- Pornografinin Gerçek Olmadığı Bilinmeli
- Pornografi, Bireyin ve Toplumun Dengesini Bozuyor
- Erken Yaşta Pornografi Maruziyeti Cinsel Suça Kadar Uzanan Sonuçlara Yol Açabilir
- Pornografi, Bireylerin ‘Normal’ Beden Algısını Bozabiliyor
- Pornografi Kullanımı Cinsel Yaşama Zarar Veriyor
- En Büyük Endişem, Pornografinin Cinsel Normları ve Senaryoları Değiştirmesi
- Ergenlerle İlgili Çalışmalar Gelecekte En Önemli Araştırma Alanları Olacak
- Oyun ve Pornografi: Dijital Dünyada Bağımlılığın Kesişen Yolları
- Pornografi Bağımlılığı, Tanıdık Özellikler Taşıyan Yeni Bir Bağımlılık Türü
- Sağlıklı Toplumun Temeli Halk Sağlığından Geçiyor
- Prof. Dr. Mustafa Taşdemir: “Bağımlılık, Sosyal Bulaşma Yoluyla Yayılıyor”
- Prof. Dr. Recep Erol Sezer: “Dumansız Hava Sahası Bir Halk Sağlığı Politikasıdır”
- Dr. Öğr. Üyesi Çağrı Emin Şahin: “Sağlık Okuryazarlığı Bağımlılıklara Karşı En Güçlü Koruyucu Zırhtır”
- YEDAM Sosyal Hizmet Uzmanı Alptekin Tekedereli: “Sosyal Hizmet Uzmanları Bağımlılıkla Mücadelede Kritik Bir Rol Üstleniyor”
- Klinik Psikolog Dr. Mehmet Teber: “Çocukların Güçlenmesi İçin Zorlanmalarına Müsaade Etmeliyiz”
- Bağımlılıkların Türkiye Ekonomisine Yıllık Yükü: 78 Milyar Dolar
- Bağımlılıklarla Mücadele Hekimlerin Desteğiyle Daha da Güçlü
- Hukukun Gücüyle Bağımlılıklara Karşı: Yeşilay Hukukçuları
- Gıda Güvenliği ve Bağımlılık Riski Taşıyan Gıdalar
- Dijitalle Başa Çıkın!
- Dijital Medya ve Oyun Bağımlılığına Karşı Küresel Mücadele
- Dr. Daniel Spritzer: “Oyun Tasarımcısının Amacı Eğlence Olmalı, Bağımlılık Değil”
- Klinik Psikolog Süreyya Kitapçıoğlu: “Oyun Bağımlılığıyla Mücadelede Kültürel Duyarlılık Hayati Önemde”
- Uz. Dr. İlyas Kaya: “Yeşilay’ın ‘Denge’ İlkesi, Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı İçin Çok Kıymetli”
- Prof. Dr. Yavuz Samur: “Doğru Tasarlanmış Oyun Çocuğa Pek Çok Beceri Kazandırır”
- YEDAM’dan Oyun Bağımlılığına Bütüncül Yaklaşım
- Dijital Oyun Araştırmaları ve Bir Çözüm Arayışı “Çocuk Dostu” Bir Oyun Derecelendirme Sistemini Geliştirmek
- Prof. Dr. Toker Ergüder: “Alkolsüz bir toplum, nesillerin ve kültürün korunması için atılacak en büyük adımdır”
- Prof. Dr. Perihan Torun: “Alkol tüketimini düşürmek için etkin politikalar uygulanmalı”
- Doç. Dr. Umut Kırlı: “Kadınlarda alkol bağımlılığı erkeklere oranla daha hızlı gelişiyor”
- Alkol Bağımlılığında YEDAM Desteği
- Bağımlılık Danışmanı Simge Kırcan Erdoğan: “Tedavide geçirilen süre uzadıkça başarı oranı artıyor”
- Tatilde Alkol Kullanımı ile Birlikte Sorunlar da Artıyor
- “Uyuşturucu Tedarikçileri Akla Gelmedik Yöntemler Kullanıyor”
- “Madde Bağımlılığı Belirtileri Ergenliğin Doğal İniş Çıkışlarıyla Karıştırılabilir”
- “YEDAM’lar Madde Bağımlılığı Konusunda Ciddi Bir Boşluğu Dolduruyor”
- “Uyuşturucu Endüstrisi Kendisini Sürekli Güncelliyor”
- “Ek Tanı, Bütüncül ve Eş Zamanlı Tedavi Gerektirir”
- Dünyanın En Tehlikeli Uyuşturucusu Metamfetamin
- YEDAM’dan Madde Bağımlılığına Psikososyal Destek
- Uyuşturucuya Karşı Küresel Direniş
- Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Hakan Coşkunol: “Ailenin Tedaviye Katılımı İyileşmede Etkilidir”
- Psikiyatri Uzmanı Dr. Hakan Tokur: “Bağımlılık Tedavisi ‘Yaşamla Yeniden Bağ Kurma’ Sürecidir”
- Uzman Psikolog Kinyas Tekin: “İhmalkârlık Kadar Otoriterlik De Sakıncalı”
- YEDAM’dan Nüks Riskine Karşı Kalıcı Çözümler
- Bağımlılığa Ek Bir Yük: Stigma
- İyileşme Sürecinde Sosyal Hizmetlerin Rolü
- YEDAM Uzman Yardımcısı Niyazi Aydemir: “İyilik koçu tavsiye vermez, rehberlik eder”
- Yeşilay Genel Başkan Yardımcısı Sümeyye Ceylan: “Dijital Dünya ve Çocuk İlişkisi Çok Dikkatle Ele Alınması Gereken Bir Konu”
- Yeşilay Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Muhammed Tayyib Kadak: “Teknolojiye Hâkim Olan Aileler Çocuklarını Dijital Bağımlılıklardan Korur”
- “Çocuklar İçin Güvenli Bir Dijital Ekosistem Oluşturmalıyız”
- Dijital Çağda Ebeveyn Olmayı Kolaylaştıran Rehber: Dijital Ebeveynlik
- Ekrana Alternatif 10 Bahar Aktivitesi
- Dijital Dünyada Nasıl Bir E-Beveyn Olmalı?
- Geçmişten Geleceğe Yeşilay
- Bir Asrı Aşan Mücadelede Yeşilay’a Gönül Verenler Anlatıyor
- Bağımlılıkla Mücadelede Yeni Bir Milat: Bağımsızlık Seferberliği
- Yeşilay’dan Türkiye’ye Özgü, Dünyada Öncü Modeller
- Yeşilay Gönüllülerle, Gönüllüler Yeşilay’la Büyüyor
- Sağlıklı Nesiller İçin Sınırları Aşan Mücadele
- Arif Çifci: “Yeşilay, Osmanlıdan Cumhuriyete Türkiye’nin tarihidir”
- Prof. Dr. Recep Erol Sezer: “Tütün Kontrolü Nikotin Salgınına Karşı En Büyük Koz”
- Prof. Dr. Toker Ergüder: “Tütün Reklamları Yapay Zekâyla Takip Edilebilir”
- Prof. Dr. Şaziye Senem Başgül: “Ergenin Hayatını Şekillendiren En Önemli Yapı Ailedir”
- Tütün Bağımlılığına Karşı YEDAM Desteği
- YEDAM’la Nefes Alanlar
- Bağımlılıklarla Mücadelede Esas Cephe Tütün Endüstrisinin Sinsi Taktikleri
- Dr. Hüseyin Küçükali ile Yapay Zekâ Desteğiyle Dumansız Bir Sosyal Medya Hakkında Konuştuk
- Tütün Endüstrisinin Çabaları DSÖ’nün de Merceğinde
- Asırlık Tecrübeden Topyekûn Mücadeleye: Bağımsızlık Seferberliği
- Yeşilay Genel Başkanı Doç. Dr. Mehmet Dinç: “Bağımsızlık Seferberliği İle Amacımız Bağımlılıklara Karşı Toplumsal Bir Uyanış ve Dayanışma Hareketi Oluşturmak”
- Daha Güçlü ve Daha Sağlıklı Bir Toplum İçin: “Bağımsızlık Seferberliği”
- Bağımsızlık Seferberliği’nin Olmazsa Olmazı: YEDAM
- Bağımlılık İle Mücadelenin Temeli: Bilinçlendirme Ve Farkındalık Çalışmaları
- Topluma ve Bireye Katkı Sağlayan Güç: Gönüllülük
- Danışanlıktan Koçluğa Bir Başarı Hikâyesi
- Spor Salonlarındaki Tehlike: Anabolik Steroidler
- Prof. Dr. Cüneyt Evren: “Steroid Kullanan Her Dört Erkekten Birinde Steroid Bağımlılığı Var”
- Prof. Dr. Rüştü Güner: “Anabolik Steroidler, Tüm Organ Sistemlerine Zarar Verir”
- Kusursuz Beden Algısı Steroid Kullanımını Tetikliyor
- Serkan Yimsel: “Anabolik Steroidleri Teşvik Ve Tedarik Edenler Cezalandırılmalı”
- Av. Mehmet Yoğurtcuoğlu "Steroidler Sporun İtibarını Korumuyor, Aksine Tehdit Ediyor"
- Doç. Dr. Merih Altıntaş: “Sanal Kumar Bağımlılığı Kendini Gizleyebilen Bir Hastalıktır”
- Gittikçe Artan Endişe: Ergenlikte Sanal Kumar
- YEDAM’dan Kumar Bağımlılığı Tedavisine Güncel Yaklaşımlar
- Dünya Sağlık Örgütü’nün Sanal Kumar Bağımlılığına Yaklaşımı
- Sanal Kumarda “Oyun” Ve “Eğlence” Tuzağı
- Zamansız Ve Mekânsız Bir Bağımlılık: Sanal Kumar
- Olimpiyat Özel Dosyası
- Prof. Dr. Hakan Coşkunol: “Egzersiz, beynin ödül sistemini değiştirir”
- Günlük Hayatta Nasıl Aktif Olabiliriz?
- Klinik Psikolog Melisa Varol: “Spor, bedensel ve psikolojik iyilik halimizi güçlendiren etkili bir araç”
- Çocuklar Hareket Ediyor!
- Düzenli Sporun Faydaları Nelerdir?
- Bağımlılıklarla Mücadeleye Spor Desteği: Yeşilay Spor Kulübü
- Prof. Dr. Osman Tolga Arıcak: “Çocuklar gereksiz teknolojiye maruz bırakılmamalı”
- Prof. Dr. Şaziye Senem Başgül: “Aile ilişkileri kuşak farkı bilinciyle kurulmalı”
- Okullarda İlk Ders Zili Çalıyor
- Yaşam Becerileri Bağımlılıklardan Koruyor
- Değerlendir, Sürdür, Yaşat, İlham Ol…
- Yeşilay Kolu’ndan Benim Kulübüm Yeşilay Projesi’ne…
- Geleceğin Bireyleri Yeşilay’ın Çocuk Dergileri ve Oyunlarıyla Büyüyor
- Daha Doğal Bi̇r Yaşam İçi̇n 9 Öneri
- Doğallığın Işıltısı
- Gezegene İyi Gelen, Bize De İyi Geliyor
- Doğal Yaşama Dönüş Hareketleri
- Sakin Şehirlerde Kendi Ritminde Hayatı Yaşa
- Daha İyi Hissetmek İçin Haydi Doğaya
- Sadeleşmek Elimizde
- Geçmişi Anlamlandırmak Kişiyi Rahatlatır
- Bedensel Hafifleme İçin Bütüncül Bir Yaklaşım Gerekir
- Beynimiz Neden Yorulur?
- Yaşam Alanlarında Sadeliğin Zarafeti!
- Zihinsel Hafiflik ve Ruhsal Arınma İçin: Dijital Detoks Zamanı!
- Sosyal Medyayı Doğru Kullanmanın 9 Yolu
- Sosyal Medya Bağımlılığı Tedavisinde İzlenen Yollar
- “Sosyal Medya Platformları Dengeli ve Sorumlu Bir Şekilde Kullanılmalı”
- "Çocuğun Dijital Ayak İzi, Geleceğini Etkileyebilir"
- “Gerçek Sosyal Hayat; Yüz Yüze, Derin ve Anlamlı İlişkiler Üzerine Kuruludur”
- Sosyal Medyanın Kontrolüne Girdik
- Yemiyor İçmiyor Çevrim İçi Oluyoruz
- Obezite Küresel Bir Pandemiye Dönüştü
- Uz. Dr. Ayça Kaya: “Buzdolabı ile Aranıza Mesafe Koyun”
- Diyetisyen Kübra Çıtlak: “Son 30 Yılda Çocuk ve Ergenlerde Obezite, Dünya Genelinde Arttı”
- Hormonlar Kilomuzu Nasıl Etkiliyor?
- Çocuk Beslenmesindeki Tehlike: Abur Cubur
- Psikolojik Nedenleri ve Sonuçlarıyla Obezite
- Obezitenin Yol Açtığı 10 Sağlık Sorunu
- Prof. Dr. Cüneyt Evren: “Kronik yorgunluk sendromu, yaşam kalitesini etkileyen ciddi bir durumdur”
- Klinik Psikolog Gökhan Ergür: “Metropol yaşamı ve sosyal medya kaygı düzeyini artırıyor”
- İnsanın Dijital Çağ ile İmtihanı
- Hilal-i Ahdar’dan Yeşilay’a 104 yıllık mücadele
- Yeşilay’ın ilk gençlik teşkilatının kuruluşu "Türkiye İçki Aleyhtarı Gençler Cemiyeti"
- Yeşilay gençliği seviyor, gençlik Yeşilay’ın varlığını hissediyor
- Yeşilay ülküsünün yılmaz neferleri: Yeşilay kadınları
- Ulusaldan evrensele Yeşilay mücadelesi
- Yeşilay’ın dünyada örnek alınan öncü modeli: YEDAM
- Elektronik Sigara Gerçeği! Çocuklar ve Gençler Yalanlarla Kandırılıyor
- “Çocukların ve Gençlerin Elektronik Sigaraya Erişimleri Hızlı Bir Şekilde Engellenmeli”
- “Elektronik Sigara, Dünyanın Baş Belasına Dönüşmüş Durumda”
- “Çok Uluslu Tütün Şirketleri, Nikotin Bağımlısı Bir Nesil Oluşturmak İstiyor”
- “Elektronik Sigaralar Mutlak Zararlı ve Bağımlılık Yapıcıdır”
- “Elektronik Sigaraya Erişim Bu Kadar Kolay Olmamalı”
- Alkol Bağımlılığı Bireyi ve Toplumu Tehdit Ediyor
- Alkolün Güvenli İçilebilecek Bir Miktarı Yoktur
- Sosyal Hizmet, Tedavinin En Önemli Yapı Taşlarından Bir Tanesi
- Kadınlar Bağımlılık Sürecinde Yalnız Kalıyor
- Alkolle Mücadelenin Yolu; Vergilendirme, Erişim Kısıtlamaları ve Pazarlama Yasaklarıdır
- Alkol Bağımlılığına Uluslararası Yaklaşımlar
- Savaş, Halk Sağlığını Onarılamaz Biçimde Etkiliyor
- “Medyada Yaratılan Algı; Haklıyı Haksız, Doğruyu Yanlış, Güzeli Çirkin Olarak Konumlandırabiliyor”
- “Savaşlar, Savaşanları Olduğu Gibi Savaşmayanları Da Olumsuz Etkiler”
- “Artık Savaşlar Sadece Sahada Değil, Dijital Dünyada Da Gerçekleşiyor”
- “Çocuklardaki ‘Güvenli Dünya’ Algısı Zarar Gördü”
- Toplumsal Kaygı Bozuklukları Bağımlılıklara Neden Olabilir Mi?
- Bağımlılık Herkesi Etkileyen Genel Bir Sorundur
- Kadınlar Bağımlılıkta Da Ayrımcılıkla Karşı Karşıya Kalıyor
- Bağımlılığın Ve Şiddetin Doğasında Ortak Ve İç İçe Faktörler Vardır
- “Anne Veya Eşin Bağımlılık Sorunu Olan Bireye Yönelik Tutum Ve Davranışları Tedavinin Seyrini Etkiliyor”
- Kadına Yönelik Şiddete Karşı: 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü
- Sağlıklı Nesiller İçin Sağlıklı Gebelik
- Yeşilay Kadınları Güçlenerek Büyüyor
- Dijital Çağda En Kırılgan Grup Çocuklar Ve Gençler
- “Dijital Bağımsızlık En Önemli Gündemimiz Olmalı”
- “Sağlıklı Teknoloji Kullanımında Teknoloji Amaç Değil, Araçtır”
- Çocuklarda Ekran Bağımlılığı
- Dijital Bağımlılıktan Uzak, Hayata Yakın Olun!
- “Notların Telafisi Vardır, Ancak Zedelenen Öz Güvenin Telafisi Meşakkatlidir”
- “Başarının Sırrı Çocuğu Tanımaktan Geçiyor”
- Ziller Minikler İçin Çalıyor… Okula Uyum Süreci İçin Öneriler
- Çocuğun Okul Başarısını Artırmanın 15 Etkili Yolu
- Çocuğunuza Zaman Yönetimini Nasıl Öğretebilirsiniz?
- “Günümüzde Ruh Sağlığını Korumak Daha Zor Ve Daha Önemli Hale Geldi”
- Bağımlılık Ve Ruh Sağlığı İlişkisi Karşılıklıdır
- “Çocuk Olumsuz Duyguları Makul Düzeyde Deneyimlemeli”
- Bağımlı Bireylere Doğru Yaklaşım Nasıl Olmalı?
- Koruyucu Ruh Sağlığıyla Tanışın
- “Tütün Kontrolü Toplumsal Gündemin Ana Konusu Yapılmalı”
- “Asıl Mücadele Tütün Endüstrisi İle Mücadeledir”
- “Zararsız Tütün Olması Mümkün Değildir”
- “Elektronik Sigaraların Ülkeler Tarafından Teşvik Edilmesi Sorumsuzluk Örneğidir”
- “Tütün Şirketleri, İnsanların Sigara İçmek İstemeyecekleri Bir Günün Geleceğini Biliyor”
- “Sağlıklı Etkileşim Ancak Empati İle Olur”
- “Empati Gelişimi Bebeklikte Başlar”
- “Empati Bir Duygudaşlık Göstergesidir”
- Toplumsal Duyarlılığın Vücut Bulmuş Hâli: Gönüllülük
- Yeşilay, TİSK Ve TÜMOSAN Depremzede Çocuklar İçin Güçlerini Birleştirdi
- Dayanışma Ruhu Kültürel Kodlarımızda Var
- “İyi İletişim Ve Doğru Bilgi Kaygıyı Azaltır”
- Afetlere Dirençli Şehirler Nasıl İnşa Edilmeli?
- Sıfır Maliyetle Kentsel Dönüşüm Mümkün
- “Bugünün Gençleri Üst Kuşaklardan Çok Daha İyiliksever Ve Dayanışmacı”
- Millî Birlik Ve Beraberlik Kodlarımızda Var: Millî Mücadele’den Kahramanmaraş Depremine Toplumsal Kenetlenme
- “Bir An Önce Normalleşmeliyiz”
- Dijital Medya Çocuğu Sosyal Hayattan Koparıyor
- “Hey Çocuk! Bırak Tabletini Sakince Kitabın Kapağını Aç! Kalbini Aç…”
- Mutlu Bir Çocukluk İçin Projeden Çok Daha Fazlası Gerekiyor
- Çocuk Gülerse Dünya Güler
- Hilal-i Ahdar’dan Yeşilay’a
- Sivil Toplum Kuruluşları Ve Gönüllülüğün Gücü
- STK’lar Tek Yürek Oldu: Yüzyılın Felaketi Sonrası Gönüllü Dayanışması
- Bağımlılıklarla Karşı Gönüllü Mücadele
- Çocuklar İçin Gönüllülük Neden Gerekli?
- “Tedavi Edilmeyen Kaygı Bozuklukları Kronikleşme Eğilimindedir”
- İklim Değişikliğinin Ortaya Çıkardığı Kaygı Hâli: Eko-Anksiyete
- Yeni Krizlerin Getirdiği Belirsizlikler Küresel Kaygıyı Körüklüyor
- “Kaygılar Bağımlılığı Tetikleyebildiği Gibi Bağımlılıklar Da Kaygıyı Besleyebilir”
- “Çocukları Kaygıları Nedeniyle Utandırmayalım, Usandırmayalım, Cezalandırmayalım”
- Sosyal Medya Kullanımı Kaygıları Tetikliyor
- Sigara İle Mücadelede En İyi Politika, Çocuk Ve Gençleri Tütünsüz Ortamda Büyütmektir
- YEDAM’ın Kişiye Özel Programlarıyla Sigaraya “Dur” Deyin
- Örnek Vakalarla Tütün Bağımlılığı Tedavisi
- Tütün Bağımlılığı Vücudumuza Neler Yapıyor?
- Sigarayı Bıraktığınızda Vücudunuzda Neler Oluyor?
- Dünyada Alkol Kullanımı Ve Önleyici Politikalar
- Alkol Bağımlılığını Önlemeye Dair Yasal Düzenlemeler
- Alkolün Bir Diğer Karanlık Yüzü: Şiddet Ve Alkol İlişkisi
- Ebeveynler Alkol Kullanan Gence Nasıl Yaklaşmalı?
- Sevdiklerimizi Alkol Bağımlılığından Nasıl Koruruz?
- Alkolsüz Hayat Neler Kazandırıyor
- Alkol Vücuda Neler Yapıyor?
- “İletişim Yoluyla Kendimizi Var Ediyoruz”
- “Bireyi Bağımlılığa Götüren Duygusal Yalnızlıktır”
- “İnsan İnsana Şifadır, Umuttur, Yoldur”
- Güvene Dayalı İletişim Bağımlılıklardan Koruyor
- Sanal İletişim Gerçek İletişimin Yerini Tutar Mı?
- “Dijital Oyun Bağımlılığı Ciddi Bir Sorun”
- “Teknolojiyi Doğru Kullanmayı Öğrenmeliyiz”
- Dijital Dünyada Eğitim Şart
- Dijital Dünyada Bizi Neler Bekliyor?
- Sanal Ortam Güvenliğinin Teminatı: Siberay
- Rakamlarla Dijital Dünya
- TÜİK Araştırma Sonuçlarına Göre Türkiye Dijitalleşiyor
- “Proje Çocuklar Kuklaya Dönüşüyor”
- “Mutlu Bir Aile İçin Her Şey Mükemmel Olmak Zorunda Değil”
- Değerler Eğitimi Bu Dünyanın Bir İhtiyacı
- TBM İle Her Yıl Milyonlarca Kişiye Ulaşıyoruz
- Okul Heyecanı Başlıyor
- “Tüketerek Mutlu Olma Çabası Büyük Bir Yanılgı”
- “İnsanın Manevi Alanı Boşluk Kabul Etmez”
- Mutluluk Beyinde Başlar
- Toplumsal Mutluluğun Şifreleri
- Sağlıklı Tabaklar, Mutlu Yüzler
- Mutluluğa Götüren 7 Adım
- Az Çoktur!
- “Sadeleştikçe Zihin Sağlığımızı Korumamız Da Kolaylaşır”
- Atıksız Bir Mutfak Mümkün
- Biraz Yavaşlamaya Ne Dersiniz?
- Sade Ve Özgür Bir Yaşamın Yolu: “Küçük Ev” Akımı
- Daha Huzurlu Bir Hayat İçin Sadeleş!
- Atık Kağıtları Sanat Eserine Dönüştürüyor
- Pedallar Sağlıklı Yaşam İçin Çevrildi
- Yeşilay’dan “Bağımsız Gençlik” Manifestosu
- YEDAM Sempozyumu'ndan Bağımlılıklara Bilimsel Bakış
- Sağlıksız Aile Tutumları Bağımlılık İçin Risk Faktörü
- Bağımlı Profilleri Nasıl Şekilleniyor?
- Bağımlı Ebeveyn Çocuğun Tüm Yaşamını Etkiliyor
- “Hayır” Diyebilen Bir Çocuk Yetiştirmek
- Ailenin Dijitalleşme ile İmtihanı
- Bağımlılık Aileden Etkilenen ve Aileyi Etkileyen Bir Hastalıktır
- Elektronik sigara nikotin pandemisini gelecek nesillere taşıyor
- Tütünle Mücadelenin Bir Ayağı da E-Sigara ile Mücadele Olmalı
- Dünya Elektronik Sigara ile Nasıl Mücadele Ediyor?
- Elektronik Sigara En Az Sigara Kadar Zararlı
- “Dünya Şiddetli Bir Merhametsizlik Hastalığına Tutulmuş Vaziyette”
- Tarih Boyunca Vardı Ve Hep Var Olacak: Sivil Toplum Kavramı Ve STK’lar
- Yeşilay’a Gönülden Bağlı Olanlar
- Merhamet Ve İyiliğin Gücü: Gönüllülük
- Gönüllülük Çalışmaları Dersiyle Teori Ve Pratik Bir Arada
- Vazgeçilen her sigara sağlıklı bir hayatın kapısını aralar”
- Çocuklarımızı sigaradan nasıl koruruz?
- Sigara stresi azaltmaz, sigarasızlık stres oluşturur
- Şimdi tam zamanı!
- “Bırakabilirsin” mobil uygulamasıyla sigaradan kurtulun!
- Fizikselden Sanala Yeni Bir Şiddet Türü: Siber Zorbalık
- Ergenler Sosyal Medya Bağımlılığında Risk Grubunda
- Geleneksel Değerler Çocukları Koruyor
- Sosyal Medyada Dayatılan Güzellik Büyük Bir Yanılgı
- Çocuklarınız İçin Ulaşılabilir Ebeveynler Olun
- Pandemi Sonrasında Toplumları Bekleyen Tehlike: Çevrim İçi Kumar Bağımlılığı
- Aileler Tedavi Sürecine Aktif Olarak Dahil Olmalı
- Alkol Kontrol Politikaları Toplumları Koruyor
- “Alkol Bağımlısı Kişilerin Çocuklarının Ruh Sağlığını Yakından Takip Edilmeli”
- Alkol Aile İçi Şiddette Risk Faktörü
- Alkol Bağımlılığını Anlamaya Yönelik Faaliyetler
- Alkol Bağırsak Sağlığını Bozuyor
- Alkol Bağımlılığıyla Asırlık Mücadele: YEŞİLAY
- “Gençliğin En Büyük Sorunu Büyüyememek”
- İyi Arkadaş Çevresi Bağımlılıklardan Uzak Tutar
- Davranışsal Bağımlılıklar En Çok Genç ve Ergenleri Etkiliyor
- Çocuğum Madde Kullanıyor mu?
- Gençlerin Gözünden Bağımlılıklar
- Sağlıklı Nesil Sağlıklı Gelecek Yetenek Yarışması, Edebiyat ve Sanatla Farkındalık Oluşturuyor
- Antikten Moderne 28 Asırlık Yolculuk
- Türkiye’nin En Başarılı Olimpiyat Tecrübesi TOKYO 2020’nin Ardından
- Yaşam Becerileri Bireyi ve Toplumu Korur
- Stresle Mücadelede Yaşam Becerileri Faktörü
- Aileyle Sağlıklı İletişim Sağlıklı Kararları Doğurur
- “Hobiler Bizi Ruhsal Olarak Geliştirir”
- Hangi Yaşta Hangi Sporu Yapmalı?
- “Sanat ve Kitap Bağımlısıyım”
- YEDAM'dan İnternet Bağımlılığına Özgün Çözümler
- Pandemi Sarmalında Oyun Oynama Bozukluğu
- “Ebeveynler Doğru Rol Model Olmalı”
- Oyun Oynama Bozukluğunun Tedavisinde Yasaklar Çözüm Değil
- “Ulusal Kampanyalar Farkındalık Oluşturuyor”
- Teknoloji Sizi Değil, Siz Onu Kontrol Edin!
- Teknoloji Bağımlılığı Hasta Ediyor
- Artan Obezite, TBMM’nin de Gündeminde
- Türkiye’nin Obeziteyle Mücadelesi
- Obezite, 21’inci Yüzyılın En Önemli Sağlık Sorunudur
- Evde Kalmak Virüsten Korudu, Obeziteyi Artırdı
- “Pandemi Döneminde Yeme Bozuklukları Arttı”
- “Besin Örüntüsü Dengeli Olmalı”
- Evde Hareketsiz Kalmayın!
- Ağır Yaşamların Yükü Hafifliyor Mu?
- Gidene Üzülmek Yerine Var Olanı Güçlendirmeliyiz
- “Babalar Dua Gibidir; Artık Görünmez Olsa Da Dokunur Evladına...”
- “Sanat ve Spor, Bağımlılıkla Mücadelenin Panzehirleridir”
- Gençlerde Davranışsal Bağımlılıklar Artıyor
- “Aile Bağları Ne Kadar Sağlamsa, Bağımlılık Riski O Kadar Azalır”
- "Özgürlük ve Sorumluluk Birbirini Tamamlar"
- Anne-Babalar Dikkat! Uzun Süreli Ekran Maruziyeti Nelere Yol Açıyor?
- Yeşilay Gençlerin, Gençler Yeşilay’ın Yanında!
- Geleceğin Olimpiyat Şampiyonları TOHM’da Yetişiyor
- “Bağımlı Kişi, İnterneti Bir Kaçış Yöntemi Olarak Kullanıyor”
- Anne Babaya Güvenli Bağlanma Bağımlılıktan Korur
- “Öz Saygısı Düşük Bireylerde Bağımlılık Riski Daha Fazladır”
- Pandemi Sürecinde Kaygı Bozukluğu Arttı
- Sosyal Kaygı İnternet Bağımlılığını Tetikliyor
- Buz Hokeyi Sayesinde “Tek Yürek” Oldular: Bağımlılıktan Kurtuldular
- Dijital Çağın Hastalığı: Yeni Nesil Bağımlılıklar
- Yasa Dışı Kumar ve Bahisle Hukuksal Mücadele
- Sevgi ve İlgi Bağımlılıklardan Korur
- “Bağımlılık Tüm Aileyi Etkileyen Bir Hastalıktır”
- “Dijitalleşme Aile İçi İlişkilerin Kalitesini Düşürüyor”
- “Pandemiden Ders Çıkararak Geleceğimizi Kurtarabiliriz”
- “Kampanyalar Sigara Endüstrisinin Gerçek Yüzünü Gösteriyor”
- "Tütün Fiyatları ve Vergiler Düşürülmemelidir"
- “Elektronik Sigara Kullanmak, Marka Değiştirerek Sigara Kullanımına Devam Etmek Gibidir”
- “Sigarayı Bırakmak Kanser Riskini Azaltır”
- Pandemide Sigara İçme Oranları Düştü
- "Çocuğunuzun ‘Hayır’ Deme Becerisini Geliştirin"
- Madde Bağımlılığı COVID-19'u Tetikliyor
- "Bağımlılık Tedavisi Ertelenmemeli, Güçlendirilmeli"
- “Madde Bağımlılığının Gerçek Tedavisi Rehabilitasyondur”
- Zehir Tacirlerinin Pandemi Fırsatçılığı
- Her İki Madde Bağımlısından Biri Depresyonda
- "Online Terapi, Kişileri Madde Kullanımından Uzak Tuttu"
- “Gençlik İnsan Hayatının En Zor Dönemidir”
- Doğru Rol Model Olmak Önemli
- “Spor ve Sanat Tedavi Edicidir”
- Mutluluk Ailede Başlar
- “Depresyon, Gündelik Bir Keyifsizlik Hali Değildir”
- Beslenme Anlayışı Ailede Şekilleniyor
- “Organik Beslenmeye Mucizevi Bir Anlam Yüklenilmemeli”
- Bir Tür Yeme Bozukluğu: Ortoreksiya Nervoza
- Tarladan Sofraya Uzanan Bir Zincir: Gıda Güvenliği
- “Tarımsal Üretimi Tüketici Davranışları Belirleyecek”
- Ekolojik Yaşam Arayışları
- “Çocuklarımızı Korumakla Yükümlüyüz”
- Oyun Bağımlılığı Nelere Yol Açıyor?
- Oyun Bağımlılığı Yetişkinleri de Buluyor
- "Ticari Kaygılar Çocukları Korumanın Önüne Geçiyor"
- "Yasak Koyarak Çocuğunuzu Bağımlılıktan Koruyamazsınız"
- Oyun Bağımlılığının Karanlık Yüzü
- Davranışsal Bağımlılıklara YEDAM Desteği
- Bütün Aile Toplanalım, Ekranları Unutalım
- "Eğitimin Sürekliliği Sağlanmalı"
- “Çocuklarınıza Onları Önemsediğinizi Hissettirin”
- Bu Sefer Ziller Ebeveynler İçin Mi Çalıyor?
- Okul Fobisi Sizi Korkutmasın!
- Okula Yeni Başlayanların Pandemiyle İmtihanı
- Okullar Sağlık Tedbirleri İle Açılıyor
- Yeşilay Eğitim Faaliyetleri Hız Kesmiyor
- Gençlerde Alkol Bağımlılığında Önemli Bir Basamak: Sosyal İçicilik
- Alkol Bağımlılığı Nedir, Nasıl Başlar, Nasıl Tedavi Edilir?
- Nöroloji Alkolün Güvenli Sınırı Yok Diyor!
- Pandemi Bağımlılıkları Tetikledi
- Alkol Vücuda Neler Yapar?
- “İyiliğin Kanatlarına Tutunmaya Her Zamankinden Çok İhtiyacımız Var”
- Pandemi Günlerinde Dayanışmanın Çarpan Etkisi: Vefa Sosyal Destek Grubu
- Türkiye’de Afet Yönetimi ve Gönüllülük
- "İnsan"ın En Zor Anında 152 Yıldır Hep O Var: Türk Kızılay
- Bağımlılığa Karşı "Gönüllü" Mücadelenin Adı; Yeşilay
- Bir Ömür Boyu Yeşilaylı Olanlar…
- Gönüllü Olmak Hem Sizi Hem De Dünyayı Değiştirir
- Vakıf ve Gönüllülük Üzerine
- "Teknoloji Kullanımı Stresi Artırıyor"
- Pandemi Günlerinde "Teknoloji" Dost Mu, Düşman Mı?
- Koronavirüs Dijital Bağımlığı Tetikledi
- "Evden Çalışma Modeli B Planı Olarak Elimizde"
- 10 Soruda Koronavirüs Sonrası Küresel Sistem
- "Şişenini Dibi"nden Görünenler
- İpler Senin Elinde Alkole Hayır De!
- Prof. Dr. Mehmet Ceyhan: "Sigarayı Bugün Bıraksanız Yarın Covid-19 Riskiniz Azalır"
- Diyetisyen Derya Zünbülcan: "Esas Risk, Yanlış Beslenme"
- "Koronafobi" Virüsten Daha Hızlı Yayılıyor
- Hayat da Eğitim de Eve Sığar
- Korona Günlerinde Ev Hayatı
- Sağlıklı Yaşam İçin Sporla “Evde Kal”
- Doğal Dezenfeksiyon Aracı: Güneş
- El Hijyeni Virüsten Korur
- Evde Düzen İçin İpuçları
- Bahane Yok! Oyun Vakti
- Asıl Soru Şu; Bağışıklık Sistemimizi Nasıl Koruruz?
- "Dengeli Beslenme Sizi Mutlu Eder"
- Daha İyi Bir Yaşam İçin Sadeleşin
- Doğal Yaşamda Sürdürülebilirlik Önemli
- Aşılama Yalnızca Kişiyi Değil Toplumu da Koruyor
- Bitkilerin İyileştirme Gücü Hakkında Her Şey
- Gençlikve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu: "E-sporun en büyük riski, dijital bağımlılıktır"
- DSÖ’nün Gündeminde E-spor ve Oyun Bağımlılığı Var
- E-Spor Obeziteye Neden Oluyor
- Dijital Oyun Nasıl E-spor Oldu?
- Prof. Dr. Tolga Arıcak: E-Spor Bağımlılık Riskini Artıracak
- Yeşilay Genel Başkanı Prof. Dr. Mücahit Öztürk: Dijital oyunların e-spor olarak anılmasına itirazımız var
- Amaçları Daha Fazla İnsanı Bağımlı Yapmak
- Elektronik Sigara ile Yasal Mücadele
- Elektronik Sigara Can Almaya Devam Ediyor Can Almaya Devam Ediyor
- Elektronik Sigara da Sigara Kadar Zararlı
- Doç. Dr. Toker Ergüder: Elektronik Sigara, En Az Sigara Kadar Bağımlılık Yapıyor
- İlaç, Şifa Mı Bağımlılık Mı?
- İlaç Bağımlılığı Tedavisi Kişiye Özeldir
- Reçetesiz ve Kontrolsüz Steroid Kullanımı Sağlığı Doğrudan Tehdit Ediyor
- İlaç Suiistimali Küresel Bir Halk Sağlığı Sorunu
- Opioid Grubu İlaçların Kötüye Kullanımında Artış Var
- İlaçların Kötüye Kullanımı Toplumsal Refahı Tehdit Ediyor
Prof. Dr. Şaziye Senem Başgül: “Öfkenin olduğu yerde olumlu duygular barınamaz”
Çağın salgın hastalıklarından birine dönüşen öfke kontrol bozukluğu, artık her yaştan kişide görülüyor. Çocuk ve Ergen Psikiyatristi ve Yeşilay Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Şaziye Senem Başgül, öfkenin arkasında fiziksel ve bilişsel faktörlerin yattığını söylerken, öfkenin olduğu yerde diğer olumlu duyguların barınamayacağını vurguluyor. “Öfke bulaşıcıdır” diyen Prof. Dr. Şaziye Senem Başgül’e göre kontrolsüz öfke, yalnızca bireyin kendisine değil, çevresine ve topluma da büyük zararlar veriyor.
“OFKE, TEMEL DUYGULARIMIZDANDIR”
Öfke nedir ve niçin öfkeleniriz?
Öfkeyi kısaca negatif bir duygu olarak tanımlayabiliriz. Öfke, her insanın hissedebileceği temel duygularımızdandır. Kişinin bir tehdit karşısında verdiği doğal ve içgüdüsel tepkidir. Genellikle gerçekleşmemiş beklentilerimiz ve olaylar karşısındaki düşüncelerimiz nedeniyle oluşur. Kişi; engellendiğinde, bir tehdit algıladığında, incindiğinde, kendisini değersiz ve çaresiz hissetiğinde, pişmanlık duyduğunda, yetersizlik hissettiğinde, kıskançlık duyduğunda, yoksun kaldığında, korktuğunda ya da kaygılandığında öfkelenir. Duygusal kontrol mekanizmaları uygun çalışmayan kişinin öfkesinin boyutu da büyük olabilir. Öfke, yaşantımızı sürdürmemizi sağlayan, tehlikeler karşısında bizi koruyan bir duygudur; ancak kontrol edilemediğinde kişiye ve çevresine zarar veren sonuçları olabilir. Öfkelenmeyle birlikte sempatik sinir sistemimiz aktive olur, kalp hızımız artar, solunumumuz hızlanır, kan basıncımız yükselir. Bunun yanı sıra, öfkelenince beynimizin duygusal kontrolünü sağlayan limbik bölgesi çok aktif çalışır, hormonal seviyelerimiz değişir. Öfkenin olumsuz düşünceler gibi içsel sebepleri olabilir. Çabuk sinirlenmek bazen fizyolojik sebeplerle ilgili olabilir. Öte yandan öfke, kaynağı dışarıda olan olumsuz uyaranların etkisiyle de ortaya çıkabilir. Geçmiş travmatik deneyimlerimiz çevresel faktörlerle birleşerek öfkeyi tetikleyebilir. Çocuklar öfkeyi ebeveynlerini modelleyerek öğrenebildikleri gibi, öfke genetik olarak da aktarılabilir.
ÖFKE KONTROL BOZUKLUĞU NEDEN OLUŞUR?
Öfke kontrol bozukluğunun altında yatan nedenler nelerdir?
Öfke kontrol bozukluğu, Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı (DSM-5) içerisinde yer alan yıkıcı dürtü ve davranış kontrolü bozuklukları başlığı altında tanımlanan ve tedavi edilmesi gereken ruhsal bir tanıdır. Bu kişiler sözlü ve fiziksel şiddet gösterebilirler ve bu belirtiler tehlikeli davranışlarla sonuçlanabilir. Öfke, beynin ön bölgesi tarafından kontrol edilen ve kontrolü çocukluk çağında başlayan bir duygudur. Beyin ön bölgesindeki hasarlar ve seratonin isimli nörotransmitter seviyesinin düşük olması, öfke kontolünün bozulmasına neden olabilir. Duygu durum bozuklukları ve kişilik bozuklukları gibi bazı psikiyatrik bozukluklar öfke kontrol bozukluğu ile seyredebilir. Bazı epilepsi türlerinin semptomu olarak da öfke kontrolsüzlüğü görebiliriz. Biyolojik nedenlerin yanı sıra öfke kontrol bozukluğunun birçok psikolojik nedeni vardır. Özellikle bastırılmış olumsuz duygular yoğun öfke ile sonuçlanabilir. Kontrol edilemeyen dışlanmışlık duyguları, erken yaşta ailesi ve çevresi tarafından baskı ve şiddet görmüş olmak, sürekli olumsuz eleştirilmek, istismara maruz kalmak ve şiddet içeren bir ortamda büyümüş olmak ileriki yaşlarda öfke kontrol bozukluğuna neden olabilir. Kişilerin, hayatın kendilerine istediklerini sunmadığını ve sürekli haksızlığa uğradığını düşünmeleri de yıkıcı öfke nedenleri arasında sayılabilir. Ayrıca başarısızlıkları ile yüzleşemeyen ve kendisini yoğun bir şekilde suçlayan kişiler de yansıtma mekanizması ile sürekli suçlayacakları birilerini arar ve öfke kontrollerini kaybedebilirler.
FİZİKSEL VE BİLİŞSEL BAŞ ETME YONTEMLERİ
Öfkeyle başa çıkma yöntemleri nelerdir?
Öncelikle öfkelendiğimizi, bundan ruhsal ve fiziksel olarak zarar gördüğümüzü kabul etmemiz ve bunu çözmek istememiz gerekir. Öfkeyle baş edebilmenin hem fiziksel hem de bilişsel bileşenleri vardır. Fiziksel açıdan doğru nefes alıp vermek bizi sakinleştirir, içinde olduğumuz ana getirir ve öfkemizi dindirir. İçimizden dörde kadar sayarak, burnumuzdan yavaş yavaş ve derin nefes almak, bu sırada göğüs kafesimizin yana doğru açılıp aşağıya doğru indiğini hissetmek, içimize çektiğimiz havayı dörde kadar sayarak içimizde tutmak, sonrasında yine dörde kadar sayarak havayı ağzımızdan dışarı vermek etkili bir uygulamadır. Fiziksel bir diğer uygulama ise kaslarımızı gevşetmektir. Kasların önce kasılması ve sonra gevşemesi bizde rahatlama sağlar ve öfke seviyemizi düşürür. Bu uygulamaya tüm vücut kasları dâhil edilmelidir. Ellerimizi sıkıp bırakmak, mimik kaslarımızı kasıp gevşetmek, bacaklarımızı kasıp bırakmak ve uykudan yeni uyanmışcasına gerinmek gibi egzersizler işe yarabilir. Birçok kaynaktan bu uygulamalar ile ilgili bilgi edinebilirsiniz. Öfkeyle baş edebilmenin bilişsel yoluna gelince, bunu "düşünme tarzını değiştirmek" gibi genel bir ifadeyle özetleyebiliriz. Kızdığımız zaman genellikle olayları abartarak algılarız. “Kahretsin! Şimdi mahvoldum” şeklindeki olumsuz düşüncemizi fark etmeli ve bunun yerine “Tamam, kötü bir durum, ama bir çözümü vardır elbet” gibi olumlu bir düşünce yerleştirebilmeliyiz. Kızgınken aklımızdan geçen ve sıklıkla kullandığımız “asla”, “eyvah”, “kahretsin”, “zaten hep…” gibi sözcükleri fark etmek ve zihnimizden uzaklaştırmak olaya daha doğru bir açıyla bakmamıza yardımcı olur; çünkü bu tür ifadeler, olayları olumsuz yargılamamıza neden olur ve mevcut sorunu çözümsüz hâle getirir. Örneğin; “Zaten sen hep böylesin”, “Otobüs alsa vaktinde gelmez”, “Kahretsin maçı senin yüzünden kaybettik” gibi ifadeler öfkemizi artırır. Biraz dursak, beklesek ve becerebilirsek mantıklı bir açıklama bulmaya çalışsak öfkemiz hemen yatışır; çünkü öfke uzun süreli bir duygu değildir. Sonuç itibariyle öfkemizi fark etmek, o sırada zihnimizden geçen olumsuz düşünceyi yakalamak, derin bir nefes almak, kaslarımızı gerip gevşetmek ve öfkelendiğimiz durumdan ve yerden uzaklaşmak gibi uygulamalar bizi öfkenin zararlı sonuçlarından korur.
ÖFKE BİZE NELER YAPAR?
Öfke kontrolü neden önemlidir?
Belli düzeydeki öfke duygusu olumsuzluklardan koruyucudur ancak öfkemiz çığrından çıktığında bize vereceği zararlar çok fazladır. Öfkenin olduğu yerde diğer olumlu duygularımız barınamaz. Zorluklar karşısındaki çaresizliğimize öfkelenirsek mücadele edemeyiz, imrendiğimiz bir şeyi elde edemediğimizde öfkelenirsek hasetlik yaparız, kızdığımız kişiye bağırırsak ilişkimizi çözemez, aksine çıkmaza sokarız, istediğimizi elde edemediğimizde öfkelenirsek elimizdekileri de kaybederiz, engellendiğimizde hırslanırsak ilerleyemeyiz, geçmişimize takılıp sürekli öfkeli hâlde travmalarımızı hatırlarsak anın mutluluğunu kaçırırız. Peki, öfke bize neler yapar?
• Öfke; öfkelendiğimiz konuyu çözümsüz hâle getirir, sağlıklı düşünmeyi engeller, uygun davranış sergilememizin önüne geçer.
• Öfke, ilişkilerimizi bozar, itibarımızı zedeler, elimizdekileri kaybetmemize neden olur. Öfkelenince kendi sesimizden başkasını duyamaz, adalet duygumuzu kaybederiz. Çevremizdeki insanlar bizden uzaklaşır; yalnız kalabiliriz.
• Öfke, vücudumuza fiziksel zararlar verir. Sürekli kaygılı bir bireyin kalbi hızlı atar, kan dolaşımı etkilenir, vücut sürekli alarm modunda kalır ve yıpranır. Beyinde nöronlarımız hasar alır ve bu durum geri döndürülemez. Hormonal dengemiz bozulur, bu da tüm organlarımızın sağlığını bozar. Yüksek tansiyon, kalp krizi, beyin kanaması, felç, mide ülseri ve mide kanaması, bağışıklık sistemi hastalıkları gibi hastalıkların nedenleri arasında kontrolsüz öfke de vardır.
• Öfke, ruh sağlığımızı da bozar. Sürekli olumsuzluk nedeniyle düşünce sistemimiz bozulur. Hissettiğimiz çaresizliğin etkisiyle kaygımız artar ve mutsuz oluruz. Bunun sonucunda da kaygı bozukluklarına ve depresyona açık hâle geliriz. Öfkeyi bastırmak için yanlış baş etme mekanizması kullanılırsa, alkol ve madde bağımlılığı, yeme bozukluğu açısından riskli hâle geliriz.
ÖFKE NASIL KONTROL ALTINA ALINIR?
Peki, öfke kontrolü nasıl sağlanır?
Önceki sorunuza verdiğim cevapta, öfkemizi nefes kontrolüyle, kasları kasıp gevşeterek ve olumsuz düşünceleri tespit edip yerlerine olumlu düşünceler koyarak nasıl kontrol edebileceğimizi anlatmıştım. İlaveten, öfkenin kaynağına yönelik çözüm yolları aramak da öfke kontrolünü sağlar. Eğer öfkenin nedeni değiştirilebilirse çözüm yolları aranabilir. Değiştirilemeyecek bir durum söz konusu ise sorunla yüzleşmek ve kabullenmek iyi olabilir. Öfke anında durup düşünmek ve beklemek, tepkiyi geciktirmeyi sağlar; böylece öfke kontrol altına alınabilir. Bazen öfkeli olduğumuz duruma mizah ile yaklaşabilmeyi başarırsak öfkemiz azalabilir. Çevre değişikliği de öfke kontrolünde faydalı bir yoldur. Stresli olduğumuz anlarda başka bir mekâna geçmek, sakin ve sessiz bir yerde biraz zaman geçirmek işe yarayabilir. Bizi sinirlendiren kişi ve durumlardan uzak durabiliriz. Trafik öfkeyi artırıyorsa trafiksiz saatlerde dışarı çıkılabilir. Açlıkla öfke tetikleniyorsa, mide boş iken önemli konular konuşmaktan kaçınılabilir.
Olumsuz addedilmesine karşın öfke aslında sağlıklı bir duygu mudur? Doğru öfke kullanımı nedir ve pratik faydaları nelerdir?
Öfke, ölüm kalım mücadelesinde organizmamızın tehlikeli sayılan duruma/durumlara verdiği otomatik bir cevap, bir ilkel duygudur. Her canlı bir tehdit ile karşılaştığında kendini koruyabilmek için öfke hisseder. Yıkıcı olmayan öfkenin amacı, tehdit altındaki canlının bu durumu ortadan kaldırmak için bir eylemde bulunmasıdır. Bu hâliyle öfke, yaşamda kalmaya hizmet eder. Kendini korumayı ve karşısındakine sınır koymayı sağlar.
“ERGENLERİN BÜYÜME MÜCADELESİNDE KARŞILAŞTIĞI ENGELLER ÖFKE NEDENİDİR”
Çocuk ve ergenlerde öfke problemleri nelerdir? Bu grupta öfke kontrol bozukluğu sorunları neden kaynaklanır?
Büyümek ve gelişmek çok fazla fizyolojik ve ruhsal görevi de beraberinde getirir. Büyümek, ayrışmak demektir. Bebeğin annesinden, ergenlerin ebeveynlerinden ayrışması gelişimsel olarak zorlu bir görevdir ve evrimsel bir öfkeyi içinde barındırır. Büyümek başarabilmektir. Başarıyı kendine ve çevrene ispatlamak zorlu bir yaşam mücadelesidir. Bu mücadele sırasındaki her türlü engel, öfke nedeni olabilir. Hormonal değişim de fizyolojik olarak öfkeyi tetikler. Tüm bu biyolojik ve ruhsal hareketlilikler yaşanırken, bireysel çıkar çatışmaları işi daha da zorlaştırır. Yürümeye yeni başlayan bir çocuğun özerklik mücadelesi ebeveynlerin işini zora koşar. Bağımsızlığını ilan eden bir ergenin zaman yönetimindeki güçlükleri, kuralları ihlal etme gayretleri, ebeveynlerinden ayrışma ve arkadaşlarına yanaşma denemeleri iki yönlü öfkenin en büyük nedenlerindendir. Her gün hızla değişen bedenini aynada farklı gören ergen, bedeninin büyümesine bilişsel fonksiyonlarındaki ilerleme yetişemediğinde öfke yumağına döner. Cinsel hormonları yoğun baskı yaparken bunları kontrol etme gerekliliği ergenin öfke kontrolünü iyice zora sokar. Akademik başarı için çevreden gelen çalışma baskılarına karşı deli gibi kaynayan kanını durduramaması ergenin öfkesinin bir diğer nedenidir. Bilgi akışının bu denli hızlı ve teknolojinin cazibesinin karşı konulamaz olduğu çağımızda çocuk ve ergenlere konulan yasaklar ise öfkenin somut nedenlerindendir. Teknolojideki hız, farklı kuşaklar arasını neredeyse uçurum sayılabilecek bir ölçekte açınca iki ucun öfkesi de hâliyle artmaktadır.
“ERKEN YAŞLARDAN İTİBAREN DOĞRU İLİŞKİ İCİNDE OLUNMALI”
Ergenlik döneminde öfke patlamaları nasıl kontrol edilebilir? Ailelere tavsiyeleriniz neler?
Bu kontrolü ergenliği beklemeden sağlamak gerekir. Erken yaşlardan itibaren çocuklarımızla kurduğumuz ilişki ne kadar kaliteli olursa, çocuk ve ergenlerimizle aramızdaki çatışma da o oranda azalır. Karşılıklı öfkeler daha sağlıklı kontrol edilebilir, uzlaşma sağlanabilir. Ergenin ayrışma çabası desteklenmeli, özerkliğine izin verilmeli, burnunun dibinden biraz öteye gidilmelidir. Ergeni yakın takibe almak yerine geniş kontrol etmek, zorluklarında onu eleştirmek yerine çözüm odaklı yaklaşmak, onların görevlerini yapmak yerine sorumluluk vermek ve onlara güvenmekle işe başlayabiliriz. Sürekli akademik başarı hakkında konuşmayı bırakmak ve onlarla sohbet etmek ilişkiyi dengede tutmayı sağlar. Yasaklar yerine “evin kuralları” demek, evdeki nabzı düşürür. Her konuda çözüm üreten olmak yerine çözüme onları dâhil etmek sakinleşmelerini sağlar. Onlar için önemli meseleleri ciddiyetle dinlemek, duygularını örtbas etmemek, tersine duygularına eşlik edip üzüldükleri konuya birlikte üzülebilmek kendilerini anlaşılmış hissetmelerini sağlayıp öfkelerini azaltabilir. Öfkeli olduklarında sakin kalmayı başarabilmek, başaramıyorsak onlardan biraz uzaklaşmak, sorunu sorun anında konuşmak yerine biraz zaman geçince konuşmak işe yarayabilir. Öfke anında ergenin kötü sözlerinin kalpten değil de dudakları arasından çıktığını bilip hemen alınmamak, sakinleşmelerini beklemek bizim de öfkemizi azaltabilir. Ebeveynlerin kendi aralarındaki ilişki de tüm yaş süreçlerinde olduğu gibi ergenlik döneminde de önemlidir. Birbirine saygı duyan çiftlerin çocukları ile ilişkileri daha sağlıklı olur. Eğer ergenin öfkesi dinmiyor, alınan önlemlerle yatışmıyor, ergenin kendisi ve ilişkileri zarar görüyorsa uzman desteği alınabilir. Ergenlik döneminde yoğun öfke belirtisi ile ortaya çıkabilecek bir ruhsal psikopatoloji olabilir, gözden kaçırmamak gerekir.
“ÖFKE KONTROL BOZUKLUKLARININ TOPLUMA BÜYÜK ZARARLARI VAR”
Öfke kontrol bozuklukları birey ve toplumda ne tür olumsuz etkilere neden oluyor?
Öfke kontrol bozukluğunun bireye yaptığı olumsuz etkilere daha önce değinmiştim, şimdi toplumsal etkilerini konuşabiliriz. Kişiler arası ilişkiler sorunlu hâle gelebilir, insanlar arasındaki hoşgörü ve dolayısıyla toplumun mutluluğu azalır. İkili ilişkideki öfke, tüm aileyi ve akrabaları etkileyen boşanma ile sonuçlanabilir. Öfke sonucunda işlenen suçlar, büyük küçük toplumun her bireyi için travmatiktir. Bir kavga, bir şiddet haberi duymak, izlemek herkesi olumsuz etkiler. Öfkeli kişilerin iş verimliliği, üretkenliği düşer; bu işvereni ve dolayısıyla da ilişkili olduğu toplumu etkiler. Ağabey ya da abla ile çatışmak evdeki küçük çocuğu etkiler. Bunun örnekleri artırılabilir. Öfke bulaşıcıdır; ve kaynağına verdiği zararın yanı sıra içinde bulunduğu ilişkilere, çevreye ve topluma da büyük zararlar verebilir.
“BENMERKEZCİ YAKLAŞIM HOŞGÖRÜYÜ AZALTIYOR”
Modern cağın salgın hastalığına dönüşen öfke kontrol bozukluğu, günümüzde her yaştan kişide maalesef yaygın bir şekilde görülüyor. İncir çekirdeğini doldurmayacak nedenlerle insanların trafik, sokak, toplu taşıma, hastane, banka gibi alanlarda gösterdikleri tahammülsüzlüğün ve öfke patlamalarının nedenleri nelerdir?
Öfkenin içsel ve çevresel birçok nedeni olduğuna tekrar tekrar değindik. Trafikte, toplu taşımada, hastanede, bankada karşılaştığımız öfkeli insanların bu hâllerinin temel nedeni ise tahammülsüzlük. Hızlı yaşıyoruz, çeşitli ekonomik ve sosyal güçlüklerimiz var. Nüfusumuz çok hızlı artıyor. Rekabetimiz çok. Büyük bir başarı baskısı altındayız. Kendimizi hep bir şeylerle yarışmak ve başarmak zorunda hissediyoruz. Örneğin, eğitimdeki rekabet çocuk ve ergenlerin en büyük öfke nedeni. Hâl böyle iken sabredemiyor, karşımızdakinin önceliğini göremiyor, empati kuramıyoruz. Sanırım biraz da benmerkezciliğimiz arttı. “Hep ben” ya da “önce ben” duygumuz çok ön planda. Bu bizim hoşgörümüzü azaltıyor. Hâliyle de gelecek kuşaklara kötü örnek oluyoruz.
“TÜRK TOPLUMUNUN MUTLULUĞU AZALDI, ÖFKESİ ARTTI”
2022 Küresel Duygu Raporu’nda Türkiye dünya genelinde ikinci “en sinirli ülke” olarak gösterildi. Toplum olarak nasıl sakin olacağız?
Zor ve üzerinde uzun uzun düşünülmesi ve tartışılması gereken bir konu bu. Bu duruma neden olarak ülkemizin stratejik durumu, ekonomik güçlüklerimiz, siyasi tartışmalar, nüfusun hızla artması, barınma ve beslenme zorlukları ve yaşam mücadelesi gibi birçok neden sayılabilir. Genel olarak ülke insanımızın hayattan aldığı tatmin ve mutluluğu azaldı. Bu da öfkeyi kaçınılmaz kılıyor. Sürekli olumsuz haberler izliyoruz. Gelecek beklentimiz azaldı. Devlet büyüklerinin kavgalarına seyirci kalıyoruz. Yakın bir geçmişte büyük bir deprem ile sarsıldık ve yenileri bekleniyor. Güzel haber duyamaz olduk. Pandemi, çok da geçmişte değil, tüm insanlığın umudunu elinden aldı. Tüm bunlar, en çok geleceğimizin mimarları gençlerimizi etkiliyor. Son beş altı yılda ergenlerde gördüğüm depresyon oranı belirgin bir şekilde arttı. Nasıl ki bir çocuğun sakin olabilmesi bireysel özelliklerinin yanı sıra ebeveynlerini modellemesi üzerinden mümkün olabiliyor, toplum olarak sakin olabilmemiz de kendi dar çevremizde ruh sağlığımızı koruyucu önlemler almamızla ve bunun yanı sıra devlet büyüklerimizin bize olumlu tablo ve ferah bir yaşam sunması ile mümkün olabilecektir. Birey olarak mutlu olmak, aile içinde mutlu olmak, yakın çevremizde mutlu olmak ve toplumun mutluluğu iç içe kavramlardır.