bağımlılık riski bulunuyor mu?
“Diğer takviyeler” (protein tozları, kreatin, vitaminler, kafeinli pre-workout’lar vb.) klasik anlamda maddesel bir bağımlılık yapmaz; risk iki kanaldan doğar: davranışsal bağımlılık (egzersiz bağımlılığı eğilimi) ve tağşiş/kontaminasyon. Araştırmalar, takviye kullanımının “egzersiz bağımlılığı riski” yüksek kişilerde daha yaygın olduğunu; özellikle vitamin, protein ve kafein içeren ürünlerin performans amaçlı daha fazla tüketildiğini gösteriyor. Bu bulgu, takviyelerin bizzat bağımlılık yaptığı anlamına gelmez; ancak stres, beden imgesi baskısı ve performans kaygısı olan kişilerde kompulsif kullanımı besleyebilir.
Asıl görünmez tehlike, kontaminasyon. Piyasadaki bazı ürünlerde etiket dışı yasaklı maddeler saptanmıştır. İncelenen takviyelerin hatırı sayılır bir kısmında beyan edilmemiş anabolik steroidler, SARMs, stimülanlar (DMAA, higenamin) veya sibutramin gibi ilaç etkenleri bulunabilmektedir; bu durum hem sağlık riskini artırır hem de “farkında olmadan doping” olasılığını doğurur. Kas geliştirici, yağ yakıcı (termogenik) ve çok bileşenli pre-workout’lar bu açıdan daha riskli gruptadır.
Buna ek olarak, “takviye” diye pazarlanan bazı ürünler tıbbi ilaç sınıfında etkilere sahip olabilir. Örneğin son yıllarda popülerleşen bazı maddeler uygunsuz kullanıldığında yoksunluk ve bağımlılık benzeri belirtilerle ilişkilendirilmektedir; bu da “doğal olan zararsızdır” yanılgısına karşı dikkatli olunması gerektiğini gösterir.
Peki, ne yapmalı? Gerekmedikçe çoklu ürün kullanmamak, üçüncü taraf sertifikalı, içeriği doğrulanmış markaları tercih etmek, “yağ yakıcı/sınırları zorlayan enerji verici” iddiası taşıyan karışımlardan uzak durmak, performans hedeflerini uyku-beslenme-antrenman planıyla karşılamak, beden imgesi kaygısı ve kompulsif antrenman döngüsü varsa profesyonel destek almak en güvenli yaklaşım olacaktır.
“İLK ADIM EĞİTİM OLMALI”
Vücut geliştirme faaliyetleri özellikle gençler arasında yaygın. Onları ilaç bağımlılığından korumak için hangi önlemler alınabilir?
Gençleri ilaç bağımlılığından korumak tek bir önlemle değil, bir “ekosistem” yaklaşımıyla mümkün. İlk adım eğitim olmalıdır. Okullarda ve spor salonlarında, “kısa yoldan kas” vaadiyle gelen maddelerin gerçek risklerini anlatan; aynı zamanda güvenli alternatifleri (uyku, beslenme, planlı güç antrenmanı) öğreten yapılandırılmış programlar etkili oluyor. Bilgi tek başına yetmediği için, akran baskısına karşı hayır diyebilme, sosyal medyadaki kusursuz vücut imgelerini eleştirel okuma ve beden olumlu tutumları da bu programların parçası olmalı. Özellikle ergen erkeklere özgü riskler kadar kız sporcular ve sporcu olmayan gençler için uyarlanmış içerikler önemlidir.
Erişimi zorlaştırmak da koruyucudur. Performans artırıcı maddelerin ve riskli “yağ yakıcı/kas geliştirici” karışımların satışı ve pazarlanmasına yaş sınırlamaları ve denetimler getirilmesi, gençlerin “kolay ulaşım” duygusunu kırar. Ailelerin, antrenörlerin ve okul yönetimlerinin aynı dili konuştuğu kulüp/okul politikaları, “temiz spor” kültürünü güçlendirir.
Psikolojik destek de kritik öneme sahip. Kas dismorfisi, performans kaygısı ve düşük benlik saygısı gibi etmenler, maddeye yönelimi besler. Erken dönemde danışmanlık, motivasyonel görüşme ve bilişsel-davranışçı yaklaşımlar; kulüp içinde rol model/mentorluk programlarıyla birlikte uygulandığında koruyucu etki artar.
Takviye ürünlerde “gizli tehlike” unutulmamalı. Bazı ürünlerde etiket dışı steroid/SARM veya uyarıcı kontaminasyonu saptanmıştır. Gençlere, üçüncü taraf doğrulamalı güvenilir ürünler dışında “mucize” vaadi olan karışımlardan uzak durmaları öğretilmeli; en doğrusu, hedefleri beslenme-uyku-antrenman üçlüsüyle karşılamaktır.
Son sözümüz şu olsun; eğitim, erişim kontrolü, psikolojik destek, aile/okul/kulüp iş birliği aynı anda yürütüldüğünde, gençlerin bağımlılık döngüsüne girmesi büyük ölçüde önlenebilir.
MEVZUAT DEĞİŞİKLİKLERİ NELER OLMALI?
Yasal yollardan satın alınan besin takviyelerinin yüzde 50'ye yakınının beyan edilmemiş yasaklı steroidler içerdiği göz önüne alındığında, kasıtlı olmayan dopingi ve bunun yol açtığı karaciğer hasarını önlemek için, takviye endüstrisinin mevcut acil mevzuat değişiklikleri neler olmalıdır?
Bu önereceklerim belki de Yeşilay’ın savunuculuk faaliyetleri kapsamında ilgili kamu kurumları nezdinde yapacağı önemli faaliyetlerden birisi olabilir. Kasıtsız dopingi ve buna bağlı karaciğer hasarını gerçekten azaltmak için “satıştan sonra yakalarız” yaklaşımından “piyasaya çıkıştan önce kanıt” yaklaşımına geçmek şart.
İlk adım, takviyelere ilaç benzeri piyasaya çıkış öncesi yükümlülükler getirmek: Üreticinin güvenliği/etkinliği göstermesi ve her ürün serisinin akredite bir laboratuvarda aktif maddelerinin doğrulanması; ayrıca AAS, SARMs, sibutramin gibi beyan edilmemiş yasaklı bileşenlerin yokluğunu belgeleyen testlerin zorunlu tutulması. Bu, kasıtsız dopingi engellemek için en güçlü bariyerdir.
İkinci adım, zorunlu analitik izlenebilirlik: Her kutunun üzerinde partiye özgü QR kodla erişilen sertifika (CoA) ve miktarlarıyla birlikte tüm bileşenlerin açık beyanı; “tescilli karışım” perdesi arkasına saklanan içeriklerin son bulması. Böylece tüketici de denetçi de parti bazında doğrulayabilir. (Kontaminasyonun %14-%50’ye varabildiği göz önüne alınmalıdır.)
Üçüncü adım, zorunlu yan etki bildirimi ve hızlı geri çağırma: Karaciğer hasarı gibi ciddi advers olayların üretici tarafından süresinde bildirilmesi, otoritenin de acil uyarı/geri çağırma yetkisini etkin kullanması. Bildirim oranlarını artırmaya dönük yaptırımlar ve çevrim içi pazar yerlerine uzanan sorumluluk zinciri şart.
Dördüncü adım, bağımsız sertifikasyonun norm değil mecburiyet olması: NSF Certified for Sport®, Informed Sport/Choice, BSCG gibi programlardan en az birinin zorunlu hâle getirilmesi; ligler ve federasyonlar için “sertifikasız ürün=sahaya giremez” kuralı.
Beşinci adım, yüksek riskli kategorilere hedefli düzenleme: “Kas geliştirici/termogenik/pre-workout” ürünlerde yaş sınırlaması, koyu uyarı etiketleri (hepatotoksisite/doping riski) ve perakendeciye ön onay yükümlülüğü.