Yeşilay Dergisi-Temmuz-2013-954.Sayı-Bağımlılıklarla Mücadelede Çocuk Becerilerinin Geliştirilmesi - page 20

dan bahsediyor ve bunun artık kendisini üzmedi-
ğini söylerken gülüyor olabilir ama sesindeki tit-
remeden gerçek hisleri anlaşılabilir. Ayrıca yüzde-
ki duygu ifadesini saklamak vücuttakini saklamak-
tan zordur. Depresif durumdaki bir kişi dik durabi-
lir ama yüzü üzüntüyü sıklıkla ele verecektir.
Çocuklarda duyguları ifade etme becerisi
gelişimi için neler yapılabilir?
Bir insanın baskın olarak hangi duyguları yaşaya-
cağı, nasıl ifade edeceği ve duygularını nasıl de-
netleyeceği çok büyük oranda bebeklik dönemin-
de şekillendiği için özellikle 0-3 yaş dönemi çok
önemlidir. Bu dönemde annenin (birincil bakım
verici diğer biri de olabilir) bebeğin ihtiyaçlarını
fark etmesi, uygun karşılıklar vermesi ve bebeğin
sıkıntısını olabildiğince azaltması bebekte baskın
olarak olumlu duygular gelişmesini sağlayacaktır.
Genetik ya da diğer nedenlerle özellikle duygusal
gelişim sorunu yaşayan bebeklerin bu desteğe çok
daha fazla ihtiyacı vardır.
Zamanla çocuk özellikle dil becerileri de ka-
zandıkça duygularını kelimelerle eşleştirmeye
başlayacağından 2-3 yaş döneminde çocukların
duyguları tanıması için uygun bir dönemdir. Kreş
ortamında ya da evde örneğin duyguları tanıtan
kartlarla, yüz ifadeleri öğretilebilir. Aynı renkler-
de olduğu gibi ana duygular (öfke, sevinç, üzüntü,
kaygı, tiksinme) önce, ara duygular ise daha sonra
öğrenilebilir. Çocuğun günlük hayatında yaşadı-
ğı her deneyim duygularını fark etmesi ve uygun
bir şekilde ifade etmesini öğrenmesi için bir fır-
sat sunar. Örneğin, kreşte arkadaşı elinden oyun-
cağını aldığında hissettiği duygunun “öfke”, “kız-
gınlık”, “haksızlığa uğrama” olduğunu öğrenen bir
çocuk, bu duyguyu fark edip, kendi kendine tanı-
maya başladığında, gidip arkadaşına vurmak ye-
rine sözlerle, konuşarak hakkını savunmanın yol-
larını arayabilir. Bunun için de yerinde ve zama-
nında bir öğrenme sürecine ihtiyaç duyar. Diğer
bir deyişle, kreşte öğretmeni bu durumu fark etti-
ğinde hemen yaklaşıp, beden dili ve sözlerle duy-
gu eğitimi verebilir ve uygun yaklaşımı prova et-
mesine yardımcı olabilir.
Oyun ortamı küçük yaşta öğrenme sürecinin
en önemli ortamıdır. Yaş büyüdükçe çocuklarla
duyguları hakkında daha derinlemesine konuşu-
labilir. Yaşanan olaylarla ilgili oluşan düşüncelerin
duygulara neden olduğu ve sonunda o duyguların
bizi bazı davranışlara sürüklediği çocuklara öğre-
tilebilir. Olay- düşünce- duygu- davranış denkle-
mi örneklerle anlatılabilir. Aslında erişkin dönem-
deki bireylerin büyük bir bölümü bile olaylar son-
rasında verdikleri davranış tepkilerinde düşünce
Kapak
1...,10,11,12,13,14,15,16,17,18,19 21,22,23,24,25,26,27,28,29,30,...68
Powered by FlippingBook