- Pornografinin Gerçek Olmadığı Bilinmeli
- Pornografi, Bireyin ve Toplumun Dengesini Bozuyor
- Erken Yaşta Pornografi Maruziyeti Cinsel Suça Kadar Uzanan Sonuçlara Yol Açabilir
- Pornografi, Bireylerin ‘Normal’ Beden Algısını Bozabiliyor
- Pornografi Kullanımı Cinsel Yaşama Zarar Veriyor
- En Büyük Endişem, Pornografinin Cinsel Normları ve Senaryoları Değiştirmesi
- Ergenlerle İlgili Çalışmalar Gelecekte En Önemli Araştırma Alanları Olacak
- Oyun ve Pornografi: Dijital Dünyada Bağımlılığın Kesişen Yolları
- Pornografi Bağımlılığı, Tanıdık Özellikler Taşıyan Yeni Bir Bağımlılık Türü
- Sağlıklı Toplumun Temeli Halk Sağlığından Geçiyor
- Prof. Dr. Mustafa Taşdemir: “Bağımlılık, Sosyal Bulaşma Yoluyla Yayılıyor”
- Prof. Dr. Recep Erol Sezer: “Dumansız Hava Sahası Bir Halk Sağlığı Politikasıdır”
- Dr. Öğr. Üyesi Çağrı Emin Şahin: “Sağlık Okuryazarlığı Bağımlılıklara Karşı En Güçlü Koruyucu Zırhtır”
- YEDAM Sosyal Hizmet Uzmanı Alptekin Tekedereli: “Sosyal Hizmet Uzmanları Bağımlılıkla Mücadelede Kritik Bir Rol Üstleniyor”
- Klinik Psikolog Dr. Mehmet Teber: “Çocukların Güçlenmesi İçin Zorlanmalarına Müsaade Etmeliyiz”
- Bağımlılıkların Türkiye Ekonomisine Yıllık Yükü: 78 Milyar Dolar
- Bağımlılıklarla Mücadele Hekimlerin Desteğiyle Daha da Güçlü
- Hukukun Gücüyle Bağımlılıklara Karşı: Yeşilay Hukukçuları
- Gıda Güvenliği ve Bağımlılık Riski Taşıyan Gıdalar
- Dijitalle Başa Çıkın!
- Dijital Medya ve Oyun Bağımlılığına Karşı Küresel Mücadele
- Dr. Daniel Spritzer: “Oyun Tasarımcısının Amacı Eğlence Olmalı, Bağımlılık Değil”
- Klinik Psikolog Süreyya Kitapçıoğlu: “Oyun Bağımlılığıyla Mücadelede Kültürel Duyarlılık Hayati Önemde”
- Uz. Dr. İlyas Kaya: “Yeşilay’ın ‘Denge’ İlkesi, Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı İçin Çok Kıymetli”
- Prof. Dr. Yavuz Samur: “Doğru Tasarlanmış Oyun Çocuğa Pek Çok Beceri Kazandırır”
- YEDAM’dan Oyun Bağımlılığına Bütüncül Yaklaşım
- Dijital Oyun Araştırmaları ve Bir Çözüm Arayışı “Çocuk Dostu” Bir Oyun Derecelendirme Sistemini Geliştirmek
- Prof. Dr. Toker Ergüder: “Alkolsüz bir toplum, nesillerin ve kültürün korunması için atılacak en büyük adımdır”
- Prof. Dr. Perihan Torun: “Alkol tüketimini düşürmek için etkin politikalar uygulanmalı”
- Doç. Dr. Umut Kırlı: “Kadınlarda alkol bağımlılığı erkeklere oranla daha hızlı gelişiyor”
- Alkol Bağımlılığında YEDAM Desteği
- Bağımlılık Danışmanı Simge Kırcan Erdoğan: “Tedavide geçirilen süre uzadıkça başarı oranı artıyor”
- Tatilde Alkol Kullanımı ile Birlikte Sorunlar da Artıyor
- “Uyuşturucu Tedarikçileri Akla Gelmedik Yöntemler Kullanıyor”
- “Madde Bağımlılığı Belirtileri Ergenliğin Doğal İniş Çıkışlarıyla Karıştırılabilir”
- “YEDAM’lar Madde Bağımlılığı Konusunda Ciddi Bir Boşluğu Dolduruyor”
- “Uyuşturucu Endüstrisi Kendisini Sürekli Güncelliyor”
- “Ek Tanı, Bütüncül ve Eş Zamanlı Tedavi Gerektirir”
- Dünyanın En Tehlikeli Uyuşturucusu Metamfetamin
- YEDAM’dan Madde Bağımlılığına Psikososyal Destek
- Uyuşturucuya Karşı Küresel Direniş
- Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Hakan Coşkunol: “Ailenin Tedaviye Katılımı İyileşmede Etkilidir”
- Psikiyatri Uzmanı Dr. Hakan Tokur: “Bağımlılık Tedavisi ‘Yaşamla Yeniden Bağ Kurma’ Sürecidir”
- Uzman Psikolog Kinyas Tekin: “İhmalkârlık Kadar Otoriterlik De Sakıncalı”
- YEDAM’dan Nüks Riskine Karşı Kalıcı Çözümler
- Bağımlılığa Ek Bir Yük: Stigma
- İyileşme Sürecinde Sosyal Hizmetlerin Rolü
- YEDAM Uzman Yardımcısı Niyazi Aydemir: “İyilik koçu tavsiye vermez, rehberlik eder”
- Yeşilay Genel Başkan Yardımcısı Sümeyye Ceylan: “Dijital Dünya ve Çocuk İlişkisi Çok Dikkatle Ele Alınması Gereken Bir Konu”
- Yeşilay Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Muhammed Tayyib Kadak: “Teknolojiye Hâkim Olan Aileler Çocuklarını Dijital Bağımlılıklardan Korur”
- “Çocuklar İçin Güvenli Bir Dijital Ekosistem Oluşturmalıyız”
- Dijital Çağda Ebeveyn Olmayı Kolaylaştıran Rehber: Dijital Ebeveynlik
- Ekrana Alternatif 10 Bahar Aktivitesi
- Dijital Dünyada Nasıl Bir E-Beveyn Olmalı?
- Geçmişten Geleceğe Yeşilay
- Bir Asrı Aşan Mücadelede Yeşilay’a Gönül Verenler Anlatıyor
- Bağımlılıkla Mücadelede Yeni Bir Milat: Bağımsızlık Seferberliği
- Yeşilay’dan Türkiye’ye Özgü, Dünyada Öncü Modeller
- Yeşilay Gönüllülerle, Gönüllüler Yeşilay’la Büyüyor
- Sağlıklı Nesiller İçin Sınırları Aşan Mücadele
- Arif Çifci: “Yeşilay, Osmanlıdan Cumhuriyete Türkiye’nin tarihidir”
- Prof. Dr. Recep Erol Sezer: “Tütün Kontrolü Nikotin Salgınına Karşı En Büyük Koz”
- Prof. Dr. Toker Ergüder: “Tütün Reklamları Yapay Zekâyla Takip Edilebilir”
- Prof. Dr. Şaziye Senem Başgül: “Ergenin Hayatını Şekillendiren En Önemli Yapı Ailedir”
- Tütün Bağımlılığına Karşı YEDAM Desteği
- YEDAM’la Nefes Alanlar
- Bağımlılıklarla Mücadelede Esas Cephe Tütün Endüstrisinin Sinsi Taktikleri
- Dr. Hüseyin Küçükali ile Yapay Zekâ Desteğiyle Dumansız Bir Sosyal Medya Hakkında Konuştuk
- Tütün Endüstrisinin Çabaları DSÖ’nün de Merceğinde
- Asırlık Tecrübeden Topyekûn Mücadeleye: Bağımsızlık Seferberliği
- Yeşilay Genel Başkanı Doç. Dr. Mehmet Dinç: “Bağımsızlık Seferberliği İle Amacımız Bağımlılıklara Karşı Toplumsal Bir Uyanış ve Dayanışma Hareketi Oluşturmak”
- Daha Güçlü ve Daha Sağlıklı Bir Toplum İçin: “Bağımsızlık Seferberliği”
- Bağımsızlık Seferberliği’nin Olmazsa Olmazı: YEDAM
- Bağımlılık İle Mücadelenin Temeli: Bilinçlendirme Ve Farkındalık Çalışmaları
- Topluma ve Bireye Katkı Sağlayan Güç: Gönüllülük
- Danışanlıktan Koçluğa Bir Başarı Hikâyesi
- Spor Salonlarındaki Tehlike: Anabolik Steroidler
- Prof. Dr. Cüneyt Evren: “Steroid Kullanan Her Dört Erkekten Birinde Steroid Bağımlılığı Var”
- Prof. Dr. Rüştü Güner: “Anabolik Steroidler, Tüm Organ Sistemlerine Zarar Verir”
- Kusursuz Beden Algısı Steroid Kullanımını Tetikliyor
- Serkan Yimsel: “Anabolik Steroidleri Teşvik Ve Tedarik Edenler Cezalandırılmalı”
- Av. Mehmet Yoğurtcuoğlu "Steroidler Sporun İtibarını Korumuyor, Aksine Tehdit Ediyor"
- Doç. Dr. Merih Altıntaş: “Sanal Kumar Bağımlılığı Kendini Gizleyebilen Bir Hastalıktır”
- Gittikçe Artan Endişe: Ergenlikte Sanal Kumar
- YEDAM’dan Kumar Bağımlılığı Tedavisine Güncel Yaklaşımlar
- Dünya Sağlık Örgütü’nün Sanal Kumar Bağımlılığına Yaklaşımı
- Sanal Kumarda “Oyun” Ve “Eğlence” Tuzağı
- Zamansız Ve Mekânsız Bir Bağımlılık: Sanal Kumar
- Olimpiyat Özel Dosyası
- Prof. Dr. Hakan Coşkunol: “Egzersiz, beynin ödül sistemini değiştirir”
- Günlük Hayatta Nasıl Aktif Olabiliriz?
- Klinik Psikolog Melisa Varol: “Spor, bedensel ve psikolojik iyilik halimizi güçlendiren etkili bir araç”
- Çocuklar Hareket Ediyor!
- Düzenli Sporun Faydaları Nelerdir?
- Bağımlılıklarla Mücadeleye Spor Desteği: Yeşilay Spor Kulübü
- Prof. Dr. Osman Tolga Arıcak: “Çocuklar gereksiz teknolojiye maruz bırakılmamalı”
- Prof. Dr. Şaziye Senem Başgül: “Aile ilişkileri kuşak farkı bilinciyle kurulmalı”
- Okullarda İlk Ders Zili Çalıyor
- Yaşam Becerileri Bağımlılıklardan Koruyor
- Değerlendir, Sürdür, Yaşat, İlham Ol…
- Yeşilay Kolu’ndan Benim Kulübüm Yeşilay Projesi’ne…
- Geleceğin Bireyleri Yeşilay’ın Çocuk Dergileri ve Oyunlarıyla Büyüyor
- Daha Doğal Bi̇r Yaşam İçi̇n 9 Öneri
- Doğallığın Işıltısı
- Gezegene İyi Gelen, Bize De İyi Geliyor
- Doğal Yaşama Dönüş Hareketleri
- Sakin Şehirlerde Kendi Ritminde Hayatı Yaşa
- Daha İyi Hissetmek İçin Haydi Doğaya
- Sadeleşmek Elimizde
- Geçmişi Anlamlandırmak Kişiyi Rahatlatır
- Bedensel Hafifleme İçin Bütüncül Bir Yaklaşım Gerekir
- Beynimiz Neden Yorulur?
- Yaşam Alanlarında Sadeliğin Zarafeti!
- Zihinsel Hafiflik ve Ruhsal Arınma İçin: Dijital Detoks Zamanı!
- Sosyal Medyayı Doğru Kullanmanın 9 Yolu
- Sosyal Medya Bağımlılığı Tedavisinde İzlenen Yollar
- “Sosyal Medya Platformları Dengeli ve Sorumlu Bir Şekilde Kullanılmalı”
- "Çocuğun Dijital Ayak İzi, Geleceğini Etkileyebilir"
- “Gerçek Sosyal Hayat; Yüz Yüze, Derin ve Anlamlı İlişkiler Üzerine Kuruludur”
- Sosyal Medyanın Kontrolüne Girdik
- Yemiyor İçmiyor Çevrim İçi Oluyoruz
- Obezite Küresel Bir Pandemiye Dönüştü
- Uz. Dr. Ayça Kaya: “Buzdolabı ile Aranıza Mesafe Koyun”
- Diyetisyen Kübra Çıtlak: “Son 30 Yılda Çocuk ve Ergenlerde Obezite, Dünya Genelinde Arttı”
- Hormonlar Kilomuzu Nasıl Etkiliyor?
- Çocuk Beslenmesindeki Tehlike: Abur Cubur
- Psikolojik Nedenleri ve Sonuçlarıyla Obezite
- Obezitenin Yol Açtığı 10 Sağlık Sorunu
- Prof. Dr. Şaziye Senem Başgül: “Öfkenin olduğu yerde olumlu duygular barınamaz”
- Prof. Dr. Cüneyt Evren: “Kronik yorgunluk sendromu, yaşam kalitesini etkileyen ciddi bir durumdur”
- Klinik Psikolog Gökhan Ergür: “Metropol yaşamı ve sosyal medya kaygı düzeyini artırıyor”
- İnsanın Dijital Çağ ile İmtihanı
- Hilal-i Ahdar’dan Yeşilay’a 104 yıllık mücadele
- Yeşilay’ın ilk gençlik teşkilatının kuruluşu "Türkiye İçki Aleyhtarı Gençler Cemiyeti"
- Yeşilay gençliği seviyor, gençlik Yeşilay’ın varlığını hissediyor
- Yeşilay ülküsünün yılmaz neferleri: Yeşilay kadınları
- Ulusaldan evrensele Yeşilay mücadelesi
- Yeşilay’ın dünyada örnek alınan öncü modeli: YEDAM
- Elektronik Sigara Gerçeği! Çocuklar ve Gençler Yalanlarla Kandırılıyor
- “Çocukların ve Gençlerin Elektronik Sigaraya Erişimleri Hızlı Bir Şekilde Engellenmeli”
- “Elektronik Sigara, Dünyanın Baş Belasına Dönüşmüş Durumda”
- “Çok Uluslu Tütün Şirketleri, Nikotin Bağımlısı Bir Nesil Oluşturmak İstiyor”
- “Elektronik Sigaralar Mutlak Zararlı ve Bağımlılık Yapıcıdır”
- “Elektronik Sigaraya Erişim Bu Kadar Kolay Olmamalı”
- Alkol Bağımlılığı Bireyi ve Toplumu Tehdit Ediyor
- Alkolün Güvenli İçilebilecek Bir Miktarı Yoktur
- Sosyal Hizmet, Tedavinin En Önemli Yapı Taşlarından Bir Tanesi
- Kadınlar Bağımlılık Sürecinde Yalnız Kalıyor
- Alkolle Mücadelenin Yolu; Vergilendirme, Erişim Kısıtlamaları ve Pazarlama Yasaklarıdır
- Alkol Bağımlılığına Uluslararası Yaklaşımlar
- Savaş, Halk Sağlığını Onarılamaz Biçimde Etkiliyor
- “Medyada Yaratılan Algı; Haklıyı Haksız, Doğruyu Yanlış, Güzeli Çirkin Olarak Konumlandırabiliyor”
- “Savaşlar, Savaşanları Olduğu Gibi Savaşmayanları Da Olumsuz Etkiler”
- “Artık Savaşlar Sadece Sahada Değil, Dijital Dünyada Da Gerçekleşiyor”
- “Çocuklardaki ‘Güvenli Dünya’ Algısı Zarar Gördü”
- Toplumsal Kaygı Bozuklukları Bağımlılıklara Neden Olabilir Mi?
- Bağımlılık Herkesi Etkileyen Genel Bir Sorundur
- Kadınlar Bağımlılıkta Da Ayrımcılıkla Karşı Karşıya Kalıyor
- Bağımlılığın Ve Şiddetin Doğasında Ortak Ve İç İçe Faktörler Vardır
- “Anne Veya Eşin Bağımlılık Sorunu Olan Bireye Yönelik Tutum Ve Davranışları Tedavinin Seyrini Etkiliyor”
- Kadına Yönelik Şiddete Karşı: 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü
- Sağlıklı Nesiller İçin Sağlıklı Gebelik
- Yeşilay Kadınları Güçlenerek Büyüyor
- Dijital Çağda En Kırılgan Grup Çocuklar Ve Gençler
- “Dijital Bağımsızlık En Önemli Gündemimiz Olmalı”
- “Sağlıklı Teknoloji Kullanımında Teknoloji Amaç Değil, Araçtır”
- Çocuklarda Ekran Bağımlılığı
- Dijital Bağımlılıktan Uzak, Hayata Yakın Olun!
- “Notların Telafisi Vardır, Ancak Zedelenen Öz Güvenin Telafisi Meşakkatlidir”
- “Başarının Sırrı Çocuğu Tanımaktan Geçiyor”
- Ziller Minikler İçin Çalıyor… Okula Uyum Süreci İçin Öneriler
- Çocuğun Okul Başarısını Artırmanın 15 Etkili Yolu
- Çocuğunuza Zaman Yönetimini Nasıl Öğretebilirsiniz?
- “Günümüzde Ruh Sağlığını Korumak Daha Zor Ve Daha Önemli Hale Geldi”
- Bağımlılık Ve Ruh Sağlığı İlişkisi Karşılıklıdır
- “Çocuk Olumsuz Duyguları Makul Düzeyde Deneyimlemeli”
- Bağımlı Bireylere Doğru Yaklaşım Nasıl Olmalı?
- Koruyucu Ruh Sağlığıyla Tanışın
- “Tütün Kontrolü Toplumsal Gündemin Ana Konusu Yapılmalı”
- “Asıl Mücadele Tütün Endüstrisi İle Mücadeledir”
- “Zararsız Tütün Olması Mümkün Değildir”
- “Elektronik Sigaraların Ülkeler Tarafından Teşvik Edilmesi Sorumsuzluk Örneğidir”
- “Tütün Şirketleri, İnsanların Sigara İçmek İstemeyecekleri Bir Günün Geleceğini Biliyor”
- “Sağlıklı Etkileşim Ancak Empati İle Olur”
- “Empati Gelişimi Bebeklikte Başlar”
- “Empati Bir Duygudaşlık Göstergesidir”
- Toplumsal Duyarlılığın Vücut Bulmuş Hâli: Gönüllülük
- Yeşilay, TİSK Ve TÜMOSAN Depremzede Çocuklar İçin Güçlerini Birleştirdi
- Dayanışma Ruhu Kültürel Kodlarımızda Var
- “İyi İletişim Ve Doğru Bilgi Kaygıyı Azaltır”
- Afetlere Dirençli Şehirler Nasıl İnşa Edilmeli?
- Sıfır Maliyetle Kentsel Dönüşüm Mümkün
- “Bugünün Gençleri Üst Kuşaklardan Çok Daha İyiliksever Ve Dayanışmacı”
- Millî Birlik Ve Beraberlik Kodlarımızda Var: Millî Mücadele’den Kahramanmaraş Depremine Toplumsal Kenetlenme
- “Bir An Önce Normalleşmeliyiz”
- Dijital Medya Çocuğu Sosyal Hayattan Koparıyor
- “Hey Çocuk! Bırak Tabletini Sakince Kitabın Kapağını Aç! Kalbini Aç…”
- Mutlu Bir Çocukluk İçin Projeden Çok Daha Fazlası Gerekiyor
- Çocuk Gülerse Dünya Güler
- Hilal-i Ahdar’dan Yeşilay’a
- Sivil Toplum Kuruluşları Ve Gönüllülüğün Gücü
- STK’lar Tek Yürek Oldu: Yüzyılın Felaketi Sonrası Gönüllü Dayanışması
- Bağımlılıklarla Karşı Gönüllü Mücadele
- Çocuklar İçin Gönüllülük Neden Gerekli?
- “Tedavi Edilmeyen Kaygı Bozuklukları Kronikleşme Eğilimindedir”
- İklim Değişikliğinin Ortaya Çıkardığı Kaygı Hâli: Eko-Anksiyete
- Yeni Krizlerin Getirdiği Belirsizlikler Küresel Kaygıyı Körüklüyor
- “Kaygılar Bağımlılığı Tetikleyebildiği Gibi Bağımlılıklar Da Kaygıyı Besleyebilir”
- “Çocukları Kaygıları Nedeniyle Utandırmayalım, Usandırmayalım, Cezalandırmayalım”
- Sosyal Medya Kullanımı Kaygıları Tetikliyor
- Sigara İle Mücadelede En İyi Politika, Çocuk Ve Gençleri Tütünsüz Ortamda Büyütmektir
- YEDAM’ın Kişiye Özel Programlarıyla Sigaraya “Dur” Deyin
- Örnek Vakalarla Tütün Bağımlılığı Tedavisi
- Tütün Bağımlılığı Vücudumuza Neler Yapıyor?
- Sigarayı Bıraktığınızda Vücudunuzda Neler Oluyor?
- Dünyada Alkol Kullanımı Ve Önleyici Politikalar
- Alkol Bağımlılığını Önlemeye Dair Yasal Düzenlemeler
- Alkolün Bir Diğer Karanlık Yüzü: Şiddet Ve Alkol İlişkisi
- Ebeveynler Alkol Kullanan Gence Nasıl Yaklaşmalı?
- Sevdiklerimizi Alkol Bağımlılığından Nasıl Koruruz?
- Alkolsüz Hayat Neler Kazandırıyor
- Alkol Vücuda Neler Yapıyor?
- “İletişim Yoluyla Kendimizi Var Ediyoruz”
- “Bireyi Bağımlılığa Götüren Duygusal Yalnızlıktır”
- “İnsan İnsana Şifadır, Umuttur, Yoldur”
- Güvene Dayalı İletişim Bağımlılıklardan Koruyor
- Sanal İletişim Gerçek İletişimin Yerini Tutar Mı?
- “Dijital Oyun Bağımlılığı Ciddi Bir Sorun”
- “Teknolojiyi Doğru Kullanmayı Öğrenmeliyiz”
- Dijital Dünyada Eğitim Şart
- Dijital Dünyada Bizi Neler Bekliyor?
- Sanal Ortam Güvenliğinin Teminatı: Siberay
- Rakamlarla Dijital Dünya
- TÜİK Araştırma Sonuçlarına Göre Türkiye Dijitalleşiyor
- “Proje Çocuklar Kuklaya Dönüşüyor”
- “Mutlu Bir Aile İçin Her Şey Mükemmel Olmak Zorunda Değil”
- Değerler Eğitimi Bu Dünyanın Bir İhtiyacı
- TBM İle Her Yıl Milyonlarca Kişiye Ulaşıyoruz
- Okul Heyecanı Başlıyor
- “Tüketerek Mutlu Olma Çabası Büyük Bir Yanılgı”
- Mutluluk Beyinde Başlar
- Toplumsal Mutluluğun Şifreleri
- Sağlıklı Tabaklar, Mutlu Yüzler
- Mutluluğa Götüren 7 Adım
- Az Çoktur!
- “Sadeleştikçe Zihin Sağlığımızı Korumamız Da Kolaylaşır”
- Atıksız Bir Mutfak Mümkün
- Biraz Yavaşlamaya Ne Dersiniz?
- Sade Ve Özgür Bir Yaşamın Yolu: “Küçük Ev” Akımı
- Daha Huzurlu Bir Hayat İçin Sadeleş!
- Atık Kağıtları Sanat Eserine Dönüştürüyor
- Pedallar Sağlıklı Yaşam İçin Çevrildi
- Yeşilay’dan “Bağımsız Gençlik” Manifestosu
- YEDAM Sempozyumu'ndan Bağımlılıklara Bilimsel Bakış
- Sağlıksız Aile Tutumları Bağımlılık İçin Risk Faktörü
- Bağımlı Profilleri Nasıl Şekilleniyor?
- Bağımlı Ebeveyn Çocuğun Tüm Yaşamını Etkiliyor
- “Hayır” Diyebilen Bir Çocuk Yetiştirmek
- Ailenin Dijitalleşme ile İmtihanı
- Bağımlılık Aileden Etkilenen ve Aileyi Etkileyen Bir Hastalıktır
- Elektronik sigara nikotin pandemisini gelecek nesillere taşıyor
- Tütünle Mücadelenin Bir Ayağı da E-Sigara ile Mücadele Olmalı
- Dünya Elektronik Sigara ile Nasıl Mücadele Ediyor?
- Elektronik Sigara En Az Sigara Kadar Zararlı
- “Dünya Şiddetli Bir Merhametsizlik Hastalığına Tutulmuş Vaziyette”
- Tarih Boyunca Vardı Ve Hep Var Olacak: Sivil Toplum Kavramı Ve STK’lar
- Yeşilay’a Gönülden Bağlı Olanlar
- Merhamet Ve İyiliğin Gücü: Gönüllülük
- Gönüllülük Çalışmaları Dersiyle Teori Ve Pratik Bir Arada
- Vazgeçilen her sigara sağlıklı bir hayatın kapısını aralar”
- Çocuklarımızı sigaradan nasıl koruruz?
- Sigara stresi azaltmaz, sigarasızlık stres oluşturur
- Şimdi tam zamanı!
- “Bırakabilirsin” mobil uygulamasıyla sigaradan kurtulun!
- Fizikselden Sanala Yeni Bir Şiddet Türü: Siber Zorbalık
- Ergenler Sosyal Medya Bağımlılığında Risk Grubunda
- Geleneksel Değerler Çocukları Koruyor
- Sosyal Medyada Dayatılan Güzellik Büyük Bir Yanılgı
- Çocuklarınız İçin Ulaşılabilir Ebeveynler Olun
- Pandemi Sonrasında Toplumları Bekleyen Tehlike: Çevrim İçi Kumar Bağımlılığı
- Aileler Tedavi Sürecine Aktif Olarak Dahil Olmalı
- Alkol Kontrol Politikaları Toplumları Koruyor
- “Alkol Bağımlısı Kişilerin Çocuklarının Ruh Sağlığını Yakından Takip Edilmeli”
- Alkol Aile İçi Şiddette Risk Faktörü
- Alkol Bağımlılığını Anlamaya Yönelik Faaliyetler
- Alkol Bağırsak Sağlığını Bozuyor
- Alkol Bağımlılığıyla Asırlık Mücadele: YEŞİLAY
- “Gençliğin En Büyük Sorunu Büyüyememek”
- İyi Arkadaş Çevresi Bağımlılıklardan Uzak Tutar
- Davranışsal Bağımlılıklar En Çok Genç ve Ergenleri Etkiliyor
- Çocuğum Madde Kullanıyor mu?
- Gençlerin Gözünden Bağımlılıklar
- Sağlıklı Nesil Sağlıklı Gelecek Yetenek Yarışması, Edebiyat ve Sanatla Farkındalık Oluşturuyor
- Antikten Moderne 28 Asırlık Yolculuk
- Türkiye’nin En Başarılı Olimpiyat Tecrübesi TOKYO 2020’nin Ardından
- Yaşam Becerileri Bireyi ve Toplumu Korur
- Stresle Mücadelede Yaşam Becerileri Faktörü
- Aileyle Sağlıklı İletişim Sağlıklı Kararları Doğurur
- “Hobiler Bizi Ruhsal Olarak Geliştirir”
- Hangi Yaşta Hangi Sporu Yapmalı?
- “Sanat ve Kitap Bağımlısıyım”
- YEDAM'dan İnternet Bağımlılığına Özgün Çözümler
- Pandemi Sarmalında Oyun Oynama Bozukluğu
- “Ebeveynler Doğru Rol Model Olmalı”
- Oyun Oynama Bozukluğunun Tedavisinde Yasaklar Çözüm Değil
- “Ulusal Kampanyalar Farkındalık Oluşturuyor”
- Teknoloji Sizi Değil, Siz Onu Kontrol Edin!
- Teknoloji Bağımlılığı Hasta Ediyor
- Artan Obezite, TBMM’nin de Gündeminde
- Türkiye’nin Obeziteyle Mücadelesi
- Obezite, 21’inci Yüzyılın En Önemli Sağlık Sorunudur
- Evde Kalmak Virüsten Korudu, Obeziteyi Artırdı
- “Pandemi Döneminde Yeme Bozuklukları Arttı”
- “Besin Örüntüsü Dengeli Olmalı”
- Evde Hareketsiz Kalmayın!
- Ağır Yaşamların Yükü Hafifliyor Mu?
- Gidene Üzülmek Yerine Var Olanı Güçlendirmeliyiz
- “Babalar Dua Gibidir; Artık Görünmez Olsa Da Dokunur Evladına...”
- “Sanat ve Spor, Bağımlılıkla Mücadelenin Panzehirleridir”
- Gençlerde Davranışsal Bağımlılıklar Artıyor
- “Aile Bağları Ne Kadar Sağlamsa, Bağımlılık Riski O Kadar Azalır”
- "Özgürlük ve Sorumluluk Birbirini Tamamlar"
- Anne-Babalar Dikkat! Uzun Süreli Ekran Maruziyeti Nelere Yol Açıyor?
- Yeşilay Gençlerin, Gençler Yeşilay’ın Yanında!
- Geleceğin Olimpiyat Şampiyonları TOHM’da Yetişiyor
- “Bağımlı Kişi, İnterneti Bir Kaçış Yöntemi Olarak Kullanıyor”
- Anne Babaya Güvenli Bağlanma Bağımlılıktan Korur
- “Öz Saygısı Düşük Bireylerde Bağımlılık Riski Daha Fazladır”
- Pandemi Sürecinde Kaygı Bozukluğu Arttı
- Sosyal Kaygı İnternet Bağımlılığını Tetikliyor
- Buz Hokeyi Sayesinde “Tek Yürek” Oldular: Bağımlılıktan Kurtuldular
- Dijital Çağın Hastalığı: Yeni Nesil Bağımlılıklar
- Yasa Dışı Kumar ve Bahisle Hukuksal Mücadele
- Sevgi ve İlgi Bağımlılıklardan Korur
- “Bağımlılık Tüm Aileyi Etkileyen Bir Hastalıktır”
- “Dijitalleşme Aile İçi İlişkilerin Kalitesini Düşürüyor”
- “Pandemiden Ders Çıkararak Geleceğimizi Kurtarabiliriz”
- “Kampanyalar Sigara Endüstrisinin Gerçek Yüzünü Gösteriyor”
- "Tütün Fiyatları ve Vergiler Düşürülmemelidir"
- “Elektronik Sigara Kullanmak, Marka Değiştirerek Sigara Kullanımına Devam Etmek Gibidir”
- “Sigarayı Bırakmak Kanser Riskini Azaltır”
- Pandemide Sigara İçme Oranları Düştü
- "Çocuğunuzun ‘Hayır’ Deme Becerisini Geliştirin"
- Madde Bağımlılığı COVID-19'u Tetikliyor
- "Bağımlılık Tedavisi Ertelenmemeli, Güçlendirilmeli"
- “Madde Bağımlılığının Gerçek Tedavisi Rehabilitasyondur”
- Zehir Tacirlerinin Pandemi Fırsatçılığı
- Her İki Madde Bağımlısından Biri Depresyonda
- "Online Terapi, Kişileri Madde Kullanımından Uzak Tuttu"
- “Gençlik İnsan Hayatının En Zor Dönemidir”
- Doğru Rol Model Olmak Önemli
- “Spor ve Sanat Tedavi Edicidir”
- Mutluluk Ailede Başlar
- “Depresyon, Gündelik Bir Keyifsizlik Hali Değildir”
- Beslenme Anlayışı Ailede Şekilleniyor
- “Organik Beslenmeye Mucizevi Bir Anlam Yüklenilmemeli”
- Bir Tür Yeme Bozukluğu: Ortoreksiya Nervoza
- Tarladan Sofraya Uzanan Bir Zincir: Gıda Güvenliği
- “Tarımsal Üretimi Tüketici Davranışları Belirleyecek”
- Ekolojik Yaşam Arayışları
- “Çocuklarımızı Korumakla Yükümlüyüz”
- Oyun Bağımlılığı Nelere Yol Açıyor?
- Oyun Bağımlılığı Yetişkinleri de Buluyor
- "Ticari Kaygılar Çocukları Korumanın Önüne Geçiyor"
- "Yasak Koyarak Çocuğunuzu Bağımlılıktan Koruyamazsınız"
- Oyun Bağımlılığının Karanlık Yüzü
- Davranışsal Bağımlılıklara YEDAM Desteği
- Bütün Aile Toplanalım, Ekranları Unutalım
- "Eğitimin Sürekliliği Sağlanmalı"
- “Çocuklarınıza Onları Önemsediğinizi Hissettirin”
- Bu Sefer Ziller Ebeveynler İçin Mi Çalıyor?
- Okul Fobisi Sizi Korkutmasın!
- Okula Yeni Başlayanların Pandemiyle İmtihanı
- Okullar Sağlık Tedbirleri İle Açılıyor
- Yeşilay Eğitim Faaliyetleri Hız Kesmiyor
- Gençlerde Alkol Bağımlılığında Önemli Bir Basamak: Sosyal İçicilik
- Alkol Bağımlılığı Nedir, Nasıl Başlar, Nasıl Tedavi Edilir?
- Nöroloji Alkolün Güvenli Sınırı Yok Diyor!
- Pandemi Bağımlılıkları Tetikledi
- Alkol Vücuda Neler Yapar?
- “İyiliğin Kanatlarına Tutunmaya Her Zamankinden Çok İhtiyacımız Var”
- Pandemi Günlerinde Dayanışmanın Çarpan Etkisi: Vefa Sosyal Destek Grubu
- Türkiye’de Afet Yönetimi ve Gönüllülük
- "İnsan"ın En Zor Anında 152 Yıldır Hep O Var: Türk Kızılay
- Bağımlılığa Karşı "Gönüllü" Mücadelenin Adı; Yeşilay
- Bir Ömür Boyu Yeşilaylı Olanlar…
- Gönüllü Olmak Hem Sizi Hem De Dünyayı Değiştirir
- Vakıf ve Gönüllülük Üzerine
- "Teknoloji Kullanımı Stresi Artırıyor"
- Pandemi Günlerinde "Teknoloji" Dost Mu, Düşman Mı?
- Koronavirüs Dijital Bağımlığı Tetikledi
- "Evden Çalışma Modeli B Planı Olarak Elimizde"
- 10 Soruda Koronavirüs Sonrası Küresel Sistem
- "Şişenini Dibi"nden Görünenler
- İpler Senin Elinde Alkole Hayır De!
- Prof. Dr. Mehmet Ceyhan: "Sigarayı Bugün Bıraksanız Yarın Covid-19 Riskiniz Azalır"
- Diyetisyen Derya Zünbülcan: "Esas Risk, Yanlış Beslenme"
- "Koronafobi" Virüsten Daha Hızlı Yayılıyor
- Hayat da Eğitim de Eve Sığar
- Korona Günlerinde Ev Hayatı
- Sağlıklı Yaşam İçin Sporla “Evde Kal”
- Doğal Dezenfeksiyon Aracı: Güneş
- El Hijyeni Virüsten Korur
- Evde Düzen İçin İpuçları
- Bahane Yok! Oyun Vakti
- Asıl Soru Şu; Bağışıklık Sistemimizi Nasıl Koruruz?
- "Dengeli Beslenme Sizi Mutlu Eder"
- Daha İyi Bir Yaşam İçin Sadeleşin
- Doğal Yaşamda Sürdürülebilirlik Önemli
- Aşılama Yalnızca Kişiyi Değil Toplumu da Koruyor
- Bitkilerin İyileştirme Gücü Hakkında Her Şey
- Gençlikve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu: "E-sporun en büyük riski, dijital bağımlılıktır"
- DSÖ’nün Gündeminde E-spor ve Oyun Bağımlılığı Var
- E-Spor Obeziteye Neden Oluyor
- Dijital Oyun Nasıl E-spor Oldu?
- Prof. Dr. Tolga Arıcak: E-Spor Bağımlılık Riskini Artıracak
- Yeşilay Genel Başkanı Prof. Dr. Mücahit Öztürk: Dijital oyunların e-spor olarak anılmasına itirazımız var
- Amaçları Daha Fazla İnsanı Bağımlı Yapmak
- Elektronik Sigara ile Yasal Mücadele
- Elektronik Sigara Can Almaya Devam Ediyor Can Almaya Devam Ediyor
- Elektronik Sigara da Sigara Kadar Zararlı
- Doç. Dr. Toker Ergüder: Elektronik Sigara, En Az Sigara Kadar Bağımlılık Yapıyor
- İlaç, Şifa Mı Bağımlılık Mı?
- İlaç Bağımlılığı Tedavisi Kişiye Özeldir
- Reçetesiz ve Kontrolsüz Steroid Kullanımı Sağlığı Doğrudan Tehdit Ediyor
- İlaç Suiistimali Küresel Bir Halk Sağlığı Sorunu
- Opioid Grubu İlaçların Kötüye Kullanımında Artış Var
- İlaçların Kötüye Kullanımı Toplumsal Refahı Tehdit Ediyor
“İnsanın Manevi Alanı Boşluk Kabul Etmez”
Tükettikçe ve sosyal medyada görünerek “var oldukça” daha mutlu olacağını düşünen modern insan, ruhen bir çöküş yaşıyor. Bu çöküş bizlere, mutluluğun ve huzurun tüketimde olmadığını açıkça gösteriyor. Maneviyat ve mutluluk arasındaki bağı, iç huzuru yakalamak için ihtiyacımız olanları Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Din Psikolojisi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Ayten ile konuştuk.
Vaktiyle hafızalara kazınan bir reklam sloganı vardı. “Hep daha fazlasını iste” diyordu… Bugün ise hep daha fazlasını istemek neredeyse modern şehir insanının mottosu haline geldi. Ancak bu durum doyumsuzluğu da beraberinde getirdi. Bugünün “modern” insanı tükettikçe mutlu olacağını düşünürken manen çöküyor… Tüketim kültürü huzur vermek bir yana dursun insan ruhundan çalıyor. Sosyal medyada görünerek var olma çabası da aynı şekilde. “Görünmezsen yoksun!” diyor modern hayat. Adeta sosyal medyada görünmek için yaşıyoruz. Sohbetler sanal, mutluluklar kelebek ömründe. Peki, ne yapmalı? Gerçek huzur ve mutluluk nerede? Modern insan, hızla gelip geçen hayatın verdiği ruh yaralarını nasıl onarır? Bu soruların cevaplarını Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Din Psikolojisi Bölümü Öğretim Üyesi Ali Ayten ile konuştuk.
Modern şehir insanı mutluluğu ve huzuru, tüketimde, sosyal medyada arıyor daha ziyade. Ve gittikçe bireyselleşiyor. Ama mutlu olmak yerine huzursuz ve yalnız bireylere dönüşüyoruz. Bu tabloda eksik olan, yanlış giden nedir sizce?
“Neden refah ve tüketim artmasına rağmen mutluluk aynı oranda artmıyor?” sorusu son çeyrek yüzyıldır özellikle Batı’da ve küreselleşmeyle birlikte tüm dünyada yanıtı aranan bir soru. Dünya savaşlarından sonra özellikle Batı ülkelerinde ve giderek diğer dünya ülkelerinde insanların refah seviyesi artıyor. İnsanlar geçmişe kıyasla daha iyi yaşam şartlarına sahip oluyorlar; en azından gıda, teknolojik imkânlar, sağlık, eğitim ve ulaşım hizmetleri açısından durum böyle. İnsanlar geçmişte yaşayan dedelerine kıyasla daha fazla tüketiyorlar. Ancak onlardan daha mutlu oldukları söylenemez. Bu sorgulama ilk olarak Amerika’da ve Avrupa’da gündeme gelmiş ve insanlar şunu sorgulamışlar: Geçmişteki sıkıntılardan uzakta daha büyük evlerde oturuyor, daha geniş arabalara biniyor ve daha büyük porsiyonlarda yemekler yiyoruz ancak mutluluğumuz aynı düzeyde artmıyor. Dediğiniz gibi modern insan mutluluğu ve huzuru tüketimde arıyor; tükettiği ve sahip olduğu kadar mutlu olacağını düşünüyor. Bunun yanı sıra günümüzde bizi mutlu edeceğiniz düşündüğümüz bir başka husus ise görünür olmak. Tüketmenin ve görünür olanın cazibesine kapılmış gidiyoruz.
Bu durum bizi daha çok yalnızlaştırmıyor mu?
Tüm bunlar bizi daha fazla bireysel düşünmeye ve kendimizde kalmaya sürüklüyor. Oysa insan manevi boyutu gereği kendini aşması gereken bir varlık. Ötekine ulaşmak, onunla iletişim kurmak, onu anlamak, onunla empati kurmak insanı kendi kısır döngüsü içerisinde takılıp kalmaktan kurtarıyor. Son zamanlarda sosyal bilimler alanında yapılan araştırmalar insanı asıl mutlu ve huzurlu eden şeyin erdemleri yaşamak olduğunu gösteriyor. Kendini tanımak, kontrol edebilmek ve başkalarını anlayıp onların dertleriyle hemhal olabilmek, ötekinin yararına olabilecek tutum ve davranışlar içerisinde olabilmek, dürüst davranmak, affedebilmek, teşekkür edebilmek ve yardım edebilmek… Nihayetinde mutluluk dediğimiz şeyin pek çok boyutu var. Tabii ki mutluluğun zevkle ilgili bir kısmı var; ancak mutluluk zevkten ibaret değil. İnsan, ihtiyaçlarını gerçekleştirirken kendini aşarak başkalarının yararına duygu ve davranışlar içerisindeyken doyuma ulaşıyor. Kişi, kendini aşabildiği, anlamlı ve akışı yakalayan hayata ulaşabildiği durumlarda daha mutlu ve huzurlu oluyor.
İnsan fıtratı itibarıyla maneviyata muhtaç sanki hocam, dindar olsun olmasın… Ne dersiniz bu konuda?
İnsanoğlu çok boyutlu yapısı olan bir varlık. Hepimizin bildiği gibi insanın hücrelerden oluşan biyolojik bir tarafı var. Bu biyolojik tarafının yanı sıra biyolojisinin etkilediği ve etkilendiği psikolojik bir tarafı var. Ayrıca insan başkalarıyla iletişim kurmaya muhtaç bir varlık ki bu da onun sosyal yönünün varlığını gösteriyor. Bütün bunlara ilave olarak insanın bir de manevi bir tarafı var. Gaye, anlam ve değer üreten ve onlar çerçevesinde hayatına yön veren kendini aşma ihtiyacı içerisinde olan bir varlık insanoğlu. Aşkın olan alana her zaman ilgi duyan ve o alana olan inancından beslenen ve sürekli etkilenen bir varlık. Kısacası son zamanlarda insanı daha bütüncül bir yaklaşımla ele alan sosyal bilim alanlarında dikkate alınan bir husus da insanın manevi boyutunun varlığıdır.
Maneviyat boşluk götürmüyor o zaman değil mi?
Her insan bir şekilde manevi yönün gereği olarak, hayattaki gaye ve anlam konusunda kendinin ötesinde bir inanç alanına ihtiyaç duymaktadır. Sizin de bahsettiğiniz üzere bazı insanlar bu maneviyat ihtiyacını yaşadığı kültürü şekillendiren dinden karşılarken, bazıları da kendi bireysel istek ve yorumları çerçevesinde hakim kültürden ve kurumsal dini yapıdan farklı maneviyat kaynaklarını tercih edebiliyor. Ancak bir şekilde her insan kendinin ötesinde bir inanç sisteminde anlam buluyor ve o sistemin ilkeleri çerçevesinde hayatına yön veriyor. Her insanın manevi alanı hayat felsefesini ve davranışlarını etkiliyor. Kimi türbelere giderek, çaput bağlayarak, kimi dua ederek, kimi enerji seansları yaparak bu manevi alanını güçlendirmeye gayret ediyor. Bu alanda eksiklik ve kusur hisseden bireylerin anlam sorunu ve psiko-manevi krizler yaşamaları daha muhtemel oluyor. Yapılan araştırmalar bu tür bulguların varlığına işaret ediyor. O nedenle her insanın bir maneviyat alanının olduğunu ve bu alanını geliştirmeyen bireylerin bir şekilde daha huzursuz yaşayacaklarını söylemek abartı olmaz. Çünkü insanın manevi alanı boşluk kabul etmiyor. O alandaki huzursuzluklar insanın psikolojisini, biyolojisini ve sosyal yönünü etkileyebiliyor.
Bugün baktığımız zaman bazı insanların ruhani açlığını yarım yamalak Uzak Doğu öğretileriyle veya çeşitli başka yollarla kapatmaya çalıştığını görebiliyoruz. Bu durum da insanları bir arayıştan diğerine itiyor ve mutsuz ediyor. Bu konuda ne söylersiniz?
Yukarıda da ifade ettiğimiz gibi her insanın manevi bir boyutu var ve bu boyutunu sağlıklı kaynaklardan besleyerek desteklemesi ve geliştirmesi gerekir. Modern hayatın getirdiği zorluklar, belirsizlikler ve huzursuzluklar karşısında insanın manevi alanı bir tür kalkan görevi görüyor aslında. Bu alanda zorlanan, kültürde yerleşik olan dini ve geleneksel unsurları takip edemeyen ya da takip etmek istemeyen bireyler kendilerine manevi alanlarını tatmin edecek yeni arayışlar bulabiliyorlar. Batı’da 1960-70’lerden itibaren bireysel ve toplumsal sorunlar karşısında yeni ve farklı bir bilinç arayışları, farklı yaklaşımlar ve maneviyat arayışları hep var olmuştur. Kapitalizmin ve materyalist kültürün öğüttüğü ve yorduğu pek çok birey kendisine yeni maneviyat alanları aramaya başlamış ve Doğu mistisizmine ilgi duymuştur. İnsanların bu yoğun ilgisi özellikle Batı’da bu alanda bir pazarın da oluşmasını sağlamıştır. Dini ve felsefi içeriğinden koparılan ve pazarlama teknikleriyle süslenen reiki, yoga, meditasyon gibi mistik içerikli uygulamalar çok yaygın ilgi görmüştür. Hâlâ da farklı sınıflardan insanlar farklı nedenlerle bu tür uygulamalara Batı’da ilgi duymaya devam etmektedir. Ülkemizde de küreselleşmenin, dijitalleşmenin ve maddi anlamda kalkınmanın etkisiyle bu tür uygulamalarda artış görüldüğünü söylemek mümkün. Bunu hem kişisel gözlemlerimize dayanarak hem de sosyal bilimler alanlarında yapılan araştırmalar çerçevesinde rahatlıkla söyleyebiliriz.
İşin ilginci bu tür öğretilerin menşeli her ne kadar Uzak Doğu olsa da dünyaya Batı’dan yayılıyorlar…
Evet. Bu maneviyat içerikli uygulamaların kökeni her ne kadar Uzak Doğu olsa da tüm dünyada olduğu gibi ülkemize de Batı’dan gelmektedir. İnsanlar manevi yönlerindeki açlığı bu tür uygulamalarla kapatmaya çalışmaktadır. Özellikle din eğitimi problemi yaşayan, kurumsal dini yapılarla kavgalı, olumsuz dini başa çıkma süreci yaşamış bireyler arasında bu eğilim daha yaygın. Hatta eğitimli ve kültürel olarak geleneksel ve kırsal kültürden uzaklaşan şehirli orta sınıf ve üstü eğitimli bireyler arasında bu uygulamalar daha yaygın görülmektedir. Bu çerçevede meditasyon, mindfulness, yoga, reiki, enerji terapileri gibi uygulamalar rağbet görmekte ve kimi zaman bu uygulamalar bilimsel ve rasyonel çözüm yollarının ve tekniklerin önüne geçmektedir. Bu uygulamaların bir kısmı bilimsel bir yöntem içerisinde bazen uzmanlar tarafından tavsiye edilebiliyor. Ancak ortak noktaları genellikle insanın manevi boyutunu tatmin etmeye yönelik uygulamalar olmalarıdır. Bir kısmının da insanı irrasyonel düşünmeye ittiğini, kendinden ve gerçeklikten uzaklaştırdığını, ona iyi gelmekten ziyade zarar verdiğini söylemek mümkündür. Özellikle enerji bazlı terapiler, enerji temizlikleri, bilinçaltı temizleme seanslar gibi uygulamalar pek çok yönden zararlı olabilmektedir. İhtiyatlı davranıp profesyonel ve bilimsel sınırlarda kalmak yararlı olacaktır.
Tam da bu noktada gerçek anlamda maneviyat ve dinimiz İslam giriyor devreye. Dinimiz bize huzurlu ve mutlu hissetmek konusunda nasıl yardımcı oluyor? Bizi nasıl onarıyor?
Daha önce de ifade ettiğim gibi insanlar bazen din dışı kaynaklardan da manevi alanlarını beslemeye çalışıyor. Ülkemizdeki duruma baktığımızda insanların pek çoğu hâlâ din inancı içerisinde maneviyat arayışlarını sürdürüyor. Din insanlar için özellikle hayatı anlamlandırma noktasında en temel kaynaklardan birisidir. Örneğin Türkiye çapında yapılan araştırmalarda insanların en az yüzde 85’i Allah var olduğu için hayatın anlamlı olduğunu belirtiyor. Bu veri insanımızın maneviyatının en çok dinden beslendiğini gösteriyor. Çünkü insanlar aşkın bir varlığa inanarak ve onun ilkelerine güvenerek bu dünyasını anlamlandırıyor ve öbür dünyasına dair umutlarını diri tutuyor. Dinin inananlara psikolojik, sosyal ve manevi alanlarda pek çok yönden katkısı var tabii ki. Ancak dinin özellikle güncel hayatta zor durumda kalan, güçlükler ve varoluşsal sorunlar yaşayan, hayatı anlamlandırmakta zorlanan bireylere şu noktalarda katkısının olduğunu söyleyebiliriz: Öncelikle din istenilmeyen ve beklenilmeyen durumlarda bireyin zorlandığı mutsuz olduğu noktada en güçlü teselli kaynağı ve en güvenilir liman oluyor. Bu dünyanın geçiciliğinin bilincinde olmaya yönelik mesaj, inananın yaşadığı zorluğu ve mutsuzluğu kalıcı olarak algılamasını önlüyor. Bu da ona esneklik, dayanıklılık ve başa çıkma gücü veriyor. İkincisi, dini referanslar insanın gündelik olayları ve tüm hayatını anlamlandırmasını sağlıyor. Çünkü insanoğlu yapıp ettiklerine anlam yükleyen bir varlık; eğer bunu yapamazsa kriz yaşar. Din ise, insanın yapıp etmelerini anlamlandırmasındaki en önemli kaynaklardan birisi. Bu çerçevede başına gelen olumsuzlukları anlamlandırırken de dini değerler insana anlam kaynağı olarak destek oluyor. Üçüncüsü, din insanın zorluklar karşısında dağılıp gitmesine engel oluyor; insana bir kontrol duygusu kazandırıyor. Bu kontrol duygusu bazen “Her zorlukla birlikte bir kolaylık vardır.”, “Derdini veren dermanını da verir.” şeklinde bilişsel olurken bazen de “Allah ne güzel vekildir” şeklinde bütünüyle insanın omzundan yükü alacak tarzda olabiliyor.
Tevekkül hissi aslında bir anlamda ruhumuzu diri tutuyor…
Tevekkül inancı insanın sorumluluklarını yaptıktan sonra ötesini Allah’a bırakmasını içeriyor ve bu inanç zorluklarla başa çıkma sürecinde insanı anlamsızlık ve mutsuzluğa karşı koruyor. Dördüncüsü, dini ilkeler ve bu ilkelere göre hareket eden bireylerin yaşadığı bir toplumda yaşama bilinci bireye sosyal bir destek algısı sağlıyor. “Müslüman Müslümanın kardeşidir, müşkülünde yardım eder.” inancı bireye zorluklarla başa çıkma sürecinde destek oluyor. Nihayetinde insanoğlu yaşadıkları zorlukları manevi olgunlaşmasının bir parçası olarak görüp kendini manevi ve psikolojik yönden de geliştirebiliyor. Tüm bu ilkeler inanan insanın bu dünyadaki zorluklar ve mutsuzluklar karşısındaki en önemli destekçisi. Bu ilkeleri ve bu bilinci yakalayabilenler, kalıcı mutluluğu ve huzuru hissetmeye, sükûneti bulmaya daha yakın olabiliyorlar.
Maneviyat eksikliği ve bağımlılıklar arasında nasıl bir ilişki var sizce? Maneviyat bu noktada nasıl bir kurtarıcı rol üstlenebilir?
Maneviyat ruhsal alanda oldukça önemli bir unsur. Bu alanda yaşanan eksiklikler bireyin ruh sağlığını da yakından etkileyebiliyor. Belki de maneviyatın ruh sağlığı alanında en çok ilişkilendirilebileceği alan bağımlılık alanıdır. Çünkü hem bağımlılıkla mücadelede hem de bağımlılık gerçekleşmişse tedavi ve rehabilitasyon süreçlerinde maneviyat pek çok yönüyle sürece dahil olabilir. Bazı sosyal bilimcilere göre maneviyat bağımlılıkla mücadelede önemli bir unsurdur. Örneğin Carl Gustav Jung gibi psikoloji camiasında meşhur isimlerinden biri bağımlılığı bir tür Tanrı arayışı olarak görmüş ve manevi alanın doyurulmasının süreçte önemli bir husus olduğunu dile getirmiştir.
Bu konudaki diğer araştırmalar neler söylüyor bize?
Yine Robert Frager, Harold Koeing gibi psikoloji ve sağlık alanından isimler bağımlılık konusunda ve genel olarak ruh sağlığında maneviyatın önemine vurguda bulunmuşlardır. Maneviyat ile bağımlılık konusunu ele alan pek çok araştırma, maneviyatın önleyici ve koruyucu, ayrıca rehabilitasyon süreçlerini destekleyici yönlerini göstermiştir. Tüm dünyada pek çok rehabilitasyon modelinde maneviyat destekleyici bir unsur olarak hep kullanılmıştır. Örneğin bağımlılık alanında oldukça başarılı görülen 12 basamak yaklaşımı manevi içerikli bir modeldir. Ülkemizde ve farklı İslam ülkelerinde de manevi içerikli modeller tartışılmakta özellikle rehabilitasyon süreçlerinde destekleyici ve tamamlayıcı modeller olarak gündeme gelmektedir. Ülkemizde de YEDAM’larda (Yeşilay Danışmanlık Merkezleri) tamamlayıcı ve destekleyici bir model olarak uygulanan maneviyat içerikli 7 basamaklı bir modelle ilgili çalışmalar yapılmıştır.
PROF. DR. ALİ AYTEN KİMDİR?
Prof. Dr. Ali Ayten, 2002 yılında Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesinden mezun oldu. 2003 yılında Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesinde araştırma görevlisi olarak göreve başladı. 2004’te “Kendini Gerçekleştirme ve Dindarlık İlişkisi” başlıklı çalışmasıyla yüksek lisansını tamamladı. 2009 yılında “Prososyal Davranışlarda Dindarlık ve Empatinin Rolü” başlıklı doktora çalışmasına tamamlayan Prof. Dr. Ayten, 2008-2009 öğretim yılında Irbid (Ürdün), Yermûk Üniversitesinde ve 2010-2011 öğretim yılında Londra Üniversitesinde araştırmacı olarak bulundu. 2012 yılında Doçent, 2017 yılında Profesör unvanlarını aldı. Prof. Dr. Ali Ayten, halen Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Din Psikolojisi bölümünde öğretim üyesi olarak çalışmaktadır. Eserleri şunlardır: “Psikoloji ve Din”, “Din Psikolojisi”, “Empati ve Din”, “Tanrı’ya Sığınmak”, “Erdeme Dönüş”, “Popüler Dindarlık”, “Mutluluğun Peşinde”, “Sufi Psikolojisine Giriş”, “Din ve Sağlık”.