- Pornografinin Gerçek Olmadığı Bilinmeli
- Pornografi, Bireyin ve Toplumun Dengesini Bozuyor
- Erken Yaşta Pornografi Maruziyeti Cinsel Suça Kadar Uzanan Sonuçlara Yol Açabilir
- Pornografi, Bireylerin ‘Normal’ Beden Algısını Bozabiliyor
- Pornografi Kullanımı Cinsel Yaşama Zarar Veriyor
- En Büyük Endişem, Pornografinin Cinsel Normları ve Senaryoları Değiştirmesi
- Ergenlerle İlgili Çalışmalar Gelecekte En Önemli Araştırma Alanları Olacak
- Oyun ve Pornografi: Dijital Dünyada Bağımlılığın Kesişen Yolları
- Pornografi Bağımlılığı, Tanıdık Özellikler Taşıyan Yeni Bir Bağımlılık Türü
- Sağlıklı Toplumun Temeli Halk Sağlığından Geçiyor
- Prof. Dr. Mustafa Taşdemir: “Bağımlılık, Sosyal Bulaşma Yoluyla Yayılıyor”
- Prof. Dr. Recep Erol Sezer: “Dumansız Hava Sahası Bir Halk Sağlığı Politikasıdır”
- Dr. Öğr. Üyesi Çağrı Emin Şahin: “Sağlık Okuryazarlığı Bağımlılıklara Karşı En Güçlü Koruyucu Zırhtır”
- YEDAM Sosyal Hizmet Uzmanı Alptekin Tekedereli: “Sosyal Hizmet Uzmanları Bağımlılıkla Mücadelede Kritik Bir Rol Üstleniyor”
- Klinik Psikolog Dr. Mehmet Teber: “Çocukların Güçlenmesi İçin Zorlanmalarına Müsaade Etmeliyiz”
- Bağımlılıkların Türkiye Ekonomisine Yıllık Yükü: 78 Milyar Dolar
- Bağımlılıklarla Mücadele Hekimlerin Desteğiyle Daha da Güçlü
- Hukukun Gücüyle Bağımlılıklara Karşı: Yeşilay Hukukçuları
- Gıda Güvenliği ve Bağımlılık Riski Taşıyan Gıdalar
- Dijitalle Başa Çıkın!
- Dijital Medya ve Oyun Bağımlılığına Karşı Küresel Mücadele
- Dr. Daniel Spritzer: “Oyun Tasarımcısının Amacı Eğlence Olmalı, Bağımlılık Değil”
- Klinik Psikolog Süreyya Kitapçıoğlu: “Oyun Bağımlılığıyla Mücadelede Kültürel Duyarlılık Hayati Önemde”
- Uz. Dr. İlyas Kaya: “Yeşilay’ın ‘Denge’ İlkesi, Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı İçin Çok Kıymetli”
- Prof. Dr. Yavuz Samur: “Doğru Tasarlanmış Oyun Çocuğa Pek Çok Beceri Kazandırır”
- YEDAM’dan Oyun Bağımlılığına Bütüncül Yaklaşım
- Dijital Oyun Araştırmaları ve Bir Çözüm Arayışı “Çocuk Dostu” Bir Oyun Derecelendirme Sistemini Geliştirmek
- Prof. Dr. Toker Ergüder: “Alkolsüz bir toplum, nesillerin ve kültürün korunması için atılacak en büyük adımdır”
- Prof. Dr. Perihan Torun: “Alkol tüketimini düşürmek için etkin politikalar uygulanmalı”
- Doç. Dr. Umut Kırlı: “Kadınlarda alkol bağımlılığı erkeklere oranla daha hızlı gelişiyor”
- Alkol Bağımlılığında YEDAM Desteği
- Bağımlılık Danışmanı Simge Kırcan Erdoğan: “Tedavide geçirilen süre uzadıkça başarı oranı artıyor”
- Tatilde Alkol Kullanımı ile Birlikte Sorunlar da Artıyor
- “Uyuşturucu Tedarikçileri Akla Gelmedik Yöntemler Kullanıyor”
- “Madde Bağımlılığı Belirtileri Ergenliğin Doğal İniş Çıkışlarıyla Karıştırılabilir”
- “YEDAM’lar Madde Bağımlılığı Konusunda Ciddi Bir Boşluğu Dolduruyor”
- “Uyuşturucu Endüstrisi Kendisini Sürekli Güncelliyor”
- “Ek Tanı, Bütüncül ve Eş Zamanlı Tedavi Gerektirir”
- Dünyanın En Tehlikeli Uyuşturucusu Metamfetamin
- YEDAM’dan Madde Bağımlılığına Psikososyal Destek
- Uyuşturucuya Karşı Küresel Direniş
- Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Hakan Coşkunol: “Ailenin Tedaviye Katılımı İyileşmede Etkilidir”
- Psikiyatri Uzmanı Dr. Hakan Tokur: “Bağımlılık Tedavisi ‘Yaşamla Yeniden Bağ Kurma’ Sürecidir”
- Uzman Psikolog Kinyas Tekin: “İhmalkârlık Kadar Otoriterlik De Sakıncalı”
- YEDAM’dan Nüks Riskine Karşı Kalıcı Çözümler
- Bağımlılığa Ek Bir Yük: Stigma
- İyileşme Sürecinde Sosyal Hizmetlerin Rolü
- YEDAM Uzman Yardımcısı Niyazi Aydemir: “İyilik koçu tavsiye vermez, rehberlik eder”
- Yeşilay Genel Başkan Yardımcısı Sümeyye Ceylan: “Dijital Dünya ve Çocuk İlişkisi Çok Dikkatle Ele Alınması Gereken Bir Konu”
- Yeşilay Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Muhammed Tayyib Kadak: “Teknolojiye Hâkim Olan Aileler Çocuklarını Dijital Bağımlılıklardan Korur”
- “Çocuklar İçin Güvenli Bir Dijital Ekosistem Oluşturmalıyız”
- Dijital Çağda Ebeveyn Olmayı Kolaylaştıran Rehber: Dijital Ebeveynlik
- Ekrana Alternatif 10 Bahar Aktivitesi
- Dijital Dünyada Nasıl Bir E-Beveyn Olmalı?
- Geçmişten Geleceğe Yeşilay
- Bir Asrı Aşan Mücadelede Yeşilay’a Gönül Verenler Anlatıyor
- Bağımlılıkla Mücadelede Yeni Bir Milat: Bağımsızlık Seferberliği
- Yeşilay’dan Türkiye’ye Özgü, Dünyada Öncü Modeller
- Yeşilay Gönüllülerle, Gönüllüler Yeşilay’la Büyüyor
- Sağlıklı Nesiller İçin Sınırları Aşan Mücadele
- Arif Çifci: “Yeşilay, Osmanlıdan Cumhuriyete Türkiye’nin tarihidir”
- Prof. Dr. Recep Erol Sezer: “Tütün Kontrolü Nikotin Salgınına Karşı En Büyük Koz”
- Prof. Dr. Toker Ergüder: “Tütün Reklamları Yapay Zekâyla Takip Edilebilir”
- Prof. Dr. Şaziye Senem Başgül: “Ergenin Hayatını Şekillendiren En Önemli Yapı Ailedir”
- Tütün Bağımlılığına Karşı YEDAM Desteği
- YEDAM’la Nefes Alanlar
- Bağımlılıklarla Mücadelede Esas Cephe Tütün Endüstrisinin Sinsi Taktikleri
- Dr. Hüseyin Küçükali ile Yapay Zekâ Desteğiyle Dumansız Bir Sosyal Medya Hakkında Konuştuk
- Tütün Endüstrisinin Çabaları DSÖ’nün de Merceğinde
- Asırlık Tecrübeden Topyekûn Mücadeleye: Bağımsızlık Seferberliği
- Yeşilay Genel Başkanı Doç. Dr. Mehmet Dinç: “Bağımsızlık Seferberliği İle Amacımız Bağımlılıklara Karşı Toplumsal Bir Uyanış ve Dayanışma Hareketi Oluşturmak”
- Daha Güçlü ve Daha Sağlıklı Bir Toplum İçin: “Bağımsızlık Seferberliği”
- Bağımsızlık Seferberliği’nin Olmazsa Olmazı: YEDAM
- Bağımlılık İle Mücadelenin Temeli: Bilinçlendirme Ve Farkındalık Çalışmaları
- Topluma ve Bireye Katkı Sağlayan Güç: Gönüllülük
- Danışanlıktan Koçluğa Bir Başarı Hikâyesi
- Spor Salonlarındaki Tehlike: Anabolik Steroidler
- Prof. Dr. Cüneyt Evren: “Steroid Kullanan Her Dört Erkekten Birinde Steroid Bağımlılığı Var”
- Prof. Dr. Rüştü Güner: “Anabolik Steroidler, Tüm Organ Sistemlerine Zarar Verir”
- Kusursuz Beden Algısı Steroid Kullanımını Tetikliyor
- Serkan Yimsel: “Anabolik Steroidleri Teşvik Ve Tedarik Edenler Cezalandırılmalı”
- Av. Mehmet Yoğurtcuoğlu "Steroidler Sporun İtibarını Korumuyor, Aksine Tehdit Ediyor"
- Doç. Dr. Merih Altıntaş: “Sanal Kumar Bağımlılığı Kendini Gizleyebilen Bir Hastalıktır”
- Gittikçe Artan Endişe: Ergenlikte Sanal Kumar
- YEDAM’dan Kumar Bağımlılığı Tedavisine Güncel Yaklaşımlar
- Dünya Sağlık Örgütü’nün Sanal Kumar Bağımlılığına Yaklaşımı
- Sanal Kumarda “Oyun” Ve “Eğlence” Tuzağı
- Zamansız Ve Mekânsız Bir Bağımlılık: Sanal Kumar
- Olimpiyat Özel Dosyası
- Prof. Dr. Hakan Coşkunol: “Egzersiz, beynin ödül sistemini değiştirir”
- Günlük Hayatta Nasıl Aktif Olabiliriz?
- Klinik Psikolog Melisa Varol: “Spor, bedensel ve psikolojik iyilik halimizi güçlendiren etkili bir araç”
- Çocuklar Hareket Ediyor!
- Düzenli Sporun Faydaları Nelerdir?
- Bağımlılıklarla Mücadeleye Spor Desteği: Yeşilay Spor Kulübü
- Prof. Dr. Osman Tolga Arıcak: “Çocuklar gereksiz teknolojiye maruz bırakılmamalı”
- Prof. Dr. Şaziye Senem Başgül: “Aile ilişkileri kuşak farkı bilinciyle kurulmalı”
- Okullarda İlk Ders Zili Çalıyor
- Yaşam Becerileri Bağımlılıklardan Koruyor
- Değerlendir, Sürdür, Yaşat, İlham Ol…
- Yeşilay Kolu’ndan Benim Kulübüm Yeşilay Projesi’ne…
- Geleceğin Bireyleri Yeşilay’ın Çocuk Dergileri ve Oyunlarıyla Büyüyor
- Daha Doğal Bi̇r Yaşam İçi̇n 9 Öneri
- Doğallığın Işıltısı
- Gezegene İyi Gelen, Bize De İyi Geliyor
- Doğal Yaşama Dönüş Hareketleri
- Sakin Şehirlerde Kendi Ritminde Hayatı Yaşa
- Daha İyi Hissetmek İçin Haydi Doğaya
- Sadeleşmek Elimizde
- Geçmişi Anlamlandırmak Kişiyi Rahatlatır
- Bedensel Hafifleme İçin Bütüncül Bir Yaklaşım Gerekir
- Beynimiz Neden Yorulur?
- Yaşam Alanlarında Sadeliğin Zarafeti!
- Zihinsel Hafiflik ve Ruhsal Arınma İçin: Dijital Detoks Zamanı!
- Sosyal Medyayı Doğru Kullanmanın 9 Yolu
- Sosyal Medya Bağımlılığı Tedavisinde İzlenen Yollar
- “Sosyal Medya Platformları Dengeli ve Sorumlu Bir Şekilde Kullanılmalı”
- "Çocuğun Dijital Ayak İzi, Geleceğini Etkileyebilir"
- “Gerçek Sosyal Hayat; Yüz Yüze, Derin ve Anlamlı İlişkiler Üzerine Kuruludur”
- Sosyal Medyanın Kontrolüne Girdik
- Yemiyor İçmiyor Çevrim İçi Oluyoruz
- Obezite Küresel Bir Pandemiye Dönüştü
- Uz. Dr. Ayça Kaya: “Buzdolabı ile Aranıza Mesafe Koyun”
- Diyetisyen Kübra Çıtlak: “Son 30 Yılda Çocuk ve Ergenlerde Obezite, Dünya Genelinde Arttı”
- Hormonlar Kilomuzu Nasıl Etkiliyor?
- Çocuk Beslenmesindeki Tehlike: Abur Cubur
- Psikolojik Nedenleri ve Sonuçlarıyla Obezite
- Obezitenin Yol Açtığı 10 Sağlık Sorunu
- Prof. Dr. Şaziye Senem Başgül: “Öfkenin olduğu yerde olumlu duygular barınamaz”
- Prof. Dr. Cüneyt Evren: “Kronik yorgunluk sendromu, yaşam kalitesini etkileyen ciddi bir durumdur”
- Klinik Psikolog Gökhan Ergür: “Metropol yaşamı ve sosyal medya kaygı düzeyini artırıyor”
- İnsanın Dijital Çağ ile İmtihanı
- Hilal-i Ahdar’dan Yeşilay’a 104 yıllık mücadele
- Yeşilay’ın ilk gençlik teşkilatının kuruluşu "Türkiye İçki Aleyhtarı Gençler Cemiyeti"
- Yeşilay gençliği seviyor, gençlik Yeşilay’ın varlığını hissediyor
- Yeşilay ülküsünün yılmaz neferleri: Yeşilay kadınları
- Ulusaldan evrensele Yeşilay mücadelesi
- Yeşilay’ın dünyada örnek alınan öncü modeli: YEDAM
- Elektronik Sigara Gerçeği! Çocuklar ve Gençler Yalanlarla Kandırılıyor
- “Çocukların ve Gençlerin Elektronik Sigaraya Erişimleri Hızlı Bir Şekilde Engellenmeli”
- “Elektronik Sigara, Dünyanın Baş Belasına Dönüşmüş Durumda”
- “Çok Uluslu Tütün Şirketleri, Nikotin Bağımlısı Bir Nesil Oluşturmak İstiyor”
- “Elektronik Sigaralar Mutlak Zararlı ve Bağımlılık Yapıcıdır”
- “Elektronik Sigaraya Erişim Bu Kadar Kolay Olmamalı”
- Alkol Bağımlılığı Bireyi ve Toplumu Tehdit Ediyor
- Alkolün Güvenli İçilebilecek Bir Miktarı Yoktur
- Sosyal Hizmet, Tedavinin En Önemli Yapı Taşlarından Bir Tanesi
- Kadınlar Bağımlılık Sürecinde Yalnız Kalıyor
- Alkolle Mücadelenin Yolu; Vergilendirme, Erişim Kısıtlamaları ve Pazarlama Yasaklarıdır
- Alkol Bağımlılığına Uluslararası Yaklaşımlar
- Savaş, Halk Sağlığını Onarılamaz Biçimde Etkiliyor
- “Medyada Yaratılan Algı; Haklıyı Haksız, Doğruyu Yanlış, Güzeli Çirkin Olarak Konumlandırabiliyor”
- “Savaşlar, Savaşanları Olduğu Gibi Savaşmayanları Da Olumsuz Etkiler”
- “Artık Savaşlar Sadece Sahada Değil, Dijital Dünyada Da Gerçekleşiyor”
- “Çocuklardaki ‘Güvenli Dünya’ Algısı Zarar Gördü”
- Toplumsal Kaygı Bozuklukları Bağımlılıklara Neden Olabilir Mi?
- Bağımlılık Herkesi Etkileyen Genel Bir Sorundur
- Kadınlar Bağımlılıkta Da Ayrımcılıkla Karşı Karşıya Kalıyor
- Bağımlılığın Ve Şiddetin Doğasında Ortak Ve İç İçe Faktörler Vardır
- “Anne Veya Eşin Bağımlılık Sorunu Olan Bireye Yönelik Tutum Ve Davranışları Tedavinin Seyrini Etkiliyor”
- Kadına Yönelik Şiddete Karşı: 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü
- Sağlıklı Nesiller İçin Sağlıklı Gebelik
- Yeşilay Kadınları Güçlenerek Büyüyor
- Dijital Çağda En Kırılgan Grup Çocuklar Ve Gençler
- “Dijital Bağımsızlık En Önemli Gündemimiz Olmalı”
- “Sağlıklı Teknoloji Kullanımında Teknoloji Amaç Değil, Araçtır”
- Çocuklarda Ekran Bağımlılığı
- Dijital Bağımlılıktan Uzak, Hayata Yakın Olun!
- “Notların Telafisi Vardır, Ancak Zedelenen Öz Güvenin Telafisi Meşakkatlidir”
- “Başarının Sırrı Çocuğu Tanımaktan Geçiyor”
- Ziller Minikler İçin Çalıyor… Okula Uyum Süreci İçin Öneriler
- Çocuğun Okul Başarısını Artırmanın 15 Etkili Yolu
- Çocuğunuza Zaman Yönetimini Nasıl Öğretebilirsiniz?
- “Günümüzde Ruh Sağlığını Korumak Daha Zor Ve Daha Önemli Hale Geldi”
- Bağımlılık Ve Ruh Sağlığı İlişkisi Karşılıklıdır
- “Çocuk Olumsuz Duyguları Makul Düzeyde Deneyimlemeli”
- Bağımlı Bireylere Doğru Yaklaşım Nasıl Olmalı?
- Koruyucu Ruh Sağlığıyla Tanışın
- “Tütün Kontrolü Toplumsal Gündemin Ana Konusu Yapılmalı”
- “Asıl Mücadele Tütün Endüstrisi İle Mücadeledir”
- “Zararsız Tütün Olması Mümkün Değildir”
- “Elektronik Sigaraların Ülkeler Tarafından Teşvik Edilmesi Sorumsuzluk Örneğidir”
- “Tütün Şirketleri, İnsanların Sigara İçmek İstemeyecekleri Bir Günün Geleceğini Biliyor”
- “Sağlıklı Etkileşim Ancak Empati İle Olur”
- “Empati Gelişimi Bebeklikte Başlar”
- “Empati Bir Duygudaşlık Göstergesidir”
- Toplumsal Duyarlılığın Vücut Bulmuş Hâli: Gönüllülük
- Yeşilay, TİSK Ve TÜMOSAN Depremzede Çocuklar İçin Güçlerini Birleştirdi
- Dayanışma Ruhu Kültürel Kodlarımızda Var
- “İyi İletişim Ve Doğru Bilgi Kaygıyı Azaltır”
- Afetlere Dirençli Şehirler Nasıl İnşa Edilmeli?
- Sıfır Maliyetle Kentsel Dönüşüm Mümkün
- “Bugünün Gençleri Üst Kuşaklardan Çok Daha İyiliksever Ve Dayanışmacı”
- Millî Birlik Ve Beraberlik Kodlarımızda Var: Millî Mücadele’den Kahramanmaraş Depremine Toplumsal Kenetlenme
- “Bir An Önce Normalleşmeliyiz”
- Dijital Medya Çocuğu Sosyal Hayattan Koparıyor
- “Hey Çocuk! Bırak Tabletini Sakince Kitabın Kapağını Aç! Kalbini Aç…”
- Mutlu Bir Çocukluk İçin Projeden Çok Daha Fazlası Gerekiyor
- Çocuk Gülerse Dünya Güler
- Hilal-i Ahdar’dan Yeşilay’a
- Sivil Toplum Kuruluşları Ve Gönüllülüğün Gücü
- STK’lar Tek Yürek Oldu: Yüzyılın Felaketi Sonrası Gönüllü Dayanışması
- Bağımlılıklarla Karşı Gönüllü Mücadele
- Çocuklar İçin Gönüllülük Neden Gerekli?
- “Tedavi Edilmeyen Kaygı Bozuklukları Kronikleşme Eğilimindedir”
- İklim Değişikliğinin Ortaya Çıkardığı Kaygı Hâli: Eko-Anksiyete
- Yeni Krizlerin Getirdiği Belirsizlikler Küresel Kaygıyı Körüklüyor
- “Kaygılar Bağımlılığı Tetikleyebildiği Gibi Bağımlılıklar Da Kaygıyı Besleyebilir”
- “Çocukları Kaygıları Nedeniyle Utandırmayalım, Usandırmayalım, Cezalandırmayalım”
- Sosyal Medya Kullanımı Kaygıları Tetikliyor
- Sigara İle Mücadelede En İyi Politika, Çocuk Ve Gençleri Tütünsüz Ortamda Büyütmektir
- YEDAM’ın Kişiye Özel Programlarıyla Sigaraya “Dur” Deyin
- Örnek Vakalarla Tütün Bağımlılığı Tedavisi
- Tütün Bağımlılığı Vücudumuza Neler Yapıyor?
- Sigarayı Bıraktığınızda Vücudunuzda Neler Oluyor?
- Dünyada Alkol Kullanımı Ve Önleyici Politikalar
- Alkol Bağımlılığını Önlemeye Dair Yasal Düzenlemeler
- Alkolün Bir Diğer Karanlık Yüzü: Şiddet Ve Alkol İlişkisi
- Ebeveynler Alkol Kullanan Gence Nasıl Yaklaşmalı?
- Sevdiklerimizi Alkol Bağımlılığından Nasıl Koruruz?
- Alkolsüz Hayat Neler Kazandırıyor
- Alkol Vücuda Neler Yapıyor?
- “İletişim Yoluyla Kendimizi Var Ediyoruz”
- “Bireyi Bağımlılığa Götüren Duygusal Yalnızlıktır”
- “İnsan İnsana Şifadır, Umuttur, Yoldur”
- Güvene Dayalı İletişim Bağımlılıklardan Koruyor
- Sanal İletişim Gerçek İletişimin Yerini Tutar Mı?
- “Dijital Oyun Bağımlılığı Ciddi Bir Sorun”
- “Teknolojiyi Doğru Kullanmayı Öğrenmeliyiz”
- Dijital Dünyada Eğitim Şart
- Dijital Dünyada Bizi Neler Bekliyor?
- Sanal Ortam Güvenliğinin Teminatı: Siberay
- Rakamlarla Dijital Dünya
- TÜİK Araştırma Sonuçlarına Göre Türkiye Dijitalleşiyor
- “Proje Çocuklar Kuklaya Dönüşüyor”
- “Mutlu Bir Aile İçin Her Şey Mükemmel Olmak Zorunda Değil”
- Değerler Eğitimi Bu Dünyanın Bir İhtiyacı
- TBM İle Her Yıl Milyonlarca Kişiye Ulaşıyoruz
- Okul Heyecanı Başlıyor
- “Tüketerek Mutlu Olma Çabası Büyük Bir Yanılgı”
- “İnsanın Manevi Alanı Boşluk Kabul Etmez”
- Mutluluk Beyinde Başlar
- Toplumsal Mutluluğun Şifreleri
- Sağlıklı Tabaklar, Mutlu Yüzler
- Mutluluğa Götüren 7 Adım
- Az Çoktur!
- “Sadeleştikçe Zihin Sağlığımızı Korumamız Da Kolaylaşır”
- Atıksız Bir Mutfak Mümkün
- Biraz Yavaşlamaya Ne Dersiniz?
- Sade Ve Özgür Bir Yaşamın Yolu: “Küçük Ev” Akımı
- Daha Huzurlu Bir Hayat İçin Sadeleş!
- Atık Kağıtları Sanat Eserine Dönüştürüyor
- Pedallar Sağlıklı Yaşam İçin Çevrildi
- Yeşilay’dan “Bağımsız Gençlik” Manifestosu
- YEDAM Sempozyumu'ndan Bağımlılıklara Bilimsel Bakış
- Sağlıksız Aile Tutumları Bağımlılık İçin Risk Faktörü
- Bağımlı Profilleri Nasıl Şekilleniyor?
- Bağımlı Ebeveyn Çocuğun Tüm Yaşamını Etkiliyor
- “Hayır” Diyebilen Bir Çocuk Yetiştirmek
- Ailenin Dijitalleşme ile İmtihanı
- Bağımlılık Aileden Etkilenen ve Aileyi Etkileyen Bir Hastalıktır
- Elektronik sigara nikotin pandemisini gelecek nesillere taşıyor
- Tütünle Mücadelenin Bir Ayağı da E-Sigara ile Mücadele Olmalı
- Dünya Elektronik Sigara ile Nasıl Mücadele Ediyor?
- Elektronik Sigara En Az Sigara Kadar Zararlı
- “Dünya Şiddetli Bir Merhametsizlik Hastalığına Tutulmuş Vaziyette”
- Tarih Boyunca Vardı Ve Hep Var Olacak: Sivil Toplum Kavramı Ve STK’lar
- Yeşilay’a Gönülden Bağlı Olanlar
- Merhamet Ve İyiliğin Gücü: Gönüllülük
- Gönüllülük Çalışmaları Dersiyle Teori Ve Pratik Bir Arada
- Vazgeçilen her sigara sağlıklı bir hayatın kapısını aralar”
- Çocuklarımızı sigaradan nasıl koruruz?
- Sigara stresi azaltmaz, sigarasızlık stres oluşturur
- Şimdi tam zamanı!
- “Bırakabilirsin” mobil uygulamasıyla sigaradan kurtulun!
- Fizikselden Sanala Yeni Bir Şiddet Türü: Siber Zorbalık
- Ergenler Sosyal Medya Bağımlılığında Risk Grubunda
- Geleneksel Değerler Çocukları Koruyor
- Sosyal Medyada Dayatılan Güzellik Büyük Bir Yanılgı
- Çocuklarınız İçin Ulaşılabilir Ebeveynler Olun
- Pandemi Sonrasında Toplumları Bekleyen Tehlike: Çevrim İçi Kumar Bağımlılığı
- Aileler Tedavi Sürecine Aktif Olarak Dahil Olmalı
- Alkol Kontrol Politikaları Toplumları Koruyor
- “Alkol Bağımlısı Kişilerin Çocuklarının Ruh Sağlığını Yakından Takip Edilmeli”
- Alkol Aile İçi Şiddette Risk Faktörü
- Alkol Bağımlılığını Anlamaya Yönelik Faaliyetler
- Alkol Bağırsak Sağlığını Bozuyor
- Alkol Bağımlılığıyla Asırlık Mücadele: YEŞİLAY
- “Gençliğin En Büyük Sorunu Büyüyememek”
- İyi Arkadaş Çevresi Bağımlılıklardan Uzak Tutar
- Davranışsal Bağımlılıklar En Çok Genç ve Ergenleri Etkiliyor
- Çocuğum Madde Kullanıyor mu?
- Gençlerin Gözünden Bağımlılıklar
- Sağlıklı Nesil Sağlıklı Gelecek Yetenek Yarışması, Edebiyat ve Sanatla Farkındalık Oluşturuyor
- Antikten Moderne 28 Asırlık Yolculuk
- Türkiye’nin En Başarılı Olimpiyat Tecrübesi TOKYO 2020’nin Ardından
- Yaşam Becerileri Bireyi ve Toplumu Korur
- Stresle Mücadelede Yaşam Becerileri Faktörü
- Aileyle Sağlıklı İletişim Sağlıklı Kararları Doğurur
- “Hobiler Bizi Ruhsal Olarak Geliştirir”
- Hangi Yaşta Hangi Sporu Yapmalı?
- “Sanat ve Kitap Bağımlısıyım”
- YEDAM'dan İnternet Bağımlılığına Özgün Çözümler
- Pandemi Sarmalında Oyun Oynama Bozukluğu
- “Ebeveynler Doğru Rol Model Olmalı”
- Oyun Oynama Bozukluğunun Tedavisinde Yasaklar Çözüm Değil
- “Ulusal Kampanyalar Farkındalık Oluşturuyor”
- Teknoloji Sizi Değil, Siz Onu Kontrol Edin!
- Teknoloji Bağımlılığı Hasta Ediyor
- Artan Obezite, TBMM’nin de Gündeminde
- Türkiye’nin Obeziteyle Mücadelesi
- Obezite, 21’inci Yüzyılın En Önemli Sağlık Sorunudur
- Evde Kalmak Virüsten Korudu, Obeziteyi Artırdı
- “Pandemi Döneminde Yeme Bozuklukları Arttı”
- “Besin Örüntüsü Dengeli Olmalı”
- Evde Hareketsiz Kalmayın!
- Ağır Yaşamların Yükü Hafifliyor Mu?
- Gidene Üzülmek Yerine Var Olanı Güçlendirmeliyiz
- “Babalar Dua Gibidir; Artık Görünmez Olsa Da Dokunur Evladına...”
- “Sanat ve Spor, Bağımlılıkla Mücadelenin Panzehirleridir”
- Gençlerde Davranışsal Bağımlılıklar Artıyor
- “Aile Bağları Ne Kadar Sağlamsa, Bağımlılık Riski O Kadar Azalır”
- "Özgürlük ve Sorumluluk Birbirini Tamamlar"
- Anne-Babalar Dikkat! Uzun Süreli Ekran Maruziyeti Nelere Yol Açıyor?
- Yeşilay Gençlerin, Gençler Yeşilay’ın Yanında!
- Geleceğin Olimpiyat Şampiyonları TOHM’da Yetişiyor
- “Bağımlı Kişi, İnterneti Bir Kaçış Yöntemi Olarak Kullanıyor”
- Anne Babaya Güvenli Bağlanma Bağımlılıktan Korur
- “Öz Saygısı Düşük Bireylerde Bağımlılık Riski Daha Fazladır”
- Pandemi Sürecinde Kaygı Bozukluğu Arttı
- Sosyal Kaygı İnternet Bağımlılığını Tetikliyor
- Buz Hokeyi Sayesinde “Tek Yürek” Oldular: Bağımlılıktan Kurtuldular
- Dijital Çağın Hastalığı: Yeni Nesil Bağımlılıklar
- Yasa Dışı Kumar ve Bahisle Hukuksal Mücadele
- Sevgi ve İlgi Bağımlılıklardan Korur
- “Bağımlılık Tüm Aileyi Etkileyen Bir Hastalıktır”
- “Dijitalleşme Aile İçi İlişkilerin Kalitesini Düşürüyor”
- “Pandemiden Ders Çıkararak Geleceğimizi Kurtarabiliriz”
- “Kampanyalar Sigara Endüstrisinin Gerçek Yüzünü Gösteriyor”
- "Tütün Fiyatları ve Vergiler Düşürülmemelidir"
- “Elektronik Sigara Kullanmak, Marka Değiştirerek Sigara Kullanımına Devam Etmek Gibidir”
- “Sigarayı Bırakmak Kanser Riskini Azaltır”
- Pandemide Sigara İçme Oranları Düştü
- "Çocuğunuzun ‘Hayır’ Deme Becerisini Geliştirin"
- Madde Bağımlılığı COVID-19'u Tetikliyor
- "Bağımlılık Tedavisi Ertelenmemeli, Güçlendirilmeli"
- “Madde Bağımlılığının Gerçek Tedavisi Rehabilitasyondur”
- Zehir Tacirlerinin Pandemi Fırsatçılığı
- Her İki Madde Bağımlısından Biri Depresyonda
- "Online Terapi, Kişileri Madde Kullanımından Uzak Tuttu"
- “Gençlik İnsan Hayatının En Zor Dönemidir”
- Doğru Rol Model Olmak Önemli
- “Spor ve Sanat Tedavi Edicidir”
- Mutluluk Ailede Başlar
- “Depresyon, Gündelik Bir Keyifsizlik Hali Değildir”
- Beslenme Anlayışı Ailede Şekilleniyor
- “Organik Beslenmeye Mucizevi Bir Anlam Yüklenilmemeli”
- Bir Tür Yeme Bozukluğu: Ortoreksiya Nervoza
- Tarladan Sofraya Uzanan Bir Zincir: Gıda Güvenliği
- “Tarımsal Üretimi Tüketici Davranışları Belirleyecek”
- Ekolojik Yaşam Arayışları
- “Çocuklarımızı Korumakla Yükümlüyüz”
- Oyun Bağımlılığı Nelere Yol Açıyor?
- Oyun Bağımlılığı Yetişkinleri de Buluyor
- "Ticari Kaygılar Çocukları Korumanın Önüne Geçiyor"
- "Yasak Koyarak Çocuğunuzu Bağımlılıktan Koruyamazsınız"
- Oyun Bağımlılığının Karanlık Yüzü
- Davranışsal Bağımlılıklara YEDAM Desteği
- Bütün Aile Toplanalım, Ekranları Unutalım
- "Eğitimin Sürekliliği Sağlanmalı"
- “Çocuklarınıza Onları Önemsediğinizi Hissettirin”
- Bu Sefer Ziller Ebeveynler İçin Mi Çalıyor?
- Okul Fobisi Sizi Korkutmasın!
- Okula Yeni Başlayanların Pandemiyle İmtihanı
- Okullar Sağlık Tedbirleri İle Açılıyor
- Yeşilay Eğitim Faaliyetleri Hız Kesmiyor
- Gençlerde Alkol Bağımlılığında Önemli Bir Basamak: Sosyal İçicilik
- Alkol Bağımlılığı Nedir, Nasıl Başlar, Nasıl Tedavi Edilir?
- Nöroloji Alkolün Güvenli Sınırı Yok Diyor!
- Pandemi Bağımlılıkları Tetikledi
- Alkol Vücuda Neler Yapar?
- “İyiliğin Kanatlarına Tutunmaya Her Zamankinden Çok İhtiyacımız Var”
- Pandemi Günlerinde Dayanışmanın Çarpan Etkisi: Vefa Sosyal Destek Grubu
- Türkiye’de Afet Yönetimi ve Gönüllülük
- "İnsan"ın En Zor Anında 152 Yıldır Hep O Var: Türk Kızılay
- Bağımlılığa Karşı "Gönüllü" Mücadelenin Adı; Yeşilay
- Bir Ömür Boyu Yeşilaylı Olanlar…
- Gönüllü Olmak Hem Sizi Hem De Dünyayı Değiştirir
- Vakıf ve Gönüllülük Üzerine
- "Teknoloji Kullanımı Stresi Artırıyor"
- Pandemi Günlerinde "Teknoloji" Dost Mu, Düşman Mı?
- Koronavirüs Dijital Bağımlığı Tetikledi
- "Evden Çalışma Modeli B Planı Olarak Elimizde"
- 10 Soruda Koronavirüs Sonrası Küresel Sistem
- "Şişenini Dibi"nden Görünenler
- İpler Senin Elinde Alkole Hayır De!
- Prof. Dr. Mehmet Ceyhan: "Sigarayı Bugün Bıraksanız Yarın Covid-19 Riskiniz Azalır"
- Diyetisyen Derya Zünbülcan: "Esas Risk, Yanlış Beslenme"
- "Koronafobi" Virüsten Daha Hızlı Yayılıyor
- Hayat da Eğitim de Eve Sığar
- Korona Günlerinde Ev Hayatı
- Sağlıklı Yaşam İçin Sporla “Evde Kal”
- Doğal Dezenfeksiyon Aracı: Güneş
- El Hijyeni Virüsten Korur
- Evde Düzen İçin İpuçları
- Bahane Yok! Oyun Vakti
- Asıl Soru Şu; Bağışıklık Sistemimizi Nasıl Koruruz?
- "Dengeli Beslenme Sizi Mutlu Eder"
- Daha İyi Bir Yaşam İçin Sadeleşin
- Doğal Yaşamda Sürdürülebilirlik Önemli
- Aşılama Yalnızca Kişiyi Değil Toplumu da Koruyor
- Gençlikve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu: "E-sporun en büyük riski, dijital bağımlılıktır"
- DSÖ’nün Gündeminde E-spor ve Oyun Bağımlılığı Var
- E-Spor Obeziteye Neden Oluyor
- Dijital Oyun Nasıl E-spor Oldu?
- Prof. Dr. Tolga Arıcak: E-Spor Bağımlılık Riskini Artıracak
- Yeşilay Genel Başkanı Prof. Dr. Mücahit Öztürk: Dijital oyunların e-spor olarak anılmasına itirazımız var
- Amaçları Daha Fazla İnsanı Bağımlı Yapmak
- Elektronik Sigara ile Yasal Mücadele
- Elektronik Sigara Can Almaya Devam Ediyor Can Almaya Devam Ediyor
- Elektronik Sigara da Sigara Kadar Zararlı
- Doç. Dr. Toker Ergüder: Elektronik Sigara, En Az Sigara Kadar Bağımlılık Yapıyor
- İlaç, Şifa Mı Bağımlılık Mı?
- İlaç Bağımlılığı Tedavisi Kişiye Özeldir
- Reçetesiz ve Kontrolsüz Steroid Kullanımı Sağlığı Doğrudan Tehdit Ediyor
- İlaç Suiistimali Küresel Bir Halk Sağlığı Sorunu
- Opioid Grubu İlaçların Kötüye Kullanımında Artış Var
- İlaçların Kötüye Kullanımı Toplumsal Refahı Tehdit Ediyor
Bitkilerin İyileştirme Gücü Hakkında Her Şey
İnsanoğlu, bitkileri çok eski çağlardan beri hastalıklarda tedavi yöntemi olarak kullandı. Bitkilerle tedavi diğer ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de çok sık başvurulan bir yöntem olarak kabul görüyor. “Vücut kendini iyileştirmeyi, tamir etmeyi bilir, siz yeter ki ona ihtiyacı olan besini verin.” diyen Fitoterapi Uzmanı Dr. Ümit Aktaş’a bitkilerle tedavi hakkında merak edilenleri ve doğru bilinen yanlışları sorduk.
“İlaçsız Yaşam”, “Bitkisel Kürlerle İlaçsız Tedavi”, “Mutluluk Kürleri”, “Diyabet ve Zayıflama Kürleri”, “Mutluluk Kürleri 2” ve “Yaşam Sevinci” kitaplarının yazarı Dr. Ümit Aktaş doğru beslenmenin önemini vurgulayarak, “Fitoterapiden sağlığınızı desteklemek, hastalıkları önlemek için faydalanabilirsiniz.” diyor. Dr. Ümit Aktaş’a sağlıklı yaşam ve beslenme ile ilgili merak edilenleri sorduk, bitkilerin hastalıklar üzerindeki önleyici ve iyileştirici gücünü konuştuk.
Fitoterapi ile tanışmanız nasıl oldu?
Diplomamı alıp mesleğimi icra etmeye başladığım yıllarda fakültede nasıl öğretildiyse hastalarımı öyle tedavi etmeye çalışıyordum. Ama özellikle kronik hastalıklar söz konusu olduğunda kendimi tam anlamıyla bozguna uğramış hissettiğimi söyleyebilirim. Bu çelişkiyi en çok gözlemlediğim hastalık da neydi biliyor musunuz? Tip 2 diyabet. Okuldan yeni mezun olmuştum. Hocalarımın anlattıklarını, tip 2 diyabet hastalığında uygulanması gereken protokolü, verilmesi gereken ilaçların hepsini çok iyi biliyordum. Bana okulda öğretilen her şeyi yapıyorum, hasta da benim ona söylediklerimi yapıyor. Birkaç ayda bir geliyor, ilacını yazıyorum. Zaman içinde kan şekerini düzenlemek için daha yüksek dozlara geçiyorum. Düşünün hastayı senelerce takip ediyorsunuz. İlaçlarını alıyor, beslenme önerilerimi uyguluyor ama hastalık ilerliyor, vücutta yaptığı tahribat artarak devam ediyor. Hastanın ayaklarında iyileşmeyen yaralar oluşuyor, bağışıklık sistemi zayıfladığı için vücudunda çıbanlar çıkıyor, göz problemleri başlıyor, böbrek yetmezliği, damar hastalıkları gelişiyor. İnsan ister istemez sorgulamaya başlıyor: “Bana öğretilen her şeyi yaptım. Hata nerede? Yanlış olan ne? Neden hastalıklar iyileşmiyor?” Bu sorular kafamı ciddi anlamda kurcalamaya başladı. Ve bu noktada asıl soruyu sordum: “Ben hastalıkları nasıl tedavi edebilirim?” Yolculuğum bu temel soruyla başladı. Ve bu yolculuk beni doğru beslenmenin önemine, hastalıklarda beslenmenin nasıl olması gerektiğine ve fitoterapi bilimine götürdü.
“TEDAVİ UZMAN HEKİMLERCE YAPILMALI”
Fitoterapinin geleneksel tıptan farkları nelerdir? Pek çok Batı ülkesinde, tamamlayıcı tıp uygulamaları destekleniyor, hastanelerde bu konuda uzmanlaşmış doktorlar bulunuyor. Özellikle Almanya fitoterapi konusunda çok ileri. Tüm dünyada, kanserden diyabete pek çok hastalığın önlenmesinde ve tedavisinde bitkiler, bitkisel takviyeler kullanılıyor. Kronik ağrılarda fitoterapi, akupunktur gibi tedavilerden faydalanılıyor. Almanya’da doktorların %66’sı hastalarının tedavisinde bitkisel ürünler reçete ederken, Japonya’da bitkisel tedavi oranı %70’leri buluyor. Amerika Birleşik Devletleri’nde her yıl milyonlarca kişi, şifa bulmak ya da tedavilerini desteklemek için, tamamlayıcı tıp alanında uzmanlaşmış hekimlere başvuruyor, nüfusun neredeyse yarısı sağlığını bitkisel ekstrelerle destekliyor. Eğer amaç hastaya şifa vermekse, etkinliği kanıtlanmış tüm tedaviler, yaklaşımlar desteklenmeli, tanınmalı ve bu tedavilerden faydalanmak hastanın en doğal hakkı olmalı. Bugün bile, yaygın olarak reçete edilen binlerce ilacın neredeyse yarısı ya bitkisel kaynaklıdır ya da bitkilerden elde edilen maddelerin kimyasal taklitleridir. Tüm dünyada koruyucu hekimlik ciddi bir yükselişte. Konvansiyonel tıbbın ilgi alanına girmeniz için maalesef önce hastalanmanız gerekiyor. Halbuki esas olan hastalık ortaya çıkmadan önlemek olmalı. Fitoterapi özellikle bu noktada büyük önem taşıyor. Fitoterapiden sağlığınızı desteklemek, hastalıkları önlemek için faydalanabilirsiniz. Hastalık ortaya çıktıktan sonra da o hastalıkta etkisi kanıtlanmış bitkisel ekstrelerden faydalanabilirsiniz, tabii tedavi fitoterapi eğitimi almış bir hekim tarafından düzenlenmeli.
İnsanlar neden bitkisel tedavi yöntemlerine yönelmeli? Bitkisel tedavi yöntemi, normal tedavinin hangi aşamasında yer alıyor?
İnsanlar her zaman bitkisel tedavilerden faydalanabilir. Esas olan hasta olmayı beklemeden, hastalanmadan doğru beslenmenin, şifalı bitkilerin gücünden faydalanmaktır. Kimyasal ilaçları merkezine alan tedaviyi normal tedavi olarak kabul edersek, bitkisel ekstrelerle yapılan tedaviyi, yani fitoterapiyi normal olmayan tedavi olarak mı görmeliyiz? Sorudan böyle bir anlam çıkıyor. Her iki tedavi de tıp biliminin kollarıdır ki kimyasal ilaçların pek çoğunun bitkisel molekülerin kimyasal taklidi olduğu düşünülecek olursa bu ayırım bile tam olarak doğru değil. Kimyasal ilaçların çoğunun ciddi yan etkilerle birlikte geldiği de unutulmamalı ve öncelik beslenmeye, mümkün olan her durumda da fitoterapiye verilmeli.
Hastalık ortaya çıkmadan önlemek, yani koruyucu hekimlik dünyanın tüm gelişmiş ülkelerinde giderek daha çok rağbet gören bir yaklaşım. Neden? Çünkü kronik hastalıkları önlemek hastalık ortaya çıktıktan sonra tedavi etmekten çok daha kolaydır. Peki ya hastalandıktan sonra doğru beslenmenin, bitkisel desteklerin ne tür faydalarını görebiliriz? Tip 2 diyabetten kansere, tiroid hastalıklarına kadar kronik hastalıkların tümünde beslenme mutlaka düzenlenmelidir. Yukarıda da belirttiğim gibi tip 2 diyabette sadece beslenmeyi düzenlediğimizde hastalık tam şifa ile iyileşiyor.
Mesela kanseri ele alalım, dünyada kanser tedavisi üstüne yapılan araştırma ve çalışmaların odak noktasında, kemoterapi uygulamasından kaçınma çabası var. Neden? Çünkü tıp dünyası da kemoterapi ile ilgili sorunların, açmazların çok iyi farkında. Bu yüzden de alternatif tedavilerin arayışında. Bu alternatif tedavilerin başında da immünoterapi, yani bağışıklık sistemini desteklemek üzerine kurulu bir tedavi geliyor. Bağışıklık sistemini destekleyen uygulamalar ise ağırlıklı olarak bitkisel tedavilerdir. Bitkilerin kanser tedavisinde kullanılması tüm dünyada uzun zamandır uygulanan, bilimsel çalışmalarla desteklenen, kabul görmüş bir yaklaşımdır. Ülkemizde fitoterapi bilimi hor görülürken, Amerika’nın ikinci büyük kanser araştırma merkezi olan John Hopkins’in brokoli ekstresi olduğunu biliyor muydunuz?
“TEMEL OLAN BESLENMEDİR”
Fitoterapide en çok hangi hastalar çözümü sizde arıyor? Şu ana kadar yaşadığınız farklı ya da ilginç vakalar var mı?
Bana farklı birçok hastalıkla başvuran hastalarım var. Çünkü tehlikeli yan etkileri olan ilaçları kolayca reçete etmediğimi iyi biliyorlar. Çünkü her hastalıkta beslenmenin son derece önemli olduğu konusunda bir bilinç oluştu. Bakın dikkatinizi çekerim fitoterapi değil beslenme diyorum! Uzmanlığım fitoterapi üstüne ama temel olanın beslenme olduğunu unutmamak gerekiyor. Tüm kronik hastalıkları tam şifa ile iyileştiremeyebilirsiniz ama beslenme ve fitoterapi ile hastalığı kontrol altına alabilir, semptomların hafif seyretmesini sağlayabilir, hastanın yaşam kalitesini artırabilirsiniz. Bana başvuran çok sayıdaki tip 2 diyabet hastamın tam şifa ile iyileşmesi en büyük mutluluğum, gururumdur. Seneler boyunca doktorlarının verdiği her ilacı içen, her dediğini yapan ama hastalıkları giderek derinleşen “Sen iyileşemezsin, hayat boyu ilaç kullanman gerekiyor.” denilen hastalar bunlar… Ama doğru bir beslenme modeli ile tip 2 diyabetteki etkisi bilimsel olarak kanıtlanmış bitkisel desteklerle hastalık tam şifa ile iyileşir. Ama şunu mutlaka vurgulamak gerekir: Tatlı, börek, çörek yiyen, bol bol cips, pizza, makarna tüketen birine gidip de çörek otu, zeytin yaprağı özü gibi diyabet tedavisindeki etkisi kanıtlanmış bitkisel ekstreler verseniz ne fayda? Hasta yanlış beslenmeye devam ettikçe hiçbir bitkisel ekstre onu iyileştiremez. Pek çok ilginç vakayla karşılaştım, ama size anlatacağım üç vaka tıp bilimi yanlış ya da eksik icra edildiğinde neler olabileceğine çok iyi örnek oluşturuyor.
Birincisi, 7-8 sene kadar önce, 15 sene boyunca depresyon tedavisi görmüş bir kadın hasta başvurdu kliniğime. Neredeyse piyasada mevcut bulunan tüm ilaçları sırayla kullanmıştı. Tüm bu ilaçlara rağmen, şikayetleri bir türlü geçmiyordu. Sürekli mutsuz, isteksiz ve yorgun olmaktan şikayetçiydi. Şikayetleri ve muayene bulguları beni tiroid bozukluğuna yönlendirdi. Yaptığımız kan tahlili sonucu hastada hipotiroidi olduğu ortaya çıktı. 15 sene boyunca hastaya farklı farklı antidepresanlar reçete edilmişti, ama hastanın tiroid hormonlarına bakmak kimsenin aklına gelmemişti. Hipotiroidinin belirtileri yorgunluk, halsizlik ve isteksizliktir. Bu belirtilerle size başvuran bir hastada önce tiroid hormonlarına bakılmalı. Sorunları depresyona bağlanan hasta antidepresanlar yüzünden daha çok kilo almış, şikayetlerinin hiçbiri düzelmemiş ve başlangıçtan daha kötü olmuştu.
Başka bir ilginç vaka ise bana kolunu kaldıramayacak derecede halsizlik şikâyetiyle gelen genç bir kadın hastamdı. Aslında profesyonel bir sporcuyken, tüm hayatını sekteye uğratan ağrıları olmaya başlamıştı. Lyme hastası olabileceği şüphesiyle tahlillerini yaptırdık ve sonuç pozitif çıktı. Oysa ağrılarından dolayı dolaşmadığı klinik kalmamıştı ve kimsenin aklına lyme hastalığı gelmemişti. Borrelia burgdorferi bakterisi ile enfekte olmuş kenelerden geçen lyme hastalığı eğer radarınızda değilse teşhis etmesi son derece zor bir hastalıktır. Eğer özellikle bu hastalığı araştırmazsanız bulmanız mümkün değil.
Bir diğer vaka ise kliniğime gelen 12 yaşlarındaki kız çocuğuydu. Çocuk bana gelmeden yaklaşık iki sene önce aşırı halsizlik, yorgunluk ve mide bulantısı şikayetleri ile ailesi tarafından bir tıp fakültesine götürülmüştü. Teşhis aplastik anemiydi. Bu kemik iliğinin baskılandığı ve neredeyse tüm kan hücrelerinin sıfırlandığı bir hastalıktır. Hemen kemoterapi ve kortizon tedavisine başlanıyor. Küçük hastamın durumu iyice kötüleşiyor. Ölümün eşiğine gelen çocuktaki asıl sorun neymiş biliyor musunuz? Ağır metal zehirlenmesi. Kimsenin aklına ağır metal zehirlenmesine bakmak gelmemiş bile. Zehirlenmenin kaynağı mı? Tost makinesi. Anne tost makinesinin yüzeyi çizildiği için önlem almak adına içini alüminyum folyo ile kaplamış. Yani yediği tostlarla küçük kızın vücudunda yüksek miktarda alüminyum birikmiş. Vücut ağır metallerin yükü altında, ilik baskılanmış kan hücresi üretemiyor. Neyse ki, hastam ağır metalleri vücuttan atan şelasyon tedavisine başladıktan kısa süre sonra tamamen iyileşti.
“TIP EĞİTİMİ İLAÇ REÇETE ETMEKÜZERİNE KURGULANIYOR”
İlaçların hastalıklar üzerinde tamamıyla geçirici bir etkisi var mıdır? Buna ek olarak hastalığın tamamını çözmemesi ilaç sektörünün eksikliğinin bitkilerle tamamlanacağını gösterebilir mi?
Bazı hastalıklarda ilaç alır ve tamamen iyileşebilirsiniz. Bu hastalıkların da hemen hepsi akut hastalıklardır. Mesela ciddi ateş, solunum sorunları, halsizlik gibi şikâyetlerle doktora gittiniz. Tahliller yapıldı ve hastalığınızın bakteriyel bir enfeksiyon olduğu anlaşıldı. Doktor size antibiyotik reçete eder ve dinlenip, ilacınızı alırsanız iyileşirsiniz. Ama tabii doktorunuzun bir kür antibiyotikle bağırsaklarınızdaki faydalı bakterilerin yok olacağı konusunda sizi mutlaka bilinçlendirmeli ve hem beslenmenizdeki probiyotik zengini gıdaları artırmalı, hatta antibiyotiğin yanında probiyotik takviyesi de reçete etmeli. Ama romatizma, tip 2 diyabet gibi kronik hastalıklarda ilaçlar, bırakın sorunu çözmeyi daha da kötü bir hale getirir, hastalığın derinleşmesine neden olur. Romatizma hastalığında kullanılan bir ilaç grubunun ortak özelliği bağışıklığı baskılamasıdır. Siz gidip bağışıklık sistemini baskılarsanız vücudu her türlü hastalığa karşı savunmasız bırakırsınız. O zaman da hasta romatizmadan değil zatürreden, kanserden ölür. Sistemin bütününde sorun var. Tıp eğitimi ilaç reçete etmek üzerine kurgulanıyor. İlaçların yan etkileri ya gizleniyor ya da nadir görülen yan etkiler olarak lanse ediliyor. Beslenmenin sağlık üzerindeki belirleyici rolü önemsenmiyor, doktorlara beslenmenin nasıl olması gerektiği öğretilmiyor. İlaç sektörünün eksikliğinden ziyade sistemin yanlışlığı konuşulmalı ve bunun nasıl düzeltileceğine kafa yorulmalı. Çünkü bir hastalık için ölümcül yan etkileri olan bir ilaç reçete ediliyorsa bu ilacı bitkisel ekstrelerle, fitoterapi ile destekleseniz de fayda etmez.
Beslenmenin ve doğal yaşamın insan sağlığına etkilerini biliyoruz. Bunlar hasta bireylerin iyileşmesine hangi oranda katkı sağlıyor?
Öncelikle “doğal yaşam” tabirinizi ben müsaadenizle “doğal beslenme” olarak değiştireceğim. Çünkü şehri terk edip kendilerine doğada bir hayat kuran ama işlenmiş gıdalar tüketmeye, kötü beslenmeye devam eden çok insan tanıyorum. Doğal beslenme, yani besinleri mevsiminde ve fıtratına uygun bir şekilde tüketmek, tereyağından korkmamak, soğuk sıkım zeytinyağı gibi şifalı besinleri sofranızdan eksik etmemek, serbest gezen tavuğun etini, yumurtasını yemek vücudunuza ihtiyacı olan gıdayı verir. Hele bir de yoğurdunuzu mayalıyor, turşunuzu kuruyor, sofranızı katkı maddeleriyle, kimyasallarla kirlenmiş gıdalardan uzak tutuyor, bitkisel kürlerden faydalanıyorsanız zaten hastalıklara karşı dirençli olursunuz. Her zaman söylerim vücut kendini iyileştirmeyi, kendini tamir etmeyi bilir, siz yeter ki ona ihtiyacı olan besini verin. Siz yeter ki onu besin diye yutturulan toksik yiyeceklerle zehirlemeyin. Bunlar hastalıkları önlemede, bağışıklığı güçlendirmede son derecede önemlidir.